Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD’nin ‘rehine’ şartlı ‘ateşkes’ tasarısı, Çin ve Rusya tarafından veto edildi

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK), ABD’nin Gazze’de ateşkesi rehinelerin bırakılmasıyla ilişkilendirip diplomasiyi destekleme çağrısıyla yetinen karar tasarısı, Rusya ve Çin tarafından veto edildi. Hamas’ın saldırılarının kınanmasını içeren Amerikan tasarısında, İsrail makamlarının suçlarından söz edilmedi.

15 üyeli Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada 11 üye lehte, üç üye aleyhte ve bir üye de çekimser oy kullandı. Tasarı, BMGK’nin iki daimi üyesi Rusya ve Çin tarafından veto edilirken, Cezayir “hayır”, Guyana ise “çekimser” oy kullandı.

ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, konuşmasında, “Her şeyden önce, Hamas ve diğer gruplar tarafından tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmanın parçası olarak derhal ve sürekli bir ateşkes görmek istiyoruz; bu da Gazze’ye çok daha fazla hayat kurtarıcı insani yardımın girmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

Oylama öncesinde Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia Moskova’nın acil ateşkesi desteklediğini söyledi ancak karar metnindeki dili sorguladı ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ABD Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield’i “siyasi” nedenlerle “uluslararası toplumu yanıltmakla” suçladı.

Nebenzia, kararın “son derece siyasileştirilmiş” olduğunu ve İsrail’in, 2,3 milyonluk nüfusunun yarısından fazlasının kuzeydeki İsrail saldırılarından kaçmak için derme çatma çadırlarda barındığı Gazze Şeridi’nin güney ucundaki Refah’a askeri operasyon düzenlemesi için etkili bir yeşil ışık içerdiğini vurguladı.

Nebenzia toplantıda yaptığı konuşmada “Bu İsrail’in ellerini serbest bırakacak ve Gazze’nin tamamının ve tüm nüfusunun yıkım, tahribat ya da sürgünle karşı karşıya kalmasına yol açacaktır” dedi.

Çin’in BM Büyükelçisi Zhang Jun da, Güvenlik Konseyi’nin Gazze’de acil ateşkes konusunda çok uzun süredir “ayak sürüdüğünü” söyledi. ABD’nin hazırladığı taslağın ateşkes konusundan kaçtığını, muğlak kaldığını ve acil ateşkes çağrısı yapmaktan kaçındığını ifade etti.

“Bu [karar] uluslararası toplumun beklentilerinin gerisinde kalıyor,” diyen Çinli Büyükelçi, şöyle devam etti: “ABD’nin taslağı tam tersine ateşkes için gerekli koşullar öne sürüyor ki bu da ölümlerin devam etmesine yeşil ışık yakmaktan farksızdır ve kabul edilemez.”

Guyana: Talepler neden işgalci güce yöneltilmiyor?

ABD kararına ilişkin yapılan oylamada çekimser kalan Guyana’nın BM Büyükelçisi Carolyn Rodrigues-Birkett önerilen metnin “bir dizi kilit alanda eksiklikler içerdiğini” söyledi.

Tasarıda Hamas kınanırken İsrail makamlarından hiç söz edilmemesine değinen Büyükelçi, “Uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklere uyulması talebi kime [yöneltilmektedir?]… Gazze Şeridi’ne giden tüm mevcut yolların kullanılmasını kim engelliyor? Çatışmasızlık ve bildirim mekanizmalarına kim saygı göstermiyor?” dedi.

Guyanan Elçisi, “Bu soruların cevaplarını biliyoruz… O halde bu kararda yer alan ilgili talepler neden bir kez bile işgalci güce açıkça yöneltilmemiştir?” diye sordu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, ABD tarafından önerilen karar tasarısının Rusya ve Çin tarafından veto edilmesinin ardından Fransa’nın Gazze’de ateşkes sağlanması için yeni bir BM kararı üzerinde çalışacağını söyledi.

Diplomasiyi destekleme çağrısı

ABD’nin 20 Şubat’ta müzakerelere açtığı karar tasarısının son hali, Gazze’de ateşkesi rehinelerin bırakılmasıyla ilişkilendirip diplomasiyi destekleme çağrısıyla yetindi.

Tasarı, rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’de “acil ve sürekli ateşkes” çağrısında bulunuyor. Yaklaşık altı hafta sürecek, sivilleri koruyacak ve Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasına olanak sağlayacak “acil ve sürekli bir ateşkes” çağrısında bulunan karar tasarısı, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını kınarken, İsrail’e bir kınamada bulunmuyor.

Güvenlik Konseyi daha önce Gazze’de kötüleşen insani durumla ilgili iki karar kabul etmiş, ancak hiçbiri ateşkes çağrısında bulunmamıştı.

İsrail’in en yakın müttefiki olan ABD, ateşkes talep eden üç kararı veto etti; en sonuncusu 20 Şubat’ta 13 konsey üyesinin desteklediği ve bir üyenin çekimser kaldığı Arap destekli bir karardı.

Oylama, Amerika’nın en üst düzey diplomatı Blinken’in İsrail-Hamas savaşından bu yana Orta Doğu’ya altıncı acil ziyaretini gerçekleştirdiği ve ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasının yanı sıra savaş sonrası senaryoları görüştüğü sırada yapıldı.

ABD’nin Birleşmiş Milletler Misyonu sözcüsü Nate Evans, kararın “Konsey’in sahada yürütülen diplomasiyi desteklemek ve Hamas’a masadaki anlaşmayı kabul etmesi için baskı yapmak üzere tek sesle konuşması için bir fırsat” olduğunu söyledi.

Bu arada, Güvenlik Konseyi’nin seçilmiş 10 üyesi, 10 Mart’ta başlayan Müslümanların kutsal Ramazan ayı için “kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkese yol açacak şekilde tüm taraflarca saygı gösterilecek” acil bir insani ateşkes talep eden kendi karar taslağını hazırlıyor.

Ayrıca “tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması” talep ediliyor ve Gazze Şeridi genelinde sivillerin korunması ve insani yardımların ulaştırılmasına acil ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.

ABD’nin son taslağında, ilk taslakta yer alan ve İsrail’in Refah’a yönelik saldırısının “mevcut koşullar altında devam etmemesi gerektiğini” belirten ifade çıkarıldı. Konsey bunun yerine giriş paragrafında Refah’a yapılacak bir kara harekatının “sivillerin daha fazla zarar görmesine ve potansiyel olarak komşu ülkelere göç etmelerine yol açacağı ve bölgesel barış ve güvenlik üzerinde ciddi etkileri olacağı” yönündeki endişesini vurguladı.

Diplomatik çabalarla sağlanacak olan ateşkesin sürdürülebilir ateşkese çevrilmesinin önemine işaret edilen tasarıda, “Hamas ve diğer terörist ve aşırıcı grupların Filistin halkını temsil etmediği” ve Hamas’ın “bazı üye ülkelerce terör örgütü ilan edildiği” yönünde ifadelere yer alıyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English