Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Yunan medyasında Türkiye ve S-400 iddiası: ABD, füzeleri İncirlik’e götürmeyi teklif etti

Yayınlanma

Yunanistan gazetesi Kathimerini’nin edindiği bilgilere göre, ABD yaz aylarında Türkiye’nin Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almasına ilişkin sorunun çözümü için, Türkiye’nin füzeleri kendi topraklarında tutmasına resmen izin verecek fakat esasen kontrolünü ABD’ye devredecek ayrıntılı bir teklif sundu.

Daha önce bilinenden daha ileri bir aşamada olduğu anlaşılan görüşmeler kapsamında üst düzey ABD’li yetkililer Rus sistemlerinin İncirlik üssünün ABD kontrolündeki bölgesine nakledilmesi önerisini gündeme getirdiler.

Bu şekilde Türkiye, Kathimerini’ye göre, “kendi açısından uluslararası bir utanç” anlamına gelecek bir geri adımdan kaçınırken, Rusya ile yaptığı sözleşmenin şartlarını ya da olası bağlayıcı maddelerini de ihlal etmemiş olacak.

Habere göre konunun karmaşıklığına rağmen, her iki taraf da ilgili görüşmelerin başarılı bir sonuca ulaşmasını istiyor gibi görünüyor, zira bu Washington ve NATO için önemli bir sorunu çözecek ve Ankara’nın F-35 savaş uçağı programına geri dönmesini sağlayacak.

“Amerikan tarafı teklifini temmuzda sundu”

American Enterprise Institute’ta (AEI) kıdemli araştırmacı ve eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, Kathimerini’ye böyle bir teklif olduğunu doğruladı. Buna göre Beyaz Saray ve Pentagon yetkilileri bu öneriyi temmuz ayında “çok üst düzey yetkililere” sundu.

Rubin, 1-2 Temmuz 2024 tarihlerinde Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında, Pentagon’un uluslararası güvenlik işlerinden sorumlu müsteşarı Celeste Wallander ile Başkan Joe Biden’ın özel danışmanı ve ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Avrupa’dan sorumlu kıdemli direktörü Michael Carpenter’ın Türk muhataplarıyla F-35 anlaşmasının yeniden canlandırılması konusunu görüştüklerini ileri sürdü.

Rubin, “F-35 programına yeniden girme karşılığında Türkiye’den S-400’leri ABD’ye teslim etmesini ya da İncirlik üssündeki ABD kontrolündeki bölgeye transfer etmesini talep ettiler,” diye konuştu.

Ziyaretten bir gün sonra ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Wallander ve Carpenter’ın Türk yetkililerle “ortaklığın artırılması için ilave alanlar ve uzun süredir devam eden savunma bağlarının artırılması hedeflerini” görüştüklerini bildirdi.

Kathimerini’nin iki taraf arasındaki müzakerelerin tam olarak ne durumda olduğuna ilişkin sorusuna Pentagon sözcüsü Javan Rasnake, “2019’dan bu yana Türkiye’ye S-400 sistemini satın alması ve bunun yasalarda yer alan sonuçları konusundaki tutumumuzu ilettik. ABD’nin bu konudaki pozisyonunda ya da mevzuatında herhangi bir değişiklik olmadı,” yanıtını verdi.

Türkiye teklifi reddetti ama New York’ta müzakereler sürecek

Fakat gerçekte, sistemlerin söz konusu yere nakline ilişkin bu planın sunulması ve bu yaz Kongrede başarısızlıkla sonuçlanan yasama girişimleri, S-400 meselesini çözme çabalarının tüm hızıyla devam ettiğini, değerlendirilmekte olan seçeneklerin çeşitlilik arz ettiğini ve ABD’nin tutumunda ya da mevzuatında olası değişikliklerin yakın olabileceğini gösteriyor.

Kathimerini’nin kaynaklarına göre Türkiye’nin yanıtı şu aşamada olumlu değil fakat görüşmelerin bu hafta New York’taki BM Genel Kurulu çerçevesinde devam etmesi bekleniyor.

Rubin, ABD’nin Türk muhataplarının teklifi reddettiğini ve S-400’leri “sadece Türkiye’deki kutuda tutacaklarını söylediğini” aktardı.

Kathimerini’nin iddiasında göre Washington’daki hissiyat, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerini sarsmaya devam eden ciddi sorunlara rağmen, S-400 meselesi çözüldükten sonra Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarının kaldırılması ve Ankara’nın F-35 programına yeniden dahil edilmesi konusunda ilerlemeye istekli olduğu yönünde.

Yunanistan, Türkiye’nin F-35 programına dönmesini istemiyor

Öte yandan haberde, Yunan tarafının “alarmda” olduğu ve Başbakan Kyriakos Mitsotakis’in 5 Eylül’de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede endişelerini ilettiği vurgulanıyor.

Kathimerini, Kongredeki Yunanistan yanlısı lobilerin konuyu yakından takip ettiklerini ve gelişmeler doğrultusunda stratejilerini değiştirmeye hazır olduklarını yazdı.

Daha önce Türkiye’ye askeri destek verilmesine karşı çıkan Cumhuriyetçi Kongre üyesi Gus Bilirakis, “CAATSA’nın hükümlerini zayıflatmaya ya da Türkiye’ye yaptırım istisnası sağlamaya yönelik herhangi bir girişim, ABD’yi ve Doğu Akdeniz’deki müttefiklerimiz Yunanistan ve Kıbrıs’ı düşmanlarımıza karşı daha savunmasız bırakacaktır. Türkiye’nin F-35 programında yeri yoktur,” dedi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English