Avrupa
AB ülkeleri nükleeri ’stratejik net sıfır’ teknolojileri arasına geri alıyor

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) izinden giden AB üye ülkeleri, birliğin Net-Sıfır Sanayi Yasası (NZIA) tarafından teşvik edilen teknolojiler arasına yenilenebilir enerjilerin yanı sıra nükleer enerjiyi de dahil etti.
Mart ayı ortasında Avrupa Komisyonu, 2050 yılına kadar ‘iklim nötrlüğüne’ ulaşmak için hayati önem taşıdığı düşünülen teknolojileri üretmek üzere AB’nin yerel kapasitesini artırmayı amaçlayan NZIA teklifini sunmuştu.
Nükleer enerji de bu teknolojiler arasında yer almakla birlikte, başlangıçta iklim nötrlüğünün sağlanmasında, örneğin yenilenebilir enerjiler gibi ‘stratejik’ olarak nitelendirilmemişti.
AB bakanları dün (7 Aralık) bu durumu düzeltti ve Almanya, Avusturya ve Lüksemburg’un muhalefetine rağmen NZIA’ya yönelik ‘genel yaklaşımlarının’ bir parçası olarak nükleer enerjiyi ‘stratejik teknolojiler’ listesine ekledi. Sonuç olarak nükleer enerji, kolaylaştırılmış lisanslama prosedürlerinden faydalanacak.
Fransa Sanayi Bakanı Roland Lescure Brüksel’deki Konsey toplantısının açılışında yaptığı açıklamada, “Bu olumlu ve etkili bir metin. Fransa nükleer enerjinin de dahil edilmesinden yanaydı,” dedi.
Fransa ve diğer sekiz AB ülkesi (Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya) toplantı öncesinde nükleer enerjinin ve finansmanının AB düzeyinde desteklenmesinin önemini yineleyen ortak bir deklarasyon sundu.
Alman tarafında ise isteksizlik hakim. Alman hükümeti, nükleer enerjiden çıkmak gerektiğini savunuyor. Almanya’nın ekonomik işler ve iklim korumadan sorumlu Devlet Bakanı Sven Giegold Konsey toplantısında, “COP28’deki mevcut tartışmaları takip edersek, hızlı bir şekilde karbonsuzlaşmamız gerektiğini ve bunun nükleer enerjiye güvenerek mümkün olmadığını anlıyoruz,” iddiasında bulundu.
Lüksemburglu bakan ise nükleer teknolojilerin ‘stratejik’ olarak değerlendirilmesinden ‘üzüntü duyduğunu’ söyledi.
Avrupa
AB, Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketini onayladı

Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı yaklaşık 200 gemiyi hedef alan 17. yaptırım paketini onayladı. AB diplomasi şefi Kaja Kallas, yeni yaptırımların da geliştirilmekte olduğunu ve sertliğinin Ukrayna’daki gelişmelere bağlı olacağını açıkladı.
Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketini onayladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “AB, Rusya’ya karşı yaklaşık 200 gemiyi hedef alan 17. yaptırım paketini onayladı,” dedi. Kallas, tankerlerin hangi ülkelere ait olduğu konusunda ise bilgi vermedi.
Rusya’ya karşı yeni yaptırımların halihazırda geliştirilmekte olduğunu belirten Kallas, yeni kısıtlamaların sertliğinin Ukrayna ihtilafının seyrine doğrudan bağlı olacağını da sözlerine ekledi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen, AB’nin 17. paketin yürürlüğe girmesinin hemen ardından yeni kısıtlama paketi üzerinde çalışmaya başlayacağını bildirmişti.
AB daimi temsilciler komitesi, 14 Mayıs’ta bir önceki yaptırım paketini onaylamıştı.
Bloomberg‘in haberine göre, yeni önlemler önceki turlara kıyasla “daha kademeli” bir nitelik taşıyor.
Bu önlemlerin temel olarak, Moskova’nın enerji kısıtlamalarını aşmasına “yardımcı olduğu” iddia edilen filoyu, gerçek ve tüzel kişileri hedef aldığı belirtiliyor.
Diğer yandan, ABD Başkanı Donald Trump, 19 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmelerin ardından, Ukrayna ihtilafının çözümünde ilerleme kaydedilmemesi durumunda ABD’nin geri adım atacağını ifade etti.
Trump, “Bu bir Avrupa sorunuydu. Ve Avrupa sorunu olarak kalmalıydı,” diye konuştu. ABD Başkanı, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar getirilmesinin çatışmanın çözümünü yalnızca karmaşıklaştıracağına inandığını dile getirdi.
Trump’ın bu açıklamalarının ardından The Times gazetesi, ABD’nin Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlarının artık “her zamankinden daha az olası” göründüğünü yazdı.
Gazete, ABD liderinin fiilen ABD’yi müzakere sürecinin dışında tutmayı teklif ettiğine dikkat çekti.
Trump’ın Rusya’ya yaptırım uygulama konusundaki isteksizliği AB liderlerini şaşırttı
Avrupa
Litvanya’dan Belarus’a Adalet Divanı’nda ‘göçmen akını’ davası

Litvanya, Belarus’u organize bir şekilde ülkesine göçmen sokmakla suçlayarak Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) dava açtı. Vilnius yönetimi, Minsk’ten sınır çiti masrafları da dahil olmak üzere tam tazminat talep ediyor ve Belarus’un BM Göçmen Kaçakçılığı Protokolü’nü ihlal ettiğini öne sürüyor.
Litvanya, Belarus hükümetinin göçmenleri yasa dışı yollarla ülkesine soktuğu ve bu şekilde Birleşmiş Milletler (BM) protokollerini ihlal ettiği iddiasıyla Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) Minsk’e karşı dava açtığını duyurdu.
Litvanya Dışişleri Bakanlığı, Vilnius’un bu eylemler nedeniyle oluşan zararlar için tam tazminat talep ettiğini bildirdi.
Bakanlığın internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “Litvanya hükümeti bugün, Belarus’a karşı Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD), göçmenlerin Litvanya’ya yönelik organize ve kapsamlı bir şekilde ülkeye girişlerini sağlaması nedeniyle dava açmıştır. Dava, devletlerin BM Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Yasa Dışı Göçmen Kaçakçılığı Protokolü kapsamındaki yükümlülüklerinin ihlalleriyle ilgilidir,” denildi.
Litvanya tarafı, Belarus makamlarının kasıtlı olarak göçmen akınını organize ettiğini ve göçmenlere Litvanya sınırına kadar eşlik ettiğini öne sürdü.
Açıklamada ayrıca, Litvanya’nın “sınır çiti inşası masrafları da dahil olmak üzere zararın tamamının tazmin edilmesini” talep ettiği belirtildi.
Litvanya, Letonya ve Polonya, 2021 yılında Belarus sınırında Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden gelen ve yasa dışı yollarla sınırı geçmeye çalışan göçmen sayısında önemli bir artış yaşandığını bildirmişti.
Bu üç AB üyesi ülke, Minsk yönetimini göçmen krizi yaratmakla suçlamıştı. Belarus tarafı ise bu suçlamaları kesin bir dille reddetmişti.
Belaruslu sınır muhafızları, komşu AB ülkeleri tarafından göçmenlerin zorla Belarus topraklarına geri itildiğini ve bu tür eylemler sonucu zarar gören sığınmacıların cesetlerinin bulunduğunu iddia etmişti.
Avrupa
Dendias: Avrupa’nın silahlanma planı, AB’yi tehdit eden ülkeleri içermemelidir

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Avrupa’nın yeniden silahlanmasının AB kurallarını ve değerlerini saygı ve benimsemeyi kabul eden ülkelerle birlikte gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu.
Salı günü (20 Mayıs) Brüksel’de düzenlenecek AB Dışişleri Konseyi toplantısından önce yaptığı açıklamada Dendias, “Son derece dikkatli olmalıyız ve Yunanistan, bu projede AB değerler çerçevesini saygı ve benimsemeyi kabul eden ülkelerin dahil edilmesinin gerekli olduğunu defalarca vurgulamıştır,” dedi.
“AB üye ülkeleri de dahil olmak üzere diğer ülkeleri tehdit eden, AB üye ülkeleri de dahil olmak üzere diğer ülkeleri tanımayan ve aynı demokrasi ve insan hakları kurallarını benimsemeyen” ülkelere işaret eden Dendias, bu ülkelerin Avrupa projesine “ayrım gözetmeksizin” katılmasına izin veremeyeceklerini savunarak, “Düşman kendi duvarlarının içindeyken Avrupa’yı savunamayız,” dedi.
Atina yönetimi, AB’nin 150 milyar avroluk silahlanma fonuna Ankara’nın dahil edilmemesi için lobi faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Öte yandan savunma bakanlarının, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin de katılımıyla ve Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov ile video konferans yoluyla Ukrayna’daki son gelişmeleri görüşmeleri bekleniyor.
-
Rusya2 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş2 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Söyleşi2 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Asya2 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Amerika1 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Çok kutupluluk çağında Türkiye’nin Antalya Diplomasi Forumu