Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB liderleri, ‘acil’ Ortadoğu toplantısı için buluşacak

Yayınlanma

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel 14 Ekim Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Aks Tufanı operasyonunu ve İsrail’in tepkisini görüşmek üzere Salı günü Avrupa Birliği liderlerini bir video konferans zirvesinde bir araya getireceğini söyledi.

Michel, birliğin bir hafta önceki ‘acımasız terör saldırılarının’ ardından İsrail halkıyla ‘tam dayanışma’ içinde olduğunu söyledi. AB liderlerine gönderdiği davet mektubunda Michel, İsrail’in ‘uluslararası hukuka uygun olarak’ kendini savunma hakkına sahip olduğunu savundu.

Gazze Şeridi’ne yönelik kuşatmanın uluslararası toplumda alarm zillerinin çalmasına yol açtığını belirten Michel, Salı günü TSİ 17:30’da bir video konferans toplantısı düzenleyeceğini duyurdu. Michel, “Avrupa Konseyi’nin, anlaşmalar ve değerlerimiz doğrultusunda, ortak tutumumuzu belirlemesi ve ortaya çıkan durumun karmaşıklığını yansıtan net ve birleşik bir hareket tarzı oluşturması büyük önem taşımaktadır,” dedi.

Konsey başkanı, AB’nin ‘barışın ve uluslararası hukuka saygının savunucusu’ olması ve durumun bölgesel olarak tırmanmasını önlemeye çalışması gerektiğini ileri sürdü.

Michel, çatışmanın AB toplumlarında ‘aşırıcılığı’ besleme potansiyeline sahip olduğunu ve çok sayıda insanın komşu ülkelere göç etmesine ve hareket etmesine neden olabileceğini de sözlerine ekledi.

AB Gazze’ye yardımı üç katına çıkarıyor

Avrupa Komisyonu Cumartesi günü yaptığı açıklamada Gazze’ye yönelik mevcut insani yardımını üç kat arttırarak 75 milyon avroya çıkardığını ve yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak üzere Birleşmiş Milletler kuruluşlarıyla birlikte çalışacağını duyurdu.

AB yönetiminden yapılan açıklamada, “Komisyon, İsrail’in Hamas teröristlerine karşı uluslararası insancıl hukuka tam saygı çerçevesinde kendini savunma hakkını desteklemektedir. Gazze’deki masum sivillere bu bağlamda destek sağlanmasını temin etmek üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz,” denildi.

Avrupa Birliği bu hafta başında Filistinlilere yönelik yardımları sürdürme kararı almış, fakat bir komisyon üyesinin, Avrupa Komisyonu’nun Filistinlilere yönelik 691 milyon avro değerindeki tüm kalkınma yardımlarını ‘gözden geçirdiğini’ açıklamasının ardından geri adım atmıştı.

AB içinde Filistin çatlakları

Dokuz gün süren çatışmaların ardından AB ülkeleri, çatışmaya ilişkin ortak bir açıklama üzerinde ancak anlaşabildi.

Buna rağmen, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Brüksel adına Netanyahu’nun savaş kabinesine açık destek vermesinin yarattığı huzursuzluk devam ediyor. Leyen Cuma günü İsrail’e gitti ve AB liderlerine danışmadan ve yetki almadan Netanyahu ile görüştü.

Görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, daha sonra yapılan ortak açıklamada olduğu gibi, İsrail’in misillemelerinin ‘uluslararası hukuka uygun olması’ yönünde bir çağrı yer almadı. Leyen, “İsrail’in nasıl karşılık vereceği onun bir demokrasi olduğunu gösterecektir,” demişti.

Diplomatlar yarınki zirvenin ve Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak tartışmanın birlikten çok bölünmüşlüğü ortaya çıkarmasından endişe ediyor. Financial Times’a konuşan bir AB diplomatı, “AB dış politikasında hiç bu kadar çapraz ateş görmemiştim. Bu bir kakofoni. Bu çok saçma,” ifadelerini kullandı.

Leyen’e yakın isimler Leyen’in görevinin kurumsal sınırlarını zorladığını kabul ediyor ve üye devletlerin gezisine yönelik eleştirilerine ‘hazırlıklı olduğunu’ söylüyorlar. Bu isimlere göre Komisyon başkanının ‘içgüdüsel ve kişisel tepkisi’, AB’nin iç süreçlerini göz ardı etmesinin değil, İsrail’i ‘her ne pahasına olursa olsun savunmaya yönelik güçlü bir Alman dürtüsünün’ ürünü.

Konuyla ilgili olarak AB liderleri arasındaki görüşmelere katılan bir yetkili, “Bir denge tutturmak zorunda. Ancak yetkileri ne olursa olsun, kurumsal bir rolü ve sorumluluğu var. Doğru olanı söyledi: Avrupa İsrail’in yanındadır,” dedi.

Öte yandan Alman kanalı Ntv’nin hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Almanya Şansölyesi Olaf Scholz Salı günü İsrail’e gidecek.

AVRUPA

Avrupa kamuoyu, Ukrayna’nın savaşı kazanacağına inanmıyor

Yayınlanma

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, Ukraynalıların çoğunluğu Kiev’in Moskova ile savaşında galip geleceğine inanırken, Avrupalılar daha şüpheci.

9-11 Temmuz’da Washington’da yapılacak NATO zirvesine günler kala yayınlanan araştırma, Ukrayna ve 14 AB ülkesindeki çatışmaya yönelik tutumları haritalandırdı. Saha çalışması mayıs ayında gerçekleştirildi.

Avrupalıların Ukrayna’nın Rusya’yı savaş alanında yenemeyeceğine inanma eğiliminde olduğu, ankete katılanların yaklaşık üçte biri ila yarısının savaşın müzakere edilmiş bir çözümle sona ereceğine inandığı ve yüzde 31’e kadarının (Yunanistan) bir Rus zaferini en olası gördüğü ortaya çıktı. Ankete katılan AB ülkeleri arasında sadece Estonya’da Ukrayna’nın zafer kazanacağı görüşü hakim (yüzde 38).

Bunun tersine, Ukraynalıların çoğunluğu (yüzde 58) birliklerinin kazanabileceğinden ve uluslararası müttefiklerinin desteğine güvenmeye devam edebileceklerinden emin. Ukraynalıların sadece yüzde 1’i Rusya’nın savaşı kazanacağına inanırken, yüzde 30’u müzakere edilmiş bir çözümü en olası sonuç olarak görüyor.

Bulgular, NATO liderlerinin üye ülke halkları arasında “asker konuşlandırılması için yerel destek bulmalarının pek olası olmadığını” ortaya koyuyor. Ülke sonuçları yüzde 4 ile yüzde 22 arasında değişiyor.

Savunma harcamaları konusunda, veriler çoğu ülkenin katkılarının artırılmasına karşı olduğunu gösterdi. İstisnalar Polonya (yüzde 53’ü savunma harcamalarının artırılmasını destekliyor), Estonya (yüzde 45), İsveç (yüzde 41) ve Almanya (yüzde 40).

Bununla birlikte, Avrupalıların çoğu savaşa teknik yardım sağlamak ve silah ve mühimmat tedarikini artırmak gibi başka şekillerde dahil olmayı destekliyor.

Sadece Bulgaristan, Yunanistan ve İtalya’da nüfusun çoğunluğu (sırasıyla yüzde 63, yüzde 54 ve yüzde 53) Ukrayna’ya mühimmat ve silah tedarikini artırmanın “kötü bir fikir” olduğunu düşünüyor.

Avrupalılar Ukrayna’yı AB’ye kabul etmenin faydaları konusunda da bölünmüş durumda. En fazla destek veren ülkeler Portekiz, Estonya, İsveç, İspanya ve Polonya iken en şüpheci ülkeler Almanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Fransa.

Ukraynalıların neredeyse üçte ikisi (yüzde 64) AB üyeliğinin ülkelerinin geleceği için NATO üyeliği kadar önemli olduğuna inanıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa’da kim, kime oy verdi?

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un AP seçimlerindeki yenilginin ardından çağrısını yaptığı erken Ulusal Meclis seçimlerinin ilk turu Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisibnin zaferiyle sonuçlanmıştı.

Fransa’daki 49,5 milyon seçmenin yaklaşık %67’si oy kullanınca seçimlere katılım oranı 1990’ların sonundan bu yana görülmemiş bir seviyeye ulaştı.

RN oyların %33’ünü alırken, ikinci sırada %29 oy ile Yeni Halk Cephesi (NFP) yer aldı. Macron’un Ensemble ittifakı %22, muhafazakâr Les Républicains (LR) %10 ile üçüncü ve dördüncü sıralarda yer aldı. 

İlk turun öncesinde ve sonrasında yapılan kamuoyu araştırmaları, Fransa’da hangi toplumsal grupların hangi partilere oy verdiğine dair bazı ipuçları sunuyor.

Örneğin ilk turdan önceki günlerde 10.200’den fazla seçmenle anket yaparak oy pusulasının demografik yapısını ortaya koyan Ipsos’a göre RN, 34 yaş altı ve 70 yaş üstü hariç tüm yaş gruplarında en fazla oyu aldı.

Yaşlıların en yüksek oyu (%32) Macron’un Ensemble koalisyonuna gitti. Gençler arasında ise NFP önde görünüyor: Ipsos anketine göre 18-24 yaş arası oyların %48’i sol koalisyona gitti. NFP, 25-34 yaş grubunda da %38 ile birinci sırada yer alıyor.

35-49, 50-59 ve 60-69 yaş gruplarında ise Le Pen’in partisi en çok oy kazanan grup olarak öne çıkıyor. RN ayrıca hem 18-24 hem de 25-34 yaş gruplarında oyların yaklaşık üçte birini elde ederek gençlerin oylarında ikinci oldu.

RN Başkanı Jordan Bardella’nın sosyal medyada, özellikle de TikTok’ta güçlü bir takipçi kitlesi var.

Sınıfsal konum: RN ile NFP yoksul ve mavi yakalılar arasında yaygın

Ipsos’a göre, kendini “dezavantajlı” olarak tanımlayan kişilerin çoğunluğu (%54) ezici bir çoğunlukla RN’yi destekledi. Sağcı parti aynı zamanda “halk” sınıfları arasında en yüksek oranı (%38) alarak sol koalisyonun üç puan önünde yer aldı.

Ay sonunu zor getirdiğini ya da geçinmek için tasarruf ve/veya krediye güvendiğini söyleyen seçmenlerin çoğu da RN’yi solcu rakiplerinin önünde (sırasıyla %46 ve %41) destekledi.

Ayda 1.250 avronun altında kazanan seçimenlerin %35’i NFP’ye, %38’i RN’ye oy verirken, ayda 1.250 ila 2.000 avro arasında kazanan seçimenlerin %33’ü sol ittifaka, %36’sı RN’ye evet dedi.

Anketteki daha ilginç noktalardan biri, RN’nin üst segment gelir gruplarında da birinci parti olması. Aylık hanehalkı geliri 2.000 ila 3.000 arasında olan Fransızların %35’i, 3.000 avronun üzerinde olanların da %32’si RN’ye oy verdi.

Partinin uzun zamandır varlıklı kesimler, üniversite ve üzeri eğitim almış olanlar ve 60 yaş üstü kişiler arasında düşük bir performans sergilediği görülüyordu. Ayrıca daha az kadın seçmenin ilgisini çekerek cinsiyet ayrımından da muzdaripti.

İlk tur sonuçları bu verilerin artık doğru olmadığını gösteriyor. RN’nin tabanı şu anda Fransa’nın tüm ana partileri arasında en geniş tabanlardan biri haline gelmiş görünüyor.

Protesto oylarının dağılımı

Ipsos anketine göre, Macron’dan memnun veya çok memnun olduğunu beyan eden seçmenlerin çoğunluğunun Ensemble’ye oy vermeye devam etti.

Fakat Macron’dan memnun olmadığını söyleyenlerin üçte biri NFP’yi tercih ederken, hiç memnun olmayanların çoğunluğu (%53) RN’yi seçti.

Hem sağdan hem de soldan gelen “Macronizmin öldüğüne” dair tespitler şimdilik doğru görünüyor.

Hangi bölgelerde, kim üstün? Göçmenler Halk Cephesi dedi

RN’nin en güçlü kaleleri, Le Pen ve müttefiklerinin on yılı aşkın bir süredir yerleştiği endüstriyel kuzeyde ve güney sahillerinde bulunuyor. Le Pen pazar günü Hénin-Beaumont’ta %50’nin üzerinde oy alarak yeniden seçildi.

Fakat RN, Bordeaux yakınlarındaki Gironde ve Burgundy’deki Haute-Saône gibi seçmenlerin kamu hizmetlerinin gerilediğini düşündüğü kırsal alanlarda ve küçük kasabalarda da gücünü pekiştirdi.

NFP, Paris’in doğu bölgelerinde ve Seine St-Denis gibi Paris çevresindeki yoksul, göçmen banliyölerinde kendi kalelerine sahip. Aynı zamanda benzer demografik özelliklere sahip Rennes ve Nantes gibi küçük şehirlerin dışındaki düşük gelirli bölgelerde ve Marsilya’nın kuzeyinde de Halk Cephesi büyük bir zafer kazandı.

Bunun bir nedeni, başta Müslüman toplum olmak üzere göçmen kökenli Fransız vatandaşlarının, son yıllarda tek savunucuları olarak gördükleri La France Insoumise’e (Boyun Eğmeyen Fransa – LFI) kitlesel olarak oy vermeye başlamaları.

Örneğin LFI liderlerinden Mathilde Panot, Paris’in güneyindeki Val-de-Marne’de kolayca yeniden seçildi.

76 bölgede adaylar, kayıtlı seçmenlerin en az %25’i ile mutlak çoğunluğu sağlayarak ikinci tura kalmaktan kurtuldular. Bu zaferler 39 seçim bölgesi ile RN ve 31 seçim bölgesi ile NFP arasında neredeyse eşit olarak paylaşıldı.

Macron’un Ensemble’ı sadece iki, çok zayıflamış olan muhafazakâr Les Républicains ise bir seçim bölgesine sahip oldu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna’dan göçmen işçi hamlesi

Yayınlanma

1 milyondan fazla aboneye sahip Telegram kanalı Rezident, Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresinden bir kaynağa dayandırdığı haberinde Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yönetiminin cepheye gönderilen Ukraynalı erkeklerin yerine üçüncü dünya ülkelerinden göçmen işçi getirmeyi planladığını bildirdi.

Kanalın haberinde, yönetimin seferberliğin aksamaması adına Ukraynalıların yerine Asya ve Afrika ülkelerinden işçi getirmek üzere büyük şirketlerle koordinasyon kurduğu belirtildi.

Haberde, “Şu anda Genelkurmay Başkanlığı açısından ordunun rezervlerini yenilemek önemli ve işletmelerin çekinceleri, şu anda ayda 30 ila 40 bin kişi olarak belirlenen planın hızlı bir şekilde yerine getirilmesine izin vermiyor,” ifadelerine yer verildi.

Yine yaklaşık 1 milyon takipçili Legitimnıy Telegram kanalı ise göçmen işçilerin ülkenin yeniden inşasında yer alacağını belirtti.

Kanal, “Ukrayna’nın hayatta kalmasına yardımcı olacaklar. Yüzde 95’i Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu sakinleri olacak. Görünen o ki Ukraynalı erkekler, ulusötesi şirketler tarafından topraklarında yaşamaları için getirilecek göçmenler uğruna ölüyorlar,” değerlendirmesini yaptı.

CNN: Tüm Ukraynalı erkekler ya cephede savaşacak ya da ülkeden kaçacak

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English