Bizi Takip Edin

Asya

Çin’in yüzde 5’lik büyüme hedefi tartışılıyor

Yayınlanma

Sıfır Kovid politikası sonrası dışa açılarak hızlı bir ekonomik toparlanmayı hedefleyen Çin, 2023 için yıllık GSYİH büyüme hedefini yaklaşık yüzde 5 olarak belirledi. Büyüme hedefini ıskalamak istemeyen Pekin’in, temkinli adımlar attığı ve ‘istikrar’ vurgusunu öne çıkardığı görülüyor.

Yüzde 5’lik hedef beklentilerin altında kalsa da, küresel ekonominin ve ABD gibi büyük ekonomilerin bu yıl daha da yavaşlaması öngörüldüğü için Çinli uzmanlar tarafından bu oranın gerçekçi ve iyi bir hedef olduğu belirtiliyor.

GSYİH büyüme hedefi, diğer ekonomik kalkınma hedefleriyle birlikte, Başbakan Li Keqiang tarafından pazar günü 14. Ulusal Halk Meclisi’nin ilk oturumunda sunulan “Hükümet Çalışma Raporu”nda yayınlandı.

Başbakan Li, çalışma raporu sunumunda, “Bu yıl ekonomik istikrara öncelik vermek ve istikrarı sağlarken ilerlemeyi sürdürmek esastır. Politikalar tutarlı ve hedefli olmalı ve kaliteli kalkınma için sinerji yaratacak şekilde daha koordineli bir şekilde yürütülmelidir” dedi.

Tüketimi genişletme önceliği

Li ayrıca, Çin’in tüketimin toparlanmasına ve genişlemesine öncelik vermesi gerektiğini vurguladı. Raporda, “iç talebi genişletme” birincil öncelik olarak belirlendi.

Diğer yandan, Başbakan, ülkede kullanılan yabancı sermayenin artırılmasının önemini vurguladı. Li, Çin piyasasının dışa açılmasının, farklı ülkelerden şirketlerin Çin’deki gelişimi için daha fazla fırsat sağlayacağını kaydetti.

Hükümet Çalışma Raporu, yeşil kalkınmaya geçişin devam etmesi gerektiğini vurgularken, bu yılın ana önceliklerinden biri olarak büyük ekonomik ve finansal risklerin önlenmesi ve etkisiz hale getirilmesine yer veriyor.

Raporda, 2023’te 12 milyon yeni kentsel iş yaratma hedefiyle istihdam için önceki yıla göre daha yüksek bir hedef belirleniyor.

IMF geçtiğimiz günlerde Çin için bu yıl yüzde 5,2 ve küresel büyüme için yüzde 2,9’luk bir GSYİH büyümesi tahmininde bulunmuştu.

Sürdürülebilirlik ve istikrar vurgusu

Çin Uluslararası Ekonomik Değişim Merkezi baş araştırmacısı Zhang Yansheng, Global Times’a konuyla ilgili verdiği demeçte, Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 5’lik hedefin üzerinde performans gösterebileceğini ve IMF’nin Çin’in ekonomik büyümesine ilişkin tahminlerini 5,8-6’ya yükseltmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

Yine Global Times’a konuşan Pekin Üniversitesi’nden bir ekonomist olan Cao Heping de, Çin’in ekonomik performansının, ülkenin güçlü büyüme ivmesi nedeniyle büyük olasılıkla hükümetin hedefini aşacağı değerlendirmesine katıldı.

Yetkililer Çin ekonomisinin Kovid kapanması sonrası hızla toparlanmaya başladığını düşünse de, sertleşen jeopolitik durum ve küresel ekonomik durgunluk endişe yaratıyor. Bu koşullarda büyüme için belirlenen temel ilkeler, “yüksek kaliteli kalkınma ve sürdürülebilir bir büyüme modeli arayışı” oldu.

Bu bağlamda toplantıda, dış ortamda artan belirsizlikle karşı karşıya kalırken kısa vadeli acil durum önlemleri ile orta ve uzun vadeli kalkınma stratejileri arasında “dengeli ve bütüncül bir yaklaşım benimseme” vurgusu yapıldı.

Küresel ekonomiye katkı

Ülkenin küresel ekonomik büyümeye katkısının da bu yıl yaklaşık yüzde 30’a geri dönmesi bekleniyor. Yakın tarihli bir IMF analizine göre, Çin’in büyüme oranı yüzde 1 puan arttığında, diğer ülkelerdeki büyüme yaklaşık yüzde 0,3 puan artıyor.

Uzmanlar, Çin’in bu yılki büyüme hedefinin, Vietnam ve Hindistan gibi sanayileşmenin erken bir aşamasında olan ülkeler dışındaki çoğu ekonomiyi muhtemelen aşacağını düşünüyor.

Diğer yandan, gelişmiş ekonomilerin ekonomik durgunluğa girip girmeyeceği ve bunun da Çin ihracatına olan talebe nasıl yansıyacağı konusu en büyük belirsizlik faktörü olarak görülüyor.

‘Mütevazı bir hedef’

Bloomberg analistleri ise, Çin’in yüzde 5’lik hedefini ‘mütevazı’ bulurken, büyük mali krizden çekinen Pekin’in tüketici odaklı bir toparlanmayı teşvik etmek için büyük teşviklerden kaçındığı ve bunun da dünya ekonomisine “daha az katkı” anlamına geldiği yorumunu yaptı.

Dünya Bankası eski Çin ülke direktörü Bert Hofman, iç tüketimi artırma hedefiyle ilgili, “Tüketimdeki bir toparlanma büyük olasılıkla büyümeye yol açacak” dedi ve ekledi “Ancak özel sektörü desteklemek için daha güçlü önlemler ortaya çıkana kadar ticari yatırımlar belirsiz kalabilir.”

Yerel yönetimlerin de altyapı harcamaları için büyük yatırımları azaltması bekleniyor. ING Bank Greater China baş ekonomisti Iris Pang, “Altyapı büyümesinin yavaş olması, diğer ülkelerdeki çelik ve çimento gibi endüstrileri de etkileyebilir çünkü Çin daha az emtia ithal edebilir” dedi.

Financial Times’a konuşan Brookings Enstitüsü’nden Eswar Prasad ise, “Bu büyüme hedefi, kükreyen büyüme çağının sona erdiğinin sinyalini veriyor” ifadesini kullandı.

Ekonomistlere göre, Çin hükümeti, büyümeyi ve özel sektörü destekleyen politikalar aracılığıyla hanehalkı ve iş dünyası güvenini artırma gibi zorlu bir görevle karşı karşıya.

Asya

Güney Kore’nin yeni başkanı Lee, ekonomik krize karşı işe koyuldu

Yayınlanma

Güney Kore’nin yeni başkanı Lee Jae-myung, perşembe günü ilk kabine toplantısını, durgun ekonomik büyümeyi ele almak ve hane halklarına yardım etmek için acil bir paket hazırlamaya odaklanarak gerçekleştirdi ve seçim kampanyasının en önemli vaatlerinden birini yerine getirmek için hızlı adımlar attı.

Devlet Başkanı Lee, Yoon Suk Yeol’un anayasaya aykırı olarak kısa süreli sıkıyönetim ilan etmesinin ardından görevden azledilmesi sonucu erken seçimlerden zaferle çıkarak çarşamba günü göreve başladı. Askeri yönetim girişimi, Yoon’un görevden alınmasına yol açtı ve Asya’nın dördüncü büyük ekonomisinde şok dalgaları yarattı.

Basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada Lee, aralık ayında Yoon’un görevden alınmasının ardından göreve gelen geçici hükümetin bıraktığı kabineye, halkın zor günler geçirdiği için işe koyulmak için kaybedecek zaman olmadığını söyledi.

Lee, yönetimde sürekliliği sağlamak için kabineyi ve ofis kadrosunu oluşturmak üzere acele ediyor.

Yeni lider, çarşamba günü cumhurbaşkanlığı ofisine girdikten sonra, bilgisayarların, yazıcıların ve hatta kalemlerin bile kaldırıldığını ve oranın “mezarlık” gibi sessiz olduğunu, oraya atanan hükümet yetkililerinin görev yerlerine geri gönderildiğini söyleyerek şaşkınlığını dile getirdi.

Lee, ekonomik toparlanmayı en önemli önceliklerinden biri haline getirdi ve büyümeyi desteklemek için en az 30 trilyon won (22 milyar dolar) tutarında mali harcamayı derhal başlatacağını taahhüt etti. Merkez bankası, mayıs ayında büyüme tahminini şubat ayındaki %1,5’ten bu yılın %0,8’ine düşürmüştü.

‘1997 Asya finansal krizinden daha zorlu bir dönem’

Lee, şu ana kadar sadece siyasi bir müttefiki ve deneyimli bir milletvekilini başbakan adayı olarak gösterdi. Başbakan olarak atanması parlamentonun onayını gerektiren Kim Min-seok çarşamba günü yaptığı açıklamada, ülkenin 1997 Asya finansal krizinden daha da zorlu bir ekonomik çalkantı ile karşı karşıya olduğunu ve bunun olumsuz dış faktörlerle daha da karmaşık hale geldiğini söyledi.

Kim, gazetecilere verdiği demeçte, “Bugün ekonomi düşüşe geçiyor ve durgunluk yaşıyor, bu yüzden durumun çok daha zor olduğunu düşünüyorum” dedi.

Önceki hükümet, otomobil, elektronik ve çelik gibi ülkenin ihracata bağımlı bazı önemli sektörlerini vuracak olan ABD’nin ağır gümrük vergilerini hafifletme konusunda çok az ilerleme kaydetmişti.

Analistler, Lee’nin, sıkıyönetim girişiminin ülkede bıraktığı derin izleri sarmaktan ABD’nin öngörülemeyen korumacı adımlarına karşı koymaya kadar, Güney Kore liderlerinin son on yılların en zorlu görevlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

Lee, çarşamba günü ilk resmi etkinliği olarak ülkenin en üst düzey askeri yetkilisiyle görüştü.

Güney Kore’nin yeni Başkanı Lee Jae-myung, ulusu birleştirme, ekonomiyi canlandırma, komşularla arayı düzeltme sözü verdi

Okumaya Devam Et

Asya

Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları, Japonya’da Suzuki Swift üretimini durdurdu

Yayınlanma

Nikkei‘nin perşembe günü edindiği bilgiye göre, Japon Suzuki Motor, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle parça sıkıntısı yaşandığı için Japonya’da kompakt Swift modelinin üretimini durdurdu.

Bu, Çin’in ihracat kontrollerinin bir Japon otomobil üreticisinin faaliyetlerini doğrudan etkilediği ilk vaka. Etkisi, Pekin’in vereceği tepkiye bağlı olarak diğer şirketlere de yayılabilir.

Elektrikli ve hibrit araçların motorları için hayati önem taşıyan nadir toprak metalleri, büyük ölçüde dünya üretiminin %70’ini karşılayan Çin’de üretiliyor.

Nisan ayında Çin hükümeti, ABD’nin Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerine misilleme olarak yedi tür nadir toprak metaline ihracat kısıtlamaları getirdi.

Suzuki, spor modeli hariç Swift modellerinin üretimini 26 Mayıs’tan 6 Haziran’a kadar askıya aldı. Şirket bunun nedenini açıklamadı. Çin’in ihracat lisanslarını geç vermesi nedeniyle parça tedariki gecikti.

Bazı Swift modellerinde yakıt tüketimini sınırlamak için basitleştirilmiş hibrit sistemler bulunuyor. Suzuki sadece hibrit sistemli modellerin üretimini durdurursa, üretim hattının verimliliği düşer. Bu nedenle şirket diğer modellerin üretimini de durdurmuş görünüyor.

Etkileri ABD ve Avrupa’da şimdiden hissedilmeye başladı. Mayıs sonunda, ABD’li otomobil üreticisi Ford Chicago’daki fabrikasında Explorer spor araçlarının üretimini geçici olarak durdurdu. Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA) de bazı otomotiv parça üreticilerinin fabrikalarını kapatmak zorunda kaldığını açıkladı.

Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu

Okumaya Devam Et

Asya

Japonya’da doğum sayısı yeni bir düşüş rekoru kırarak %5,7 azaldı

Yayınlanma

Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çarşamba günü açıkladığı rakamlara göre, 2024 yılında ülkede ikamet eden Japon vatandaşlarının toplam doğum sayısı 686.061 olarak gerçekleşti ve bir önceki yıla göre %5,7 azaldı. Kayıtların tutulmaya başlandığı 1899 yılından bu yana yıllık doğum sayısının ilk kez 700.000’in altına düştüğü belirtildi.

Bu rakam, hükümetin tahminlerinden 14 yıl önce gerçekleşti ve keskin düşüş, Japonya’nın nüfus azalmasını daha da ağırlaştırarak ülke ekonomisi ve sosyal güvenlik sistemine ek baskı yaratıyor.

Toplam doğurganlık oranı, yani her kadının doğurganlık çağının sonuna kadar doğuracağı çocuk sayısı, bir önceki yılın 1,20’sinden 0,05 puan düşerek 1,15’e geriledi ve üst üste üçüncü yıl yeni bir rekor düşük seviyeye ulaştı. Bu oran, nüfusun korunması için gerekli olan 2,07’nin oldukça altında kaldı. Bu oran 2005’ten 2015’e kadar 1,26’dan 1,45’e yükselmişti, ancak 2016’dan bu yana düşüş eğiliminde.

Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün Nisan 2023’te hazırladığı orta vadeli tahminlere göre, Japonya 2024 için 755.000 doğum ve 1,27 doğum oranı öngörmüştü. Yıllık doğum sayısının 2038’de 700.000’in altına düşeceği tahmin ediliyor.

2024 yılında evlilik sayısı bir önceki yıla göre %2,2 artarak 485.063’e yükseldi. Bu rakam, COVID-19 pandemisinin neden olduğu büyük düşüşün ardından iki yıl sonra ilk kez artış göstermiş olsa da, toparlanma zayıf kaldı. Toplam sayı, ikinci yıl üst üste 500.000’in altında kaldı ve savaş sonrası en düşük ikinci rakama ulaştı.

2024 yılında ölüm sayısı %1,9 artarak 1.605.298’e yükseldi. Doğumlar ile ölümlerin farkı olarak hesaplanan doğal azalma da 919.237 ile rekor seviyeye ulaştı. Bu rakam, bir önceki yıla göre yaklaşık 70.000 daha fazla olup, batı Japonya’daki Kagawa eyaletinin nüfusu olan yaklaşık 916.000 kişiye eşittir.

Hızlı nüfus azalması, Japonya’nın ekonomik geleceğine gölge düşürüyor. Çalışma çağındaki nüfus (15-64 yaş arası bireyler) azaldıkça işgücü sıkıntısı giderek daha ciddi hale geliyor. Son yıllarda daha fazla kadın ve yaşlı işgücüne katılmış olsa da, bu eğilim doğum oranındaki düşüşü telafi etmeye yetmeyecek.

Japonya’nın işgücü nüfusu 2023 yılında 69,25 milyondu. Tokyo merkezli Dai-ichi Life Research Institute’da ekonomist olan Takuya Hoshino’ya göre, işgücü sayısının 2035’ten itibaren azalmaya başlayarak 2050’de 62,87 milyona düşmesi bekleniyor. Hoshino, “İşgücü sıkıntısı daha da kötüleşecek ve sağlık hizmetleri, yaşlı bakımı ve lojistik gibi hizmetlerin sürdürülmesi son derece zor hale gelecek” dedi.

Nüfusun azalmasının, tüketici talebini zayıflatacağını ve şirketleri sermaye harcamalarını kısmaya zorlayacağını söyledi.

Ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. Sosyal yardımların mevcut düzeyde sürdürülmesi için, bugünkü ve gelecekteki çalışanların daha fazla katkı yapması gerekecek. Genç nesillerin yükünü hafifletmek için, ülke sosyal yardım ve hizmetleri kısmak zorunda kalabilir.

Henüz yeni doğan sayısında herhangi bir tersine dönüşün işareti yok. Bu yılın Ocak-Mart döneminde, yabancılar da dahil olmak üzere doğum sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,6 düştü.

1990’larda Japonya’da yıllık yaklaşık 1,2 milyon doğum gerçekleşiyordu ve bu bebekler şu anda çocuk doğurma çağındadır. 2000’lerin ortalarında doğum sayısı 1,1 milyonun altına düştü ve sonraki on yılda 1 milyonun altına indi. Japon hükümeti, bu eğilimi tersine çevirmek için 2030’lara kadar zaman olduğu uyarısında bulundu.

Doğum oranlarının düşmesi, diğer ülkelerin de karşı karşıya olduğu bir sorun. Güney Kore, toplam doğurganlık oranının 1’in altına düştüğü tek OECD üyesi (2024’te 0,75). Bu oran 2023’e göre hafif bir artış göstermiş olsa da, hala dünyadaki en düşük oranlardan biridir. Ard arda gelen hükümetler, durumu iyileştirmek için yeterince çaba göstermedikleri için sık sık eleştirilmektedir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English