Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB liderleri, Trump’lı dünyada ortak savunma için bir araya geldi

Yayınlanma

Pazartesi günü Avrupalı liderler, “Rusya tehdidine karşı” ortak savunmanın güçlendirilmesi için bir araya geldi ama toplantı büyük ölçüde Amerika ile ilgili oldu.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen zirveyi özetlerken, ABD ile başladı ve Trump’ın AB’yi gümrük vergileriyle vurma tehditlerini yerine getirmesi halinde neler olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Leyen, “Adil olmayan bir şekilde ya da keyfi olarak hedef alındığında, Avrupa Birliği sert bir şekilde karşılık verecektir,” dedi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk da görüşlerini dile getirdi ve “bu tamamen gereksiz ve aptalca” tarife savaşından ya da ticaret savaşından kaçınmak için her şeyi yapmak gerektiğini söyledi.

AB liderleri ayrıca Grönland’ı koruyacaklarının da altını çizdiler. Leyen, ABD ile ortaklığın “en önemli ilişki olmaya devam ettiğini” vurguladı ve Trump’ın savunma harcamalarını artırma baskısına karşılık da bir “havuç” önerdi.

Leyen, birliğin “savunma harcamalarında önemli bir artışa izin vermek için” mali kurallarını gözden geçirmeye hazır olduğunu söyledi.

Bu, savunma harcamalarının AB’nin bütçe açığı ve borç limitlerine dahil edilmemesini isteyen İtalya, Polonya ve Baltık ülkelerinden gelen taleplerin ardından geldi.

Şaşırtıcı bir şekilde, mali açıdan “muhafazakâr” kampın lideri olarak bilinen Almanya’nın Şansölyesi Olaf Scholz, “Savunma yatırımlarımızın muazzam genişlemesini finanse etmek için, örneğin borçlanma yoluyla, daha fazla esneklik olması gerektiğine dair çok yaygın bir görüş var,” dedi. 

Bununla birlikte Scholz, AB ülkelerinin savunma projelerini finanse etmek üzere ortak borçlanmaya gitmesi yönündeki çağrıları geri çevirdi.

Tusk, Scholz’un Polonya-Yunanistan’ın hava savunma kalkanı önerisi ve Polonya’nın öncülüğünde bloğun doğu kanadı boyunca savunma sistemleri inşa edilmesini öngören Doğu Kalkanı gibi projelere AB finansmanı sağlanması konusunda ise “çok daha olumlu” olduğunu söyledi.

Grönland konusunda geri adım yok

AB liderleri Trump’ın Grönland’ı devralma talebi karşısında geri adım atmayacaklarını açıkladılar.

Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, “Danimarka Krallığının toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve sınırlarının dokunulmazlığını korumak tüm üye devletler için elzemdir,” dedi.

AB liderleriyle öğle yemeğinde bir araya gelen NATO Başkanı Mark Rutte, ABD Başkanının tehdidini bertaraf etmek için NATO’nun Arktik bölgesinin güvenliğini sağlamasına izin vermeyi teklif etti.

Rutte ayrıca, “Kuzey Kutbu söz konusu olduğunda Trump’ın haklı olduğu ve daha fazlasını yapmamız gerektiği kesinlikle açık,” dedi.

NATO şefi, “İzlanda ve Norveç ve Finlandiya ve İsveç ve Kanada ve hatta ABD’nin kendisi gibi Arktik müttefiklerinin … NATO ile birlikte çalışarak, konu yüksek kuzey olduğunda, kolektif olarak gerekeni yapacağımızdan emin olacaklarını” sözlerine ekledi.

Trump’ın Grönland’la ilgili iddiasından bu yana ülkesi diplomatik bir fırtınanın merkezinde olan Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de Rutte’nin daha fazla işbirliği çağrısında bulunan sözlerini yineledi.

Brüksel’deki toplantıya girerken gazetecilere yaptığı açıklamada Frederiksen, “Amerikalılara ve NATO’ya çok açık bir şekilde, yüksek kuzey dediğimiz Arktik bölgesinde işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerektiğini düşündüğümüzü söyledik,” dedi.

Grönland’daki herhangi bir NATO gücü, Danimarka’nın da onay vermesi halinde, on yıllardır Grönland’da bulunan önemli ABD askeri varlığına katılacak.

Savunmada “Made in Europe” stratejisi ülkeleri böldü

Üye ülkeler, AB’nin savunma harcamalarına ne kadar para aktarılması gerektiği, bu paranın nereden gelmesi gerektiği ve bloğun, ABD ve Güney Kore gibi ülkelerde blok dışında üretilen silahları dışlayacak bir “Made in Europe” politikasını destekleyip desteklememesi gerektiği konusunda bölünmüş durumda.

Ülkesi “Rusya’dan gelen tehdidi” caydırmak için ordusunu hızla güçlendirirken ABD, Güney Kore ve diğer silah sistemlerine milyarlarca dolar harcayan Tusk, “Silah alımlarına kısıtlama getirilmesine karşı çıkacağım,” dedi.

Fakat Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’da bir savunma tabanı kurmak için daha ileri gitmek, daha fazla yatırım yapmayı kabul etmek ve bir “Avrupa tercihine” sahip olmak gerektiğini savundu.

Norveç ve Birleşik Krallık gibi AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinin nasıl ikna edileceği konusu da var ki Başbakan Keir Starmer akşam yemeğinde AB’li mevkidaşlarıyla bir araya geldi. Brexit’ten bu yana ilk kez bir İngiliz lider böyle bir toplantıya katıldı.

Leyen AB’nin Londra ile “özellikle güvenlik ve savunma alanlarında daha derin işbirliğini görüşmeye hazır olduğunu” söyledi.

AB’de savunma alanında “dar grup” önderliği mümkün mü?

Zirve öncesi tartışmalara katılan üst düzey bir AB diplomatı Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Kısa vadede savunma kapasitelerimizi artırma konusunda birlik olmalıyız. Ama orta ve uzun vadede, muhtemelen daha özel bir grup tarafından yönetilen başka bir yol olacağı açık,” diye konuştu.

FT’ye göre tartışma, AB’nin en büyük savunma oyuncuları olan Almanya ve Fransa ile Avusturya ve İrlanda gibi “tarafsız” ülkeler ve Macaristan ve Slovakya’nın “Rusya yanlısı” tutumu arasındaki bölünmeleri ortaya çıkardı.

Bu arada Polonya ve Baltık ülkeleri gibi yüksek savunma harcaması yapanlar, İtalya ve İspanya gibi geri kalmış ülkelerle karşı karşıya geldi.

Yetkililer, finansman konusunun saf AB yaklaşımından, İngiltere ve Norveç gibi NATO üyeleriyle birlikte daha geniş bir Avrupa “istekliler koalisyonu” yaklaşımına geçilmesi için önemli bir neden olduğunu belirttiler.

Böyle bir yapı, savunma amaçlı tahvil toplamak üzere Avrupa Yatırım Bankasını da içeren ortak bir plan için önerilmişti.

“NATO olmadan, İngilizler olmadan Avrupa kıtasında güvenlikten bahsedemeyiz” diyen bir başka AB diplomatı, hangi savunma kabiliyetlerinin ortak olması gerektiği ve hangi kabiliyetlerin üye devletlerin bireysel sorumluluğu olduğu konusunda hâlâ tartışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.

“İstekliler koalisyonu”, NATO üyesi olmayan dört AB tarafsız ülkesini (Avusturya, Kıbrıs, İrlanda ve Malta) ve Macaristan ve Slovakya’nın “Rusya yanlısı” liderlerini atlatmayı mümkün kılacak.

Starmer’dan AB ile askeri işbirliği için beş alan

Starmer akşam yemeğinde Avrupa Birliği liderlerine, misyonlar ve yeniden silahlanmanın maliyeti konusunda daha fazla işbirliği de dahil olmak üzere kıtanın savunmasını genişletmek için birlikte çalışmak istediğini söyledi.

Starmer ülkesi ve AB’nin daha fazla işbirliği yapabileceği beş alanın altını çizdi: askeri hareketlilik ve lojistiğin geliştirilmesi; misyonlarda daha yakın çalışma; devlet tehditleri ve sabotajlardan korunma; askeri teknolojinin geliştirilmesi ve endüstriyel işbirliğinin derinleştirilmesi.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre Starmer yemekte yaptığı konuşmada, “Bölünme hepimizi zayıflatır. Bu nedenle birlikte sahip olduğumuz endüstriyel ağırlığı ve nüfuzu en üst düzeye çıkaralım,” dedi.

Starmer ayrıca AB liderlerini, Vladimir Putin’in “savaş makinesini” ortadan kaldırması için Rusya’ya daha fazla iktisadi baskı yapmaya çağırdı.

Starmer, “Başta Avrupa olmak üzere tüm müttefiklerin adım attığını görmemiz gerekiyor. Putin’in savaş makinesini çökertmek için enerji gelirlerini ve füze fabrikalarını tedarik eden şirketleri hedef alarak baskıyı artırma konusunda Avrupalı ortaklarımızla birlikte çalışmak üzere buradayım,” diye konuştu.

AVRUPA

Yapay zekâ savaş alanında: Mistral ve Helsing işbirliği

Yayınlanma

Avrupa’nın önde gelen yapay zekâ girişimleri Mistral ve Helsing, yapay zekâ teknolojilerini askeri alanda kullanmak üzere işbirliğine gitti. Ortaklık, savunma sistemlerinin çevrelerini daha iyi anlamalarını, operatörlerle doğal iletişim kurmalarını ve karmaşık durumlarda daha hızlı karar almalarını sağlamayı amaçlıyor.

Avrupa’nın en yüksek değerlemelere sahip girişimlerinden ikisi olan Mistral ve Helsing, yapay zekâ teknolojisini askeri alanda kullanmak için ortaklık kuruyor.

Şirketler, ortaklığı Paris’te başlayan bir yapay zekâ zirvesinin açılışında pazartesi günü duyurdu.

Bloomberg‘in haberine göre girişimler yaptıkları açıklamada, savunma sistemlerinin “çevrelerini anlamalarına, operatörlerle doğal bir şekilde iletişim kurmalarına ve karmaşık durumlarda daha hızlı ve daha güvenilir kararlar almalarına olanak sağlamak” için bilgisayarlı görü teknolojisini kullanacaklarını belirtti.

Ortak yatırımcılara sahip olan iki girişim, mali şartları veya hangi silah sistemleri üzerinde çalışacaklarına dair daha fazla ayrıntı paylaşmadı.

Almanya merkezli Helsing, Eurofighter jetleri de dâhil olmak üzere insansız hava araçları (İHA) ve diğer askeri teçhizat için yazılım geliştirmeye başladı.

Geçtiğimiz yılın sonlarında Helsing, kendi saldırı İHA’larını ürettiğini duyurdu. Girişim, Avrupa ülkelerine savunmaya daha fazla yatırım yapmaları çağrısında bulundu.

Fransa merkezli Mistral, OpenAI ve Meta Platforms Inc. şirketlerinin modelleriyle rekabet eden yapay zekâ modelleri geliştiriyor.

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, ocak ayında Fransız televizyonuna yaptığı açıklamada, ülkesinin ordusunun Mistral’in yapay zekâ yazılımlarını kullanacağını ifade etti.

Yapay zekâ geliştiren şirketler geçmişte savunma alanında çalışmaya temkinli yaklaşırken, günümüzde bu alana yöneliyorlar. Aralık ayında OpenAI, insansız hava aracı (İHA) karşıtı teknolojiler geliştirmek üzere savunma şirketi Anduril Industries Inc. ile işbirliğine gitti.

Google ise geçtiğimiz hafta yapay zekâ etik ilkelerinden silahlar üzerinde çalışmayı yasaklayan maddeyi çıkardı.

Pentagon’un gizli yapay zeka programına verilen manidar isim

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Baltık ülkeleri Rusya ile son enerji bağlarını da kopardı

Yayınlanma

Baltık ülkeleri pazar günü Rusya’nın elektrik şebekesinden AB sistemine geçişlerini tamamlayarak onlarca yıllık Sovyet dönemi bağlantısını keserken, Litvanya ve Polonya arasındaki LitPol bağlantısı da faaliyete geçti.

Yerel saatle 13:05’te Litvanya’nın elektrik iletim sistemi operatörü Litgrid, Polonya elektrik operatörünün (PSE) de teyit ettiği üzere, Baltık ülkelerinin LitPol Link aracılığıyla elektrik şebekelerini başarıyla senkronize ettiklerini duyurdu.

PSE Başkanı Grzegorz Onichimowski, “Senkronizasyon için hazırlıklar birkaç yıldır devam ediyordu ve PSE en başından beri işin içindeydi. Bu tarihi bir olay, fakat işbirliğimiz burada bitmiyor,” dedi.

Onichimowski, “bölgedeki güvenliği daha da güçlendireceğini” söylediği Harmony Link adlı yeni bir Polonya-Litvanya ara bağlantısının inşası için hazırlıkların halihazırda devam ettiğini belirtti.

Aralık 2024’te PSE, Harmony Link elektrik bağlantısının inşasına yönelik yatırımı onaylamıştı. Projenin toplam maliyeti yaklaşık 923 milyon avro tutarında.

Litvanya tarafında, proje için maksimum bütçe 220 milyon avro olacak ve bunun 147,2 milyon avrosu AB tarafından finanse edilecek. Polonya’da ise yatırımın 368 milyon avrosu AB bütçesinden olmak üzere yaklaşık 703 milyon avroya ulaşması bekleniyor.

Eylül ayında Litgrid’in hissedarları Harmony Link’in deniz altı yerine kara üzerinde inşa edilmesine karar verdi. Bu sayede Baltık Denizinde son aylarda görüldüğü gibi kabloların hasar görmesi gibi olayların önüne geçilebilir.

Bağlantının Litvanya kısmı hem bir havadan hat hem de bir yeraltı kablosu içerecek. Ayrıca Polonya ve Litvanya arasındaki Rail Baltica ve Via Baltica altyapısının da kullanılması planlanıyor.

Pazar günü Vilnius’ta düzenlenen ve Baltık ülkelerinin Avrupa elektrik şebekesine bağlanmasını kutlayan törene Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda da katıldı.

“Bugün tanık olduğumuz şey, neredeyse 18 yıllık yorulmak bilmez çabaların muazzam bir eseridir,” diyen Duda, Baltık ülkelerinin bu hamlesinin “Sovyet bağımlılık alanından bu kez enerji alanında nihai bir kurtuluş” olduğunu sözlerine ekledi.

Polonya Cumhurbaşkanı, “Orta Avrupa’daki herhangi bir ulus için, özellikle de Rus neo-emperyalizminin yenilenmesinden sonra, Rusya ile tüm bağları kesmek ahlaki bir zorunluluk ve bir gerekliliktir,” iddiasında bulundu.

Letonya Cumhurbaşkanı Edgars Rinkēvičs ise, diğer Baltık liderleri, Duda ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in yanında dururken çekilmiş bir fotoğrafını X’te paylaştı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Roman Abramoviç’in lüks araçlarına el konuldu

Yayınlanma

Almanya’da Frankfurt Savcılığı, Rus milyarder Roman Abramoviç hakkında yaptırımları ihlal ettiği şüphesiyle soruşturma başlattı ve iş insanına ait olduğu düşünülen dört lüks otomobile el koydu. Aramalar sonucunda bazı sanat eserlerine de el konulurken, Abramoviç’in avukatı suçlamaları reddetti.

Frankfurt Savcılığı, 58 yaşındaki Rus milyarder Roman Abramoviç’i yaptırımları ihlal etmekle suçluyor. Savcılık, soruşturma başlattı ve iş insanına ait olabileceği düşünülen, toplam değeri birkaç milyon avro olan dört lüks araca el koydu. Söz konusu araçlar arasında bir Mercedes, bir Lamborghini ve iki Bugatti bulunuyor.

Der Spiegel’in haberine göre, araçlar şu anda Obersulm’da (Baden-Württemberg) antika ve spor otomobil satışı yapan özel bir şirkette muhafaza ediliyor. El konulan araçlar artık satılamayacak yada kiralanamayacak.

Federal Kriminal Polis Dairesi ve Merkezi Yaptırım Uygulama Dairesi müfettişleri de daha önce Abramoviç’in nihai sahibi olduğundan şüphelenilen Garmisch-Partenkirchen’deki (Bavyera) Leitenschlössl kır evinde birkaç kez arama yaptı. Aramalarda bazı sanat eserlerine el konuldu.

19’uncu yüzyılın sonlarında zengin bir Münihli kimyager için inşa edilen villa, daha önce Rusya’nın ilk Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in kızı Tatyana Dyaçenko’ya aitti. Garmisch-Partenkirchen Belediye Başkanı 2005’te, Abramoviç’in bu mülkü “şirketlerinden biri aracılığıyla” satın aldığını söylemişti. Yerel sakinler iş insanını orada birkaç kez gördüklerini belirtiyor.

Şu anda Alman tapu sicilinde mülkün sahibi olarak Lihtenştayn’da kayıtlı Parados Limited şirketi görünüyor. Milyarder, dış ticaret yasasını ihlal etmek ve Alman Federal Bankası ile Federal Ekonomi ve İhracat Kontrol Dairesi’ne varlık beyan etme yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçlanıyor. Abramoviç’in suçlu bulunması hâlinde bir yıla kadar hapis veya para cezası alması söz konusu olabilir. İş insanının avukatı, müvekkilinin ne villayla ne de lüks araçlarla ilgisi olmadığını ifade etti.

Abramoviç, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinden kısa bir süre sonra, Mart 2022’de Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık tarafından yaptırım listesine alındı.

Brüksel, yaptırım gerekçesinde Abramoviç’i, “Rusya hükümetinin ana gelir kaynaklarından biri olan” metalurji şirketi Evraz’daki rolüne dikkat çekerek, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile uzun süredir yakın bağları olan ve önemli servetini korumasına yardımcı olan Rus oligark” olarak tanımladı. Abramoviç, AB yaptırımlarına itiraz etti ancak davayı kaybetti.

Rus milyarderler Fridman ve Aven, yaptırımların kaldırılması için Alfa Bank’taki hisselerinden vazgeçti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English