Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD’den Gürcistan’a vize yaptırımı

Yayınlanma

ABD, ‘insan hakları ihlallerine’ karıştığı düşünülen ve aralarında ülke parlamentosu üyelerinin de bulunduğu onlarca Gürcistan vatandaşına vize kısıtlaması getiriyor. Yaptırımlar, söz konusu kişilerin yakın akrabaları için de geçerli olacak.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, dün düzenlediği basın toplantısında ‘Yabancı Etkinin Şeffaflığı’ yasasıyla ilgili olarak Tiflis’e bir dizi yaptırım uygulanacağını bildirdi.

Miller, “Bu ilk vize kısıtlama listesi Gürcü Rüyası partisi üyelerini, parlamento üyelerini, kolluk kuvvetlerini ve sıradan vatandaşları içeriyor. Gürcistan liderlerinin eylemlerini yeniden gözden geçirecekleri ve ülkelerinin uzun süredir dile getirdikleri demokratik ve Avrupa-Atlantik hedeflerine doğru ilerlemek için adımlar atacakları konusunda umutluyuz, ancak bunu yapmadıkları takdirde ABD ek adımlar atmaya hazırdır,” dedi.

Gürcü Rüyası partisinin eylemlerini ‘anti-demokratik’ olarak nitelendiren Miller, “Size ek yaptırımlar uygulamaya ve gerekli diğer tüm adımları atmaya hazır olduğumuzu söyleyebilirim,” diye ekledi.

Listede kaç ismin olduğu yönündeki soruya Miller, “Genelde net rakamlar vermeyiz ama 20 ila 30 kişi söz konusu,” bilgisini vedi.

Sözcü, “Genellikle insanları bilgilendirmeyiz, ancak ABD’ye gelmeye çalıştıklarında bunu öğreneceklerdir,” diye konuştu.

Miller, şöyle devam etti: “Gürcü Rüyası partisinin anti-demokratik eylemleri ve son zamanlarda yaptığı açıklamalar ve söylemler konusunda derin endişe duymaya devam ediyor. Bu eylemler, Gürcistan’ın Avrupa’daki geleceğini raydan çıkarma riski taşımakta ve Gürcistan’ın anayasasına ve halkının isteklerine ters düşmektedir.”

Miller, kısa süre önce Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ABD ile Gürcistan arasındaki tüm ikili iş birliğinin kapsamlı bir şekilde gözden geçirileceğini duyurduğunu anımsattı.

Son iki yıldır federal bütçeye dahil edilen Gürcü yetkililere yönelik 390 milyon dolarlık mali yardımın da gözden geçirilmekte olduğunu kaydeden Miler, bu miktarın yarısının askeri yardıma, yaklaşık üçte birinin ise kalkınma projelerine ve ayrıca demokratik kurumların ve sivil toplumun inşasına harcandığını anımsattı.

Sözcü, “Gürcistan’a sağladığımız mali yardımı gözden geçirmeye devam edeceğiz. Gürcistan’ın mevcut politikalarını sürdürmesi halinde tüm bu [fonlar] potansiyel olarak tehlikeye girebilir,” yorumunu yaptı.

Gürcistan parlamentosu, ‘yabancı acenta’ yasasını kabul etti: ABD’den yaptırım tehdidi

‘ABD’nin stratejik ortaklarına karşı yaptığı hataların bir yenisi’

Diğer yandan Gürcistan hükümeti, Washington yönetiminin kararına tepki gösterdi. Başbakan Yardımcısı, Kültür ve Spor Bakanı Teya Tsulukyani, Imedi TV kanalına verdiği demeçte, “Bu, ABD’nin stratejik ortaklarına karşı yaptığı ve bizi üzen hataların bir yenisi,” dedi.

Yetkili, Gürcü Rüyası hükümetinin ABD ile dostluktan hiçbir zaman vazgeçmediğini de sözlerine ekledi.

Geçen ay Gürcistan parlamentosu, sokak protestolarına ve ABD ile Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım tehditlerine rağmen ‘yabancı acenta’ yasa tasarısını kabul etti.

Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili tarafından veto edilen tasarı, daha sonra parlamentoda oy çokluğuyla geçersiz kılındı.

Yasa, fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan sivil toplum ve medya kuruluşları için geçerli olacak. Bu kuruluşlar her yılın ocak ayında Adalet Bakanlığı’na gelir ve gider beyannamesi vermekle yükümlü olacaklar.

Bu yükümlülüğü yerine getirmemeleri halinde yaklaşık 9 dolar para cezasına çarptırılacaklar ve para cezasından sonra beyanname verilmezse, gecikilen her ay için yaklaşık 7 bin 200 dolar tahsil edilecek.

Gürcistan Başbakanı, AB Komiseri’nin kendisini Fico suikastını örnek göstererek tehdit ettiğini söyledi

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English