Diplomasi
Almanya, tarifelere misilleme olarak Büyük Teknoloji’nin vurulmasına karşı

Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Trump yönetimiyle ticaret müzakerelerinin önümüzdeki birkaç ay içinde başarısız olması halinde Brüksel’in Büyük Teknoloji’yi vurma ihtimaline karşı uyarıda bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump bu ayın başlarında tüm AB ithalatına %20 oranında “karşılıklı gümrük vergisi” uygulayacağını açıklamış, fakat bu oran 90 günlük bir süre zarfında %10’a düşürülmüştü.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Financial Times’a (FT) verdiği bir mülakatta, Brüksel’in bu görüşmelerin başarısız olması halinde, Amazon, Google ve Facebook gibi teknoloji gruplarını vuracak dijital reklam gelirleri üzerinde olası bir vergi de dahil olmak üzere misilleme önlemleri hazırladığını söyledi.
Fakat Almanya cuma günü böyle bir hamleye karşı uyarıda bulundu. Almanya Maliye Bakanı Jörg Kukies, bulut hizmetleri ve yapay zeka için veri merkezlerinden bahsederek, “Dijital şirketlere karşı temkinli olmalıyız çünkü Amerikan dijital endüstrisinin sunduklarına karşı gerçek bir alternatifimiz yok,” dedi.
Avrupalı maliye bakanlarının ticaret gerilimlerinin iktisadi etkilerini görüşmek üzere Varşova’da yapacakları toplantı öncesinde konuşan Kukies, dünyanın diğer bölgelerindeki diğer hizmet ve malları ikame etmenin kolay olduğu ürünler olduğu gibi, bunun daha zor olduğu sektörlerin de bulunduğuna dikkat çekti.
Kukies, bloğun misilleme tedbirleri hazırlaması gerektiğini söyledi, fakat “sadece nüanslı ve farklılaştırılmış” olmak gerektiğini savundu.
AB, görüşmelerin sonuçlanması için yat, motosiklet, giyim ve gıda maddeleri gibi ABD ürünlerine uyguladığı misilleme gümrük vergilerini 90 gün süreyle askıya aldı.
Bu vergiler, Trump’ın Avrupa çelik ve alüminyumuna uyguladığı ve halen yürürlükte olan %25’lik gümrük vergilerine karşılık olarak getirilmişti.
Başkentler arasındaki görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişilerin FT’ye aktardığına göre, Fransa ve diğer birçok AB üyesi ülke Leyen’in ABD hizmet şirketlerine misilleme seçenekleri hazırlama kararını destekliyor. Fakat İrlanda ve Lüksemburg gibi ABD’nin teknoloji alanında büyük varlık gösterdiği ülkeler daha çekingen.
Leyen: Ticaret görüşmeleri başarısız olursa Büyük Teknoloji’yi vurabiliriz
Fransa Maliye Bakanı Eric Lombard FT’ye verdiği demeçte, “Her şeyin masada olduğunu söyledik. Alabileceğimiz bir dizi önlem arasında dijital endüstriyi ilgilendiren önlemler de olabilir. Bu da masadaki unsurlardan biri,” dedi. Bakan, önlemin henüz kararlaştırılmadığını ve ilk hedefin “Amerikalılarla bir anlaşmaya varmak” olduğunu da sözlerine ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, mal ticaretinin aksine ABD’nin AB ile büyük bir fazla verdiği bir alan olan dijital hizmetlerin vurulması olasılığını gündeme getirdi.
AB ekonomi komiseri Valdis Dombrovskis de cuma günü yaptığı açıklamada, “Ticarete verilecek yanıtı tartışırken dijital hizmetler de dahil olmak üzere hizmet ticaretine de bakmamız gerektiği açık,” dedi.
Varşova’daki görüşmelere başkanlık eden Polonya Maliye Bakanı Andrey Domański ise bloğu “birlik olmaya” çağırdı ve “Önce Komisyon’un resmi teklifini duymayı ve ardından yorum yapmayı tercih ederiz,” dedi.
Diplomasi
Trump: Rusya G8’den çıkarılmasaydı Putin Ukrayna’ya saldırmazdı

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rusya 2014 yılında sonrası G8’den çıkarılmasaydı Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunmayacağını belirtti. Kanada’daki G7 zirvesi sırasında konuşan Trump, Rusya’nın G8’den çıkarılmasının bir hata olduğunu savundu.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 2014 yılında Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanmasının ardından G8 grubundan çıkarılmasaydı Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunmayacağını dile getirdi.
Kanada’daki G7 zirvesi sırasında açıklama yapan Trump, “Önceden burası sekizli gruptu. Barack Obama ve Justin Trudeau isimli kişi, Rusya’nın G8’de olmasını istemedi. Ve ben bunun bir hata olduğunu söyleyebilirim. Çünkü eğer Rusya G8’de olsaydı, şimdi bir savaşımız olmazdı,” dedi.
Trump, Putin’in sadece kendisiyle iletişim kurduğunu ve Rusya’yı birlikten çıkarmak istemeyen G7 üyelerinin tutumundan “memnun olmadığını” ekledi.
ABD Başkanı, “Size şunu söyleyebilirim ki o (Putin), kendisini dışarı atan kişilerle neredeyse hiç konuşmuyor ve ben de ona katılıyorum. Masanızda bir düşmanınız var, ben (Putin’i) o zamanlar bir düşman olarak bile görmüyordum, o bir düşman değildi,” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Trump, Rusya’nın birliğe geri dönmesinin şu anda pek mümkün olmadığını, çünkü “çok fazla zaman geçtiğini” kabul etti.
Ancak Çin’in G7’ye davet edilmesinin “o kadar da kötü bir fikir olmadığı” görüşünü dile getirdi.
G7 üyeleri, Rusya’yı 2014’ün mart ayında Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ve Ukrayna’nın doğusunda vekalet savaşının başlamasının ardından gruptan çıkarmıştı.
O zamandan beri G8, Rusya’nın katılımı olmadan G7 olarak faaliyet gösteriyor.
Daha önce Trump, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada ve Japonya dahil olmak üzere dünyanın en büyük yedi ekonomisini bir araya getiren G7’ye Rusya’nın geri dönmesi çağrısında bulunmuştu.
Şubat ayında Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada da Rusya’nın “sekizliden” çıkarılmasını bir hata olarak gördüğünü vurgulamıştı.
2020 yılında ilk görev süresi boyunca ABD Başkanı, böyle bir adımın “sağduyuya” uygun olduğunu vurgulamış ancak diğer katılımcı ülkeler onun girişimini desteklememişti.
Moskova, 1997 yılında dünya liderlerinin gayri resmi kulübüne katılmıştı.
Diplomasi
İngiliz danışman: NATO müttefikleri savaşa hazır değil

İngiliz hükümetinin savunma danışmanı Grace Cassy, NATO ülkelerini yeni askeri teknolojilerin benimsenmesi konusunda çok yavaş hareket etmekle suçladı.
Birleşik Krallık’ın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerin önemli bir bağımsız değerlendirmesi olan stratejik savunma incelemesi (SDR), ülkenin gelişmiş yetenekler, mühimmat ve uzun menzilli silahlara yatırım yaparak “savaşa hazır” olması gerektiğine büyük önem verdi.
Bakanlar tüm önerileri kabul etse de, Başbakan Keir Starmer, ülkenin GSYİH’sinin yüzde 3’ünü savunmaya ayırmak için bir takvim belirlemeyi reddetti. Uzmanlar, bu oranın incelemenin tamamını gerçekleştirmek için gerekli minimum oran olduğunu savunuyor.
Güvenlik alanında faaliyet gösteren girişimlere yatırım yapan ve eski Başbakan Tony Blair’in eski danışmanı Cassy, SDR’yi yönlendirmek için seçilen altı dış uzmanından biri.
POLITICO’ya verdiği demeçte, Ukrayna’daki savaşın, gözden geçirenlerin yeni savaş teknolojisine bakışında merkezi bir rol oynadığını söyledi.
Her iki taraf da insansız hava araçları, sensörler ve sinyal bozma sistemlerini hızla kullanıma soktu. Kiev, daha zayıf konvansiyonel yeteneklerle yola çıkarken, Moskova uluslararası yaptırımlar nedeniyle edinebilecekleri konusunda kısıtlıydı.
Cassy, “Genellikle oldukça kısa süreli bir avantaj elde etmek için bir savaş var. İnovasyon döngüleri inanılmaz derecede kısa,” dedi.
Bunun özellikle insansız hava araçları için geçerli olduğunu kaydeden danışman, frekansların paylaşılması nedeniyle “bir gün uçurabileceğiniz bir aracın, bir hafta sonra uçamayabileceğine” dikkat çekti.
Cassyi “SDR, bu şekilde savaşmaya hazır hale gelmemiz için daha önümüzde uzun bir yol olduğunu açıkça ortaya koyuyor,” diye uyardı.
Cassy, özellikle, riskten kaçınma eğilimi ve birkaç büyük savunma tedarikçisine aşırı bağımlılığın yanı sıra, tedarik süreçlerinin yavaşlığının Birleşik Krallık’ı geride bıraktığını belirtti.
SDR, modern savaşın hızına ayak uydurmak için en son teknolojilerin kullanıma sunulması için üç aylık bir süre önerdi.
CyLon Ventures’ın kurucu ortağı Cassy, bu dersin tüm ittifak için zorunlu olduğunu belirterek, “Yarın savunma harcamalarını yüzde 5’e çıkarsak bile, eski alışkanlıklarımızdan vazgeçmezsek, geleceğe hazırlıklı olamayız. NATO içindeki bizler, sadece Birleşik Krallık değil, tüm NATO üye ülkeleri, bu yeni parayı daha iyi harcamak için değişmeliyiz,” dedi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, tüm üye ülkeleri kendi savunmalarına daha fazla para ayırmaya çağırdı ve geçen hafta Rusya’nın beş yıl içinde NATO’ya karşı askeri güç kullanmaya hazır olabileceği uyarısında bulundu.
Fakat Cassy, siber saldırılar ve kritik ulusal altyapıya yönelik tehditler gibi “gri bölge”deki diğer saldırı türlerinin daha acil olduğunu söyledi.
Danışman, “Zaten her gün, geleneksel savaş eşiğinin altında bir mücadeledeyiz ve bu da daha geniş savunma alanlarına uygun şekilde yatırım yapmamızı gerektiriyor,” dedi.
Diplomasi
Leyen: Donald haklı, sorunun kaynağı Çin

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çin’in otomobiller, bataryalar ve rüzgar türbinlerinde kullanılan hammaddelere uyguladığı ihracat kısıtlamalarını eleştirerek Donald Trump ile ortak bir zemin bulmaya çalıştı.
Kanada’nın Kananaskis kentinde düzenlenen G7 zirvesinde küresel ekonomi konulu oturumda Leyen, AB’nin zirveye ilişkin açıklamasında, Pekin’i kendi şirketlerini desteklemek için sübvansiyonlar uygulayarak küresel ticareti bozmakla suçladı.
AB’nin en üst düzey yöneticisi, Çin’i kritik hammaddelerin üretimi ve rafine edilmesinde lider konumunu “silah olarak kullanmak” ve rakiplerini alt etmek için küresel ticaret kurallarını ihlal etmekle suçladı.
Nisan ayından bu yana Pekin, kalıcı mıknatısların ve bunların üretiminde gerekli minerallerin ihracatını önemli ölçüde kısıtladı. Bu hamle, Trump’ın Çin’e uyguladığı gümrük vergilerine yanıt olarak geldi, fakat Pekin kısıtlamaları küresel olarak uyguladı ve Avrupa’ya da zarar verdi.
Leyen, G7 yuvarlak masa toplantısında yanında oturan Trump’a yönelik sert bir yorumda, “Ortaklarımız arasındaki gümrük vergilerine odaklandığımızda, hepimizi tehdit eden asıl sorundan dikkatimizi başka yöne çekmiş oluyoruz,” dedi.
Leyen, “Bu noktada Donald haklı, ciddi bir sorun var,” diye ekleyerek, ABD başkanını müttefiklerine gümrük vergileri uygulamak yerine, Çin’in ticaret dengesizliklerini gidermek için müttefikleriyle güçlerini birleştirmeye çağırdı.
Brüksel, Trump’ı ticaret savaşında AB’yi hedef almaması için aylarca ikna etmeye çalıştı. Çin’in sanayi politikası konusunda işbirliğinin eşit ticaret koşullarını sağlamanın en iyi yolu olduğunu savunarak, ABD başkanını övüp ikna etmeye çalışarak cezai vergileri geri çekmesini sağlamaya çalıştı.
Çin’i, “fikri mülkiyet haklarının ihlali, küresel üretim ve tedarik zincirlerini domine etmek amacıyla verilen büyük sübvansiyonlar”a odaklanmakla suçlayan AB şefi, “Bu piyasa rekabeti değil, kasıtlı bir çarpıtma,“ dedi.
Komisyon başkanı, “yeni bir Çin şoku” olarak nitelendirdiği duruma karşı uyarıda bulunarak, Pekin’i küresel pazarları ucuz devlet sübvansiyonlu ürünlerle doldurmakla suçladı ve G7 ülkelerini hammadde sektöründeki hakimiyetine karşı mücadele etmeye çağırdı.
POLITICO’nun gördüğü zirveye ilişkin taslak açıklamada, G7 liderleri “G7 kritik mineraller eylem planını” uygulamayı taahhüt edecek. Ne var ki taslakta Çin’in adı geçmiyor, bunun yerine “kritik mineraller sektöründeki piyasa dışı politika ve uygulamalar”dan dolaylı olarak bahsediliyor.
Zirve öncesinde, kritik hammaddelerle ilgili bildirinin, Kanada’da bir araya gelen liderler ile Güney Afrika, Ukrayna, Brezilya ve Hindistan gibi ortak ülkeler arasında en kolay üzerinde anlaşmaya varılacak konu olacağı tahmin ediliyordu.
Leyen ayrıca Trump ile ayrı bir görüşme yaptı ve iki tarafın “iyi ve adil” bir ticaret anlaşması için “çalışmalarını hızlandıracağını” söyledi.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya7 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Dünya Basını2 hafta önce
Financial Times: Borç batağındaki ‘gelişmekte olan ülkeler’ için kayıp on yıl kapıda
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Amerika1 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3