Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB’den Kosova ve Sırbistan’a eleştiriler

Yayınlanma

Kosova ile Sırbistan arasında imzalanan Ohri anlaşmasının birinci yıldönümü öncesinde Avrupa Komisyonu her iki tarafın da yükümlülüklerini yerine getirmemesinden yakınırken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Priştine’nin Avrupa Konseyine katılmasına karşı olduğunu yineledi.

Geçtiğimiz mart ayında imzalanan Ohri Anlaşması ve ekinin iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önünü açması gerekiyordu.

AB’nin baş diplomatı Josep Borrell’in pazar günü yayınlanan açıklamasında, “AB’nin kolaylaştırıcılığını üstlendiği Diyalog sürecinde taraflar ilk kez ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinin yörüngesini belirleyen net parametreler üzerinde mutabakata varmışlardır. Bu Anlaşma ve uygulanması, her iki ortağın da geleceğinin Avrupa Birliği’nde olduğunu açıkça gösterecektir,” denildi.

Son aylarda gerilim arttı

Bununla birlikte, o tarihten bu yana, üç Kosovalı polis memurunun Sırbistan tarafından kaçırıldığı iddiası ve Belgrad destekli Kosovalı Sırp siyasi partisi Sırp Listesinin eski başkan yardımcısı Milan Radoicic tarafından 24 Eylül’de Banjska’da gerçekleştirilen ve AB tarafından ‘terör saldırısı’ olarak adlandırılan olayla gerginlik tekrar alevlendi.

Açıklamada, “AB’nin ve daha geniş anlamda uluslararası toplumun çabalarına rağmen, hem Kosova hem de Sırbistan’ın anlaşma kapsamında kabul ettikleri yükümlülükleri uygulama konusunda bugüne kadar çok sınırlı bir ilerleme kaydetmiş olması talihsizliktir,” denildi.

Vucic’in reddetmesi nedeniyle anlaşma imzalanmazken, AB tarafı anlaşmanın uluslararası hukuk çerçevesinde imzalar hariç bütünüyle bağlayıcı olduğunda ısrar ediyor.

Belgrad: Kosova Sırbistan’ın parçası olarak kalacak

Aralık ayında Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic Komisyon’a bir mektup yazarak Belgrad’ın anlaşmaların yükümlülüklerine ve koşullarına uymayacağını resmen teyit etmişti.

Brnabic, diğer hususların yanı sıra, Sırbistan’ın Kosova’nın herhangi bir BM örgütüne üyeliğini veya bağımsızlığını ima edebilecek herhangi bir başka faktörü kabul etmeyeceğini söyledi.

Mektupta ayrıca Sırbistan’ın anlaşmaların hiçbir şekilde yasal bağlayıcılığı olmadığı ve Kosova’nın Sırbistan’ın bir parçası olarak kalacağı yönündeki tutumu da yer aldı.

Kosova Başbakanı Albin Kurti, en son Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısında olmak üzere, birçok kez Vucic’den anlaşmayı imzalamasını istemiş ancak reddedilmişti.

Borrell’den liderlere: Bu fırsatı kaçırmayın

Borrell, açıklamasının devamında, “Uygulama eksikliği sadece tarafların Avrupa entegrasyonunu tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda güvenilir ve inanılır ortaklar olarak itibarlarına da zarar veriyor,” dedi.

Borrell, ülkelerin ‘krizler ve gerilimlerden oluşan kısır döngüyü’ kırarak vatandaşlar ve bölge için ‘daha parlak bir geleceği’ de içeren ‘yeni bir Avrupa dönemine’ geçmeleri için ‘son tarihler’ olduğunu da sözlerine ekledi.

AB diplomatı, “Kosova ve Sırbistan liderlerinin daha fazla gecikme olmaksızın uygulamada ilerleme kaydederek sorumluluk, vizyon ve liderlik göstermelerini bekliyoruz. Bu kaçırılmaması gereken bir fırsattır,” dedi.

Vucic ‘kandırıldığını’ ileri sürdü

Anlaşmanın bir parçası da Sırbistan’ın Kosova’nın uluslararası örgütlere üyeliğine engel olmamasıydı, fakat pazar günü Vucic buna muhalefetini yineledi.

Avrupa Komisyonunu kendisine yalan söylemekle suçlayan Vucic, ülkesinin diyaloga yaklaşımını değiştireceğini de sözlerine ekledi.

Vucic, “Nasıl kandırıldığımızı, bazı sözde dostların bize nerede ve nasıl yalan söylediğini ve daha pek çok şeyi açıklayacağım ve bunun Kosova’nın Avrupa Konseyi üyeliğiyle ilgisi var,” dedi.

ABD’den Kosova’ya eleştiri gelmişti

Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Batı Balkanlar Temsilcisi Gabriel Escobar, Kosova’nın Strazburg merkezli insan hakları kurumuna katılmadan önce yapması gereken işler olduğunu belirten yorumları nedeniyle eleştirilmişti.

Birçok Avrupalı siyasetçi sosyal medyada, Kosova’nın örgüte üyeliği konusunda ülkelerinin söz sahibi olmadığını ve ABD’nin ölüm cezasını uyguladığı için üyeliğe bile uygun olmadığını belirtti.

Bu arada Avrupa Komisyonunun Banjska saldırısıyla ilgili harekete geçmesi için çağrılar devam ediyor. Kosova, ilgili AB kurumlarına nihai bir rapor sunduğunu savunurken, AB’nin dış ilişkilerden sorumlu baş sözcüsü Peter Stano, ‘nihai bir resmi rapor’ alınmadığını söyledi.

DİPLOMASİ

Çin ve Rusya birlikleri sınır ötesi terörizmi hedef alan ortak tatbikat düzenledi

Yayınlanma

Moskova’da terör saldırılarına ilişkin endişeler artarken Çin ve Rusya sınır ötesi terörizme odaklanan ortak bir askeri tatbikat gerçekleştirdi.

Çin ordusunun resmi yayın organı PLA Daily’nin salı günü bildirdiğine göre tatbikat 25 Haziran’da Rusya’nın Blagoveshchensk kenti ile Çin’in Heihe kentini birbirine bağlayan Heilongjiang köprüsü yakınlarındaki bir nehir bölgesinde gerçekleştirildi.

Bu tatbikat, Rusya’nın Ukrayna müdahalesinden bu yana komşu ülkelerin ilk ortak terörle mücadele tatbikatı oldu.

Tatbikat, 23 Haziran’da Rusya’nın güneyindeki Dağıstan bölgesinde iki sinagog, iki Ortodoks kilisesi ve bir polis karakoluna düzenlenen silahlı saldırılarda en az 22 kişinin öldürüldüğü terör saldırılarından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti.

Mart ayında Moskova’da bir konser salonuna düzenlenen saldırıda 140’tan fazla kişi hayatını kaybetmiş ve bu olay Rusya’da neredeyse yirmi yıldır yaşanan en ölümcül terör saldırısı olmuştu. Saldırının sorumluluğunu IŞİD’in Horosan kolu üstlenmişti.

PLA Daily’nin haberine göre geçen haftaki ortak tatbikatta “sınırı geçmeye çalışan teröristler” saldırı düzenlemek üzere simüle edildi.

Çin ve Rus birlikleri tatbikat sırasında teröristleri engellemek ve yakalamak için hava keşfi, denizde durdurma ve karada pusu kurma yöntemlerini kullandı.

Rapora göre, istihbarat paylaşımı ve operasyonel koordinasyonun artırılmasına odaklanılan tatbikat, her iki ordunun da sınır bölgelerini ortaklaşa güvence altına alırken her türlü “terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla mücadele etmek” için etkili önlemler alma konusundaki “kesin kararlılığını” gösterdi.

Raporda ayrıca iki tarafın sınır işbirliğinin daha da derinleştirilmesi konusunu ele aldığı belirtildi.

İki ülke terörle mücadele odaklı ortak tatbikatları ilk kez gerçekleştirmiyor. Çin’in Halk Silahlı Polis Gücü 2019 yılında Rusya’da Rus Ulusal Muhafızları ile birlikte bir tatbikata katılmıştı.

Tass’ın haberine göre Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov sisan ayında Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede iki ülkenin çok taraflı platformlar da dâhil olmak üzere terörle mücadelede süregelen işbirliğini teyit etti.

Kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğini güçlendirme hedefi

Geçen haftaki ortak tatbikat, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in mayıs ayında Pekin’i ziyareti sırasında Çinli ve Rus liderler arasında, ortak eğitim ve tatbikatların genişletilmesi de dâhil olmak üzere, kolluk kuvvetleri ve savunma alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda varılan mutabakatın ardından gerçekleşti.

Çin ve Rus sahil güvenlik birimleri geçen yıl nisan ayında da deniz kolluk kuvvetleri işbirliği konusunda bir mutabakat zaptı imzalamıştı.

Çin ve Rusya mart ayında İran ile birlikte korsanlıkla mücadele çabalarına odaklanan bir deniz tatbikatı düzenledi. Çin ve Rusya ayrıca geçen yıl temmuz ayında Japon Denizi ya da Doğu Denizi’nde ortak deniz ve hava tatbikatı düzenledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Lukaşenko: Batı, Ukrayna’daki durumu tüm dünyayı titretecek ölçüde tırmandırmaya çalışıyor

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Minsk ve Moskova’nın rakiplerinin her iki ülkeyi de bir çatışmanın içine çekmeye ve durumu ‘tüm dünyayı titretecek’ ölçüde tırmandırmaya çalıştığını söyledi.

Lukaşenko, Minsk’te Bağımsızlık Günü ve ülkenin Nazi işgalcilerinden kurtuluşunun 80. yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Belarus’a giden Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin ile görüştü.

TASS haber ajansının aktardığına göre görüşme sonrasında açıklama yapan Lukaşenko, “Bizi bu sınır boyunca dağıtmak, direnişimizi imkânsız hale getirmek, gerilimi tüm dünyayı titretecek bir boyuta taşımak ve çatışmaya dahil etmek için can atıyorlar. Durum çok ciddi ve kesinlikle gardımızı indiremeyiz,” ifadelerini kullandı.

Geçen ay Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Ukrayna birliklerinin Belarus sınırında toplanmasından endişe duyduğunu, zira Moskova’nın Minsk’in müttefiki olduğunu söylemişti.

Putin ve Lukaşenko arasında konuyla ihlgili olası bir etkileşime ilişkin bir soruyu yanıtlayan Peskov, iki liderin ‘gerekli gördükleri takdirde bunu yapabileceklerini’ kaydetti.

Daha önce Minsk, Ukrayna birliklerinin Belarus sınırına yığınak yaptığını bildirmişti.

Genelkurmay Başkanı Pavel Muraveyko, Ukrayna kuvvetlerinin aktif olarak hareket ettiğini, sınır boyunca periyodik olarak insansız hava araçlarının uçuş yaptığını ve Belarus topraklarında keşif faaliyetlerinin aktif hale geldiğini kaydetti.

Buna karşılık Minsk sınır korumasını güçlendirdi, ilave güç ve araçları yeniden konuşlandırdı.

Belousov: Rusya-Belarus Birlik Devletinin güvenliği için yeni tedbirler alması gerekiyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Maduro, ABD ile doğrudan müzakerelerin yeniden başlayacağını duyurdu

Yayınlanma

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD ile diplomatik temasların yeniden kurulacağını ve iki ay önce Washington yönetiminden diyaloğu yeniden başlatma teklifi aldıklarını duyurdu.

İki ülke, yarın doğrudan görüşmelere geri dönecek.

Maduro, Venezolana de Televisin‘e verdiği demeçte “Yeni anlaşmalar imzalamak ve daha önce imzalanmış anlaşmaları uygulamak için müzakere edeceğiz. Diyalogdan, karşılıklı anlayıştan, ilişkilerimizin geleceğinden, Venezuela’nın egemenliğine ve bağımsızlığına tam saygı göstererek değişimden yanayım,” dedi.

Venezuela lideri, ayrıca ABD’nin yaptığı anlaşmalara sadık kalması gerektiğini vurguladı.

Maduro, devlet başkanlığı seçimlerinde iktidar partisinden resmen aday gösterildi. Seçimler 28 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak.

Aynı zamanda, seçmenlerin yüzde 54’ünden fazlasının desteğiyle ülkedeki en popüler siyasetçi muhalefetin temsilcisi Maria Corina Machado olarak öne çıkıyor.

Geçen yılın aralık ayında Venezuela Yüksek Mahkemesi, Maria Corina Machado’yu siyasi haklardan mahrum bırakarak seçimlere katılmasını yasaklamıştı.

Mahkeme, kararına gerekçe olarak muhalefet liderinin bir ‘yolsuzluk planına’ karışmış olmasını göstermişti.

Temmuz 2023’te Maria Corina Machado’nun Venezuela’da 15 yıl boyunca kamu görevinde bulunması yasaklandı. Mart ayında da muhalif Henrique Capriles’e benzer bir yasak getirilmişti.

Ekim ayına gelindiğinde hükümet ve muhalefet, diyaloğun yeniden başlatılması ve seçimlerin düzenlenmesi için meşru bir seçim sürecinin güvence altına alınmasını içeren bir anlaşma imzaladı.

Bunun ardından ABD, Venezuela’ya yönelik yaptırımları geçici olarak hafifletti ve ülkenin petrol, doğalgaz ve altın sektörlerini kapsayan işlemlere izin veren genel lisanslar çıkardı. Geçici hafifletme Nisan 2024’e kadar geçerliydi. Ülkenin petrol ve doğalgaz sektörüne yönelik yaptırımlar 2019 yılında seçim hileleri iddiasıyla uygulanmıştı.

Maduro, ABD yetkililerinin ‘bir şiddet dalgası başlatma’ ve ülkeyi işgal etme niyetinde olduğunu belirtmiş ve ’emperyalizme karşı çıkan tüm hükümetlerin’ saldırı altında olduğuna işaret etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English