Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya’da Ukrayna tahılı krizi: Çiftçiler ve üreticiler zarar ediyor

Yayınlanma

Ucuz Ukrayna tahılının Almanya’ya kontrolsüz girişi, yerli çiftçileri büyük zarara uğratıyor. Buğday fiyatları düşerken, fırıncılık ürünlerinin fiyatı son dört yılda yüzde 34,4 arttı. Alman çiftçiler ve tarım makineleri üreticileri bu durumdan olumsuz etkilenirken, ithal tahılda tarım ilacı ve gübre denetimi eksikliği endişe yaratıyor.

Ucuz Ukrayna tahılının kontrolsüz arzı, Alman çiftçileri ciddi şekilde zor durumda bırakıyor. Bild gazetesi, buğday fiyatlarının sürekli düştüğünü ve şu anda ton başına yaklaşık 200 avro olduğunu yazdı.

Ukrayna’daki çatışmaların tırmanmasının ardından fiyat bir ara 435 avroya kadar çıkmıştı. Ancak Temmuz 2023’te tahıl anlaşmasının sona ermesinden bu yana, Ukrayna’dan Almanya’ya karayolu ve demiryolu ile tahıl taşınıyor ve aslında bu tahılın başka ülkelere sevk edilmesi planlanıyordu.

Aşağı Saksonya’dan 66 yaşındaki çiftçi Jobst Dismer, gazeteye verdiği demeçte “Ama bunun yerine, un değirmenlerimiz ve yem fabrikalarımız tarafından satın alınıyor. Muhtemelen ton başına 160 avronun altındaki damping fiyatlarıyla,” ifadelerini kullandı.

Dismer, bu durumun sadece çiftçiler için değil, tarım makineleri üreticileri için de yıkıcı sonuçlar doğurduğunu vurguladı. Zira tahıl fiyatları düştüğünde, çiftçiler yeni makineler almak için yeterli parayı bulamıyor.

Dismer, “En yüksek Alman standartlarında ürettiğimiz buğdayı zararına satıyoruz. Aynı zamanda Ukrayna’dan büyük miktarda buğday ithal ediliyor ve bu buğdaylarda tarım ilacı ya da gübre kullanılıp kullanılmadığını teyit etme zorunluluğu bulunmuyor. Savaş koşullarının buğdaya bulaşma riski ise cabası,” diye ekledi.

Buğday fiyatları düşerken, Almanya’da unlu mamul fiyatları artmaya devam ediyor. Son dört yılda bu artış yüzde 34,4’ü buldu.

Fırıncılar Birliği Genel Müdürü Friedemann Berg, “Fırıncıların çoğunun uzun vadeli sözleşmeleri var. Hammadde fiyatları düşse bile, bu durumun etkilerinin hissedilmesi bir yılı bulabilir. Aynı şey yükseliş için de geçerli,” ifadelerini kullandı.

Berg, ayrıca personel, enerji ve bürokrasi gibi diğer maliyetlerin de yükseldiğini dile getirdi. Örneğin, ocak ayından bu yana yürürlüğe giren yeni bir AB yönergesi gereği, fırıncılar artık kullandıkları hammaddelerin ormansızlaşmaya yol açmadığını ispatlamak zorunda.

Doğu Avrupa’da çiftçi isyanı: Ukrayna tahılına yasak geldi

AVRUPA

İtalya: İçten yanmalı motor yasağı Avrupa için ciddi bir kriz tehdidi oluşturuyor

Yayınlanma

İtalya Sanayi Bakanı Adolfo Urso, AB’nin 2035 yılından sonra Yeşil Mutabakat kapsamında yeni içten yanmalı motorlu araçların satışına getirdiği yasağın Avrupalı otomobil üreticileri için “ciddi bir kriz” yarattığını ve acilen gözden geçirilip revize edilmesi gerektiğini söyledi.

Başbakan Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisinin üyesi Urso, Brüksel’in otomotiv sektörüne yönelik iddialı çevre hedeflerini hafifletmemesi halinde yüz binlerce Avrupalı otomobil üretim işinin risk altında olduğu uyarısında bulundu.

Urso Financial Times’a (FT) verdiği bir röportajda, “Tasarlandığı şekliyle Yeşil Mutabakat’ın yol haritası, Avrupa elektrikli araç pazarının çöküşü ve Avrupalı otomobil üreticilerinin ciddi kriziyle çelişkilerini şimdiden ortaya koydu. Veriler kendi adına konuşuyor. Yol haritasının sürdürülebilir olmadığı zaten açık,” dedi.

Roma, yasağın gözden geçirilmesini istiyor

Urso bu hafta Brüksel’de yapılacak üst düzey toplantılarda emisyon kurallarının ve 2035’te yürürlüğe girecek olan içten yanmalı motor yasağının acilen gözden geçirilmesini talep edecek ve biyoyakıt ya da sentetik yakıt kullananlar da dahil olmak üzere diğer temiz teknoloji araçlarının satışına izin verecek şekilde ertelenmesi ve hafifletilmesi gerektiğini söyleyecek.

İtalya’nın bu girişimi, Avrupa başkentlerindeki endişenin ve üreticilerin, halihazırda ucuz Çin elektrikli araç ithalatının baskısı altında olan kıtanın otomobil endüstrisinin, yeni içten yanmalı motorların satışına ilişkin yasağın yürürlüğe girmesiyle birlikte keskin bir düşüş yaşayabileceği yönündeki uyarılarının ardından geldi.

Ülkenin en büyük otomobil üreticisi Stellantis, hibrit versiyonu 17.700 avro olan Fiat 500’ün 30.000 avro fiyatlı elektrikli versiyonuna olan zayıf talep nedeniyle tarihi Torino fabrikasındaki otomobil üretimini ekim ortasına kadar bir aylığına askıya aldı.

İtalya’da otomobil üretimi 2023’e kıyasla üçte birden fazla düştü

İtalya’da otomotiv sektöründe yaklaşık 165.000 kişi çalışıyor. İtalya Ulusal Otomotiv Endüstrisi Tedarik Zinciri Birliğine göre İtalya’da otomobil üretimi yılın ilk yedi ayında 2023’ün aynı dönemine kıyasla üçte birden fazla düştü.

İtalya’da Ocak-Ağustos 2024 döneminde hibrit araç satışları geçen yılın eşdeğer dönemine kıyasla yüzde 16 artarken, elektrikli araç satışları yüzde 12 azaldı.

Urso, elektrikli araçların Avrupalıların ve İtalyanların gelirlerine kıyasla çok pahalıya mal olduğunu savundu ve Avrupa’nın kendi yerel tedarik zincirlerini geliştirmeden elektrikli araçları aceleyle benimsemesinin bloğu Çin’e aşırı bağımlı hale getirebileceği uyarısında bulundu.

Bakana göre Avrupa “Rusya’dan kaçarken Çin’e tutulabilir”

İtalyan bakan, “Risk, Rus fosil yakıtlarına bağımlılıktan Çin’den gelen, Çin tarafından üretilen veya Çin’de işlenen kritik hammaddelere bağımlılığa geçmemizdir,” dedi.

Urso, Avrupa’nın yeni savaşlar ya da başka bir pandemi durumunda üretim kapasitesinin “stratejik özerkliğini” göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Avrupa’nın yeni içten yanmalı motorlara yönelik yasağı 2026 yılında gözden geçirmesi gerekirken Urso, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in yaklaşan istihdam kaybı tehdidi göz önüne alındığında bu süreci hızlandıracağı konusunda iyimser olduğunu ifade etti.

İtalyan bakandan Avrupa çapında işçi eylemleri uyarısı

Urso, “Eğer acele etmezsek, birkaç ay içinde Brüksel, Strazburg ve diğer Avrupa başkentlerinde sadece traktörleriyle çiftçileri değil, aynı zamanda işçileri de bulacağımızın herkes farkında. Bu atmosferi tüm Avrupa’da hissetmeye başlıyoruz,” uyarısında bulundu.

İtalya bu yıl tüketicileri benzinli ve dizel araçları elektrikli araçlarla, özellikle de İtalya’da üretilenlerle değiştirmeye teşvik etmeyi amaçlayan mali teşvikler için yaklaşık 1 milyar avro harcadı, fakat teşvikler programın açılmasından sonraki dokuz saat içinde tükendi.

Bakan, teşviklerin “okyanusta sadece bir damla” olduğunun altını çizdi.

Urso, komisyonun 2035 yılında içten yanmalı motor yasağını sürdürmekte ısrar etmesi halinde, geçişi hızlandırmak için önemli ekonomik kaynaklar sağlaması gerektiğini söyledi ve “Sanayi politikası ve çevre politikası uyumlu olmalıdır. Sürdürülebilir olduğu sürece elektrikli araçlara geçişi kabul ediyoruz,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman hükümetinden kritik otomotiv toplantısı

Yayınlanma

Almanya’da Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller) zor durumdaki otomotiv sektörüne destek sözü verdi.

Habeck 23 Eylül Pazartesi akşamı üst düzey sektör temsilcileriyle gerçekleştirdiği video konferansın ardından yaptığı açıklamada, “Sektörden gelen ortak mesaj, pazar için uzun vadeli sinyallere ihtiyacımız olduğu yönündeydi,” dedi.

Fakat Handelsblatt’ın aktardığına göre bakan zirvenin ardından alım primleri gibi herhangi bir somut önlem açıklamadı. Bununla birlikte Habeck, gelecekte alınacak herhangi bir tedbirin “geriye dönük olarak uygulanacağını” açıkça belirtti. Federal hükümetle görüşmeler şimdi bir sonraki tura geçecek.

Bakan toplantıda, otomotiv endüstrisine AB düzeyinde destek sözü verdi. Sektör temsilcileri, filo limitleri olarak adlandırılan ortalama CO2 emisyonu spesifikasyonlarının bir yıl öne çekilerek revize edilmesini istiyor. Habeck bu talebi “memnuniyetle yerine getireceğini” söyledi.

Alman sanayi devleri Habeck’in karşısına çıktı

Habeck öğleden sonra sanayi birliği VDA, IG Metall sendikası temsilcileri ve Volkswagen, BMW, Mercedes, Tesla Almanya, Bosch, Continental ve ZF’nin üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi.

Ekonomi Bakanlığı yetkilileri de otomobil üreticilerinde devam eden satış ve kârlılık krizinden giderek daha fazla endişe duymaya başladılar ve Alman otomobil üreticilerini desteklemenin yollarını arıyorlar.

Handelsblatt’a göre sonuçta, içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişin gözle görülür bir şekilde destek kaybettiği anlaşılıyor.

Çin ile olası bir ticaret savaşı da gündemdeydi

Çin’den ithal edilen elektrikli otomobiller ve özellikle de AB’nin bu ithalata uyguladığı özel gümrük vergileri de toplantıda önemli bir konuydu. Zira bu vergiler Çin’de üretim yapan Alman üreticileri de etkiliyor.

Buna ek olarak sektör, Çin hükümetinin, otomotiv şirketlerinin önemli satış pazarına erişimi daha da zorlaştıracak karşı önlemlerinden korkuyor.

Bu nedenle Habeck’in, cezalandırıcı tarifeler içermeyen ticaret koşullarına ilişkin siyasi bir anlaşma lehinde konuşması şaşırtıcı değildi.

Sektör daha fazla şarj istasyonu istiyor

Sektör ayrıca Ekonomi Bakanının yapılacaklar listesine daha iyi bir şarj altyapısı maddesini de ekledi.

Kabine, elektrikli motorlu şirket aracı alımları için vergi avantajları ve daha uygun amortisman seçeneklerini gözeten bir program başlattı. 

Buna ek olarak, şu anda Federal Meclis’te benzin istasyonlarına şarj istasyonları kurma zorunluluğu getirecek bir yasa tartışılıyor.

Volkswagen’in sorunlarına çözüm ufukta görünmüyor

Fakat bunların özellikle Volkswagen’deki sorunlara karşı yeterli olması pek mümkün görünmüyor.

Alman hükümeti 2023 sonbaharında elektrikli otomobiller için satın alma primini geçici olarak iptal ettiğinde, üreticiler fiyatları düşürmüştü. 

Fakat Handelsblatt’a göre hükümetin bu kararının kamuoyuna birçoklarını caydıran bir sinyal gönderdiği anlaşılıyor.

Geçtiğimiz hafta SPD liderliğindeki Saarland eyalet hükümeti, satın alma priminin yeniden uygulamaya konulması için bir Federal Konsey girişimi başlattı.

Federal Meclis’teki SPD parlamento grubu, insanları içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçmeye teşvik etmek amacıyla hurdaya ayırma planının yeniden uygulamaya konmasını talep ediyor.

Fakat Habeck’in bakanlığı bunun bir seçenek olmayacağını belirtti. İkramiye bütçedeki ödenek yetersizliği nedeniyle kaldırılmıştı ve şimdi açıklar daha da büyük.

Filo sınırları hakkında tartışma

FDP’li Maliye Bakanı Christian Lindner ise üreticiler için filo sınırlarının yumuşatılmasını önermişti. AB düzenlemeleri şirketleri belli bir ölçüde iklim açısından nötr araçlar üretmekle yükümlü kılıyor.

Fakat neredeyse tüm Alman üreticilerin, elektrikli otomobillerin satış rakamlarının düşük olması nedeniyle yakında daha da katılaşacak olan AB sınırlarını kaçırması muhtemel.

İçeriden bir kaynağa göre, Alman araç devleri önümüzdeki aylarda yüksek cezalarla karşı karşıya kalabilirler.

Bununla birlikte filo limitlerinin yumuşatılması yeşil Federal Çevre Bakanlığı için bir seçenek gibi görünmüyor. Bakanlık, otomobil üreticilerinin uyum açıklarını her zaman hedef yılda kapattıklarını savudu.

Öte yandan Habeck’e yakın çevreler cezaların yaratabileceği riskin farkında. Bu nedenle devletin devreye girip sektörü rahatlatabileceği yönünde düşünceler var. Fakat bu durumda da karmaşık bir bütçe sorunu ortaya çıkıyor ve federal hükümetin en önemli anlaşmazlık başlıklarından biri de bütçe.

Çin’e gümrük tarifesi oylaması yarın

Öte yandan AB, Çin’de üretilen elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifeleri ile ilgili yarın bir oylama yapacak.

POLITICO’da yer alan habere göre 10 ülke gümrük vergilerini destekliyor. En büyük destek, ilk etapta sübvansiyon karşıtı soruşturmanın başlatılması için başarılı bir lobi faaliyeti yürüten Fransa’dan geldi. İtalya ve İspanya da aynı görüşte.

Komisyon ayrıca iki ülkenin (Çekya ve Yunanistan) sessizliğini de onay olarak yorumlayarak toplam sayıyı 12’ye çıkarmış durumda.

Ağırlıklı olarak değerlendirildiğinde bu rakam AB nüfusunun yüzde 60’ından fazlasının vergi lehinde olduğu anlamına geliyor.

Büyük bir otomobil endüstrisine sahip olan Çekya’nın zor durumda kalması halinde karşı oy kullanabileceği düşünülüyor.

“Karşı” kampta ise şimdilik sadece dört ülke yer alıyor. Kıbrıs, Malta, Macaristan ve Slovakya da Çin’e yeni vergilere karşı.

Geri kalan 11 ülke ise şu anda çekimser. POLITICO, Berlin’in de “kararsız” kampında yer aldığını yazıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Rus savaş gemisi Kuzey Buz Denizi’nde bir Norveç gemisine ateş açtı

Yayınlanma

Bir Rus savaş gemisi, Norveçli bir balıkçı gemisinden Kuzey Buz Denizi’ndeki bölgeyi terk etmesini talep etti. Norveç gemisi bu isteği yerine getirmeyince, uyarı ateşi açıldı.

Olayı anlatan geminin kaptanı Eystein Orten, kendisi ve beş kişilik mürettebatının 12 Eylül’de Rus Donanması’na ait Amiral Levçenko adlı büyük anti-denizaltı gemisiyle karşılaştığını ifade etti.

Politico‘nun aktardığına göre Orten, “Telsizden arandım: ‘Bu bir Rus savaş gemisi, bölgeyi terk etmeniz gerekiyor’ denildi. Ben de bunun söz konusu olmadığını söyledim,” ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine 163 metrelik savaş gemisi, 15 metrelik balıkçı teknesine doğru hızla ilerleyerek korna çaldı ve Norveç gemisinin yakınında suda patlayan bir uyarı ateşi açtı.

“Çok büyük bir patlamaydı, teknemiz sarsıldı,” diyen Orten, hızla yüzerek güvenli bir mesafeye uzaklaştıklarını da sözlerine ekledi.

Bununla beraber Norveç Genelkurmay Başkanlığı sözcüsü, Rus savaş gemisi ile Norveç balıkçı teknesi arasında telsiz görüşmeleri yapıldığını, ancak herhangi bir uyarı ateşi kaydedilmediğini doğruladı.

Olay, Norveç ile Rusya arasındaki Barents Denizi’nde, Norveç’in münhasır ekonomik bölgesinde meydana geldi. Rusya ordusu daha önce de Norveç ekonomik bölgesinde tatbikatlar yapıyordu.

Geçtiğimiz hafta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Kuzey Kutbu’nda NATO ile olası bir çatışmaya hazırlıklı olduğunu bildirmişti. Lavrov, “NATO’nun Kuzey Kutbu’ndaki olası krizlerle ilgili tatbikatları artırdığını görüyoruz. Ülkemiz, askeri, siyasi ve askeri-teknik açıdan çıkarlarını savunmaya tamamen hazırdır,” demişti.

Kuzey Kutbu, toprakları sekiz ülke; Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada, ABD, İzlanda ve Rusya arasında paylaşılıyor. Rusya hariç belirtilen ülkelerin tamamı NATO üyesi.

FP: NATO Kuzey Kutbu’nda hâlâ zayıf

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English