Diplomasi
Avrupa, Ukrayna’da ‘güvenlik garantisi karşılığında toprak tavizi’ planını tartışıyor

Ukrayna’nın Avrupalı müttefikleri, Kiev ile Moskova arasında toprak tavizlerini de içerebilecek müzakerelerle savaşın sona erdirilmesi şansını sessizce değerlendirmeye başladı.
Bu bağlamda, Rusya’nın bazı tavizler vermesi ve Ukrayna’nın güçlü güvenlik garantileri alması gerekecek ki bu da ülkenin askeri gücünü artırmaya yönelik yardımların devamını zorunlu kılabilir.
The Washington Post gazetesinin Avrupa ve NATO ülkelerinden 10 mevcut ve eski diplomatla yaptığı görüşmelere dayandırdığı haberine göre, Ukrayna’nın Avrupalı müttefiklerinden bazıları, görünürde tereddütsüz destek açıklamalarına rağmen, yavaş yavaş Ukrayna ile Rusya arasında müzakereler için zemin hazırlamaya başladı.
Diplomatlar, Ukrayna’nın muhtemel toprak tavizlerinden söz etmenin artık eskisi kadar rahatsız edici bir konu olmadığını, artık bu durumu “barış karşılığı toprak” yerine “güvenlik karşılığı toprak” şeklinde ifade ettiklerini belirtiyor.
Batılı bir yetkili, “Bu artık kesinlikle marjinal bir fikir değil,” diyerek görüşlerin değişmeye başladığını ifade etti.
AB makamları, olası barış görüşmelerinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek için askeri desteğin artırılması gerektiğini vurgularken, özellikle Donald Trump yönetiminin bir anlaşma müzakere etmeye başlaması halinde yaşanabilecek sürprizlerden kaçınmak istediklerini belirtiyorlar.
Gazeteinin kaynaklarına göre, geçen hafta Budapeşte’de AB liderlerinin katıldığı bir akşam yemeğinde Ukrayna’ya sağlanan parasal ve askeri desteğin devam etmesi gerektiği tartışıldı ve ABD’nin yardımlarını sona erdirmesi halinde Avrupa’nın nasıl finansman sağlayacağı üzerinde duruldu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi araştırma görevlisi ve NATO’nun eski genel sekreter yardımcılarından Camille Grand’a göre, Avrupa’da birçok kişi müzakerelerin beklenenden daha erken başlayabileceğini ve “her iki tarafın da bazı tavizler vermesini gerektireceğini” kabul ediyor.
Görüşmelere dair bilgi sahibi kaynaklara göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta Trump ile yaptığı 25 dakikalık görüşmede, Moskova’nın da anlamlı tavizler vermesinin şart olduğunu açıkça ifade etti.
Eski Estonya Başbakanı Kaija Kallas, Avrupa Parlamentosu’nda AB’nin yeni Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevine kabul edildiği 2015 Minsk Anlaşmaları’nın uygulanmadığını hatırlatarak basit bir barış anlaşmasının yeterli olmayacağını söyledi.
“Belki de kendimi yeterince açık ifade edemedim: Ben barıştan yanayım,” diyen Kallas, AB’nin Ukrayna’ya devrettiği savunma ve silah yardımlarındaki ‘son derece yetersiz yatırımları’ eleştirerek, “Rusya’nın son sömürgeci savaşını kaybettiği bir konumda olmamız gerekiyor,” diye ekledi.
Richard Haass: ABD, Ukrayna’da hedeflerini yeniden tanımlamalı
Diplomasi
Yunanistan, Türkiye’nin fonlara erişimine ‘casus belli’ şartı koştu

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis perşembe günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB savunma fonlarına erişimi için, Yunanistan’a karşı 30 yıldır sürdürdüğü “savaş tehdidini” kaldırması gerektiğini söyledi.
1995 yılında TBMM, Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki karasularını tek taraflı olarak 6 deniz milinin ötesine genişletmesini “savaş nedeni” (casus belli) ilan etmişti.
Yunanistan lideri, “Türkiye, Avrupa savunma finansman araçlarına erişim istiyorsa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın meşru endişeleri dikkate alınmalıdır,” dedi.
Mitsotakis, AB’nin yeni silah satın alma fonu Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) gibi projelere atıfta bulunarak, “Türk milli meclisinin meşhur casus belli’yi oylamasının üzerinden 30 yıl geçti. 30 yıl sonra, Türk dostlarımızdan bunu gündemden kaldırmalarını doğrudan istemenin zamanı geldiğini düşünüyorum,” dedi.
Mitsotakis, ikili ilişkilerin iyileştiğini gerekçe göstererek, bu mesajı yakında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ileteceğini söyledi.
Mitsotakis, haziran ayı sonunda Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde bu görüşmenin olabileceğini söyledi.
Atina, Avrupa savunma fonuna Ankara’nın erişimini engellemek istiyor
Yunan lider, AB’nin Türkiye gibi üçüncü bir ülkeyle yapacağı herhangi bir anlaşmanın, AB’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 212. maddesine göre tüm AB üye devletlerinin oybirliği ile kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu şart, Yunanistan ve Kıbrıs’a, 27 Mayıs’ta kesinleşecek olan SAFE yönetmeliği kapsamında Türkiye’nin savunma girişimlerine erişimini şart koşma konusunda koz verebilir.
SAFE, nitelikli çoğunluk oylamasıyla kabul edilirken, Yunanistan nihai metinde, özellikle “aynı görüşte” ifadesinin kullanılmasına dikkat çekerek bunun bir uzlaşma jesti olduğunu vurguladı.
Reuters’e göre, Yunanistan’ın Türkiye’yi AB savunma projelerinden uzak tutmaya çalıştığına ilişkin bir soruya, Türk Savunma Bakanlığından bir kaynak, Türkiye’nin Avrupa güvenliği için önemini göz ardı etmeye yönelik her türlü girişimin başarısız olacağına kesin gözüyle bakıldığını söyledi.
Kaynak, “İkili anlaşmazlıkları çok taraflı platformlara taşımak ve ülkemizi dışlamayı amaçlayan bir yaklaşım sergilemek, iyi niyetle atılmış bir adım olmadığı gibi akıllıca da değildir,” dedi.
Kaynak, ülkenin NATO üyeliği, savunma sanayii ve bölgesel kriz yönetimindeki rolünü gerekçe göstererek, “Türkiye, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin önemli bir parçasıdır,” dedi.
Türk yetkililer, savunma, terörle mücadele ve göç yönetimi alanlarındaki ortak çıkarları işaret ederek, AB üyeliğinin stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini yineledi.
Ankara ve Atina, deniz sınırlarının belirlenmesi amacıyla müzakerelere başlayıp başlayamayacaklarını araştırıyor. Mitsotakis, iki ülke arasında önümüzdeki aylarda üst düzey bir toplantı yapılacağını söyledi.
Diplomasi
Kremlin, Ukrayna ile görüşmelerin İstanbul’da yeniden başlamasını bekliyor

Bloomberg’in Kremlin’e yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Rusya, Ukrayna ile müzakerelerin devamı için Türkiye’yi en uygun yer olarak görüyor. Moskova’nın, görüşmelerin “teknik düzeyde” İstanbul’da yeniden başlamasını beklediği ve bu tercihin “başlangıca dönme” sinyali olarak yorumlandığı belirtiliyor.
Bloomberg‘in Kremlin’e yakın üç kaynağa dayandırdığı haberine göre Rusya, Ukrayna ile müzakerelerin devamı için Türkiye’yi en iyi yer olarak görüyor.
Ajansa konuşan kaynaklar, Kremlin’in müzakerelerin “teknik düzeyde” İstanbul’da yeniden başlamasını beklediğini ve Rus yetkililerin Vatikan’a gitme ya da yeni Papa XIV. Leo ile görüşme planlarının olmadığını belirtti.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey Avrupalı bir yetkili, Türkiye’nin ve 2022’deki başarısız müzakerelere katılan temsilcilerin seçilmesinin, Rusya’nın “başlangıca döndüğü” yönünde bir sinyal olarak değerlendirildiğini söyledi.
Bloomberg‘e konuşan kaynaklar, ABD’nin Ukrayna ile temas hâlinde olduğunu ve Moskova’ya, “gelecekteki müzakerelerde Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Vladimir Medinskiy gibi sertlik yanlılarının yer almamasını tercih edecekleri” yönünde sinyal verdiğini de sözlerine ekledi.
Öte yandan, The Wall Street Journal önceki gün, Moskova ve Kiev temsilcilerinin Haziran ayında Vatikan’da bir araya geleceğini duyurmuştu.
ABD Başkanı Donald Trump daha önce Vatikan’ın müzakereler için bir platform olma arzusunu dile getirmiş, Papa da buna hazır olduğunu teyit etmişti.
Avrupa Birliği (AB) kaynakları da Vatikan’ın bir sonraki müzakere turu için yer olarak tartışıldığını belirtmişti.
Daha önce Papa, Ukrayna’daki çatışmanın çözümünde arabulucu olmaya hazır olduğunu ifade etmişti.
Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitriy Peskov ise bir sonraki görüşmeyle ilgili somut bir anlaşma olmadığını belirtti.
Moskova ile Kiev, 16 Mayıs’ta İstanbul’da 2022’den bu yana ilk doğrudan görüşmelerini gerçekleştirmişti.
Ukrayna heyetine Savunma Bakanı Rüstem Umerov, Rus heyetine ise Medinskiy başkanlık etmişti. Taraflar, “1000’e 1000” esasına dayalı esir takası ve ateşkes koşullarının oluşturulması konusunda anlaşmaya varmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna ile “olası bir gelecekteki barış anlaşmasına ilişkin bir memorandum” üzerinde çalışmaya hazır olduklarını belirtmişti.
Putin, tarafların, barışçıl çözümün ilkeleri ve takvimi ile “ilgili anlaşmalara varılması durumunda belirli bir süre için olası ateşkes” gibi “bir dizi pozisyonu” belirlemesi gerektiğini ifade etmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise Kiev’in bu belgenin Rusya versiyonunu bekleyeceğini söylemişti.
Diplomasi
Telegram tarihinde ilk kez yıllık kâra geçti

Pavel Durov’un mesajlaşma uygulaması Telegram, 2024 yılında tarihinde ilk kez yıllık 540 milyon dolar kâr elde etti. Şirket, eski borçlarını ödemek için yaklaşık 1,5 milyar dolarlık yeni tahvil ihracı planlarken, kurucusu Durov’un Fransa’daki yasal sorunları halka arz için engel teşkil edebilir.
Pavel Durov’un sahibi olduğu mesajlaşma uygulaması Telegram, The Financial Times‘ın yatırımcılar için hazırlanan bir sunuma dayandırdığı haberine göre, 2024 yılında tarihinde ilk kez yıllık kâra geçerek 540 milyon dolar kazandı.
Dubai merkezli şirketin geliri, bir önceki yıl 343 milyon dolar iken 1,4 milyar dolara yükseldi.
Telegram, 2023 yılında 173 milyon dolar zarar açıklamıştı.
Telegram’ın gelirlerindeki bu keskin artışın, ücretli kullanıcı sayısındaki yükseliş, reklam gelirleri ve kripto para birimi Toncoin ile yapılan ortaklık projelerinden elde edilen gelirlerle bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Şirket, bu yıl gelirlerinin yüzde 46 artışla 2 milyar dolara ulaşmasını ve 720 milyon dolar kâr elde etmeyi öngörüyor.
Şubat ayı itibarıyla şirketin kripto varlıkları hariç 530 milyon dolar nakit varlığı bulunuyordu.
FT‘ye konuşan ve duruma aşina olan kaynaklar, mali göstergelerin, eski borçların ödenmesine yönlendirilmesi planlanan yaklaşık 1,5 milyar dolar tutarındaki yeni tahvil ihracı öncesinde potansiyel yatırımcılara sunulduğunu belirtti.
Kaynaklara göre, yeni tahvil ihracı yüzde 9 seviyesinde getiri öneriyor ve olası bir halka arz durumunda yüzde 20 indirimle hisse senedi satın alma imkânı sunuyor.
Gazetenin yatırımcılarla yapılan görüşmelere katılan muhataplarına dayandırdığı bilgilere göre, Telegram Yatırım Direktörü John Hyman, şirketin tüm mali hedeflerine ulaştığını söyledi.
Yatırımcı sunumunda ayrıca, Telegram’ın kendisini “konuşma yapay zekâsı” için en büyük açık platform olarak konumlandırdığı ve Elon Musk’ın xAI şirketiyle ortaklık kurduğu ifade ediliyor.
Bununla birlikte şirket, Durov hakkında Fransa’da yürütülen soruşturmanın halka arza engel teşkil edebileceğini de kabul etti.
Durov, Ağustos 2023’te Fransa’da gözaltına alınmıştı ve hâlen ceza davasında sanık konumunda bulunuyor.
Fransız makamları, platformun yasa dışı içeriklere karşı eylemsiz kaldığı iddiasıyla Durov’a suçlamalar yöneltmişti.
Telegram’ın kurucusu, geçen yıl mahkeme kararıyla Fransa’dan ayrılarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yerleşmişti ancak hakkındaki dava kapanmadı.
Hafta sonunda Durov, gözaltına alınmasını jeopolitik gelişmelere bağladı.
Durov, Fransız istihbarat şefi Nicolas Lerner’in seçimler öncesinde Romanya‘daki muhafazakâr hesapları engelleme talebini reddettiğini ve mahkemede ifade vermeye hazır olduğunu belirtti.
Fransız istihbaratı ise bu iddiaları yalanladı. Pazar günü Elon Musk, Durov’un Fransız istihbaratıyla yaşadığı olaya ilişkin paylaşımını 220 milyon takipçisine “Wow” yorumuyla aktardı.
Durov: Fransız istihbaratı Romanya, Moldova ve Ukrayna hakkında bilgi topluyor
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Amerika2 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan gerilimi: Geleneksel ve sınırlı bir askerî güç gösterisi oyunu
-
Dünya Basını2 hafta önce
Batı’nın Gazze sessizliği
-
Söyleşi1 hafta önce
‘Alman medyası hükümetin halkla ilişkiler departmanı gibidir’
-
Rusya2 hafta önce
Putin’in tarihi 9 Mayıs konuşması: “Muzaffer halka şan olsun!”
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanyasını başlattı