Amerika
ABD’de iç savaş tartışması: ‘Amerika Bölünmüş Devletleri’

Başkanlık seçimlerine yaklaşık 2 yıl kala Amerika Birleşik Devletleri’nde iç savaş korkusu giderek yükseliyor. Ülkede Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki ayrışma halk arasında da kurumlar arasında da geri dönülemez bir noktaya doğru ilerliyor. Konuyu kapağına taşıyan The Economist dergisi, “Amerika Bölünmüş Devletleri” başlığı ile çıktı.
Far from being laboratories of democracy, American states are now Petri dishes of polarisation. Our latest cover story explains why only electoral reform can make them work properly https://t.co/O5KkQQjRUj pic.twitter.com/5F9sbhifcE
— The Economist (@TheEconomist) September 1, 2022
Kasım 2020’deki başkanlık seçimlerinin ardından yaşanan kanlı Kongre baskınının yankılarının hala sürdüğü ABD’de ‘iç savaş tehdidi’ sık sık dillendiriliyor. Ülkenin iç savaş ve bölünme tehdidi ile karşı karşıya olduğuna inanan Amerikalıların sayısı ise her geçen gün artıyor. YouGov ve The Economist dergisi tarafından yayınlanan anket sonuçlarına göre, beş Amerikalıdan ikisi, önümüzdeki on yılda bir iç savaşın muhtemel olduğunu söylerken, beş Amerikalıdan üçü birkaç yıl içinde siyasi şiddette bir artış bekliyor Ayrıca, Amerikalıların üçte ikisi (%66), bu ülkedeki siyasi bölünmelerin 2021’in başından beri daha da kötüleştiğine inanıyor.
Newsweek’in bu oranları destekleyen haberine göre, Quinnipiac Üniversitesi tarafından yapılan ve sonuçları Çarşamba günü yayınlanan ankette, Amerikalıların yüzde 67’sinin demokrasinin çöküş tehlikesinde olduğuna inandığı ortaya çıktı. Ocak ayında yine Quinnipiac Üniversitesi tarafından yapılan ankete göre bu oranda 9 puanlık bir artış mevcut.
Önceki ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida’daki evine yapılan FBI baskınından sonra, FBI ile ABD İç Güvenlik Bakanlığı ortak açıklama yaparak, FBI merkezlerinin bombalanması ve “iç savaş” ve “silahlı devrim” gibi başlıklarla iç tehditler konusunda uyarıda bulunmuştu.
Guardian’a konuşan Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda sivil çatışma uzmanı Rachel Kleinfeld, “Demokrasileri ve hükümetleri Amerika’nınki kadar güçlü olan ülkeler iç savaşa girmez. Ancak kurumlarımız zayıflarsa hikaye farklı olabilir” dedi.
Insider’ın haberine göre ise, San Diego’daki California Üniversitesi’nde siyasi şiddet konusunda uzmanlaşmış bir siyaset bilimi profesörü olan Barbara F. Walter, iç savaş için tüm uyarı işaretlerinin Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıktığını söyleyerek, ülkenin iç savaşın bir biçimi olan büyük bir ayaklanmaya doğru gittiği uyarısında bulundu.
Toplumda umut, güven ve aidiyet kaybı
‘İç savaş’ tartışmasını gündemine alan The Washington Post gazetesinde de “ABD iç savaşa mı gidiyor?” başlığı ile bir makale yayınlandı. Bu konuda keskin fikir ayrılıklarının olduğu kaydedilen yazıda, şiddet patlamalarından daha tehlikeli olan şeyin ise, “ciddi şekilde zarar görmüş bir toplumda yaygın olan güven, umut ve aidiyet duygusu kaybı olduğu” ifade edildi. Ve her iki tarafın da bu toplumsal bunalım konusunda hemfikir olduğu vurgulandı.
Ülkedeki gerginlik, Pensilvanya’daki canlı yayında kurşun geçirmez camın ardından seçmenlerine seslenen ABD Başkanı Joe Biden’ın konuşmasında da hissedildi. Ülkede artan şiddet ve siyasi ayrışma konusunda Cumhuriyetçileri suçlayan Biden, Trump öncülüğündeki Cumhuriyetçi rakiplerinin “ülke demokrasisi için tehdit oluşturduğunu” söyledi.
Eski Başkan Trump ise, önceki gün Pensilvanya’da yaptığı miting konuşmasında Joe Biden’ı “devlet düşmanı” olarak tanımladı. Biden’ı FBI’ı kendisine karşı silah olarak kullanmakla suçlayan Trump, soruşturmaları kendisine ve Cumhuriyetçilere yönelik ‘cadı avı’ olarak nitelendirdi.
‘İki farklı zihin durumu’
Bu tabloyu kapağına taşıyan ve ‘Amerika Bölünmüş Devletleri’ başlığı ile çıkan The Economist dergisinin makalesinde, ülkedeki ‘iki farklı zihin durumu’ndan bahsedilerek, Cumhuriyetçi ve Demokrat uçlara örnek veriliyor; “Bir tarafta 25 Ağustos’ta otomobil endüstrisini yeniden şekillendirecek, karbon emisyonlarını azaltacak ve 2035’ten itibaren benzinle çalışan otomobillerin satışını yasaklayacak olan California, diğer yanda tecavüz veya ensest istisnası olmaksızın, gebe kaldığı andan itibaren kürtajı yasaklayan Teksas.”
Kırmızı (Cumhuriyetçiler) ya da mavi (Demokratlar) fark etmeksizin eyaletler arasındaki mücadelelerin ayrıştırıcı olduğu vurgulanan yazıda, aksine bu kavgaların “Amerika’nın farklılıklarına rağmen ilerleyemediği fikrini sağlamlaştırdığı” ifade ediliyor.
‘Siyasi şiddet daha da kötüleşecek’
The Economist makalesinde, en büyük endişenin ise, “partizanlığın Amerikan demokrasisinin kendisini baltalayabilmesi” olduğu belirtiliyor. Kasım ayındaki ara seçimlerde, 2020’de olduğu gibi, bazı eyaletlerde oyların geçersiz kılınması ile ilgili dava açılması yönünde tartışmaların ve fikir ayrılıklarının çoğalabileceği, mevcut siyasi şiddetin daha da katlanıp kötüleşebileceği yorumu yapılıyor.
Merkezileşme çağrısı
Amerika’nın bu işlevsizliğinin ‘ona bağlı dünya düzeni’ için de bir risk oluşturduğu öne sürülen yazıda, ABD federal hükümetinin sorumluluklarını ihmal etmeyi bırakarak daha etkin olması, önemli kararları yerelden ziyade ulusal bazda alması gerektiği fikri savunuluyor. Yazının sonunda ise, seçmenlere ‘alternatife yönelmenin her zamankinden daha büyük bir ayrılık yaratacağı ve bunun ülkeyi iyi bir yere götürmeyeceği’ gerekçesiyle, ‘sorumlu davranma’ ve mevcut olanı seçme çağrısı yapılıyor.
Uzmanlar, ABD’de iki parti sisteminin artık işlevsiz hale geldiği ve rekabetten ziyade hem toplumda hem de kurumlarda ayrışma yarattığı görüşünü paylaşıyor. Ülkedeki sosyo-ekonomik sorunların gün yüzüne çıkmasıyla siyasi ayrışma daha da artıyor. Kıyı şeridi Demokratlar tarafından temsil edilirken, daha geleneksel kırsal kesimler Cumhuriyetçiler tarafından temsil ediliyor. Hem eyaletler arasında hem de halk arasında birbirine karşı siyasi düşmanlık giderek yükseliyor.
Kutuplaşma, aşırılık ve radikalleşme…
Konuyu gündemine taşıyan bir diğer Amerikan kurumu, Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü, siyasi şiddetin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulundu.
Yazıda, bugün Amerika’nın tehlikeli bir kutuplaşma, aşırılık ve radikalleşme ile karşı karşıya olduğu belirtilirken, insanların muhalifleri düşman olarak gördüğü ve birçoğunun da muhalefet liderlerinin güdülerine veya eylemlerine güvenmediği ifade ediliyor.
Siyasi şiddetin ciddi ölçüde arttığı vurgulanan yazıda, İç Güvenlik Bakanlığına ‘yerel terörizm’ ile mücadele, FBI’a ‘yaptırım eylemlerini artırma’, istihbarat teşkilatlarına ‘aşırılık yanlısı grupların olası dış desteği konusunda tetikte olma’ ve sosyal medya şirketlerine daha iyi sansür uygulama çağrısı yapılıyor.
Amerika
ABD’nin mal ithalatı nisan ayında %20 düştü

ABD’nin mal ithalatı, Başkan Donald Trump’ın gümrük vergileriyle dünyanın en büyük ekonomisine yönelik ticaret akışının kesintiye uğraması sonucu nisan ayında neredeyse beşte bir oranında düştü.
Sayım Bürosunun ön iktisadi göstergeler raporuna göre, nisan ayında mal ithalatı bir önceki aya göre %19,8 düşüşle 276,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu düşüş, Trump’ın 2 Nisan’da “kurtuluş günü” gümrük vergilerini açıklamadan önce şirketlerin yabancı malları satın almak için acele ettiği mart ayındaki artışın tersine bir eğilim olduğunu gösteriyor.
ABD’li şirketler artık Çin’e uygulanan yüksek gümrük vergileri ve %10’luk genel vergi dahil olmak üzere çok sayıda ithalat vergisiyle mücadele etmek zorunda.
Trump, 9 Nisan’da çoğu ülkeye uyguladığı daha yüksek karşılıklı gümrük vergilerini askıya aldı fakat mevcut vergi yükü, genel gümrük vergisi seviyesini on yılların en yüksek seviyesine çıkarmak için yeterliydi.
Bir ABD ticaret mahkemesi çarşamba günü, Trump’ın “kurtuluş günü” gümrük vergisi planının yasadışı olduğuna karar verdi, fakat ertesi gün bir temyiz mahkemesi, hükümetin itirazı incelenene kadar vergilerin yürürlükte kalmasına izin verdi.
Amerika
Çinli teknoloji şirketleri Nvidia’sız yerli yapay zeka geleceğine hazırlanıyor

Dev Çinli teknoloji şirketleri, Nvidia işlemcilerin stoklarının azalması ve ABD’nin ihracat kontrollerinin sıkılaştırılmasıyla mücadele ederken, yapay zeka (AI) geliştirme çalışmalarını yerli çiplere geçirme konusunda uzun ve zorlu bir sürece başladı.
Sektör yöneticilerine göre, Alibaba, Tencent ve Baidu, yapay zeka ile ilgili artan iç talebi ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif yarı iletkenleri test etmeye başlayan şirketler arasında yer alıyor.
ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin artması, Donald Trump yönetiminin geçen ay tercih ettikleri çip olan Nvidia’nın H20’nin satışını kısıtlamasına yol açtığı için, acil durum planlamalarını hızlandırmak zorunda kaldılar. H20, Joe Biden dönemindeki kısıtlamalara uymak için tasarlanmış, özellikleri azaltılmış bir üründür.
Konuya yakın kaynakların Financial Times’a aktardığına göre, kontrollerin sıkılaştırılması, Çinli teknoloji gruplarının hamlelerine aciliyet kattı, zira mevcut Nvidia stokları AI geliştirmeyi ancak gelecek yılın başlarına kadar sürdürebilecek.
Yeni çip siparişlerinin teslimatı genellikle üç ila altı ay sürüyor ve Nvidia’nın Trump’ın daha sıkı ihracat kurallarına uygun ve yerel rakiplerine karşı yeterince rekabetçi yeni bir işlemciyi Çin’e ne zaman sunabileceği veya sunup sunamayacağı belirsizliğini koruyor.
Baidu’nun yapay zeka bulut grubu başkanı Shen Dou, geçen hafta analistlere, şirketin Nvidia’nın yerine özellikle problem çözme çıkarım işlemleri için çeşitli çip seçenekleri arasından seçim yapabileceğini söyledi.
Shen, “Zamanla, yerli olarak geliştirilen kendi kendine yeten çipler ve giderek daha verimli hale gelen yerli yazılım yığınlarının birlikte Çin’in yapay zeka ekosisteminde uzun vadeli inovasyon için güçlü bir temel oluşturacağına inanıyoruz” dedi.
Alibaba CEO’su Eddie Wu, bu ayın başlarında yaptığı kazanç açıklamasında, “Artan müşteri talebini karşılamak için çeşitli çözümleri aktif olarak araştırıyoruz” dedi.
Başka bir kazanç açıklamasında, Tencent Başkanı Martin Lau, şirketinin çipleri daha verimli kullanmaya çalışırken alternatif ürünleri de değerlendirdiğini söyledi.
“Önümüzdeki birkaç nesil için eğitim modellerimizi sürdürmek için yeterli sayıda yüksek kaliteli çipe sahip olmalıyız” diyen Lau, Tencent’in artan çıkarım ihtiyaçlarını karşılamak için “potansiyel olarak diğer çipleri kullanabileceğini” de sözlerine ekledi.
Çin devlet güvenlik bakanlığına bağlı bir düşünce kuruluşu bu ay, Washington’un ihracat kontrollerinin acı verici olmakla birlikte, “Huawei’nin Ascend çip serisi en iyi örnek olmak üzere, yerli yüksek kaliteli AI çiplerinde bağımsız inovasyonda bir patlama başlattığını” söyledi.
Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, sosyal medya paylaşımında “Çin’deki yerli kuruluşlar Ascend çiplerinin büyük ölçekli tedarikine ve kullanımına çoktan başladı” dedi.
Şu ana kadar Huawei’nin çiplerinin en büyük alıcıları, China Mobile gibi devlet şirketleri ve savunma, sağlık veya finans gibi hassas sektörlerdeki şirketlerdi. Şimdi, çok daha geniş bir yelpazedeki yerli teknoloji şirketlerinin Çin’in ulusal şampiyonu olan şirketin çipleri için rekabet etmesi bekleniyor.
Huawei’yi olası bir alternatif olarak görenler, Washington’un bu ay ihracat kontrolleriyle ilgili bir kılavuz yayınlayarak, bu çiplerin “dünyanın herhangi bir yerinde” kullanılmasının şirketlerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmasının ardından, Ascend çiplerinin test edilmesi konusunda büyük ölçüde sessiz kaldılar.
GF Securities’in analistleri, Nvidia’nın ABD ihracat kurallarına uygun, Çin’e ihraç edilecek yeni çiplerin üretimine temmuz ayı başında başlayabileceğini tahmin ediyor.
Rapora göre, yeni işlemci Nvidia’nın gelişmiş Blackwell ürününü temel alsa da, büyük miktarda verinin hızlı işlenmesi için önemli bir bileşen olan yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) içermeyecek.
Yeni işlemcilerin Nvidia’nın yüksek hızlı bağlantı teknolojisi NVLink’e sahip olup olmayacağı gibi bazı önemli detaylar ise hala belirsizliğini koruyor.
Çarşamba günü yapılan bir analist kazanç raporu toplantısında, Nvidia CEO’su Jensen Huang, Çin için yeni bir ürün düşünürken seçeneklerinin sınırlı olduğunu söyledi. “Şu anda elimizde hiçbir şey yok” dedi.
Teknoloji grupları, sistemlerini Nvidia çiplerinden yerli alternatiflere geçirme kararı alırsa, önemli maliyetlerle karşı karşıya kalacak. Başlangıçta Nvidia’nın CUDA yazılım çerçevesini kullanarak geliştirilen eğitim kodunu Huawei’nin CANN’ına taşımak son derece zaman alıcı ve diğer sorunların yanı sıra hata ayıklama ve optimizasyon için Huawei mühendislerinin önemli desteğini gerektiriyor.
Önde gelen bir Çinli teknoloji şirketi yöneticisi, Huawei’ye geçişin AI ile ilgili geliştirmelerde yaklaşık üç aylık bir kesintiye neden olacağını tahmin etti.
Çoğu şirket, AI eğitiminin mevcut Nvidia çiplerinde devam ederken, Çin’de AI’nın yaygınlaşmasıyla talebin arttığı çıkarım için yerel işlemcilerin kullanıldığı hibrit bir yaklaşım düşünüyor.
Huawei, ortaklarının üretim kapasitesini artırmaya çalışırken ve kendi üretim tesisini kurarken, arz mevcut talebi karşılayamıyor.
Cambricon ve Hygon gibi diğer Çinli üreticilerin çipleri de teknoloji devleri tarafından test edilirken, Baidu ve Alibaba artan talebi karşılamak için kendi işlemcilerini geliştiriyor.
Nvidia CEO’su ABD’nin Çin’e yönelik çip kısıtlamalarının ‘başarısız’ olduğunu söyledi
Amerika
Kellogg: ABD, NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlemesini durdurmaya hazır

ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Keith Kellogg, Rusya’nın NATO’nun doğuya doğru genişlemesi konusundaki endişelerinin haklı olduğunu belirtti. Kellogg, ABC’ye yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’yı içerecek şekilde NATO’nun Rusya sınırlarına doğru daha fazla genişlemesini durdurmaya hazır olduğunu ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Washington’un, Rusya’nın NATO’nun doğuya doğru genişlemesine ilişkin güvenlik endişelerini gidermek amacıyla ittifakın Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’yı da kapsayacak şekilde Rusya sınırlarına doğru ilerlemesini durdurmaya hazır olduğunu belirtti.
Kellogg, ABC‘ye yaptığı açıklamada, Rusya’nın bu konudaki endişelerinin “meşru” olduğunu vurguladı.
Özel temsilci Kellogg, “Bu meşru bir endişe. Ukrayna’nın NATO’ya katılması meselesinin tartışılmadığını defalarca söyledik,” ifadelerini kullandı.
Bu duruşun sadece ABD’ye ait olmadığını, ittifakın en az dört üyesinin daha benzer görüşte olduğunu kaydeden Kellogg, yeni bir üyenin kabulü için 32 ülkenin tamamının onayının gerektiğini hatırlattı.
Özel temsilci, “Diğer ülkelerin de, ‘Eh, bu konuda pek emin değiliz’ dediğini gördük,” diye ekledi.
Kellogg, genişlemenin durdurulmasının “Rusya’nın gündeme getirdiği konulardan biri” olduğunu teyit ederek, “Sadece Ukrayna’dan değil, Gürcistan ve Moldova’dan da bahsediyorlar. Biz de diyoruz ki: ‘Tamam, kapsamlı olarak, NATO’nun sizin sınırlarınıza doğru genişlemesini durdurabiliriz’. Bu onların güvenliğiyle ilgili bir mesele,” diye konuştu.
Moskova yazılı taahhüt istiyor
Rusya, Kiev’in NATO üyeliğine karşı çıkıyor ve Ukrayna’nın 2024 yazında ittifaka katılmaktan resmi olarak vazgeçmesi, barış görüşmelerinin başlaması için şartlardan biri olarak sunulmuştu.
Reuters ajansının önceki gün kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “barış yapmaya hazır ancak ne pahasına olursa olsun değil” ve Batılı ülkelerden Ukrayna, Gürcistan ve Moldova üzerinden NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair yazılı bir taahhüt almak istiyor.
Trump, Biden’ı suçlamıştı
ABD Başkanı Donald Trump daha önce yaptığı açıklamalarda, Moskova’nın komşu bir ülkenin NATO’ya katılmasına rıza göstermesi için “hiçbir ihtimal” görmediğini söylemişti.
Trump ayrıca, askeri çatışmaların tam da selefi Joe Biden’ın Ukrayna’ya ittifak üyeliği sözü vermesi nedeniyle başladığı görüşünü dile getirmişti.
Trump’a göre, bu sözün hemen ardından kendisinin, “Şimdi bir savaşınız olacak,” dediğini anlamıştı. The New York Times‘ın yazdığına göre, ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki tutumu bir sonraki yönetimle değişebilir.
Rutte: Ukrayna’nın üyeliği gündemde değil
Mart ortasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın ittifaka katılımı konusunun gündemde olmadığını belirtmişti.
Genel Sekreter’e göre, Kiev’in ittifaka giden yolu geri döndürülemez nitelikte ancak Ukrayna tarafına NATO’ya katılımın bir barış anlaşmasıyla sağlanacağı sözü verilmedi.
Zelenskiy: NATO üyeliği en faydalı çözüm
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise ülkesinin NATO’ya entegrasyonunu ABD ve Avrupa Birliği için en faydalı çözüm olarak nitelendirmişti.
Zelenskiy, ittifakın koruması olmadan Ukrayna ordusunun daha fazla asker toplamak zorunda kalacağını ve Batı’nın da bu birliklerin bakımını üstlenmesi gerekeceğini kaydetmişti.
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika1 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş1 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Dünya Basını2 hafta önce
Dani Rodrik: Merkantilizm o kadar da kötü değil ama Trump’ınki en kötüsü