Bizi Takip Edin

AVRUPA

AfD: AB dağılmalı, Avrupa uluslarının iktisadi federasyonu kurulmalı

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu seçimleri yaklaşırken, AB içindeki ‘avroseptik’ partilerin de tutumları netleşiyor. Son haftalarda anketlerde yukarılara tırmanan Almanya için Alternatif (AfD), Avrupa Birliği (AB) konusundaki tutumunu daha da sertleştirmek istiyor.

Partinin Federal Program Komisyonu’nun Avrupa Seçim Programı’na ilişkin önde gelen önerisinde şunlar yazıyor: “AB’ye karşı sabrımız tükenmiştir. Bu nedenle AB’nin düzenli bir şekilde dağılmasını ve yerine yeni bir Avrupa iktisadi ve çıkar topluluğunun, Avrupa uluslarının bir federasyonunun kurulmasını istiyoruz.”

AfD’nin federal parti konferansı Temmuz ayı sonunda Magdeburg’da önergeyi oylayacak. Federal Program Komisyonu, parti liderleri Alice Weidel ve Tino Chrupalla, Federal Meclis parlamento grubu, Avrupa grubu ve tüm eyalet derneklerinin temsilcilerinin yanı sıra uzman komisyonların başkanlarından oluşuyor. Avrupa seçim programı önerisini içeren ana önerge Die Welt tarafından elde edildi.

‘Demokratik olmayan AB’

Raporda ‘AB ve onun küreselleşmeci elitlerinin’ yıllar önce Avrupa topluluğunun kurucu babalarının orijinal fikrini terk ettiği iddia ediliyor. AfD’ye göre AB, giderek iktidarı ele geçiren ve ‘şeffaf olmayan, denetlenmeyen bir bürokrasi’ tarafından yönetilen ‘demokratik olmayan bir yapıya dönüşmüştür.’ Yine partiye göre bu yapı “AfD’nin anladığı anlamda reforme edilebilir değildir.”

‘Avrupa’da halkların birlikte yaşamasının yeni bir biçimine ancak Almanya’da yapılacak bir referandumla karar verilebileceğini’ savunan AfD, Avrupa Parlamentosunun da lağvedilmesini istiyor.

Parti, AB var olmaya devam ettiği sürece ‘ulusal egemenliğin daha fazla kısıtlanmasına ve AB düzenlemeleri yoluyla vatandaşlarımızın servet ve varlıklarının daha fazla yeniden dağıtılmasına’ karşı çıkıyor.

AfD referandum istiyor

Avrupa seçimleri Haziran 2024’te gerçekleşecek. AfD, 2019’daki AP seçimleri için hazırladığı programda, partinin temel reform yaklaşımlarının AB’nin mevcut sisteminde ‘makul bir süre içinde gerçekleştirilememesi’ halinde, Almanya’nın AB’den çekilmesinin veya AB’nin düzenli bir şekilde dağılmasının gerekli olacağına karar vermişti.

AfD’nin federal program komisyonu, mevcut kılavuz önerisinde Almanya’nın AB’de kalıp kalmaması konusunda bir referandum yapılması çağrısında bulunmaya devam ediyor.

AVRUPA

Almanya’da Kuzey Akım-2’nin ABD’ye devredilmesi gündemde

Yayınlanma

Bild gazetesinin haberine göre, Almanya’da Kuzey Akım-2 boru hattının ABD yönetimine devredilmesi ve Rus gazının Avrupa’ya yeniden akışının sağlanması ihtimali tartışılıyor. Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) içindeki bazı politikacılar, Ukrayna’daki savaşın sona ermesi hâlinde Rusya’dan doğalgaz alımına dönülebileceğini belirtirken, partinin diğer üyeleri ve diğer partilerden politikacılar bu plana karşı çıkıyor.

Almanya’da, Eylül 2022’de sabotaj sonucu kullanılamaz hale gelen Kuzey Akım-2 boru hattının ABD yönetimine devredilmesi ve Rus gazının Avrupa’ya yeniden akışının sağlanması ihtimali tartışılıyor.

Bild gazetesinin haberine göre, bu yönde bir anlaşma üzerinde çalışmalar devam ediyor.

Bu arada, başbakan seçilen Friedrich Merz’in liderliğini yaptığı Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) bazı politikacılar, Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin ardından Rusya’dan doğalgaz alımının yeniden başlatılabileceğini dile getirdi.

CDU’lu milletvekili Thomas Bareiss, tedarik için Kuzey Akım-2’nin kullanılabileceğini belirterek, “Eğer yeniden barış sağlanır, ilişkiler normalleşir ve ambargo zamanla hafiflerse, o zaman elbette gaz, belki de artık ABD kontrolündeki bir boru hattından, yeniden akabilir,” dedi.

Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Parlamentosu’ndaki CDU grup başkan yardımcısı Jan Heinisch de Ukrayna’da “adil ve güvenilir” bir barış anlaşması imzalanması durumunda Almanya’nın Rus gazı satın alma konusuna geri dönmesi gerekeceğini ifade etti.

Heinisch, “Bunun deniz yoluyla mı yoksa bir boru hattı aracılığıyla mı olacağı henüz belli değil,” diye ekledi.

Aynı zamanda Heinisch, Almanya’nın tek bir tedarikçiye bağımlı olmaması ve gaz konusunda “fiyat dikte ettirme” gibi durumların yaşanmaması gerektiğini vurguladı.

Heinisch, CDU, CSU ve SPD’den oluşan gelecekteki iktidar koalisyonunun enerji politikasının geliştirilmesinde görev alıyor.

Diğer yandan Hür Demokrat Parti (FDP) milletvekili Marie-Agnes Strack-Zimmermann, CDU’nun Rusya’dan yeniden doğalgaz almak için “halihazırda girişimlerde bulunduğunu” ve bu durumun ülkenin bu ülkeye karşı zorlukla elde ettiği enerji bağımsızlığının altını oyduğunu iddia etti.

Ancak CDU içinde bu tür bir işbirliğinin yeniden başlatılmasını istemeyenler de var.

Parti üyesi Ruprecht Polenz, “(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in Rusya’sına bir daha asla güvenilmeyecek ve (ABD Başkanı Donald) Trump, Amerika’ya olan güveni sarstı. Bu nedenle koalisyon anlaşması, Kuzey Akım boru hattının yeniden faaliyete geçirilmesini dışlamalı,” diye konuştu.

CDU’nun dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter de bu adımı eleştirdi.

Kiesewetter, “Yaptırımlara her zaman karşı olanlar, Kuzey Akım’ın yeniden çalışmasını ve ucuz Rus gazına yeniden saldırmak isteyenler, Ukrayna halkının uğradığı soykırımı umursamayanlar, her biri böyle bir yakınlaşmadan son derece memnun olurlar,” dedi.

Bunun yanı sıra SPD milletvekili Michael Roth, Bareiss’in önerisinin “bariz biçimde yakın tarihten hiçbir şey öğrenmemiş” birinden gelen, uygunsuz bir zamanda verilmiş yanlış bir sinyal olduğunu belirtti.

Yeşiller’den Robert Habeck’in liderlik ettiği Almanya Ekonomi Bakanlığı, Kuzey Akım-2’nin onaylanmadığını ve yasal olarak onay almadığını ve “şu anda işletilmesi söz konusu olmadığını” açıkladı.

Partinin kendisi de Bareiss’in açıklamasını “skandal” olarak nitelendirerek, “Almanya yeniden Rusya’dan gaz almaya başlarsa, bu, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in saldırgan savaşı için ödüllendirilmesi anlamına gelir,” dedi.

Bild gazetesine konuşan kaynaklar daha önce, ABD’nin eski Berlin Büyükelçisi ve şu anda Trump’ın özel görevler temsilcisi olan Richard Grenell’in Kuzey Akım-2’nin faaliyete geçirilmesini görüşmek üzere bir dizi kez gayri resmi olarak İsviçre’ye gittiğini bildirmişti.

Boru hattının işletmecisi Nord Stream 2 AG’nin genel merkezi bu ülkede bulunuyor.

Kaynaklar, Amerikan tarafının Rus gazının Almanya’ya tedarikinde arabuluculuk yapmak istediğini, ancak yalnızca özel şirketler düzeyinde olduğunu iddia etti.

Bundan önce, Financial Times‘ın görüştüğü kaynaklar, Nord Stream 2 AG’nin eski icra direktörü Matthias Warnig’in, yaptırımların kaldırılması durumunda Gazprom ile bir anlaşma taslağı hazırlayan bir Amerikan yatırımcı konsorsiyumu yardımıyla Kuzey Akım-2’yi yeniden devreye almaya çalıştığını söylemişti.

Konuya vakıf eski bir üst düzey Amerikalı yetkili, “ABD, ‘Artık Rusya’ya güvenilebilir, çünkü işin içinde güvenilir Amerikalılar var’ diyecektir,” diye konuştu.

Yetkili, her şeyin yolunda gitmesi hâlinde Amerikalı yatırımcıların “hiçbir şey yapmadan” para kazanmaya başlayacağını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa ve İtalya, Ukrayna’ya 5 milyar avro tahsisine taş koydu

Yayınlanma

AB üyesi İtalya ve Fransa, Ukrayna’ya 2025 yılında mühimmat alımı için ayrılması planlanan 5 milyar avroluk fonun tahsisini geciktiriyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, üye ülkelerden en azından önerilen paketin bir kısmını onaylamalarını beklediğini belirtirken, Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, AB içindeki anlaşmazlıklardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa Birliği (AB) üyesi iki ülke, İtalya ve Fransa, 2025 yılında Ukrayna için mühimmat alımına yönelik 5 milyar avroluk fonun tahsisini geciktiriyor.

Bloomberg’in Avrupalı diplomatlara dayandırdığı haberine göre, bu fonun 2 milyon topçu mermisinin satın alınması için kullanılması planlanıyordu.

Dün Brüksel’de toplanan 27 AB üyesi ülkenin çoğu, Kiev’e askeri yardım finansmanı sağlama fikrini destekledi.

Ancak ajansın kaynakları, Fransa ve İtalya’nın bu girişimin finansmanı konusunda taahhütte bulunmakta aceleci davranmadığını belirtiyor.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, önerilen 5 milyar avroluk paketin en azından bir kısmının onaylanmasını beklediğini ifade etti.

Kallas, “Eğer tüm yıl için karar alamıyorsak, en azından kısa bir süre için onaylayalım,” diyerek teklifin “gerçekçi” olduğunu vurguladı.

Daha önce AB ülkeleri, Kaja Kallas’ın önerdiği ve 20 milyar avrodan 40 milyar avroya kadar çıkan Ukrayna’ya yönelik askeri yardım paketi konusunda anlaşamamıştı.

İtalya, Fransa, İspanya ve Portekiz bu pakete karşı çıkmıştı. Bu girişim, yardımın AB üyesi ülkeler arasında ekonomik ağırlıklarına göre dağıtılmasını ve uygulamanın 2025’in sonuna kadar tamamlanmasını öngörüyordu.

Macaristan’ın Ukrayna’ya desteğe sürekli olarak karşı çıkması nedeniyle vetosunu aşmak için Kallas, Kiev’e bireysel olarak yardım etmeye istekli ülkelerden oluşan bir “gönüllüler koalisyonu” oluşturmayı önerdi.

“Hızlı hareket etmenin ve somut sonuçlar göstermenin gerekli olduğunu” vurgulayan, ancak bazı ülkelerin direnciyle karşılaşan Kallas, talep edilen yardım miktarını 5 milyar avroya düşürdü.

Bu miktar, Ukrayna’nın acil ihtiyacı olan 2 milyon adet büyük kalibreli topçu mermisinin maliyetine eş değerdi.

İtalyan diplomatlar, Bloomberg’e, ülkelerinin diğer ülkelerle birlikte 5 milyar avroluk yardım girişimi hakkında ek teknik ve finansal bilgi talep ettiğini açıkladı.

Fransa tarafı ise projenin hedeflerini desteklediklerini, ancak önceliğin AB’nin Ukrayna için hazırladığı 18 milyar avroluk kredi paketinin hayata geçirilmesi olduğunu belirtti.

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, girişime destek vererek AB içindeki anlaşmazlıklardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Orpo, pek çok ülkenin Ukrayna’ya silah sevkiyatı konusunda “yeterli çabayı göstermediğini” ifade etti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa, NATO’da ABD’nin yerini almak için 5-10 yıllık bir plan üzerinde çalışıyor

Yayınlanma

Avrupa’nın en büyük askeri güçleri, kıtanın savunmasında ABD’den daha fazla sorumluluk almak için planlar hazırlıyor.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre görüşmeler, Başkan Donald Trump’ın transatlantik ittifakı zayıflatmak ya da ondan ayrılmak için tekrarladığı tehditlerin yol açtığı korkunun nedeni olan, ABD’nin NATO’dan tek taraflı olarak çekilmesi kaosundan kaçınma çabası.

Konuyla ilgili dört Avrupalı yetkiliye göre Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İskandinav ülkeleri gayri resmi tartışmalara katılan ülkeler arasında yer alıyor.

FT’ye göre amaçları mali ve askeri yükü Avrupa başkentlerine kaydıracak bir plan hazırlamak ve NATO’nun haziran ayında Lahey’de yapılacak yıllık liderler zirvesi öncesinde bunu ABD’ye sunmak.

Teklif, Trump’ı ABD’nin Asya’ya daha fazla odaklanmasını sağlayacak kademeli bir devir teslimi kabul etmeye ikna etmek amacıyla Avrupa’nın savunma harcamalarını artırma ve askeri yeteneklerini geliştirme konusunda kesin taahhütler içerecek.

Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler Trump’ın seçilmesinden bu yana savunma harcamalarını artırmak ya da halihazırda planlanan artışları hızlandırmak için harekete geçerken, AB de üye ülkelerinin askeri yatırımlarını hızlandırmak için girişimlerde bulundu.

Yetkililer, ABD’nin nükleer caydırıcılığı hariç olmak üzere, Avrupa’nın kabiliyetlerini ABD’nin çoğu yetkinliğinin yerini alabilecek seviyeye yükseltmek için bu harcama artışının tahminen 5 ila 10 yıl süreceğini söyledi.

Kaynaklardan biri, “Harcamaları artırmak elimizdeki tek koz: yük paylaşımı ve ABD’ye bağımlılıktan uzaklaşmak. Bu görüşmelere başlıyoruz ama bu o kadar büyük bir görev ki, pek çok kişi bu görevin büyüklüğü karşısında bunalmış durumda,” dedi.

ABD’li diplomatlar Avrupalı mevkidaşlarına Trump’ın NATO üyeliğine ve 5. Maddedeki karşılıklı savunma maddesine bağlı kalacağı konusunda güvence verirken, birçok Avrupa başkenti Beyaz Saray’ın asker ya da teçhizat konuşlandırmalarını hızla azaltmaya ya da NATO’nun ortak görevlerinden ayrılmaya karar verebileceğinden endişe duyuyor.

Yetkililer, bazı başkentlerin ABD’yi daha hızlı hareket etmeye teşvik etmekten korktukları için yük paylaşımı görüşmelerine katılmak istemediklerini ve Trump’ın söylemine rağmen ülkesinin Avrupa’daki varlığında önemli değişiklikler yapma niyetinde olmadığını düşündüklerini söyledi.

Diğerleri ise Trump yönetiminin öngörülemez doğası göz önüne alındığında yapılandırılmış bir süreci kabul edeceğine bile şüpheyle yaklaşıyor.

Bir yetkili, “Amerikalılarla bir anlaşmaya ihtiyacınız var ve bunu yapmaya istekli olup olmayacakları belli değil. “Anlaşmaya bağlı kalacaklarına bile güvenebilir misiniz?” diye sordu.

Yetkililer, Fransa ve Britanya’nın öncülüğünde, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşında desteklemek ve Avrupa savunmasına yatırım yapmak üzere bir “istekliler koalisyonu” kurulması konusunda devam eden ve düzenli olarak yürütülen görüşmelere işaret ediyor.

Ondan fazla Avrupalı savunma gücü arasındaki bu tartışmalara ABD dahil değil.

NATO içinde bir Avrupa ayağının ne anlama geldiği ve bunun mümkün olup olmadığı sorusuna üçüncü bir üst düzey batılı yetkili, “Şu anda bunu görüyoruz: Birleşik Krallık ve Fransa Amerikalılar olmadan [Ukrayna için bir güvence gücü konusunda] inisiyatif alıyor,” cevabını verdi.

NATO yetkilileri, kıtanın savunmasına yönelik mevcut askeri planlarını, yetenek hedeflerini ve kurallarını, komuta yapısını ve 5. Maddeyi yeniden yaratmanın ya da yeniden müzakere etmenin zorluğu göz önüne alındığında, ABD’nin daha az ya da hiç katılımı olmadan ittifakı korumanın yeni bir yapı oluşturmaktan çok daha basit olduğunu savunuyor.

Yetkililer, Avrupa’nın temel savunması için her zaman İngiltere ve diğer Atlantik deniz güçlerine, kıtanın kuzeyi için İskandinav ülkelerine ve güneydoğu savunması için Türkiye’ye ihtiyaç duyulacağını söyledi.

Chatham House’da uluslararası güvenlik alanında araştırma görevlisi Marion Messmer, “ABD olmasa bile NATO, Avrupa’da güvenlik işbirliği için bir yapı sağlıyor. ABD’nin ayrılması durumunda değiştirilmesi gereken yönler var. Fakat Avrupalıların gerçekten aşina olduğu bir yapı ve altyapı çerçevesi sağlıyor. Sadece Avrupalı üyeler için farklı türde bir yapı kuracak olsaydınız sıfırdan yapmanız gereken işlerin çoğunu yapıyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English