Bizi Takip Edin

RUSYA

ABD ve Avrupa’dan ‘Wagner’ tepkileri

Yayınlanma

Rusya’da haftasonu yaşanan Vagner gerilimi, ABD ve Avrupa’da da yakından takip edildi.

Gerilimin, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko’nun devreye girmesi ve Vagner şefi Yevgeni Prigojin’in Belarus’a gitmesi ile birlikte şimdilik çözülmesinin ardından batıdan da açıklamalar gelmeye başladı.

ABD’den açıklamalar

Bu kapsamda önce ABD Başkanı Joe Biden ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenski arasında yapılan telefon görüşmesini saymak gerekiyor. Zelenski ve Biden, Twitter’da yaptıkları paylaşımda Rusya’da yaşanan süreçleri ele aldıklarını belirttiler. İkili, “Uluslararası düzen yeniden tesis edilene kadar dünya Rusya’ya baskı yapmalıdır,” dedi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre ise liderler ‘Rusya’daki kargaşayı’ ve Ukrayna’nın devam eden karşı saldırısını ele aldılar ve Biden, “devam eden güvenlik, ekonomik ve insani yardım da dahil olmak üzere ABD’nin sarsılmaz desteğini yeniden teyit etti.”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da CBS’in ‘Face the Nation’ programına verdiği demeçte Vagner isyanının ‘Putin’in liderliğinin cephesindeki çatlakları’ gösterdiğini savundu.

Blinken ayrıca isyanın ülkenin istikrarı hakkında ‘derin soru işaretleri uyandırdığını’ ileri sürdü.

Blinken, “Bunun nereye varacağını tam olarak tahmin edemeyiz veya bilemeyiz. Putin’in önümüzdeki haftalarda ve aylarda yanıtlayacağı daha çok şey olduğunu biliyoruz,” ifadelerini kullandı.

AB: Yarattığı canavar şimdi Putin’i ısırıyor

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Vagner’in isyan girişiminin Rusya’nın askeri gücündeki çatlakları gösterdiğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Wagner’le bir canavar ortaya çıkardığını savunan Borrell, Prigojin için, “Putin’in Wagner ile oluşturduğu canavar şimdi onu ısırıyor, canavar sahibine karşı hareket ediyor,” iddiasında bulundu.

Borrell, “Rusya gibi bir nükleer gücün siyasi istikrarsızlık dönemine girebileceğini görmek iyi bir şey değil,” diyerek AB’nin Ukrayna’yı her zamankinden daha fazla desteklemesi gerektiğini savundu.

Stoltenberg: Moskova stratejik hata yaptı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Vagner isyanının, Moskova’nın Ukrayna’ya savaş açarak stratejik bir hata yaptığını ortaya koyduğunu söyledi.

Stoltenberg, “Hafta sonu yaşanan olaylar Rusya’nın iç meselesi ve Putin’in Kırım’ı yasa dışı ilhakı ve Ukrayna’ya karşı savaşla yaptığı büyük stratejik hatanın bir başka göstergesi,” dedi.

NATO Genel Sekreteri, Rusya saldırısını sürdürürken, ittifakın Ukrayna’ya desteğini sürdürmesinin daha da önemli olduğun vurguladı.

Almanya: Rusya’nın içişlerine karışmıyoruz

Almanya’da trafik lambası koalisyonunun Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a göre Rusya’daki durum tamamen belirsizliğini koruyor.

Baerbock, Lüksemburg’da AB dışişleri bakanlarının istişareleri öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu Rusya’daki bir iç iktidar mücadelesiyle ilgili ve biz buna karışmıyoruz,” dedi.

“Orada ne olduğu hala belirsiz,” diyen Baerbock, yaşananların ‘açıkça Rus gösterisinde sadece bir perde’ olduğunu belirtti.

Öte yandan SPD’li Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Michael Roth, Putin’in Vagner ayaklanmasıyla zayıfladığını düşünüyor ve sert bir tepki vermesinden korkuyor.

SPD’li siyasetçi, “Putin’in artık durumu kontrol edememesi onun için bir aşağılanma oldu. Hem de dünya kamuoyunun ve Rus halkının gözleri önünde. Bu bir diktatör için zaten zor bir durum,” ifadelerini kullandı.

Roth, tüm yaşananlara tepki olarak Rusya’da bir ‘Stalinleşme’ yaşanabileceğinden korkuyor ve ekliyor: “Bu, muhaliflerin artık daha çabuk saf dışı bırakılabileceği anlamına geliyor. Ya hapse atılacaklar ya da muhtemelen öldürülecekler.”

CDU/CSU parlamento grubunun dış politika sözcüsü Roderich Kiesewetter Tagesspiegel’e verdiği demeçte, “Putin artık iç politikada gücünü gösterecektir. Ukrayna’ya karşı savaşı yoğunlaştıracak, şimdiye kadar olduğundan daha da acımasız hale getirecektir,” iddiasında bulundu.

Yine Tagesspiegel’e konuşan FDP dış politika uzmanı Ulrich Lechte ise Putin’in Cumartesi gününden bu yana ‘istikrar kazandığını’ söyledi. Lechte, “Putin’in zayıflık imajını düzeltmek için terör rejimini genişletmesinden korkulmalı,” derken, Yeşiller’den dış politika uzmanı Jürgen Trittin, Rusya’nın ‘paralı bir güç tarafından şantaja uğramasını oldukça endişe verici’ olarak nitelendirdi. Trittin’e göre ABD dahil hiç kimse böyle bir tırmanışa hazırlıklı değildi.

Avusturya tedirgin

Vagner isyanının belirsiz sonuçları nedeniyle diğer AB ülkeleri de tedirgin görünüyor.

Cumartesi günkü isyan, Viyana’da acil bir toplantıyı tetikledi. Üst düzey politikacılar Pazar günü olayın Avusturya için sonuçlarını ele almak üzere bir kriz oturumu için bir araya geldi.

Şansölye Karl Nehammer toplantı öncesinde yaptığı açıklamada Rusya’nın ‘nükleer silahlarının yanlış ellere geçmemesi gerektiğini’ söyledi. Olaylar karşısında Avusturya polisi Viyana’da Rusya bağlantılı çeşitli kuruluşların bulunduğu yerlerde güvenliği artıracak.

Nehammer henüz somut bir tehdit olmadığını ancak hükümetin ‘Rusya’daki bir iç çatışmanın Avusturya topraklarında yaşanmasına’ izin vermeyeceğini de sözlerine ekledi.

Muhalefet partilerinin de katılacağı ulusal güvenlik konulu bir toplantıya bu hafta ev sahipliği yapılması planlanıyor. Bunun yapılması ilk olarak ‘yeni merkez sol’ SPÖ lideri Andreas Babler tarafından talep edildi.

Babler Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Rusya’daki mevcut durum kafa karıştırıcı ve tehlikeli, Avusturya ve Avrupa’nın güvenliği üzerindeki potansiyel etkisi hesaplanamaz,” dedi.

İtalya: Rusya’ya karşı değiliz

Vagner isyanı hakkında değerlendirmede bulunan İtalya’nın Forza Italia mensubu Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, “Müdahale etmek bizim elimizde değil. Nasıl ki Rusya’nın bir ülkenin iç işlerine karışamayacağını söylüyorsak, biz de karışamayız,” dedi.

“Biz Rusya’ya savaş açmadık. Rusya’ya karşı değiliz, şu anda Federasyonu yöneten Putin’in uluslararası hukuku ihlal etmesine itiraz ediyoruz,” diyen Tajani, Ukrayna’ya yaptıkları askeri yardımın ‘yalnızca bu ülkenin kendisini savunmasına yardımcı olmak’ amacıyla yapıldığını savundu.

Başbakan Giorgia Meloni de “Rusya’da son saatlerde olup bitenlerle ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Rusya Federasyonu içinde son aylarda görülen bazı propagandalarla bir şekilde çatışan bir kaos durumunun farkındalığı söz konusu,” dedi.

Meloni, “Eğer Ukraynalılara yardım etmemiş olsaydık, bugün çok daha güvensiz bir dünyada yaşıyor olurduk, savaş evimize çok daha yakın olurdu ve askeri açıdan daha güçlü olanlar komşularını rahatça işgal edebilirdi. Biz barışı, istikrarı ve güvenliği savunuyoruz,” diyerek kendisini Ukrayna’ya silah göndererek çatışmanın tırmanmasına destek vermekle suçlayanlara yanıt verdi.

Polonya’da muhalefetten iktidara eleştiri

Polonya’da muhalefet, Prigojin ve Vagner isyanına yetersiz tepki verdiği gerekçesiyle Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) liderliğindeki hükümeti eleştirdi.

Muhalefetteki Sivil Platform (PO) milletvekili Marzena Okła-Drewnowicz, iktidardaki muhafazakar Hukuk ve Adalet (PiS) partisi sözcüsü Radosław Fogiel’e, PiS lideri Jarosław Kaczyński’nin RMF FM radyosuna verdiği mülakata atıfta bulunarak, “Cumartesi sabahı lideriniz, Başbakan Yardımcısı Rusya’da olanlardan bahsetmedi bile,” dedi.

Fogiel eleştirileri reddederek ‘duyguları tırmandırmanın’ faydasız olduğuna işaret etti. Bir siyasetçinin rolünün etrafta koşuşturup ‘alarm’, ‘savaş’ ya da ‘yangın’ diye bağırmak olmadığını söyleyen Fogiel, Okła-Drewnowicz gibi milletvekillerinin bu tür durumlarda devlet organlarının nasıl tepki verdiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını da sözlerine ekledi.

Hükümet Sözcüsü Piotr Müller, Okła-Drewnowicz’in Polonyalı yetkililerin Rusya’daki gelişmelere yönelik tepkilerini diğer AB ve NATO ülkelerindeki mevkidaşlarıyla istişare edip etmedikleri sorusuna, Başbakan Mateusz Morawiecki’nin Cumartesi günü istişare ettiği liderlerin bir listesini Twitter’dan yayınlayarak yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Duda ise Cumartesi gecesi Ulusal Güvenlik Konseyini (RBN) toplantıya çağırdı. Duda, Rusya’daki durumun izlendiğini ve Polonya’nın güvenliğine yönelik kesinlikle bir tehdit bulunmadığını açıkladı.

Çekya: Rusya’da liderlik değişimi yaşanacak

Çek Dışişleri Bakanı Jan Lipavský Pazar günü yapılan bir kriz masası toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Vagner paramiliter grubunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı kısa süreli bir isyan başlatmasının ‘liderlik değişiminin yolda olduğunu’ gösterdiğini ileri sürdü.

Lipavský, “Muhtemelen Putin’in halefliği için mücadelenin yaklaştığı hatta başladığı sonucuna varabiliriz,” dedi. Rusya’da demokrasinin olmadığını ileri süren Bakan, liderliğin ‘muhtemelen zorla değişeceğini’ söyledi ve güvenlik ortamının her an kötüleşebileceği uyarısında bulundu.

Kriz toplantısına Çek Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çek Cumhurbaşkanlığı ofisi temsilcileri katıldı.

Öte yandan Çek bakana göre Rusya, Avrupa ve Çek güvenliğini tehdit etmeye devam edecek.

RUSYA

Rusya’dan Şam’ın silahlı grupların eline geçmesine dair tepkiler

Yayınlanma

Suriye’de silahlı gruoplar, 7 Aralık akşamına kadar Halep, Hama, Deyrezzor, Dera ve Humus gibi pek çok büyük şehri ele geçirdi. Militanlar, pazar sabahı Şam’a girerken, Suriye ordu birlikleri kentten çekildi. Bu süreçte Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesine hazır olduklarını açıkladı.

Rus senatör ve milletvekilleri, Suriye’de uluslararası insani gerekliliklere uyulması gerektiği mesajını verdi.

Federasyon Konseyi Tarım ve Gıda Politikası ve Doğa Yönetimi Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı ve Hantı-Mansi Özerk Okrugu (Yugra) Senatörü Natalya Komarova, Suriye’deki gelişmelerin öncelikli olarak ülke vatandaşlarına ciddi zararlar verdiğini ve bu nedenle uluslararası insani gerekliliklere uyulmasının büyük önem taşıdığını belirtti.

2018 yılının Nisan ayında o dönem Yugra Valisi olan Komarova, Suriye’yi ziyaret etmiş ve bu ziyaret sonrasında Yugra ile Suriye’nin Humus vilayeti arasında iktisadi ve insani işbirliğine yönelik bir anlaşma imzalanmıştı.

Komarova, Suriye halkına yapılan yardımlara dikkat çekerek, “Bölgemizin bu devletle, Humus vilayetiyle iş ve dostluk ilişkileri var. Gönüllülerimiz, Suriye halkına yardım sağladı. Şu anda Suriyelilerin yaşamını etkileyen olaylar, en çok bu ülkenin vatandaşlarına zarar veriyor. Bu bağlamda uluslararası kurallara ve insani gerekliliklere uyulması kritik bir öneme sahip,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Suriye’deki durumun iyileşmesi yönündeki umudunu dile getiren Komarova, ziyareti sırasında, farklı dinlere mensup yerel halkın uyum içinde yaşadığına tanık olduğunu paylaştı.

Slutskiy: Rusya, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyor

Öte yandan Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı ve Liberal Demokrat Parti lideri Leonid Slutskiy, Rusya’nın Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesinden yana olduğunu açıkladı.

TASS ajansının aktardığına göre Slutskiy, “Biz, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve kapsayıcı bir iç diyalog yoluyla iktidarın demokratik usullerle devredilmesini savunuyoruz. Ancak Suriye şu anda zorlu ve trajik bir süreçten geçiyor,” değerlendirmesini yaparak bu olayların Orta Doğu’daki istikrarsızlık faktörlerini daha da artıracağını ifade etti.

Kosaçev: Suriyeliler iç savaşı kendileri çözmek zorunda

Federasyon Konseyi Başkan Yardımcısı Konstantin Kosaçev de Rusya’nın gerekirse Suriye halkını destekleyeceğini, fakat geniş çaplı bir iç savaşla Suriyelilerin kendi başlarına mücadele etmek zorunda kalacaklarını söyledi.

Kosaçev, “Suriye halkı desteğimize ihtiyaç duyarsa bu sağlanacaktır, ancak tam ölçekli bir iç savaşta bu mümkün değil,” diye ekledi.

13 yıllık direniş sonrası Baas yönetimi sona erdi

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, doğalgaz ödemelerinde yeni düzenlemeler getirdi

Yayınlanma

ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yeni yaptırımlar nedeniyle Rusya, yabancı alıcıların gaz ödemeleri için yeni prosedürler geliştirdi. Düzenleme, ruble üzerinden ödeme yapılmasını şart koşuyor.

Dün akşam yayımlanan devlet başkanı kararnamesine göre Rusya, Gazprombank’a yönelik yeni ABD yaptırımlarının ardından yabancı alıcılara yönelik doğalgaz ödeme prosedürünü güncelledi.

Kararnameye göre, Gazprombank’ın Mart 2022’de devreye aldığı özel hesaplar üzerinden yapılan doğalgaz ödemeleri, yaptırımlar kaldırılana kadar askıya alınacak.

Yetkili bankalar, artık tedarikçilere yapılacak ödemeler için yabancı alıcıların ruble hesabına kredi aktarabilecek veya ruble ya da sözleşme para birimi cinsinden alacakların mahsup edilmesi yoluyla borç tahsilatı gerçekleştirebilecek.

Değişiklikler kapsamında, doğalgaz tedariki için ödeme yükümlülükleri, Rus tedarikçinin talebi üzerine karşılıklı alacakların mahsup edilmesiyle de sona erdirilebilecek.

Yabancı alıcılar, Rus gazının bedelini ödemek için, tedarikçinin yetkili bir bankada bulunan ruble hesabına gerekli tutarı ruble cinsinden transfer etmek zorunda olacak.

Bu transfer için üçüncü taraflardan ruble cinsinden kredi alınmasına da izin veriliyor.

Gazprombank, kasım ayında ABD’nin yeni yaptırım paketi kapsamında listeye eklenmişti. Bu durum, yabancı alıcıların mevcut ödeme planını sürdürmesini imkânsız hale getirdi.

Kararnamede, Gazprombank dışında hangi bankaların doğalgaz ödemelerinde yetkilendirilebileceği ise belirtilmedi.

ABD’den Gazprombank’a yaptırım kararı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Rusya ekonomisi zorluklara rağmen büyümeye devam ediyor

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, VTB Yatırım Forumu’nda yaptığı konuşmada, ülkenin sabit sermaye yatırımlarının üst üste üçüncü yılda da arttığını belirtti. Katma değeri yüksek sektörlerin desteklediği ekonomik büyüme ve güçlü sermaye piyasası politikalarını vurgulayan Putin, yabancı yatırımcıları Rusya borsasına davet etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaptığı açıklamada, Rus iş dünyasının sabit sermaye yatırımlarının, ortaya çıkan ya da dışarıdan yaratılan tüm zorluklara rağmen üst üste üçüncü yılda da büyüdüğünü söyledi.

Dün ülkenin en büyük kamu bankalarından VTB’nin yatırım forumunda konuşan Putin, “Tüm zorluklar göz önüne alındığında, Rus iş dünyasının sabit sermaye yatırımları, yaşadığımız ya da dışarıdan bizim için yaratmaya çalıştıkları tüm sorunlara rağmen üst üste üçüncü yıldır artıyor,” dedi.

Putin, Rusya Federasyonu’nun sermaye piyasasını güçlendirmeye ve borsaya giren şirketleri desteklemeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Ekonomik büyüme yüksek katma değerli sektörlerle destekleniyor

Putim, Rusya’nın GSYİH’sinin bu yılın ocak-ekim döneminde yüzde 4,1 oranında büyüdüğünü ve ana büyümenin imalat sanayinde, yani katma değeri yüksek sektörlerde yoğunlaştığını söyledi:

“Geçen yıl Rusya’nın gayrisafi yurtiçi hasılası yüzde 3,6 oranında büyüdü. Bu çok iyi biliniyor. Bu yılın ocak-ekim döneminde ise yüzde 4,1 oranında arttı. Üstelik [bu] büyüme ağırlıklı olarak imalat sanayinde, yani katma değeri yüksek sektörlerde yoğunlaştı. Yani 10 ayda imalat sanayimiz yüzde 8’den fazla, daha doğrusu yüzde 8 oranında arttı”.

Ülke ekonomisinin bu yıl yaklaşık yüzde 4 oranında büyüyeceğini söyleyen Putin, “Bu yıl, Rusya ekonomisi genişleyecek, geçen yıl yüzde 3,6 idi, bu yıl yüzde 4 civarında olacak: 3,9 ya da belki yüzde 4,” değerlendirmesini yaptı.

Yabancı yatırımcılara davet

Öte yandan Devlet Başkanı Putin, Rusya’nın dost ülkelerden yatırımcıları ülkenin borsasına davet ettiğini vurguladı.

Putin, “Elbette dost ülkelerden yatırımcıları borsamıza davet ediyoruz… Rusya küresel ekonominin bir parçası ve tersine sermaye akışını memnuniyetle karşılıyoruz,” dedi.

Putin, hiç kimsenin Rusya pazarını terk etmeye zorlanmadığını ve birçok Batılı şirketin baskılara rağmen kalmaya karar verdiğini de sözlerine ekledi.

“Sanırım son forumda da söyledim ve genel olarak bunu her fırsatta söylüyorum: Biz kimseyi kovmadık, kimseyi pazarımızdan çıkmaya zorlamadık,” diyen Putin, pek çok Batılı şirketin “siyasi baskılara” rağmen Rusya’da kalmaya devam ettiğine dikkat çekti.

Dengeli ekonomi politikası

Rusya hükümeti ve Merkez Bankası’nın dengeli bir politika izlediğinin altını çizen Putin, “Bu yılın ocak ayından ekim ayına kadar, ülkenin konsolide bütçesi ve bütçe dışı fonların fazlası yaklaşık 2,5 trilyon ruble [24 milyar dolar] olurken, harcamalar GSYİH’nin yüzde 35’inden daha azını oluşturdu ki bu da 2021 seviyesine karşılık geliyor. Bu da hükümetin ve merkez bankasının son derece dengeli bir politika izlediğini gösteriyor,” diye konuştu.

Putin ayrıca Rusya’da enflasyonu kontrol altına almanın gerekli olduğunu belirterek, enflasyonu kontrol altına almak için Merkez Bankası ve hükümetin koordineli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Devlet Başkanı, Rusya’nın finans sektörüne yönelik ulusal dijital altyapısının tüm unsurlarının geliştirildiğini ve başarılı bir şekilde işlediğini, bunun da Rus ekonomisi için önemli bir rekabet avantajı olduğunu kaydetti:

“Uzmanlara göre, küresel büyüme için en önemli uzun vadeli faktörlerden biri finans sektöründe Ulusal Dijital Altyapının uygulanması olacaktır. Bazı ülkelerde, örneğin AB ülkelerinde, Avustralya’da, Singapur’da, bu tür bir altyapının sadece belirli unsurlarında uzmanlaşılmıştır. Ancak Rusya’da, tüm unsurları zaten oluşturuldu ve başarıyla çalışıyor.”

Bunun yanı sıra Puitn, Rusya’da dijital ruble kullanılarak yapılan ödemelerin 1 Temmuz 2025’ten itibaren ülke çapında mümkün olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Bu arada BRICS, birleşik bir dijital ödeme sisteminin oluşturulmasına odaklanmaya çalışıyor:

“BRICS’teki meslektaşlarımıza bu konuya gereken ilgiyi göstermeye çalışıyoruz. Tekrar ediyorum, sadece bizim için bazı sorunlar yarattığı için değil, ki bu sorunlar elbette ciddi ve bir dereceye kadar bizi engelliyor, ödemelerle ilgili sorunlar. Ama aynı zamanda, en önemlisi, dünya ekonomisi gelişiyor, ortakların sayısı artıyor ve herkes sadece güvenli ekonomik iletişim ve irtibat yolları istemiyor. Herkes modern irtibat araçları istiyor.”

‘Rusya’nın yatırım ortamı derecelendirmesinde lider’

Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin, ülkesinin iş ortamının kalitesi açısından liderler arasında yer aldığını vurguladı.

Putin, “Yapılan bir araştırma Rusya’nın yatırım ortamı derecelendirmesinde küresel liderler arasında yer aldığını, düzenleyici çerçeve ve kamu hizmetlerinin kalitesi açısından ise tüm ülkelerin önünde olduğunu gösterdi. Ve iş kaydı, gayrimenkul yönetimi gibi parametreler açısından da güvenle ikinci sırada yer alıyor,” diye kaydetti.

Rusya’nın iktisadi egemenliğini ve teknolojik liderliğini güçlendirmeye çalıştığını söyleyen Putin, şöyle devam etti:

“Rusya, iktisadi egemenliğini güçlendirmek, ülkemizin teknolojik liderliğini sağlamak, ulusal odaklı istikrarlı bir bankacılık sistemi ve güçlü bir finans ve borsa geliştirmek için devlet, toplum ve iş dünyasının çabalarını birleştirmektedir.”

‘Avrupa ekonomisi zor bir dönemden geçiyor’

Bununla beraber Putin, Avrupa ekonomilerinin karşı karşıya olduğu sorunların sadece Rusya’dan gelen enerji kaynaklarının kaybıyla değil, aynı zamanda ticari bağlantıların ve lojistiğin aksamasıyla da ilgili olduğunu açıkladı:

“Avrupa ekonomisi zor bir dönemden geçiyor. Elbette Rusya ile bağların kopması sadece Almanların ve diğer Avrupalıların istikrarlı Rus enerji kaynaklarını kabul edilebilir fiyatlarla alma fırsatını kaybetmesi nedeniyle değil, başka nedenlerle de ciddi bir rol oynuyor. Örneğin, ürünlerini pazarımızda satmaları imkânsız, daha önce Avrupalı yatırımcılar tarafından ülkemizde kurulan şirketlere bileşen tedarik etmeleri imkânsız, belirli bir kar getiren lojistik rotaları kullanmaları imkânsız, ödemeler için Avrupa para birimi olan avroyu kullanmaları imkânsız.”

Washington’un Avrupa ile enerji ilişkileri konusunda gerçek bir müttefik gibi davranmadığına işaret ederek ABD’ye yüklendi:

“Amerikalılar sizin [Almanya’nın] Rusya pazarını kullanmanızı, nispeten ucuz enerji kaynaklarımızdan yararlanmanızı yasaklarken, ABD’nin kendisi Avrupalı [Alman dahil] yatırımcıların ABD ekonomisine daha elverişli bir şekilde dahil olması için koşullar yaratıyor. Açıkça söylemek gerekirse, bu tutum bir müttefikten beklenecek bir tutum değil. Ancak burada bu detaylara girmek istemiyorum. Almanya bunu çok iyi biliyor.”

Batılı şirketlerin geri dönüşü için özel muamele yok

Aynı zamanda Putin, Rusya’nın pazarına geri dönmek isteyen Batılı şirketler için özel koşullar yaratmayacağını, fakat bu arzuyu da engellemeyeceğini söyledi.

Devlet Başkanı, “Geri dönmek isteyenler için koşullar yaratacak mıyız? Özel koşullar yaratmayacağız. Kimseyi dışarı itmedik, kimseyi yasaklamadık, kapılarımız açık,” ifadelerini kullandı.

Çin ile daha güçlü ortaklık

Aynı zamanda Putin, Batılı ülkelerle ilişkilerin normalleşmesini umduğunu, zira her iki tarafın da bunda çıkarı olduğunu söyledi.

Devlet Başkanı, “Batılı ortaklarımızla ilişkilerimizin bir süre sonra normalleşeceğini umuyorum. Her şeyden önce onlar da buna ilgi duyuyor ama elbette bizim de ilgimiz var,” yorumunu yaptı.

Bu arada Moskova, Ukrayna’daki olaylardan bağımsız olarak Çin ile ilişkilerini geliştiriyor çünkü bu Asya’nın güçlü ülkesi Rusya’nın uzun süredir ticari ve ekonomik ortağı:

“Çin ile ilişkilerimiz Ukrayna’da meydana gelen olaylardan bağımsız olarak gelişiyor. Çin uzun zamandır bizim en büyük ticari ve ekonomik ortağımızdır.”

Putin ayrıca Rusya ve Almanya’nın onlarca yıldır iyi ilişkilere ve karşılıklı anlayışa sahip olduğunu hatırlattı:

“Şimdi, Doğu’dan gelen her şey Batı’dan gelenden daha iyi: Rusya’da ve geleneksel müttefikleriniz ve ortaklarınız tarafında Alman ekonomisi için yaratılan koşullara bakın, şimdi sadece iş ortamından bahsediyoruz. Ancak kapılarımız her zaman açık, Almanya ile onlarca yıldır çok iyi ilişkilerimiz oldu, birbirimizi çok iyi anladık.”

Aynı zamanda Putin, ekonomik kararların siyasi saiklerden etkilenmemesi gerektiğini vurgulayarak egemenliğin korunmasının öneminin altını çizdi ve ayrıca Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in Rusya pazarından hiç çıkmaması gerektiğini belirterek, bu “hatanın” şirket için ciddi ölçüde kâr kaybına yol açtığını ileri sürdü.

Doların gerilemesi Biden’ın eseri

Rusya Devlet Başkanı, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin doların küresel sahnedeki etkisini zayıflatmak için çok şey yaptığını belirtti:

“[ABD’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump] dört yıldır aynı Beyaz Saray’da bulunmuyor… Ve bu süre zarfında ekonomide, küresel düzeyde ve ABD’de bazı değişiklikler oldu… Trump’ın halefleri ve siyasi rakipleri, dünyanın rezerv para birimi olarak doların temellerini sarsmak için çok şey yaptılar. Ve her şeyden önce bunu kendi elleriyle yaptılar, doları siyasi ve hatta belki de silahlı mücadele aracı olarak kullandılar.”

Putin, Rusya’nın ABD para birimini terk etmediğini, aksine Moskova’nın dolara erişiminin engellendiğini vurguladı. Putin, ayrıca ABD ile müttefik olan ülkelerin bile dolar ve avro cinsinden tuttukları altın ve döviz rezervlerini azalttıklarını belirtti:

“ABD’nin kayıtsız şartsız müttefiki olan ülkeler bile altın rezervlerini ve bu arada hem dolar hem de avro cinsinden altın ve döviz rezervlerini azaltıyor. Son on yılda bu azalma yaklaşık yüzde 13 oranında gerçekleşmiştir. Bu önemli bir miktardır. Üstelik bu doğal olarak gerçekleşmektedir. Ve hiç kimse, özellikle de ekonomi için yıkıcı olan yaptırımlar ve zorlayıcı yöntemlerin yardımıyla bu süreçleri tersine çeviremeyecektir.”

Bu arada Putin, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’a herhangi bir tavsiyede bulunma konusunda isteksiz: “Sayın Trump tavsiye ya da önerilere ihtiyaç duymayan türden bir kişi.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English