Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya, sınır kontrollerinin “trafik sıkışıklığına neden olmayacağı” sözünü verdi

Yayınlanma

Pazartesi gününden itibaren Alman polisi Almanya’nın tüm sınırlarında nokta kontrolleri yaparken, Berlin’deki trafik lambası koalisyonu da rahatsız olan komşularını rahatlatmak için çaba sarf ediyor.

Solingen’de bir sığınmacıyla bağlantılı saldırının ardından artan baskının ardından Alman hükümeti geçen hafta “düzensiz göçle mücadele” için kontrolleri yeniden başlatacağını duyurmuştu.

Bu, Alman polisinin Schengen bölgesi kurallarına aykırı olarak Fransa, Belçika, Lüksemburg ve Danimarka sınırlarında esnek bir şekilde kontroller yapabileceği ve Polonya, Çekya, Avusturya ve İsviçre sınırlarındaki mevcut kontrollere ekleme yapabileceği anlamına geliyor.

Alman İçişleri Bakanı, sınırı geçmeyi planlayanlara polisin sabit kontrol noktalarında her aracı kontrol etmeyeceği konusunda bir kez daha güvence verdi.

Kontroller “esnek” olacak: Yalnızca karada değil, havada da olabilir

Bakan Nancy Faeser Bild am Sonntag’a verdiği demeçte, “Uzun trafik sıkışıklığı olmayacak, fakat ilgili durumun gerektirdiği şekilde akıllı kontroller yapılacak,” dedi.

İçişleri Bakanlığı ve federal polise göre, önlemler zaman ve yer açısından esnek olacak; yani açık ve gizli, karada, denizde, havada ve günün her saati. Bu tedbirler 30 kilometre içeriye kadar uygulanabilecek.

Bakanlık, Schengen vatandaşı olmayanlara kimlik belgesi ya da vize taşımaları çağrısında bulundu.

Faeser’in güvencelerine rağmen bakanlık, esnek kontrollerin sorun yaratabileceği için “sınır ötesi trafikte geçici aksaklıkların göz ardı edilemeyeceğini” kabul etti.

Scholz “rahatsızlıkları” ele alacak

Berlin, daha önce de komşu ülkeler arasında “rahatsızlıklar” olduğunu kabul etmişti. Birçok ülke geçtiğimiz hafta Avrupa’nın bütünlüğü açısından doğuracağı sonuçlarla ilgili endişelerini kamuoyu önünde dile getirmişti.

Polonya Başbakanı Donald Tusk yeni kontrolleri “kabul edilemez” olarak nitelendirmişti. Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Wladyslaw Teofil Bartoszewski de Alman hükümetinin iddialarının aksine Polonya’nın önceden “hiç bilgilendirilmediğini” savunmuştu.

Polonya İçişleri Bakanlığına göre Tusk, “tüm Schengen Bölgesi’nin işleyişini tehdit edebilecek” bu konuyla nasıl başa çıkılacağını istişare etmek üzere komşu ülkelerle bir toplantı düzenleyeceğini söyledi.

Gelen tepkiler üzerine bir hükümet sözcüsü cuma günü yaptığı açıklamada Scholz’un “yakında” aralarında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de bulunduğu Avrupalı liderlerle ayrı ayrı görüşeceğini duyurdu.

Scholz’un Tusk ile de bir görüşme gerçekleştirdiği bildirildi. 

AVRUPA

Ermenistan’da ‘askeri darbe girişimi’ iddiası

Yayınlanma

Ermenistan Soruşturma Komitesi’nden yapılan açıklamada Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın silahlı darbe yoluyla ülkede iktidarı ele geçirme girişimini engellediği duyuruldu.

Aralarında Dağlık Karabağ kökenli kişilerin de bulunduğu yedi Ermenistan vatandaşı hakkında dava açıldı. Üç kişi gözaltına alınırken, diğerleri için arama çalışmaları devam ediyor.

Açıklamaya göre, sanıklar bazı vatandaşları ayda 220 bin dram maaş vaadiyle devşirmeye çalıştı.

Söz konusu şahıslar, “yeni nesil ağır silahları tanıma, kullanma ve muharebe eğitimi alma” bahanesiyle üç aylık askeri eğitim kamplarına katılmak üzere Rusya’nın Rostov-na-Donu bölgesine gönderildi. Komitenin iddiasına göre asıl amaç, şahısları Ermenistan’a döndüklerinde kullanmaktı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ya da Erivan Büyükelçiliğinden konuya ilişkin henüz açıklama gelmedi.

Açıklamada, askerlerin kişisel özelliklerinin, siyasi görüşlerinin ve Ermeni kolluk kuvvetleriyle bağlantılarının yalan makinesi testleriyle incelendiği belirtildi.

Açıklamaya göre, bu şahıslar daha sonra kapalı alanda savaş eğitimi verilen Arbat askeri üssüne yerleştirildi.

Ekip üyelerine, tatbikatın gerçek amacının Ermenistan’daki mevcut hükümeti devirmek olduğu açıkça söylendi.

Askerlerin bir kısmı bu plana katılmayı reddederek ülkeye geri döndü. Geri kalanlar ise planlarını hayata geçiremeden güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

Paşinyan: KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı ve egemenliğine tehdit oluşturuyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Sol partilerden Macron’a karşı görevden alma hamlesi

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise – LFI) tarafından açılan azil davası, 17 Eylül Salı günü Ulusal Meclis bürosu tarafından 10’a karşı 12 oyla kabul edilebilir bulundu.

Beşinci Cumhuriyet tarihinde türünün ilk örneği olan bu hamlenin başarıya ulaşma şansı bulunmamakla birlikte, LFI’yı da bünyesinde barındıran solcu Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) Ulusal Meclis’in en üst makamı olan büroda çoğunluğa sahip olması nedeniyle salı günkü oylamanın sonucu bekleniyordu.

300.000’den fazla kişi tarafından imzalanan bir dilekçeye göre prosedür, Macron’un “parlamenter rejimler dünyasında ve temsili demokrasi sisteminde eşi benzeri görülmemiş otoriter sürüklenişini” kınamak için başlatıldı.

Temmuz ayında yapılan parlamento seçimlerinde NFP’nin en çok sandalyeyi kazanmasına rağmen, Cumhurbaşkanı yaz boyunca NFP adayı Lucie Castets’in hükümeti kurmasına izin vermedi. Sonunda muhafazakâr-sağcı Michel Barnier bu ayın başlarında başbakan olarak atandı.

Emmanuel Macron’un olası azli, parlamentonun genelinde oylamaya sunulmadan önce Ulusal Meclis’in Hukuk Komisyonu tarafından incelenecek.

Metnin kabul edilebilmesi için milletvekillerinin üçte ikisi (577 milletvekilinden 385’i) tarafından onaylanması gerekiyor. Karar Meclis engelini geçerse, sağ partilerin ve merkezci müttefiklerinin çoğunlukta olduğu Senato’ya gönderilmesi gerekiyor.

Dolayısıyla Macron’un görevden alınmasının kabul edilmesi matematiksel olarak imkansız görünüyor, özellikle de Ulusal Meclis’teki Ulusal Birlik’in (RN) başkanı Marine Le Pen, bu hareketi sol tarafından düzenlenen “uğursuz bir komedi” olarak kınamış ve onları “düzensizlik ve kaos” yaymakla suçlamışken.

Fakat aralarında Antoine Léaument’in de bulunduğu LFI milletvekilleri salı günkü oylamayı gerekli bir “parlamenter karşılık” olarak memnuniyetle karşıladı. Parti lideri Jean-Luc Mélenchon ise 21 Eylül Cumartesi günü Fransa genelinde “Macron’u devirmek için” gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanının partisinin Ulusal Meclis’teki milletvekili grubunun lideri olan eski Başbakan Gabriel Attal ise “bu önergeyi ve bu tartışmayı” “kurumlarımıza karşı bir savaş ilanı” olarak nitelendirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Politico: Zalujnıy, Kursk oblastının işgaline karşı çıkmıştı

Yayınlanma

Politico haber kuruluşunun Ukraynalı yetkililere dayandırdığı haberine göre eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Kursk oblastının Ukrayna güçleri tarafından işgal edilmesine karşı çıktı.

Haberin kaynağı, “Zalujnıy bunun bir macera olduğunu düşünüyordu” diye belirtti.

Zalujnıy, Rusya topraklarına girilmesi durumunda net bir eylem planının olmadığına dikkat çekti.

Bu konuda sorular sordu ancak Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’den tatmin edici bir yanıt alamadı.

Ukrayna ordusunun 80. Hava İndirme Tugayı’nın görevden alınan komutanı Emil İşkulov da taarruza karşı çıktı.

Gazetenin kaynaklarına göre İşkulov, tugayının Rusya topraklarında savunmasız kalmasından ve can kaybının ciddi ölçüde artmasından endişe ediyordu.

Ukrayna güçleri 6 Ağustos’ta Kursk oblastını işgal etti ve o tarihten bu yana bölgede çatışmalar sürüyor. Kursk, Belgorod ve Bryansk oblastlarında terörle mücadele operasyonu rejimi uygulanırken, ilk iki bölgede ayrıca olağanüstü hâl ilan edildi.

Ukrayna, BM ve Kızıl Haç’ı Kursk oblastına davet etti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English