Bizi Takip Edin

Amerika

Zuckerberg, Meta’ya yönelik antitröst davasında hakim karşısına çıktı

Yayınlanma

Mark Zuckerberg bu hafta Meta’yı Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) şirketin Instagram ve WhatsApp satın almalarını iptal almayı amaçlayan anti-tekel davasına karşı savunmak için yaklaşık 10 saatini harcadı.

Meta CEO’su Zuckerberg mahkemede verdiği ifadede, “Yeni bir uygulama inşa etmek zordur. Instagram’ın [kamera işlevlerinde] Facebook’tan daha iyi olduğunu düşündüm, bu yüzden onları satın almanın daha iyi olacağını düşündüm,” dedi.

FTC’nin ana argümanı Meta’nın rekabet etmek yerine rakiplerini satın aldığı yönünde. Komisyonun avukatı, Zuckerberg’in 2018’de antitröst zorluklarının ortasında Instagram’ı sattığını savundu.

Meta ise, liderinin geçmişteki niyetlerinin önemsiz olduğunu çünkü FTC’nin davasının kusurlu olduğunu savunuyor.

FTC, Instagram gibi platformların bağımsız büyük rakipler haline gelebileceğini söyleyerek Meta’nın dağıtılması için bastırıyor.

Zuckerberg, Meta’nın TikTok’u ilk başta ciddiye almadığını, fakat ByteDance’ın uygulamasının “en büyük rekabet tehdidi” haline geldiğini söyledi.

Meta’nın savunmasının önemli bir kısmı TikTok, YouTube, X ve hatta LinkedIn ile rekabet içinde olduğunu iddia etmesi. FTC, bu uygulamaların yayın platformları olduğunu, Instagram, Facebook ve WhatsApp’ın ise arkadaştan arkadaşa sosyal medya ağları olduğunu savunuyor. Komisyona göre bu bağlamda Meta’nın ABD’deki tek rakibi Snapchat.

Wall Street Journal’a göre Zuckerberg geçen ay FTC Başkanı Andrew Ferguson’u arayarak davayı çözmek için 450 milyon dolar teklif etti.

FTC tarafından sunulan e-postalarda Zuckerberg’in Instagram’ın 2012’deki hızlı büyümesi ve her ikisi de Meta tarafından satın alınmadan önce WhatsApp’ın mesajlaşma alanındaki hakimiyeti konusundaki endişelerini dile getirdiği görülüyor.

2018 yılına ait e-postalar, Zuckerberg’in gelecekteki düzenleyici incelemeyi öngördüğünü ve hatta şirketin satın almalarını bölme olasılığını düşündüğünü gösteriyor.

Birkaç hafta sürecek olan antitröst davasında Sheryl Sandberg ve Instagram’ın kurucu ortağı Kevin Systrom gibi sektörün önemli isimlerinin de ifadeleri alınacak.

Mahkeme FTC lehine karar verirse, ikinci aşamada iddia edilen tekelin nasıl ortadan kaldırılacağı belirlenecek.

FTC davayı ilk olarak Trump’ın ilk yönetiminin son haftalarında açmış ve (şirketin o zamanki adıyla) Facebook’un sırasıyla 2012 ve 2014 yıllarında Instagram ve WhatsApp’ı satın alarak ve üçüncü taraf geliştiricilere kısıtlamalar getirerek rekabeti yasadışı bir şekilde engellediğini savunmuştu.

2021 yılında ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı James Boasberg davayı “yasal açıdan yetersiz” bularak reddetmişti fakat FTC, Meta’yı “hakimiyetini sürdürmek için yasadışı bir satın al ya da göm planına” başvurmakla suçlayan daha ayrıntılı bir dava sunmak üzere davayı değiştirmişti.

Boasberg şikayetin devam etmesine izin verdi ve Meta’nın daha sonra özet karar için yaptığı başvuruyu büyük ölçüde reddetti. Davada tek karar verici olarak da duruşmaya başkanlık edecek.

Boasberg aynı zamanda Trump yönetimiyle de Yabancı Düşmanlar Yasası uyarınca sınır dışı işlemlerinin derhal durdurulması yönündeki emrine açıkça karşı geldiği için çatışıyor; dün, yönetimin emre karşı geldiğine inanmak için “olası bir nedeni” olduğunu söyledi ve bir “saygısızlık” soruşturması açmakla tehdit etti.

Amerika

ABD, Ukrayna’ya askeri yardım bütçesini kısma kararı aldı

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi kapsamındaki harcamaların azaltılacağını duyurdu. Hegseth, Trump yönetiminin çatışmaya farklı baktığını ve müzakere yoluyla barışçıl bir çözümü desteklediğini belirtti.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Washington’un, Amerikalı üreticilerden silah alımını öngören Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi (USAI) kapsamındaki harcamaları azaltacağını duyurdu.

Associated Press haber ajansının aktardığına göre Hegseth, Temsilciler Meclisi’ndeki bir oturumda konuya ilişkin bir soruya, “Bu bütçe azaltılacak,” yanıtını verdi.

Hegseth, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi hakkında konuşurken, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin “bu çatışmaya tamamen farklı bir bakış açısına” sahip olduğunu hatırlattı.

Bakan, “Özellikle sayısız küresel zorluk göz önüne alındığında, müzakere yoluyla barışçıl bir çözümün her iki tarafın ve ülkemizin de çıkarına olduğuna inanıyoruz,” ifadelerini kullandı. Savaşın başlangıcından bu yana ABD, Ukrayna’ya 66 milyar dolardan fazla yardım sağlamıştı.

Yeni Beyaz Saray yönetimi, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna’ya askeri yardım tahsis etmedi. ABD’de mali yıl 1 Ekim’de başlayıp 30 Eylül’de sona eriyor.

Ukrayna’nın Patriot talebi

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Georgiy Tıhiy, 10 Haziran’da yaptığı açıklamada, ülkesinin bir önceki Beyaz Saray yönetimi tarafından tahsis edilen silahları almaya devam ettiğini ve yeni sevkiyatlar için de görüşmeler yürüttüğünü belirtmişti.

Tıhiy, önceliğin şehirleri Rus balistik füzelerinden korumak için gerekli olan Patriot hava savunma sistemleri olduğunu vurgulamıştı.

Bu talebi ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da teyit ederek, söz konusu silahların tedarikinde sıkıntı yaşandığını kaydetmişti. Rubio’ya göre Washington, NATO müttefiklerini kendi stoklarındaki Patriot sistemlerini Kiev’e devretmeye “çağırıyor” ancak “bu ülkelerin hiçbiri” sistemlerini paylaşmak istemiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise Amerikalılardan 15 milyar dolara 10 adet Patriot sistemi satın almaya hazır olduklarını açıklamıştı.

Almanya Savunma Bakanlığı’nda silah sevkiyatlarını denetleyen Tümgeneral Christian Freuding, haziran başında yaptığı bir açıklamada, Trump’ın yeni sevkiyatlara izin verip vermeyeceği veya en azından üçüncü ülkelerin Kiev için alım yapmasına olanak tanıyıp tanımayacağı sorusunun belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

Bununla birlikte Freuding, Avrupa’nın genel olarak ABD’nin yardımı olmadan da Ukrayna’yı destekleyebileceğini vurguladı. İstisnalar arasında ise istihbarat, gözetleme ve keşif verileri, hava savunma sistemleri ve Amerikan silahlarına ait yedek parçalar bulunuyor.

Daha önce Pentagon, Ukrayna ordusunun Rus insansız hava araçlarıyla mücadelede kullandığı füzelerin tapalarını, Kiev için satın alınmış olmasına rağmen vermemişti.

Hegseth, bu bileşenlerin neredeyse hiçbir gerekçe göstermeden Orta Doğu’daki ABD Hava Kuvvetleri birimlerine yönlendirilmesi emrini vermişti.

Hegseth ayrıca, Ukrayna’ya askeri yardımın görüşüldüğü Ramstein formatındaki son toplantıya da katılmamıştı.

Bakan, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez 50 ülkeden oluşan koalisyonun toplantısını es geçmiş oldu.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump yönetiminden Los Angeles’ta sıkıyönetim hazırlığı

Yayınlanma

Trump yönetiminin Los Angeles’taki göçmen protestocularına karşı ABD Deniz Piyadelerini görevlendirmesinden bir gün önce, ABD İç Güvenlik Bakanı (DHS) Kristi Noem, Savunma Bakanı Pete Hegseth’ten “kanunu ihlal edenleri” gözaltına almak veya tutuklamak için orduya talimat vermesini istedi. 

San Francisco Chronicle’ın (SFC) elde ettiği, Noem’in Hegseth’e pazar günü gönderdiği mektupta, Pentagon’dan “Savunma Bakanlığı güçlerine, federal tesislerde olduğu gibi, 18. maddeye göre kanunu ihlal edenler tutuklanana ve federal kolluk kuvvetleri tarafından işlem yapılana kadar gözaltına almaları veya tutuklamaları talimatı verilmesi” isteniyordu.

Noem mektubunda Hegseth’ten “drone gözetleme desteği”nin yanı sıra Los Angeles’ta silah ve lojistik yardım da talep etti.

İç amaçlarla insansız hava araçlarının askeri kullanımı bir dizi kısıtlamaya tabidir ve büyük ölçüde eğitim ve afet müdahalesiyle sınırlı.

Savunma Bakanlığı politikasına göre, ordu federal veya eyalet yetkililerinin talebi üzerine sınırları içinde insansız hava araçlarını kullanabilir, fakat bu kullanım bakanın onayı ile mümkün.

Federal kurumlar, George Floyd’un öldürülmesinin ardından Black Lives Matter protestolarını izlemek için askeri insansız hava araçlarını kullanmıştı.

Noem, mektubunda Hegseth’ten Fort Benning ve Wyoming’den “lojistik destek ve mühimmat nakliyesi” de talep etti. Mektupta hangi silahların gerekli olduğu ve neden bu iki yerden talep edildiği belirtilmedi.

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Federal yasalar, ordunun iç güvenlik görevlerinde yer almasını genel olarak yasaklıyor. İki hukuk uzmanı, SFC’ye verdikleri demeçte, Noem’in talebinin kabul edilmesi için yönetimin 1792 tarihli Ayaklanma Yasasını (Insurrection Act) yürürlüğe koyarak bu yasaları atlatması gerekeceğini söyledi.

Yasa, ABD başkanına, sivil kargaşa, isyan ve silahlı ayaklanmanın bastırılması gibi belirli durumlarda, ABD ordusunu ülke çapında konuşlandırma ve eyaletlerin Ulusal Muhafız birimlerini federalleştirme yetkisi veriyor.

1792 tarihli Ayaklanma Yasası en son 1992 yılında Los Angeles’ta çıkan ayaklanmalarda, California’nın o dönemki valisi Pete Wilson’ın Başkan George H.W. Bush’tan askeri yardım talep etmesiyle uygulanmıştı.

Öte yandan İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü salı günü, Noem ve Hegseth’in Başkan Trump ile görüşmesinin ardından talebin kabul edilmediğini belirterek, “Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi,” dedi.

Salı günü (10 Haziran), bu haberin yayınlanmasının ardından, İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü, Noem’in Hegseth’e bu talepte bulunduğunu doğruladı.

Sözcü, “Ayaklanmacılar DHS kolluk kuvvetlerine yönelik saldırılarını şiddetlendirirken, sokaklarda aktivistlerin davranışları giderek tehlikeli hale geldi. Bakan Noem, Bakan Hegseth’ten Los Angeles’taki askeri yetkililere ayaklanmacıları tutuklayarak kanun ve düzeni yeniden tesis etmeleri talimatını vermesini istedi,” dedi. 

Sözcü ayrıca, Başkan Trump ve Bakan Noem’in, “Amerikan şehirlerinin yerle bir olmasına ve kolluk kuvvetlerinin şiddetli saldırılara maruz kalmasına izin vermeyeceğini” de ekledi.

Ne var ki, 40 dakika sonra, DHS Chronicle’dan Sözcü McLaughlin’in ilk açıklamasını dikkate almaması ve yeni bir açıklama yayınlamasını istedi. 

Yeni açıklamada, “Bu mektup, İç Güvenlik Bakanı ve Savunma Bakanı’nın Başkan ile görüşmesinden günler önce gönderildi. Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi. Bu, kanun ve düzeni yeniden sağlamak için tüm hükümetin ortak yaklaşımıdır. Saldırı, alay ve şiddete karşı vatanseverlikle hareket eden askerlerimize ve kolluk kuvvetlerine minnettarız,” denildi.

Noem mektupta, ”Los Angeles’taki durumun çözülmesine yardımcı olmak için acil yardım talebi”nden bahsediyor ve ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanlarının bir dizi baskını protesto edenlerin oluşturduğu tehdidi tanımlamak için sert bir dil kullanıyor.

Noem, “Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE), Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) ve Federal Koruma Hizmetleri (FPS) bünyesindeki kolluk görevlilerimize ve ajanlarımıza destek verilmelidir. Bu görevliler, belirli yabancı terör örgütlerine mensup işgalcileri ve askerlik çağındaki erkekleri korumaya çalışan ve suçlu yabancıların sınır dışı edilmesini engellemeye çalışan saldırgan, şiddet eğilimli ve isyancı çetelere karşı savunma görevini yerine getirmektedir,” diyor.

Noem’in “terör örgütlerine” atıfta bulunarak neyi kastettiği açık değil. Geçmişte Trump yönetimi, çeteleri kastetmek için terör örgütleri terimini kullanmıştı.

Pazartesi günü itibarıyla Savunma Bakanlığı, 700 deniz piyadesi göndererek, göçmen protestolarını bastırmak için 2.000’den fazla California Ulusal Muhafızına katılması için şehre sevk etti.

Vali Gavin Newsom buna karşılık dava açtı ve asker gönderilmesini “uydurma bir kriz” ve “otoriterliğe doğru atılmış açık bir adım” olarak nitelendirdi.

San Francisco’dan Demokrat Senatör Scott Wiener, Noem’in askeri tutuklama talebinin “tarih boyunca şiddetli protestoların yaşandığı” bir ülkede “kaygı verici ve orantısız” olduğunu söyledi.

Wiener, “Bu demokrasiye ait bir şey değil, diktatörlüğe ait bir şey. ABD’de ordunun sivil yasaları uygulamadığına dair köklü bir gelenek var,” iddiasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Yayınlanma

ABD’nin California eyaletindeki Los Angeles’ta göçmen gözaltılarına karşı başlayan isyan şiddetlenirken, başka eyaletlerde de eylemler başladı.

Cuma ve cumartesi günleri (6-7 Haziran), Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza’ya (ICE) bağlı federal memurlar Los Angeles genelinde sokaklara ve işyerlerine baskın düzenleyerek kaçak göçmenleri tutuklayıp sınır dışı etmeye başladı.

Moda bölgesi olarak bilinen Ambiance Apparel’da büyük bir baskın düzenlendi ve Los kentin güneydoğusundaki Paramount’ta protestocular ile ICE ajanları arasında göz yaşartıcı gaz ve ses bombalarının kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandı.

Göçmen kenti Los Angeles’ta kolluk baskısı artmıştı

New Yorker muhabiri E. Tammy Kim’in aktardığına göre Little Tokyo’daki federal mahkeme binasına kayıt için gelen bazı göçmenler bodrum katına götürüldü, ardından minibüslerle bilinmeyen yerlere nakledildi.

İç Güvenlik Bakanlığı, mayıs ayı sonunda yapılan duruşmanın ardından gözaltına alınan ve Teksas’ın kırsal bölgesindeki bir hapishaneye nakledilen Torrance’daki dokuz yaşındaki bir ilkokul öğrencisinin sınır dışı edileceğini doğruladı.

Avukatların gözaltındakilere erişimi engellenirken, işçilerin “ırksal görünümlerine göre” gözaltına alındıkları öne sürüldü.

Los Angeles sakinlerinin üçte biri ABD dışında doğmuş ve yarısından fazlası evde İngilizce dışında bir dil konuşuyor. Los Angeles, bir “sığınak eyaletinde” bulunan bir “sığınak şehir”; bu nedenle yerel yetkililerin federal göçmenlik yetkilileriyle işbirliği yapması yasak.

Dolayısıyla göçmen savunucuları tarafından “adam kaçırma” veya “kayıp” olarak tanımlanan son gözaltı olayları, kısa mesajlar ve sosyal medya aracılığıyla yayılınca, binlerce kişi çeşitli kurumlardan gelen federal kolluk görevlilerinin faaliyetlerine karşı çıkmak için toplandı.

Otoyolu kapatan protestocularla kolluk güçleri arasındaki ilk çatışmalar da böyle başladı. Polisler dronlar, coplar, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle karşılık verdi.

Baskınlarda gözaltına alınan göçmenlerin akıbeti bilinmiyor

Ambiance Apparel deposunda silahlı göçmenlik görevlileri ve federal ajanlar tarafından düzenlenen baskında gözaltına alınan işçilerin ailelerinin gergin bekleyişi de sürüyor.

Göçmenler, gözaltına alınan aile fertlerinin durumundan haberdar olmadıklarını vurguluyorlar.

Örneğin The Guardian’da yer alan habere göre, babası Mario Romaro gözaltına alınan Yurien Contreras, pazartesi sabahı Los Angeles’ta düzenlediği basın toplantısında, “Babamı kelepçelediklerini, belinden ve ayak bileklerinden zincirlediklerini gördüm. Ailem ve ben babamla iletişim kuramıyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz,” dedi.

Contreras, babasının ve diğer işçilerin ajanlar tarafından “kaçırıldığını” söyledi ve “Babam ve diğer onlarca işçi için adil yargılanma talep ediyorum,” dedi.

Moda bölgesindeki baskınların ardından, yakınlardaki Paramount şehrinde de federal ajanlar Home Depot mağazasında işçileri kelepçeleyerek gözaltına aldı. Ajanlar, yakınlardaki Compton’da bir donut dükkanının önünde ve okulların çevresinde de görüldü.

Tutuklananların aileleri pazartesi günü Ambiance’ın önünde toplanarak sevdiklerinin serbest bırakılmasını talep etti. Gözaltına alınan işçilerden bazıları ailelerinin tek geçim kaynağıydı.

Öte yandan José Ortiz gibi diğerleri ise yıllardır Los Angeles’ın giyim bölgesinde işçiydi. Ortiz, Ambiance’da 18 yıldır çalışıyordu. Kızı Saraí Ortiz,  “O her zaman buradaydı. Sadık bir işçiydi. O, hayatını bu topluma ve işine adamış biriydi,” diye konuştu.

Gözaltına alınanların en az 14’ü Los Angeles Piskoposluk Diyosesi’nin üyeleriydi. Los Angeles piskoposu John Harvey Taylor, “Pentekost Günü’nde, piskoposluk kiliselerimizden birinin 14 üyesi bu sabah kiliseye gelemedi. Hükümet, onları evlerinde ailelerinin kollarından ve kilisede Mesih’in bedeninden kopardı,” dedi.

Aralarında sendika liderlerinin de bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı

Polis, Ambiance Apparel’da, Hizmet Çalışanları Uluslararası Sendikası’nın Kaliforniya şubesi başkanı David Huerta’yı ilk gün gözaltına aldı. Huerta 9 Haziran günü serbest bırakıldı.

LA Times’ın haberine göre Los Angeles Belediye Meclisi üyesi Ysabel Jurado’nun yardımcısı Luz Aguilar, ICE karşıtı bir protestoda bir polis memuruna “ölümcül silahla saldırdığı” şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra ücretsiz izne çıkarıldı.

Jurado ve ekibi yaptığı açıklamada, “İddialar son derece endişe verici ve bunları çok ciddiye alıyoruz,” dedi.

Ayrıca, daha önce rutin bir denetim biçimi olan, seçilmiş yetkililer ve göçmen hakları savunucularından oluşan bir heyetin mahkeme binasında gözaltıları görmesini engellediler.

İnsan Hakları için Göçmen Koalisyonuna göre, iki gün içinde federal ajanlar yaklaşık iki yüz göçmeni gözaltına aldı. İç Güvenlik Bakanlığı, yüz on sekiz kişinin gözaltına alındığını doğruladı.

Los Angeles’a Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı

Cumartesi gecesi geç saatlerde, Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller’ın “şiddetli ayaklanma” olarak nitelendirdiği olayı bastırmak için California Ulusal Muhafızları’ndan iki bin askerin görevlendirileceğini duyurdu.

Miller, X’te “Amerikan şehirlerinde işgali savunmak için dalgalanan yabancı bayraklar” olduğunu yazdı. Bölgedeki Meksikalı göçmenlerin bir kısmı eylemlerde Meksika bayrağı dalgalandırıyordu.

Demokrat Vali Gavin Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass bu emre itiraz edip durumu kendi başlarına halledebileceklerini söyledi.

Yine de, pazar günü sabahın erken saatlerinde, kentin çeşitli yerlerinde bir dizi yürüyüş ve miting düzenlenirken, 300 Ulusal Muhafız üyesi görev yerlerine intikal etti.

Ulusal Muhafızların bölgeye gelişine rağmen, eylemlere müdahale genellikle Los Angeles Polis Departmanı (LAPD) tarafından yapıldı. Helikopterler ve gözetleme dronları alçaktan uçarken LAPD otomobilleri, SUV’ler, kamyonlar, motosikletler ve daha sonra atlar da eylemcilere müdahale etti.

Pentagon bölgeye deniz piyadelerini gönderiyor

Öte yandan 10 Haziran itibariyle, Başkan Donald Trump’ın emriyle Ulusal Muhafızlara destek olmak için kente 700 deniz piyadesi gönderildi.

Kuzey Komutanlığının (Northcom) açıklamasına göre, komuta, ICE’nin baskınlarına karşı devam eden protestoların ortasında, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in hafta sonu boyunca konuşlanmaya hazır olmaları talimatını verdiği Deniz Piyade Taburunu harekete geçirdi.

California’nın Twentynine Palms üssünde bulunan 1. Deniz Piyade Tümeni, 7. Deniz Piyade Alayı, 2. Tabur’a bağlı yaklaşık 700 deniz piyadesi, federal personel ve mülkleri korumak için Los Angeles’a konuşlandırılmış olan Ulusal Muhafız birlikleriyle “sorunsuz bir şekilde entegre olacak” denildi.

Komuta, deniz piyadelerinin “gerginliği azaltma, kalabalık kontrolü ve güç kullanımı kuralları konusunda eğitildiklerini” belirtti.

Hegseth, X’te yaptığı bir paylaşımda, bu konuşlandırmayı federal memurlara ve binalara yönelik artan tehditlere bağladı. “Federal kolluk görevlilerine ve federal binalara yönelik artan tehditler nedeniyle, düzeni sağlamak için Camp Pendleton’dan yaklaşık 700 aktif görevdeki ABD Deniz Piyadesi Los Angeles’a konuşlandırılıyor,” diye yazan Hegseth, ardından Vali Gavin Newsom’a çatarak, “Gavin Newsom yapmasa bile, federal kolluk görevlilerini savunmak bizim görevimiz,” diye bitirdi.

California’nın Demokrat liderleri, bu kararı eleştirerek, yetkililerin protestocularla çatışmalar sırasında göz yaşartıcı gaz kullanmasına neden olan gerginliği daha da tırmandıracağını söylediler. Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kanun ve düzeni sağlamak için ne gerekiyorsa göndereceğiz,” dedi.

X’te yayınlanan bir açıklamada, Newsom’un basın ofisi, deniz piyadelerinin hareketini “ABD ordusunun en iyi birimini kendi vatandaşlarına karşı seferber etmek” olarak eleştirdi. Ofis, “Gerginliğin bu düzeye ulaşması tamamen haksız, yersiz ve eşi görülmemiş bir durumdur,” diye ekledi.

Trump’tan Vali Newsom’a ‘tutuklama’ tehdidi

Başkan Trump, ICE’ye karşı protestoları durdurmak için bu konuşlandırmanın gerekli olduğunu ısrarla vurguladı.

Bu, son 60 yılda bir ABD başkanının eyalet valisinin onayı olmadan eyalet Ulusal Muhafız birliklerini seferber ettiği ikinci vaka.

Trump pazartesi günü (9 Haziran) gazetecilere verdiği demeçte, “Sorun çıkaranlar profesyonel kışkırtıcılar. Onlar isyancılar. Kötü insanlar. Hapiste olmaları gerekir,” dedi.

Trump ayrıca Vali Newsom’un tutuklanmasını destekleyeceğini söyledi. Başkan bunu, “sınır çarı” Tom Homan ile Newsom arasındaki atışmaya istinaden söyledi. Newsom, “Gelin beni tutuklayın,” deyince, Homan, “Kimse yasaların üstünde değil. Sınırı aşanlar, suç işleyenler tutuklanabilir,” cevabını vermişti.

Fakat Newsom, Pentagon’u, eyalet içinde askerlerin konuşlandırılmasını haklı çıkarmak için “Amerikan halkına yalan söylemekle” suçladı ve durumun ancak ABD ordusu askerleri konuşlandırdıktan sonra şiddetlendiğini iddia etti.

Newsom, Trump yönetiminden Ulusal Muhafız birliklerini sokaklardan çekmesini resmen talep etti ve California eyaleti, yetkililerinin “yasadışı” olarak nitelendirdiği konuşlandırma nedeniyle Trump yönetimini dava etti.

Trump ayrıca, “Bakın, Gavin Newsom’u severim. İyi bir adam, ama son derece beceriksiz. Herkes biliyor. Tek yapmanız gereken, inşa ettiği küçük demiryoluna bakmak. Bütçenin yaklaşık 100 katı tutuyor,” dedi.

Protestolar diğer eyaletlere sıçrıyor

Los Angeles, California’da başlayan ICE karşıtı eylemler diğer eyaletlere de yayılmaya başladı.

Pazartesi günü Austin (Texas) şehir merkezinde, ülke genelinde göçmenlerin gözaltına alınmalarındaki artışını kınayan ve büyük ölçüde barışçıl geçen bir yürüyüş düzenlendi.

Texas’taki bir diğer kenti Dallas’ta da, Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert önlemlerini protesto etmek için düzinelerce kişi pankartlar ve bayraklar taşıyarak toplandı.

Polis, pazartesi günü New York’taki Trump Tower’ı işgal eden ve ICE’nin son baskınlarda gözaltına aldığı göçmenleri serbest bırakmasını talep eden bir grup protestocuyu gözaltına aldı.

Yine New York polisi, ICE’nin Lower Manhattan’daki bir mahkemede çok sayıda göçmeni gözaltına almasının ardından çıkan protestolarda yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Polise göre, aktivistler West Houston Caddesi yakınlarındaki Varick Caddesi’ndeki ABD Göçmenlik Mahkemesi önünde toplandığında 23 kişi gözaltına alındı. 18 kişi çağrı kağıdıyla serbest bırakılırken, diğer 5 kişinin durumu hemen bilinmedi.

Hell Gate’in haberine göre, gözaltına alınan göstericiler, ICE ajanlarının gözaltına alınan göçmenleri nakletmek için kullandıkları iki minibüsün önünü kesmeye çalışıyordu.

Cumhuriyetçiler polise saldırı suçlarının cezasını artırmak istiyor

Texas eyaleti Cumhuriyetçi Temsilci Tony Gonzales, Los Angeles’ta son zamanlarda yaşanan protestoların ardından polis memurlarına saldırı suçlarının cezasını ağırlaştırmayı amaçlayan bir yasa tasarısını yeniden meclise sunmaya hazırlanıyor.

Gonzales’in daha önce 2023 yılında sunduğu yasa tasarısı, “kolluk görevlilerine saldırı veya görevlerini yerine getirmelerini engelleme suçlarına hapis cezası ve para cezalarının artırılmasını” amaçlıyor.

Temsilci Gonzales’in 9 Haziran günü yaptığı basın açıklamasına göre tasarı, “Polis Hizmetlerine Yönelik Suçların Önlenmesi Yasası” (COPS Act) olarak adlandırılıyor.

Gonzales basın açıklamasında, “Bu hafta sonu Los Angeles’ta isyancılar tarafından çıkarılan kaos, barışçıl bir protesto olmaktan çok uzak, tam bir anarşi. Radikal aktivistler, görev başındaki Sınır Devriyesi ve ICE araçlarına zarar verdi ve bunun sonucunda yaralananlar oldu. Çok net bir mesajı vurgulamak zamanı geldi: Kolluk görevlilerine zarar verenler, ağır sonuçlarla karşı karşıya kalacaklar,” dedi.

Gonzales, COPS Yasasını bu hafta Kongreye sunacağını belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English