Diplomasi
Yunanistan, Türkiye’nin fonlara erişimine ‘casus belli’ şartı koştu

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis perşembe günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB savunma fonlarına erişimi için, Yunanistan’a karşı 30 yıldır sürdürdüğü “savaş tehdidini” kaldırması gerektiğini söyledi.
1995 yılında TBMM, Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki karasularını tek taraflı olarak 6 deniz milinin ötesine genişletmesini “savaş nedeni” (casus belli) ilan etmişti.
Yunanistan lideri, “Türkiye, Avrupa savunma finansman araçlarına erişim istiyorsa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın meşru endişeleri dikkate alınmalıdır,” dedi.
Mitsotakis, AB’nin yeni silah satın alma fonu Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) gibi projelere atıfta bulunarak, “Türk milli meclisinin meşhur casus belli’yi oylamasının üzerinden 30 yıl geçti. 30 yıl sonra, Türk dostlarımızdan bunu gündemden kaldırmalarını doğrudan istemenin zamanı geldiğini düşünüyorum,” dedi.
Mitsotakis, ikili ilişkilerin iyileştiğini gerekçe göstererek, bu mesajı yakında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ileteceğini söyledi.
Mitsotakis, haziran ayı sonunda Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde bu görüşmenin olabileceğini söyledi.
Atina, Avrupa savunma fonuna Ankara’nın erişimini engellemek istiyor
Yunan lider, AB’nin Türkiye gibi üçüncü bir ülkeyle yapacağı herhangi bir anlaşmanın, AB’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 212. maddesine göre tüm AB üye devletlerinin oybirliği ile kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu şart, Yunanistan ve Kıbrıs’a, 27 Mayıs’ta kesinleşecek olan SAFE yönetmeliği kapsamında Türkiye’nin savunma girişimlerine erişimini şart koşma konusunda koz verebilir.
SAFE, nitelikli çoğunluk oylamasıyla kabul edilirken, Yunanistan nihai metinde, özellikle “aynı görüşte” ifadesinin kullanılmasına dikkat çekerek bunun bir uzlaşma jesti olduğunu vurguladı.
Reuters’e göre, Yunanistan’ın Türkiye’yi AB savunma projelerinden uzak tutmaya çalıştığına ilişkin bir soruya, Türk Savunma Bakanlığından bir kaynak, Türkiye’nin Avrupa güvenliği için önemini göz ardı etmeye yönelik her türlü girişimin başarısız olacağına kesin gözüyle bakıldığını söyledi.
Kaynak, “İkili anlaşmazlıkları çok taraflı platformlara taşımak ve ülkemizi dışlamayı amaçlayan bir yaklaşım sergilemek, iyi niyetle atılmış bir adım olmadığı gibi akıllıca da değildir,” dedi.
Kaynak, ülkenin NATO üyeliği, savunma sanayii ve bölgesel kriz yönetimindeki rolünü gerekçe göstererek, “Türkiye, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin önemli bir parçasıdır,” dedi.
Türk yetkililer, savunma, terörle mücadele ve göç yönetimi alanlarındaki ortak çıkarları işaret ederek, AB üyeliğinin stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini yineledi.
Ankara ve Atina, deniz sınırlarının belirlenmesi amacıyla müzakerelere başlayıp başlayamayacaklarını araştırıyor. Mitsotakis, iki ülke arasında önümüzdeki aylarda üst düzey bir toplantı yapılacağını söyledi.
Diplomasi
Rusya, Almanya ile 1996 tarihli askeri anlaşmayı sonlandırma kararı aldı

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya ile 1996 yılında imzalanan askeri-teknik işbirliği anlaşmasını sonlandırma niyetinde olduğunu duyurdu. Moskova, karara gerekçe olarak Berlin yönetiminin ‘açıkça düşmanca’ politikalarını ve ‘giderek artan agresif militarist emellerini’ gösterdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya Federal Cumhuriyeti ile 14 Haziran 1996’da imzalanan askeri-teknik işbirliği anlaşmasını sonlandırma niyetinde olduğunu açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, bu kararın Berlin yönetiminin “açıkça düşmanca politikası” ve “giderek artan agresif militarist emelleri” nedeniyle alındığı vurgulandı.
‘Anlaşma anlamını ve pratik önemini yitirdi’
Bakanlıktan 19 Haziran 2025 tarihinde yapılan yazılı açıklamada, resmi olarak yürürlükte olan anlaşmanın mevcut koşullarda anlamını ve pratik önemini yitirdiği belirtildi.
Açıklamada, “Anlaşma, Almanya Federal Cumhuriyeti yetkililerinin açıkça düşmanca politikası ve Alman hükümetinin giderek artan agresif militarist emelleri nedeniyle oluşan mevcut Rus-Alman devletlerarası ilişkilerinin durumuna kesinlikle uymamaktadır,” denildi.
Bu doğrultuda Rus tarafının anlaşmadan çekilme niyetinde olduğu ve ilgili iç devlet prosedürlerinin yürütüldüğü bilgisi paylaşıldı.
‘Almanya durumu kışkırtıyor’
Açıklamada, Almanya yönetiminin kendi halkını “amaçlı bir şekilde Rusya karşıtı bir çizgide ideolojik olarak işlediği” ve “askeri-siyasi durumun tırmanmasını açıkça kışkırttığı” öne sürüldü.
Alman hükümetinin dış politika hedeflerine de değinilen açıklamada, “Almanya Federal Cumhuriyeti hükümeti, Rusya’nın hayati güvenlik çıkarlarını doğrudan etkileyen ölçüsüz dış politika hırslarıyla dolup taşıyor,” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama, “Almanya’nın askeri maceralarının sonuçları iyi bilinmektedir,” şeklindeki tarihi bir uyarıyla son buldu.
Rusya ile Almanya arasındaki ticari ilişkilerde tarihi kopuş
Diplomasi
Rutte, NATO’yu ‘DOGE’ ile tanıştırdı

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, büyük bir yeniden yapılanma çabasının bir parçası olarak ittifak içindeki istihdamı azaltmaya başladı.
Geçen ekim ayında NATO başkanı olarak göreve başlayan Rutte, Brüksel’deki genel merkezde iki bölümü kaldırmayı ve onlarca pozisyonu kesmeyi planlıyor.
“O temelde NATO’yu DOGE’liyor” diyen ittifak yetkilisi, bu yılın başlarında Elon Musk’ın önderliğinde ABD federal hükümetinde gerçekleştirilen radikal küçülme girişimine atıfta bulundu.
Daha önce haber yapılmayan bu yeniden yapılanma, NATO’ya şüpheyle yaklaşan ABD Başkanı Donald Trump’ın bir gün askeri ittifaktan ayrılabileceği endişelerinin yayıldığı ve Trump’ın katılacağı ve salı günü Lahey’de başlayacak kritik zirve öncesinde geliyor.
Reformlar, Ukrayna ve Orta Doğu’yu sarsan savaşlar ve Trump yönetiminin ABD’nin Avrupa’nın güvenliği konusunda gelecekte geri plana çekilebileceği yönündeki uyarıları ile karmaşık bir jeopolitik ve savunma ortamında gerçekleşiyor.
Rutte, Jens Stoltenberg’in on yıllık görev süresinin ardından geçen yıl görevi devraldığında, ilk konuşmasında NATO’yu iyileştirmek için “yapılacak işler” olduğunu duyurmuş ve “Benim görevim, ittifakımızı daha karmaşık bir dünyaya uyum sağlamaya devam etmesini sağlamak,” demişti.
Eski Hollanda başbakanı, ittifakın bürokrasisini yeniden yapılandırmak için hiç zaman kaybetmedi.
Son aylarda personeliyle iki iç toplantı düzenleyerek, NATO’nun uluslararası personel bölümlerinin sekizden altıya indirilmesi de dahil olmak üzere bir dizi değişikliği duyurdu.
Kaldırılacak bölümler, NATO’nun basın servisi olarak görev yapan Kamu Diplomasisi Bölümü ve ittifakın insan kaynakları departmanı olan İcra Yönetimi Bölümü.
Bu bölümlerin işlevleri büyük ölçüde diğer bölümler tarafından üstlenilecek. Fakat ittifakın üye ülkelerinin görüşleri alınarak genel sekreter tarafından atanan bölüm başkanları olan genel sekreter yardımcıları, doğrudan bilgi sahibi bir yetkilinin POLITICO’ya doğruladığı üzere, artık görevlerine devam etmeyecek.
Kamu Diplomasisi Bölümü Genel Sekreter Yardımcısı Marie-Doha Besancenot (Fransa) mart ayında görevinden ayrıldı ve yerine kimse atanmadı. İcra Yönetimi Bölümü başkanı Carlo Borghini (İtalya) de görevinden ayrılacak.
Başka bir yetkili POLITICO’ya, yeniden yapılanma kapsamında düzinelerce pozisyonun kaldırılacağını, ancak kesintilerin “çok yüksek görünmediğini” ve yeni personel alınacağını da ekledi.
Eski bir üst düzey NATO yetkilisi, Rutte’nin ittifakı yeniden yapılandırma planları hakkında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Bu, yeni bir genel sekreter geldiğinde olan bir şey,” dedi.
Eski üst düzey yetkili, Rutte’nin reformunun, Amerikan federal çalışanlarının neredeyse hiç uyarı yapılmadan işten çıkarılması ve ABD kurumlarının kapatılmasıyla sonuçlanan Musk’ın kötü şöhretli Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) girişimi kadar pervasız olmadığını söyledi.
Yetkili, “Bu, öncelikleri, mevcut yapıları ve süreçleri gerçekten anlayan içeriden insanlar tarafından yapılıyor. Bu yüzden DOGE’den çok daha uzun vadeli ve bilinçli bir süreç,” dedi.
NATO’nun merkezi Brüksel’de bulunuyor ve Rutte’nin sorumlu olduğu yaklaşık 1.500 uluslararası personel dahil olmak üzere yaklaşık 4.000 kişi çalışıyor.
Çoğu geçici işçi veya “geçici personel”; bunlar genellikle daha genç, altı aylık kısa süreli sözleşmeli kıdemsiz personel. İki mevcut yetkili, POLITICO’ya geçici pozisyonların sayısını azaltmak ve daha fazla pozisyonu kalıcı hale getirmek için belirgin bir değişim olduğunu söyledi.
Eski üst düzey NATO yetkilisi, “Geçici işlerden geçici işlere geçerseniz tutarlılık sağlamak zor,” diyerek, yüksek işgücü devri ve kısa süreli personele bağımlılığı azaltma konusundaki tartışmaların Rutte’den önce başladığını ekledi.
Eski yetkili, “Onlar inanılmaz yetenekli ve kendini işine adamış insanlar ve umarım deneyimleri ve halihazırda güvenlik iznine sahip olmaları nedeniyle uygun sözleşmeli pozisyonlara başvuru şansı bulurlar,” diye ekledi.
İttifak adına konuşan üst düzey bir NATO yetkilisi, personel kesintileriyle ilgili olarak “Genel Sekreter Rutte, etkili ve verimli bir NATO’ya bağlıdır,” ve “NATO karargahının operasyonlarını optimize etmek için bir yeniden yapılanma sürecini başlatmıştır,” dedi.
Yetkili, “Personelin görüşlerinin de alındığı ve müttefikler tarafından onaylanan yeniden yapılanma süreci devam etmektedir,” diye ekledi.
Diplomasi
Alman, Fransız ve İngiliz dışişleri bakanları Arakçı ile görüşecek

Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa dışişleri bakanları, beş gün süren İsrail bombardımanının ardından diplomatik atılım olabilecek bir görüşme için İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ile bir araya gelmeyi planlıyor.
Görüşme cuma günü (20 Haziran) Cenevre’de gerçekleştirilecek, fakat Tahran’dan kesin onay henüz gelmedi. Görüşme gerçekleşirse, Binyamin Netanyahu’nun İran’ın askeri ve nükleer tesislerine saldırı başlatmasından bu yana ilk yüz yüze diplomatik görüşme olacak.
Arakçı, bu hafta başında üç Avrupa dışişleri bakanıyla telefon görüşmesi yaptı, fakat şu ana kadar Donald Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmeyi reddetti ve İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ABD tarafından onaylandığını öne sürdü.
Arakçı, İran’ın İsrail’in saldırısı altında olduğu sürece Witkoff ile görüşmenin imkansız olduğunu söyledi.
Cenevre’de planlanan toplantı öncesinde, İngiliz bakan David Lammy, Washington’da ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile “Orta Doğu’daki mevcut durumun ele alınması” konulu görüşmelerde bulunacak. Toplantıya AB dışişleri şefi Kaja Kallas da katılacak.
ABD ile koordineli olarak gerçekleştirilecek cuma günkü görüşmelerin ana gündemi, İran’ın nükleer programını nasıl azaltmaya veya sonlandırmaya hazır olduğu olacak.
Çarşamba günü geç saatlerde sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda Arakçı, İran’ın kendini savunma amacıyla hareket ettiğini belirterek, “İran, her zaman kamuoyuna taahhüt ettiği şeyi eylemleriyle kanıtlamıştır: Nükleer silahlara asla sahip olmak istemedik ve istemeyeceğiz,” dedi.
Arakçı, İsrail ile yapılan görüşmeler hariç, İran’ın “diplomasiye bağlılığını sürdürdüğünü” yazdı ve “Daha önce olduğu gibi, ciddi ve ileriye dönük bir bakış açısına sahibiz,” diye konuştu.
Trump’ın gerilimi yükselten açıklamalarına karşın Fransızlar, İngilizler ve Almanlar diplomasiye ve gerilimin azaltılmasına zaman tanınması çağrısında bulundu. Üç ülke de resmi olarak İran’da “rejim değişikliği” çağrısında bulunmazken, bunun yerine İsrail’in “uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı” olduğunu söyledi.
Bununla birlikte Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, rejim değişikliğinin olabileceğini ve İsrail’in başkalarının “kirli işini” yaptığını söyledi.
Üç ülke, İran’ın dış denetime tabi olarak düşük saflıkta uranyum zenginleştirmesine izin veren 2015 yılında imzalanan İran nükleer anlaşmasının imzacıları.
Trump, 2018 yılında ülkesini anlaşmadan çekmiş; bir yıl sonra İran, anlaşmadan kısmen çekildiğini açıklamıştı.
Üç ülkeden hiçbiri bu tutumundan vazgeçtiğine dair kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadı. ABD, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını talep ediyor.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Asya1 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Görüş3 gün önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Diplomasi4 gün önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3