Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de üniversite bağışçıları milyonlarca doları geri çekiyor: Gerekçe ‘Hamas’

Yayınlanma

Bağışçılar, Filistinli grupların İsrail’e yönelik Aksa Tufanı operasyonuna verdikleri tepkiler nedeniyle ABD üniversitelerini ‘cezalandırıyor.’ İfade özgürlüğü, yükseköğretim fonları ve akademik liderlerin ‘kamusal sorumlulukları’ konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle milyonlarca dolarlık fon geri çekiliyor.

Financial Times’ın (FT) haberine göre, Aralarında Apollo Global Management’tan Marc Rowan ve Limited Brands’in kurucusu Leslie Wexner’in de bulunduğu milyarder bağışçılar, Hamas ve antisemitizmin üniversiteler tarafından daha güçlü bir şekilde kınanması ve İsrail’i protesto eden öğrencilere karşı daha sert önlemler alınması çağrısında bulundu.

Hukuk ve yatırım firmaları da öğrencilere yaptıkları iş tekliflerini iptal etmekle ya da mezun olduklarında protestocuları işe almamakla tehdit etti.

Bu baskı, Harvard, Stanford ve Pennsylvania Üniversitesi gibi üniversitelerin büyüyen krizi kontrol altına almakta zorlanmasına ve bazılarının önceki açıklamalarını gözden geçirmesine neden oldu.

Kuzey Carolina Wilmington Üniversitesi de dahil olmak üzere ifade özgürlüğü savunucuları ise, 1967 yılında Chicago Üniversitesi için hazırlanan Kalven raporunda geliştirilen ve o zamandan beri daha yaygın olarak kullanılan, üniversitelerin akademik özgürlüğe bağlı kalması ve ‘siyasi ve toplumsal konularda kurumsal tarafsızlık’ konusunda ısrarcı olması gerektiği ilkelerini savundu.

Üniversite yöneticilerine bağışçı baskısı

Pennsylvania Üniversitesi Başkanı Liz Magill Salı günü yaptığı açıklamada, “Penn, Hamas’ın İsrail’de gerçekleştirdiği terör saldırılarına ve antisemitizme kesinlikle karşı durmaktadır,” dedi ve ‘nerede durduklarını daha hızlı ve daha geniş bir şekilde iletmeleri gerektiğini’ söyledi.

Fakat Lauder’in açıklaması, yakın zamanda kampüste düzenlenen bir Filistin edebiyat festivalini eleştiren ve fonlarını çekeceğini söyleyen kozmetik devi Ronald Lauder’in de aralarında bulunduğu bağışçılar için bir anlam ifade etmedi. Desteğini çeken diğer kişiler arasında risk sermayedarları David Magerman ve Jonathon Jacobson ile ABD’nin eski Çin Büyükelçisi ve eski Utah valisi Jon Huntsman da vardı.

Apollo’dan Rowan, Magill’i istifaya çağırırken, Blackstone başkanı Jonathan Gray Bloomberg’e yaptığı açıklamada Magill’in ‘bazı hatalar yaptığını’ fakat bağışlara devam edeceğini söyledi.

Gray, meslektaşlarının ‘ifade özgürlüğü kılığına bürünmüş nefret söylemi’ konusunda meşru endişelerini dile getirdiklerini söyledi ve “Üniversite liderlerinin gerçekten ayağa kalkmasının önemli olduğunu düşünüyorum,” diye ekledi.

Harvard Kennedy School of Government’ta kendi adını taşıyan bir binası bulunan Wexner, üniversitenin yönetim kuruluna gönderdiği e-postada, vakfının ‘İsrail vatandaşlarının barbarca öldürülmesine karşı açık ve net bir duruş sergilemedeki … başarısızlığı’ nedeniyle ‘mali ve programatik ilişkilerini resmen sona erdirdiğini’ belirtti.

Yine Kennedy School’da bir binası bulunan İsrailli milyarder Idan Ofer geçtiğimiz Cuma günü CNN’e yaptığı açıklamada, ‘Üniversite yönetiminin İsrail halkına destek verdiğine dair açık bir kanıt bulunmaması … ve Hamas’ı terörist bir örgüt olarak tanımakta açıkça isteksiz davranmaları’ nedeniyle yönetim kurulundan istifa ettiğini söyledi.

FT’ye göre bu tür hamleler, geçen yıl ABD üniversitelerine 60 milyar dolar katkıda bulunan bağışçıların etkisini ve hassas konularda sosyal medyanın artan baskısını gözler önüne seriyor.

Filistin yanlılarına yapılan iş teklifleri geri çekiliyor

Serbest yatırım fonu milyarderi Bill Ackman, geçen hafta X’te, Harvard’ın kampüsteki topluluklardan gelen ve yaşanan tüm şiddet olaylarından İsrail rejimini tamamen sorumlu tutan bir açıklamanın arkasındaki öğrencileri tespit etmesi çağrısında bulundu. Ackman, bu adımın ‘hiçbirimizin yanlışlıkla onların üyelerinden birini işe almamamızı sağlamak için’ gerekli olduğunu savundu.

Hukuk firması Davis Polk, Financial Times’a yaptığı açıklamada, ‘firmanın değer sistemine doğrudan aykırı’ görüşler ifade eden Filistin yanlısı açıklamalarla bağlantılı üç Harvard ve Columbia hukuk fakültesi mezununa yaptığı iş tekliflerini geri çektiğini söyledi. Açıklamada, “Bu açıklamaları imzalamaktan sorumlu öğrenci liderleri artık firmamızda hoş karşılanmamaktadır,” denildi.

Yahudi mezunlara fonları kesme çağrısı

‘StopAntisemitism’ (Antisemitizmi Durdurun) adlı kampanya grubunun yönetici direktörü Liora Rez, fonlarını kesmeyi planlayan başka bağışçıların da olduğunu söyledi.

Rez, “Bağışlara büyük darbeler vurulacak. Domino taşları düşmeye başladı. Her bir Yahudi mezuna ve onların müttefiklerine, üniversiteler Hamas yanlısı gösterilere izin vermeyi bırakana kadar çek defterlerinizi kapatmalarını tavsiye ediyoruz,” çağrısında bulundu.

Rez’e göre bu konuda sessiz kalan üniversiteler, George Floyd cinayeti ve sonrasında Black Lives Matter protestoları sırasında Afro-Amerikan öğrencilere destek açıklaması yapmakta ‘sorun görmüyordu.’

Öte yandan FT’ye göre mevcut yoğun baskılar altındaki üniversite yöneticileri ‘ifade özgürlüğünü’ savunmanın bir ‘bedeli’ olduğunu görüyorlar. Örneğin mezun olduğu üniversiteye ‘antisemitizmi kınama’ konusunda daha açık sözlü olması için baskı yapan bir risk sermayedarı Josh Wolfe X’te şu paylaşımı yaptı: “İfade özgürlüğü … aynı zamanda -Cornell mezunu- benim için cüzdanımı kapatma özgürlüğü anlamına geliyor.”

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English