Bizi Takip Edin

AMERİKA

Zelenski ABD’de: Ne umdu, ne buldu?

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin, bazı Beyaz Saray yetkilileri tarafından bile sürpriz olarak görülen ABD ziyareti tamamlandı.

Zelenski’nin önce trenle Polonya’ya geçtiği, oradan da uçakla ABD’ye gittiği ortaya çıktı.

CNN’e konuşan Ukraynalı kaynaklar, Rusya’nın Zelenski’ye zarar verme ihtimaline karşı ABD hükümetinden bazı üst düzey yetkililerle Ukrayna’nın Washington’daki elçilik personeline ziyaret konusunda bilgi verilmediğini söylediler.

Önce Başkan Joe Biden ile bir araya gelen Zelenski, daha sonra Washington’da Kongre’ye seslendi. 

Kongre’de Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile Sözcü Nancy Pelosi tarafından karşılanan Zelenski, ateşli sayılan bir konuşma yaptı.

Zelenski, Harris ile Pelosi’ye üzerinde cephedeki askerlerin imzalarının bulunduğu bir Ukrayna bayrağı verdi.

Zelenski, birlikte yaptıkları görüşmede ABD liderine Ukrayna askeri madalyası takdim etti.

‘Verdiğiniz para hayır işi değil, küresel güvenliğe yatırım’

Kongre’de yaptığı konuşmada Zelenski’nin üzerinde durduğu konu, ülkesine daha fazla yardım idi.

Kongre üyelerine “Paranız hayır işine gitmiyor,” diye seslenen Ukraynalı lider, Kiev’e desteğin “küresel güvenlik ve demokrasiye yatırım” olduğunu öne sürdü.

Zaman zaman Kongre üyelerinin ayağa kalkarak alkışladığı Zelenski’nin ağladığı görüldü. 

“Bu savaş dondurulamaz veya ertelenemez. Okyanus veya başka bir şeyin engelleyeceği umuduyla görmezden gelinemez,” diyen Ukraynalı lider, ABD’ye seslenerek, “Dünya size bağlı,” sözlerini sarf etti.

Dünyanın güvenini kazanma savaşında Rusya’yı yendiklerini iddia eden Zelenski, bu savaşı Ukrayna’nın yanı sıra ABD ve Avrupa’nın da kazandığını söyledi.

Toplarının olduğunu ama bunların yeterli olmadığını söyleyen Ukrayna lideri, ABD Patriotlarına işaret ederek, “Sizin Patriotlarınız şehirlerimize karşı Rus terörünü durdurursa, Ukrayna patriotları [vatanseverleri] da özgürlüğümüzü savunmak için tüm gücünü kullanır,” dedi.

Uluslararası düzenin restorasyonunun kendi görevleri olduğunu söyleyen Zelenski, Biden’a kendi ülkesinin 10 maddelik barış planını sunduğunu belirtti.

Konuşmanın yankıları: Cumhuriyetçilerin kafası karışık

ABD Kongresi’nde Ukraynalı liderin konuşmasını nasıl tepki vereceği merakla beklenen grup Cumhuriyetçilerdi.

Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi Sözcüsü Kaliforniya Senatörü Kevin McCarthy, konuşmadan sonra yaptığı yorumda, “Pozisyonum hiç değişmedi. Ukrayna’yı destekliyorum ama açık çek vermeyi asla desteklemedim. Herkesin, harcanan paranın sorumluluğuna sahip olduğundan emin olmak istiyoruz,” dedi.

Zelenski konuşması boyunca 18 kez ayakta alkışlanırken, Ukrayna’ya yapılan yardımlara şüpheyle yaklaşan iki Cumhuriyetçi senatör, Marjorie Taylor Greene ve Josh Hawley toplantıya katılmadı.

Colorado ve Florida’nın Cumhuriyetçi senatörleri Lauren Boebert ve Matt Gaetz ise Zelenski Kongre’ye girdiğinde ayağa kalkmadı ve konuşması sırasında başkanı nadiren alkışladı.

Zelenski’nin konuşması sonrasında basın mensuplarına açıklama yapan Gaetz, “Saygımdan dolayı katıldım, hemfikir olduğumdan değil,” dedi.

Ohio senatörü Warren Davidson ise Zelenski’nin Kongre’ye seslenmemesi gerektiğini düşünenlerden. Davidson, “Savaşı sınırlamayı denemeye odaklanmalıyız, onu genişletmeye değil”, dedi.

Bir başka Teksas senatörü Chip Roy da Zelenski’nin konuşmasını Demokratlar tarafından düzenlenen bir ‘siyasi tiyatro’ olarak nitelendirdi.

Brian Fitzpatrick ve önümüzdeki sene Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olması beklenen Teksas senatörü Michael McCaul ise Ukrayna’ya yardımı destekleyen isimlerden. Hatta McCaul, Biden yönetiminin “provokatif olmak konusunda çok endişeli olduğunu” ileri sürerek, “Yapmamız gereken şeyleri yapmayarak onların [Ukraynalıların] bu savaşı hızlı kazanmasını engelliyoruz,” diyor.

Cumhuriyetçiler Ocak ayında Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu alacağı için Ukrayna meselesindeki tutumları önem kazandı.

Biden ile Zelenski’den Putin’e salvolar

Kongre konuşmasından önce Zelenski ile görüşen Biden, ‘ne kadar sürerse sürsün’ Ukrayna’ya desteklerini sürdüreceklerini söyledi.

İkili, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da sert sözler söyledi. Zelenski, Putin ve Rusya ordusuna ‘terörist’ derken, Biden Rus liderin ‘insanlık dışı’ olduğunu söyledi.

Biden, Putin’in ‘bu gaddar savaşı durdurma niyetinin olmadığını’ açıkça gösterdiğini öne sürdü.

“Rusya kışı silah olarak kullanıyor: insanları donduruyor, açlıktan öldürüyor, birbirlerinden ayrı bırakıyor,” diyen Biden, “Başkan Zelenski, ABD Ukrayna’nın cesur halkıyla birlikte,” ifadelerini kullandı.

Hayaller ve hayatlar

Zelenski’nin ABD ziyaretinin kısmen başarılı olduğu görülüyor.

Biden, Zelenski ile ortak basın toplantısında, Pentagon’un Ukrayna’ya askeri yardımlarını kolaylaştırmak için Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nı imzalayacağını söyledi. Bu yasa harekete geçirilince, savunma bakanlığı Ukrayna’ya mühimmat ve kritik ekipman teminini hızlandıracak.

Biden bunun yanı sıra, 1,85 milyar dolarlık güvenlik yardım paketine de imzasını attı. Bu pakette, doğrudan ekipman transferlerinin yanı sıra Ukrayna silahlı kuvvetlerine ihtiyaç duyduğu mühimmatın bir kısmı da verilecek.

Paket kapsamındaki en önemli unsur, Kiev’in uzun süredir beklediği Patriot füzeleri. Biden, Ukraynalı askerlerin Patriotları kullanmak üzere eğitime tabi tutulacağını da açıkladı.

Öte yandan Patriot füzelerinin Ukrayna için bir dönüm noktası olup olmayacağı tartışma konusu. Rusya’nın savaş uçağı ve drone saldırılarına karşı savunma kapasitesini artıracağı açık olan Patriotlar, Kiev yönetiminin arzuladığı uzun menzilli saldırı silahlarının yerini tutmayacak.

ABD, Kiev’in uzun süredir istediği ve savaşı Rusya topraklarına ve Kırım’a götürecek uzun menzilli saldırı silahlarını temin etmekten kaçınıyor. 

Öte yandan Patriotların işler hale gelmesinin de önümüzdeki bahar aylarını bulabileceği söyleniyor. Ukrayna ordusunun envanterinde Rusya ve İran drone’larını engelleyebilecek kapasite bir hava savunma sistemi hâlâ bulunmuyor.

Ayrıca Washington’un Kiev’e gönderdiği savunma sistemi, yalnızca bir bataryada sekiz fırlatıcıdan oluşuyor. Dolayısıyla Patriot, Ukrayna’ya yalnızca bir bölgede savunma şansı verecek.

Rusya’nın Ukrayna’nın kritik altyapısına saldırılarda kullandığı kamikaze drone’larla bunları tespit edecek Patriot durdurucularını maliyeti arasında da büyük farklar var. Tek bir Patriot durdurucusu 3 milyon dolarken, İran’ın Rusya’ya verdiği Shahed-136 kamikaze İHA’larının tahmini değeri bunun yalnızca 100’de 1’i.

Kiev, ABD’den uzun menzilli füzelerin yanı sıra tank, SİHA ve savaş uçağı da istiyor. ABD’nin bu silahları Ukrayna’ya vereceğine dair henüz bir sinyal yok.

Dolayısıyla Zelenski’nin ABD ziyareti, ses getirmesi anlamında başarı kazansa da şimdilik askeri sahada büyük bir değişiklik yaratacak gibi görünmüyor. Bununla birlikte, Joe Biden’ın imzalamaya hazırlandığını duyurduğu 45 milyar dolarlık acil yardım paketi, Ukrayna’nın savaşı sürdürmesine bir hayli yardımcı olacak.

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English