Bizi Takip Edin

Rusya

‘Moskova’nın arabuluculuğu Trump’ın Ukrayna hamlesine bağlı’

Yayınlanma

Rey el-Youm gazetesinde yer alan analize göre, Rusya’nın İran-İsrail savaşında arabuluculuk yapma potansiyeli, ABD ve Ukrayna’daki stratejik çıkarlarıyla karmaşık bir hâl alıyor. Moskova’nın, Donald Trump’ı kışkırtmamak için temkinli davrandığı ve Binyamin Netanyahu’ya belirli bir hareket alanı tanıyabileceği öne sürülüyor.

Lübnanlı yazar ve gazeteci Ahmed Hac Ali, Rey el-Youm gazetesindeki analizinde, Moskova’nın İran ile İsrail arasındaki savaşı yatıştırmadaki potansiyel rolünü masaya yatırdı.

Ali, Rusya’nın bu çatışmadaki en dengeli arabulucu olduğunu ancak ABD’nin Moskova’yı sürekli olarak bölgedeki çözüm süreçlerinin dışında tuttuğunu belirtti.

Ahmed Hac Ali, “Hiç şüphe yok ki Rusya, bu çatışmada en dengeli, hatta en dengeli arabulucu olarak kabul ediliyor. Ancak ABD, Rusya’yı İran ile yapılan son beş müzakere turundan dışladığı gibi, Gazze ve tüm bölgedeki ateşkes çabaları da dahil olmak üzere tüm bölgesel sorunların çözümünden dışlamaya alışkın,” değerlendirmesinde bulundu.

Analizde, Moskova’nın hem İran hem de İsrail ile olan karmaşık ilişkileri nedeniyle hassas bir denge üzerinde durduğu vurgulandı.

Moskova’nın karmaşık denge siyaseti

Rusya’nın İran ile geniş ancak sınırlı bir ortaklık ilişkisi sürdürdüğünü belirten Hac Ali, iki ülke arasındaki anlaşmanın ortak bir savunma paktı olmadığını, sadece üçüncü bir tarafın saldırısı durumunda birbirlerine yardım etmeyi yasakladığını ifade etti.

Ali, “Rusya, Ukrayna’daki savaşında İran’ın yardımından ve tutumundan faydalandı. İran da hipersonik füze ve diğer silahlarını geliştirmede Rus teknolojilerinden yararlandı,” dedi.

Hac Ali, Rusya’nın enerji ve nükleer enerji sektörlerindeki yatırımlarının Tahran için büyük önem taşıdığını ve Rus nükleer enerji kurumu Rosatom’un savaşın başlamasına rağmen İran’da 8 nükleer reaktör inşa etme ısrarının, tarafların kazanımlarına bağlılığını gösterdiğini kaydetti.

Öte yandan Hac Ali, Moskova’nın, Tel Aviv’in Kiev rejimine verdiği askeri teknoloji desteğine ve işbirliğine rağmen İsrail ile olan “istisnai ilişkilerini” sürdürdüğüne dikkat çekti.

Yazar, Ukrayna’nın Rusya’daki stratejik bombardıman üslerine yönelik saldırıları ile İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın savunma kabiliyetlerini hedef alan saldırısı arasında benzerlikler olduğunu öne sürdü.

Hac Ali, “İran ve Rusya’da yaşananlarda insansız hava araçlarının bileşenleri, teknolojileri ve tedarik zincirleri benzerlik gösteriyor,” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’daki savaş ve Trump faktörü

Analize göre, Rusya’nın arabuluculuktaki en büyük ikilemi, Ukrayna’daki savaşı sonlandırmak için Donald Trump’ın rolüne bel bağlaması.

Hac Ali, Moskova’nın, İran’ın çökmesi durumunda Batı ile müzakere pozisyonunun zayıflayacağını bildiğini ancak Trump’ı kışkırtmamak için İran’a aşırı bir sempati gösteremediğini belirtti.

Hac Ali, “Moskova, Kremlin’in hâlâ Ukrayna savaşını kendi hedefleri doğrultusunda durdurma ve Rus ekonomisi üzerindeki Batı yaptırımlarının gölgesini kaldırma konusunda güvendiği Trump’ı kışkırtmak istemediği için, İsrail saldırganlığını net bir şekilde kınamasına rağmen İslam Cumhuriyeti’ne fazla sempati gösteremiyor,” dedi.

Netanyahu’ya ‘işini bitirmesi’ için zaman mı tanınıyor?

Çatışmanın genişlemesi ve ABD’nin doğrudan müdahil olma ihtimalinin arttığını vurgulayan Hac Ali, Moskova’nın bunu tüm diplomatik imkanlarıyla önlemeye çalıştığını aktardı.

Yazar, Rus diplomat Andrey Gromiko’nun “Bir aylık müzakere, bir günlük savaştan daha iyidir,” sözünü hatırlatarak, bu savaşın nükleer olma riskine dikkat çekti.

Moskova’daki diplomatik çevrelere dayandırılan bilgilere göre Hac Ali, savaşın bir aydan uzun sürmeyeceğini ve bu süre içinde Netanyahu’ya İran’ın nükleer ve füze programını yok etmesi için hareket serbestisi tanındığını iddia etti. Hac Ali, şu soruları gündeme getirdi:

“Rusya’nın arabuluculuğunun ilk adımları atılmaya başlandı ancak bu haftalar bitmeden bir sonuca ulaşamayacak. Bu durum, ‘Netanyahu işini tamamlayana kadar’ göz yumulacağı anlamına mı geliyor? Bu, Putin ve Trump arasındaki bir anlayış çerçevesinde mi gerçekleşiyor? Rusya’nın İran’a yönelik İsrail saldırganlığını durdurmaya dahil olmasının, Moskova’nın Ukrayna’ya tedarik edilen Alman ve İngiliz füzeleriyle saldırıya uğramasına zemin hazırlayabileceği varsayımı var.”

Hac Ali, analizini, “Eğer Trump ve arkasındaki Netanyahu, İslam Cumhuriyeti’nin kabiliyetlerini yok etme planlarının başarısız olduğunu kabul ederse, bölgeyi ve dünyayı hayal edilebilecek her şeyden daha büyük ve tehlikeli bir savaştan kurtaracak uzun vadeli bir anlaşmaya varmak için Rusya’nın rolünden başka bir alternatif kalmayacaktır,” sözleriyle sonlandırdı.

Rusya

Rusya’da bölgesel yöneticiler üç yıldan fazla koltuğunda oturamıyor

Yayınlanma

Siyaset bilimci Aleksandr Kinev’in hazırladığı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki üst düzey yönetici rotasyonu, Ukrayna’daki askeri müdahalenin ilk yıllarındaki yavaşlamanın ardından yeniden hız kazandı. 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken artan görev değişikliklerinin, elitlerin ve kamuoyunun tepkisini ölçmek için ‘test niteliği’ taşıdığı belirtiliyor. Rapora göre, 2024’te kadro değişim oranı yüzde 32,29’a ulaşarak harekât öncesi seviyelere geri döndü.

Siyaset bilimci Aleksandr Kinev tarafından hazırlanan “Rusya’da Özel Askeri Harekâtın Üçüncü Yılında Bölgesel Nomenklatura” başlıklı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki yönetici elitlerin rotasyonu, Ukrayna’daki çatışmaların başlamasının ardından geçen ilk yıllara kıyasla yeniden hız kazandı.

Rapor, 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken yaşanan bu hareketliliğin, siyasi ve iktisadi elitlerin yanı sıra kamuoyunun tepkilerini ve bunun bölgelerdeki sosyo-politik duruma etkilerini ölçmek için bir test niteliği taşıdığını öne sürüyor.

Raporda, 2024 yılı itibarıyla kadro değişimlerinin yeniden harekât öncesi seviyelere döndüğü vurgulanıyor. 2022 ve 2023’te beşer valinin değiştiği Rusya’da, 2024’te bu sayı 13’e yükseldi.

Kinev’in takip ettiği üst düzey yetkililer arasındaki rotasyon oranı ise 2022’de yüzde 30,63 ve 2023’te yüzde 24,6 iken, 2024’te yüzde 32,29’a ulaştı.

Rapora göre bu durum, ülkedeki siyasi atmosferin artık “yeni bir normal” statüsüne girdiğini gösteriyor.

Savaş sonrası kadrolar dondurulmuştu

Çatışmaların başlangıcında önceliğin savaş ve yaptırımlarla mücadeleye verilmesi nedeniyle kadro değişiklikleri “asgari düzeyde ve zorunlu” tutulmuştu.

2015-2022 döneminde idari istikrar endeksi hiçbir zaman yüzde 31’in altına düşmemişti; bu, her yıl üst düzey bölgesel yöneticilerin en az yüzde 31’inin görevini kaybettiği anlamına geliyordu.

Özellikle 2018-2019 yıllarındaki toplu vali değişiklikleri sırasında bu oran yüzde 50,97 ile rekor kırmıştı.

Kinev’in analizine göre, yıllık yüzde 30-35’lik değişim oranı, Rusya’da üst düzey bir bölgesel yetkilinin görevinde nadiren üç yıldan fazla kalabildiği anlamına geliyor.

Raporda Vologda, Kursk ve Samara oblastları ile Çukotka Özerk Okrugu, kadro değişimlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler arasında sayılıyor.

Uzman, her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde valiler, yardımcıları, bölgesel hükümet başkanları, maliye bakanları, idari personel şefleri, bölgesel meclis başkanları ve bölgesel merkezlerin başkanlarından oluşan üst düzey bölgesel nomenklaturanın listesini çıkarıyor. İdari elitlerin istikrar endeksi, dönem başında görevden alınanlar ve yeni atananların bölgedeki toplam yetkili sayısına oranlanmasıyla hesaplanıyor.

Savaşa katılanlara öncelik

Raporda, bölgesel yetkililerin, federal merkezin savaşa katılan veya ilhak edilen topraklarda çalışan kişileri teşvik etme yönündeki taleplerine uyum sağlamaya çalıştığı belirtiliyor.

Bu kişiler iki kategoriye ayrılıyor: Harekâta katılmış olan ve önceki deneyimleri sayesinde daha geniş kariyer olanaklarına sahip olan yetkililer ile harekâta katılan eski askerler veya siviller.

İkinci grup için şimdilik özel pozisyonlar oluşturulduğu, ancak gelecekte bu grubun beklentilerinin artabileceği öngörülüyor. Kinev, yaklaşan Devlet Duması seçimlerinde bölgelerin rolünün büyük olduğunu ve birçok yetkilinin yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle de görev değiştirdiğini ekliyor.

Uzmanlar farklı görüşte

Öte yandan Vedomosti gazetesine demeç veren Sivil Toplumu Geliştirme Vakfı Başkanı Konstantin Kostin, 2022’de yaşanan atama durgunluğunun ardından sistemin “yeni normale” adapte olduğunu ve kadro değişikliklerinin olağan seyrine döndüğünü belirtiyor.

Fakat Kostin, “Raporda, vali değişiklikleri sonrası yaşanan rotasyonların ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekirdi, çünkü bölgesel ekipler en çok bu durumlarda yenileniyor,” diyerek bir eleştiri getiriyor.

Siyasi Teknolojiler Merkezi Başkan Yardımcısı Rostislav Turovskiy ise rotasyon dinamiklerinin köklü bir değişim veya sistemin “donduğu” sonucuna varacak kadar güçlü değişmediğini savunuyor.

Turovskiy, “Ayrıca, belirtilen eğilim özel askeri harekâtın hemen ardından başlamadı, bu nedenle nedenleri çeşitli olabilir. Her halükârda, kadro değişikliklerinin yoğunluğu ve yolsuzluk vakalarının sayısı şu anda çığ gibi büyüyor. Eğer rotasyonlarda bir yavaşlama yaşandıysa bile bu kısa sürdü ve artık geçmişte kaldı,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya, finansal piyasalarda yapay zekâ kullanımına yönelik etik kurallarını açıkladı

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı. Beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, teknolojiye olan güveni artırmayı, gelişimi teşvik etmeyi ve riskleri en aza indirmeyi amaçlıyor. Merkez Bankası, mevcut aşamada ‘yumuşak düzenlemenin’ yeterli olacağını belirterek bankalara deneyimlerini paylaşma çağrısında bulundu.

Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı.

Vedomosti gazetesinin haberine göre beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, yeni teknolojiye duyulan güveni artırmayı, finans piyasasında yapay zekânın gelişimini teşvik etmeyi ve kullanımından kaynaklanan riskleri en aza indirmeyi hedefliyor.

Merkez Bankası Finansal Teknolojiler Dairesi Başkanı Stanislav Korop, yayımlanan açıklamada, yapay zekâ düzenlemelerindeki küresel eğilimleri incelediklerini ve piyasa katılımcılarıyla görüştüklerini belirtti.

Korop, bu görüşmeler sonucunda mevcut aşamada bu tür teknolojilerin uygulanması için “yumuşak bir düzenlemenin” uygun olacağı sonucuna vardıklarını ifade etti.

Merkez Bankası ayrıca, kuralların hedeflerine ulaşılması için bankalara deneyimlerini paylaşmalarını ve ortak belgeler hazırlamalarını tavsiye etti.

Beş temel ilke belirlendi

Yayımlanan belgede, yapay zekâ kullanımına dair beş temel ilke sıralanıyor: İnsan odaklılık, adalet, şeffaflık, güvenlik ve sorumlu risk yönetimi.

İnsan odaklılık: Merkez Bankası, bu ilke doğrultusunda bankaların müşterileri yapay zekâ ile etkileşime girdiklerinde bilgilendirmesi ve bu etkileşimden vazgeçme seçeneği sunması gerektiğini belirtiyor.

Ayrıca, yapay zekâ kullanılarak alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi için bir mekanizma oluşturulması isteniyor. Bankaların, yapay zekânın kalitesini ve bu teknolojiyle hizmet alan müşterilerin memnuniyetini düzenli olarak kontrol etmesi öneriliyor.

Finansal erişilebilirliği artırmak amacıyla, yapay zekâ geliştirilirken müşterilerin yaş, eğitim ve engellilik gibi hassas durumlarının dikkate alınması tavsiye ediliyor.

Adalet: Bu ilke, bankaların müşteri verilerini meşru gerekçelerle kullanmasını ve veri toplama süreçlerinde ayrımcılık yapmamasını öngörüyor.

Merkez Bankası, yapay zekâ destekli karar alma süreçlerinde müşterinin milliyeti, dili, ırkı, siyasi görüşleri veya dini inançlarının dikkate alınmamasını tavsiye ediyor.

Şeffaflık: Bankaların, müşterilere yapay zekânın riskleri ve kullanım koşulları hakkında tam bilgi vermesi gerekiyor.

Özellikle büyük üretken modellerle oluşturulan bilgilerin, yapay zekâ kullanımının bariz olduğu veya sadece düzenleme amaçlı kullanıldığı ve müşteriye zarar riski taşımadığı durumlar haricinde, etiketlenmesi öneriliyor.

Güvenlik, güvenilirlik ve verimlilik

Güvenlik ilkesi kapsamında Merkez Bankası, kuruluşlara veri setlerinin ve yapay zekânın kalitesini kontrol etme, kişisel verilerin gizliliğini koruma, bilgi güvenliğini sağlama ve faaliyetlerin sürekliliğini temin etme gibi önlemler almalarını tavsiye ediyor.

Bankaların, denetimlerde referans alınmak üzere yapay zekâ için kalite göstergeleri belirlemesi de öneriler arasında yer alıyor.

Ayrıca, hassas verilerin anonimleştirilmesi ve yetkisiz yayılmasını önleyecek teknolojik ve organizasyonel tedbirlerin geliştirilmesi isteniyor.

Sorumlu risk yönetimi: Bu ilke, bankaların risk yönetimi kurallarını geliştirip onaylamasını, bu kurallara ve etik koduna uyumu denetleyecek sorumlu bir kişi atamasını gerektiriyor.

Merkez Bankası, kullanılan yapay zekâ modellerinin kaydının tutulmasını, risklerin tespit edilip değerlendirilmesini, bu risklere müdahale edilmesini ve risk olayları veri tabanlarının oluşturulmasını tavsiye ediyor.

Bu süreçlere ilişkin tüm bilgilerin belgelenmesi zorunlu tutuluyor.

Kurum, yapay zekâya risk atanırken kullanım alanı, hassas veri kullanımı, olası kayıp veya itibar zararı ve yapay zekâdan etkilenen müşteri sayısı gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.

Okumaya Devam Et

Rusya

Putin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov’u görevden aldı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin, imzaladığı kararnameyle Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’u görevden aldı. Putin, başka bir kararnameyle Bogdanov’un Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilciliği görevine de son verdi. Bogdanov, 2011’den beri dışişleri bakan yardımcılığı görevini yürütüyordu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’u görevden aldı.

Devlet başkanının imzaladığı ilgili kararname, resmi yasal düzenlemelerin yayımlandığı portalda yer aldı.

Kararnamenin metninde, “Mihail Leonidoviç Bogdanov, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevinden alınmıştır,” ifadeleri kullanıldı.

Putin, imzaladığı bir başka kararnameyle Bogdanov’un Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilciliği görevine de son verdi. Her iki kararnamenin de imzalandığı andan itibaren yürürlüğe girdiği belirtildi.

Bogdanov’un sorumluluk alanları

Rusya Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde yer alan bilgilere göre Bogdanov, Rusya’nın Orta Doğu ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerinden, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve diğer uluslararası Müslüman kuruluşlarla olan temaslardan sorumluydu.

Ayrıca Suriye krizinin çözüm süreci, Kutsal Topraklar’daki (İsrail, Filistin, Lübnan, Ürdün) mülkiyet meseleleri ve Rusya-Afrika forumu sekretaryasının çalışmaları da Bogdanov’un görev alanına giriyordu.

2005-2011 yılları arasında Rusya’nın Mısır Büyükelçisi ve Arap Birliği nezdindeki temsilcisi olarak görev yapan Bogdanov, Haziran 2011’de dışişleri bakan yardımcılığına atanmıştı.

Ocak 2012’den bu yana ise devlet başkanının Orta Doğu özel temsilcisi olarak görev yapıyordu.

Bogdanov, 2001 yılından beri olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi rütbesine sahipti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English