Bizi Takip Edin

Amerika

ABD’de otomotiv sektöründe grev başladı

Yayınlanma

ABD’de ‘Üç Büyükler’ olarak bilinen General Motors, Stellantis ve Ford fabrikalarında Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikasının çağrısıyla 12 bin işçi greve gitti.

İşçilerin bu üç şirket ile imzaladıkları sözleşmenin süresi Perşembe günü ABD saatiyle 23:59’de sona erdi ve patronlar sendikaların yeni sözleşme şartlarını kabul etmedi.

UAW Başkanı Shawn Fain yaptığı açıklamada, grevin ilk etapta GM’nin Missouri’deki Wentzville Montaj fabrikasını, Stellantis’in Ohio’daki Toledo Montaj fabrikasını ve Ford’un Wayne, Michigan’daki fabrikasını etkileyeceğini söyledi.

Fain, diğer tesislerdeki sendika üyelerini şimdilik sözleşmesiz çalışmaya devam etmeye yönlendirdiği için işçilerden tepki gördü.

İş bırakma eylemi, süresi dolan sözleşmeler kapsamındaki işçiler tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir grevin sadece küçük bir parçası olarak görülüyor. Fain, grevin Detroit’teki üç büyük otomobil üreticisine karşı aynı anda yapılan ilk grev olduğunu ve sendikanın otomobil şirketleriyle mücadelesinde yeni bir cephe açtığını söyledi.

Biden yönetimi, tam da Biden’ın yeniden seçilme çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde ekonomiyi sarsabilecek bir grevden kaçınmak için çalışıyor. 

Sendika, ilk dalgada kaç şantiyenin ya da hangi lokasyonların yer alacağını açıklamadı. Perşembe günkü duyuruda Fain, diğer tesislerin greve ne zaman katılacağı ya da nasıl belirleneceği konusunda, üyelerini ‘her an hazır’ olmaya çağırmaktan başka bir ipucu vermedi. Fain’a göre, “Bu strateji şirketlerin tahmin yürütmesini sağlayacak. Ulusal müzakerecilerimize pazarlıkta maksimum kaldıraç ve esneklik sağlayacak. Eğer elimizden geleni yapmamız gerekirse, yaparız.”

Geçmişte UAW, toplu sözleşmeleri yönlendirmek için genellikle tek bir şirketi seçiyordu. Örneğin, 2019’daki son grev sırasında sendika GM’de işi durdurdu ve bir anlaşmaya varmadan önce yaklaşık 50.000 işçiyi 40 gün boyunca grev hattında bekletti.

UAW, hayat pahalılığı düzenlemelerine ek olarak, iki kademeli ücret yapısının ortadan kaldırılması ve tesislerin kapatılması durumunda belirli hakların yanı sıra, yeni sona eren şartların yüzde 40’ına varan ücret artışları talep etti.

Şirketler bir dizi karşı teklif sundular, fakat hiçbiri sendikanın şartlarını karşılamaya yaklaşamadı. Perşembe günü GM, UAW üyeleri için ‘zorlayıcı ve benzeri görülmemiş’ bir anlaşma olduğunu söylediği, daha uzun süreli çalışanlar için anlaşmanın tamamına yayılmış yüzde 20’lik bir zam önerdi. Fain bu teklifleri ‘aşağılayıcı’ olarak nitelendirerek reddetti.

Wentzville fabrikasında 4.100 kişi çalışıyor ve Chevrolet Colorado ve Express ile GMC Canyon ve Savana dahil olmak üzere orta boy kamyonlar ve tam boy minibüsler üretiyor. Stellantis Toledo’nun 4.420 çalışanı var ve elektrikli versiyonu Wrangler 4xe de dahil olmak üzere Jeep Gladiator ve Jeep Wrangler üretiyor. Ford Michigan’da 4.900 kişi çalışıyor ve Ford Ranger ve Bronco modellerini üretiyor. Hedeflenen fabrikaların her birinde kaç çalışanın UAW üyesi olduğu veya Ford Michigan’daki son montaj ve boya hatlarında kaç çalışanın çalıştığı net değil.

Biden’ın ‘yeşil’ dönüşümü ve UAW’nin itirazı

UAW ile patronlar arasındaki çatışma ücretler ve sosyal haklar gibi geleneksel konulara odaklanmış olsa da, Biden’ın daha fazla elektrikli araç ürettirme çabası önemli bir ‘arka plan’ oluşturuyor.

UAW bu hamlenin sendikalı işler için risk oluşturduğunu düşünüyor. Fain, diğer konuların yanı sıra yönetimin içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişi desteklemeye yönelik teşvikleri ele alış biçimini eleştiriyor ve UAW, başkanın yeniden seçilme kampanyasına da destek vermiyor.

Beyaz Saray, ‘örgütlü emeği güçlendirmek ve iklim değişikliği ile mücadele’ şeklindeki ikili amacının birbirini dışlamadığında ısrar ediyor ve otomobil şirketlerini elektrikli araç işlerinin ücret ve sosyal haklarını geleneksel montaj hattı işleriyle aynı seviyeye getirmeye zorluyor.

UAW ise elektrikli araçların geleneksel araçlardan daha az işçiye ihtiyaç duyduğunu ve yeni tesislerin çoğunun sendikal örgütlenme çabalarını engelleyen eyaletlerde ortaya çıktığını belirterek bu argümanlara şüpheyle yaklaşıyor. Sendika, Biden yönetimini sendikalı iş gücünün geçişten etkilenmemesini sağlamak için daha fazlasını yapmaya çağırıyor.

UAW Başkanı Shawn Fain, “Federal hükümet sadece gidişatı değiştirmek için gücünü kullanmamakla kalmıyor, aynı zamanda milyarlarca kamu parasıyla dibe doğru yarışı aktif olarak finanse ediyor,” diyerek, Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) kapsamında ‘temiz enerji’ dönüşümüne verdiği devlet teşviklerini ve vergi indirimlerine işaret ediyor. 

Öte yandan eski ABD Başkanı Donald Trump da konu hakkında açıklama yaptı. Eski başkan Çarşamba günü UAW üyelerini 2024 seçimlerinde kendisine destek vermeleri için yönetime baskı yapmaya ya da alternatif olarak ‘sendikadan ayrılmaya ve çıkarlarınızı doğru şekilde koruyacak yeni bir sendika kurmaya’ çağırdı.

Şirketlerin kârlılık korkusu

Greve gidilen şirketlerin elektrikli araçlar söz konusu olduğunda durumları pek iç açıcı değil. Temmuz ayında Ford, EV biriminin bu yıl 4,5 milyar dolar zarar etmesini beklediğini açıkladı ve bu rakam daha önceki 3 milyar dolarlık tahmine göre yukarı yönlü revize edildi. GM şu anda EV işinin 2025 yılına kadar kârlı olmayacağını öngörüyor. Dolayısıyla elektrikli araçların üretimi söz konusu olduğunda maliyetleri düşürmenin en kolay yolu, işçi maliyetlerini düşürmek.

Üstelik, sektördeki en büyük oyuncu Tesla, sendika düşmanı yapısıyla biliniyor. Üç Büyükler’in şu anda işçilerine ödediği saatlik ücret 66 dolar seviyesinde. Tesla’da ise bu rakam sadece 45 dolar.

Otomobil üreticileri elektrikli araçlardan kâr elde edebilmek için bazı bilindik stratejiler izliyor. Birçoğu elektrikli otomobil üretimini ya yurtdışına ya da sendika dostu olmayan eyaletlere taşıyor. Sendika yapımı elektrikli araç satın alan tüketicilere IRA vergi indirimi verilmesi önerisi, geçen yaz yapılan müzakereler sırasında, bu hükmün yatırımları kendi eyaletindeki sendikasız firmalardan uzaklaştıracağından korkan Batı Virginia Senatörü Joe Manchin tarafından reddedilmişti.

Sendika düşmanı Cumhuriyetçi eyaletlere yatırım akıyor

Bu durum, Kuzey Carolina’dan Alabama’ya kadar uzanan yeni ‘batarya kuşağı’ da dahil olmak üzere Cumhuriyetçilerin kontrolündeki eyaletlerde yeni EV yatırımlarının yoğunlaşmasına katkıda bulunuyor. Yabancı otomobil üreticileri uzun zamandır daha düşük ücretler ve sendika karşıtı yasalar için Güney’e akın ediyor. Genel olarak, otomobil şirketleri bölgeyi elektriğe geçmek için iyi bir yer olarak görüyor.

Brookings Metro tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre IRA, CHIPS, Science Act ve Bipartisan Infrastructure Law’dan akan kamu paralarının beşte ikisi Güney’e gidiyor. Bu yatırımların yüzde altmış ikisi elektrikli araç ve batarya üretimi ya da temiz enerji teknolojilerine yapılıyor.

İşçiler arasında bölünme yaygınlaşıyor

Sendikanın diğer endişeleri arasında, Stellantis’in Samsung SDI ile yaptığı anlaşma da dahil olmak üzere, bu tür ortak girişimlerin endüstri standartlarını zayıflatmak ve işçileri birbirinden ayırmak için kullanılması yer alıyor.

EV’lerde kullanılan bataryaların üretimi, ABD fabrikaları için nispeten yeni teknikler içeriyor. Bunların üretimi için gerekli uzmanlığın çoğu ABD dışından geliyor, bu nedenle otomobil üreticileri yabancı firmalarla işbirliği yapıyor.

Bunlar arasında GM ile Güney Koreli LG Energy Solutions şirketi arasında bir ortaklık olan Ohio’daki Ultium Cells fabrikası da yer alıyor. Mevcut Ultium çalışanlarının çoğu GM’nin 2018’de kapattığı Lordstown fabrikasında çalışıyordu. Fakat yeni düzenleme kapsamındaki işler, bu işçilerin bir zamanlar sahip oldukları işlerden çok farklı: GM Lordstown’da ücretler saat başına 32 dolardan başlarken, yakın zamana kadar Ultium’da işe başlayan işçiler sadece 16,50 dolar kazanıyordu. Yedi yıl sonra, üretim işçileri saatte 20 dolar kazanabiliyordu.

Financial Times (FT), Chicago Fed’de politika danışmanı Kristin Dziczek’in verdiği bilgileri aktarıyor. Buna göre UAW çalışanlarının ücretleri geçici işçiler için saat başına 16,67 dolardan başlıyor ve 32,32 dolara kadar çıkıyor (Haftada 40 saat çalışıldığında bu rakam yılda 35.000 ila 67.000 dolar arasında değişmektedir.) Tüm tazminat, yasal maliyetler ve emekli yardımları dahil olmak üzere çalışan başına işgücü maliyetinin saat başına 66 dolar olduğu tahmin ediliyor.

Tehlikeli ‘yeşil’ işler

Görünüşte ‘yeşil’ olan bu işler aynı zamanda tehlikeli de olabiliyor. Ultium’un Ohio’daki tesisi bu yıl şimdiye kadar altı İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (OSHA) şikayetine konu oldu. İşçiler yüzlerine zehirli kimyasallar püskürtüldüğünü ve çalışma alanlarının dumanla dolduğunu bildirdiler. Haziran ayı sonlarında arızalı bir akü alev aldı ve iki çalışan duman soluma nedeniyle hastaneye gönderildi.

Labor Notes’tan Keith Brenner Brown’ın haberine göre, altı Ultium işçisi, fabrikada OSHA tarafından zorunlu kılınan güvenlik duşlarının bulunmamasını protesto etmek için iş bıraktıktan sonra aylarca işten uzaklaştırıldı.

Üç Büyükler’in otomobillerinde Tesla tarzı marjlar peşinde koşmaları, Tesla tarzı işyeri güvenlik normlarına ‘ısınacaklarına’ dair korkuları da artırıyor. Forbes tarafından yapılan bir araştırma, Tesla’nın Fremont, Kaliforniya’daki fabrikasının 2014-2018 yılları arasında eyalet OSHA müfettişlerinden 54 ihlal aldığını ortaya koydu. Fabrikanın bu dönemdeki ihlalleri ve para cezaları, Ford ve GM’ye ait olanlar da dahil olmak üzere diğer 10 büyük ABD fabrikasının toplamını aştı.

‘Yeşil’ dönüşüm, işçileri de daha az ücrete mahkum ediyor

Fabrikalar elektrikli araçlar üretmek için yeniden düzenlenirken, bazı değişiklikler dikkat çekiyor.

GM’nin Detroit-Hamtramck ‘Fabrika Sıfır’ fabrikası bir buçuk yıl sonra elektrikli Hummer da dahil olmak üzere sadece elektrikli araçlar üretmek üzere yeniden açıldığında, içten yanmalı motorlu araçların montajına ayrılmış hatlar ortadan kaldırılmıştı.

Diğer değişiklikler ise işçilere aynı iş için daha az ücret ödemek ve elektrikli araç üretim sürecinin bazı kısımlarını ana sözleşmenin dışına çıkarmak üzere tasarlanmış görünüyor.

Fabrika Sıfır’daki akü montaj işi artık fabrikanın ayrı bir bölümünde GM Subsystems adlı GM’nin tamamına sahip olduğu bir yan kuruluşun çalışanları tarafından yapılıyor; daha önce bu işi yapan GM işçileri bu işlere uygun değildi ve ana sözleşme kapsamındaki işçiler, işin farklı bir toplu iş sözleşmesine tabi olduğu akü montajına geçemiyor.

Üç Büyükler ana sözleşmesi, şirketin kazandığı her 1 milyon dolar için fazladan 1 dolar kâr paylaşımı hakkı verirken, GM Subsystems çalışanları sadece 25 sent alıyor.

Ayrıca işçiler iş yerinde de daha az korumadan yararlanıyorlar. Fabrika Sıfır’da GM çalışanı olan Chris Viola geçtiğimiz günlerde şunları yazdı: “Yakın zamana kadar tüm birimleri için tek bir temsilci ile yetinmek zorunda kaldılar; haftada sadece 30 saat pazarlık birimlerini eğitmek ve savunmak için, geri kalan zamanda ise bir işte çalışan bir temsilci. Buna kıyasla, fabrikanın geri kalanında çalışan General Motors işçilerinin en az iki tam zamanlı temsilcisi var.”

Amerika

Temyiz mahkemesinden Trump’a Ulusal Muhafızlar desteği

Yayınlanma

ABD’de temyiz mahkemesi, Donald Trump’a Kaliforniya Ulusal Muhafızlar kontrolünü eyalet valisine iade etmesini emreden bir kararı geçici olarak durdurdu.

ABD Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, daha önce federal hükümetin Ulusal Muhafız birliklerini Los Angeles’a sevk etmesini geçici olarak yasaklayan bir alt mahkeme kararını durdurdu.

Temyiz mahkemesi, Trump’ın göçü durdurma ve Kaliforniya’daki Ulusal Muhafızları federalleştirerek protestoları bastırma çabalarını baltalamakla tehdit eden bir kararı askıya aldı.

Alt mahkemenin kararının geçerli olup olmayacağına karar vermek için 17 Haziran’da başka bir duruşma yapılacak.

Ulusal Muhafızların federalleştirilmesini kısa süreliğine yasaklayan San Francisco bölge mahkemesi yargıcı Charles Breyer, ABD başkanının “eylemlerinin yasadışı olduğunu, hem yasal yetkisini aştığını hem de federalizm kavramını tanımlayan ABD Anayasası’nın Onuncu Maddesini ihlal ettiğini” söylemişti.

Trump’ın emirlerine şiddetle karşı çıkan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, temyiz mahkemesinin kararının ardından gazetecilere, Breyer’in kararının kalacağından “emin” olduğunu savunmuştu.

Newsom, daha önce başkanın “orduyu kendi vatandaşlarına karşı kullanma eyleminin demokrasimizi tehdit ettiğini ve bizi otoriterliğe tehlikeli bir şekilde yaklaştırdığını” uyarmıştı.

Temyiz mahkemesinin kararı, mahkemenin nihai olarak Trump’ın görüşüne katıldığı anlamına gelmiyor ama şimdilik Ulusal Muhafızların komutasını başkanın elinde bırakıyor.

Trump, göçmen baskınları nedeniyle çıkan protestolara yanıt olarak geçen cumartesi günü Ulusal Muhafızları çağırmış, ardından pazartesi günü de ABD Deniz Piyadelerine, Muhafızları destekleme emri vermişti.

700 kişilik bir ABD Deniz Piyade taburunun bugün (13 Haziran) gelmesi bekleniyor. Bu, ABD içinde sivil polis operasyonlarını desteklemek için askeri güçlerin olağanüstü bir şekilde kullanılması anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Amerika

‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Yayınlanma

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.

Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.

Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.

Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.

Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.

İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.

Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.

Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.

Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.

“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.

Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.

Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.

Trump’ın ‘harika’ vergi yasasında sona doğru

SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.

Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.

Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.

Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.

Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.

Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.

Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Yayınlanma

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.

Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.

Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.

Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.

The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek. 

O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.

Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.

Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.

Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.

Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English