Bizi Takip Edin

AMERİKA

Amerikan ekonomisi toparlanıyor mu?

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, 2023’e ilişkin tüm karamsar öngörülere rağmen, Amerikan ekonomisinin ‘gerçekten parlak noktalara’ sahip olduğunu ve yeni bir düzlüğe doğru gittiğini savundu.

‘Yeni bir düzlük’, Beyaz Saray’ın istikrarlı ve daha yavaş büyümeye verdiği yeni isim. Yatırımcıların, bazı CEO’ların ve iktisatçıların ABD ekonomisinin 2023 yılını resesyonda geçireceği öngörülerine rağmen Beyaz Saray bu görüşü paylaşmıyor.

Joe Biden, resesyondan kurtuluşun federal harcamalarda olduğunu düşünüyor. Kapalı bir toplantıda kabine üyelerine seslenen Biden, önümüzdeki 10 yılda imalat ve teknoloji alanlarındaki kamu ve özel yatırımlarının 3,5 trilyon dolara varacağını ileri sürdü.

Bu yatırımların Amerikan ekonomisini güçlendireceğini söyleyen Biden, Amerikan şirketlerinin ve işçilerinin beklentilerinin de artacağını kaydetti.

ABD Başkanı, içine girdiği krizden daha güçlü çıkan dünyadaki tek ülke olduklarını da savundu.

Baz etkisi ile azalan enflasyon

Amerikan başkanı, ekonominin toparlandığına kanıt olarak enflasyon verilerini gösterdi.

Amerikan Merkez Bankası (Fed), hâlâ enflasyondan endişe ettiğini dile getirse de tahvil piyasaları pembe bir enflasyon tablosu çiziyor.

Finansal piyasalar, Fed’in yüzde 2’lik enflasyon hedefine ulaşılacağını düşünüyor. Hazine başabaş noktaları, önümüzdeki 5 yılda enflasyon ortalamasının yüzde 2,2 olacağını öngörüyor. Geçen sene bu beklenti yüzde 3,6 civarındaydı.

Başabaş noktaları, düzenli ve enflasyon korumalı tahvillerin gelirleri arasındaki fark tarafından öngörülen gelecek enflasyon oranına tekabül ediyor.

IMF yetkililerinden Gita Gopinath, ABD’nin enflasyon köşesini hâlâ dönmediğini savunurken San Francisco Fed Başkanı da finansal piyasaların enflasyonu nasıl olup da önemsemediğini anlayamadığını söyledi.

Ekim ayında yüzde 7,1’e düşen yıllık enflasyonun, Aralık’ta son 13 ayda ilk kez yüzde 7’nin altına düşebileceği tahmin ediliyor. 

Fed’in yüzde 2’lik hedefine ne zaman ulaşılacağı belirsizliğini korurken, banka yetkilileri bu yıl içerisinde bir faiz indirimi öngörmüyorlar.

Otomotiv sektörü yeni iş modeline geçti: Az üret, çok kâr et

ABD otomotiv sektörünün açıkladığı verilere göre, 2022 yılında toplamda 14 milyon araç satıldı.

2019 yılında bu sayı 18 milyondu. İlk akla gelen, azalan satışların kârı da azaltacağıdır; ama görünen o ki otomotiv sektörü bu meselenin üstesinden gelmiş.

Amerikan üreticileri, eskiden yaptıkları gibi aşırı üretim yerine düşük üretim, yüksek fiyatlar ve şişkin kârlarla iş görüyorlar.

Ekonomik Analiz Bürosunun verilerine göre, 2022’nin üçüncü çeyreğinde, yerel otomobil üreticilerinin kârları 2016’dan bu yana görülmedik seviyelere ulaştı. 

Tüketicilerin önünde artık daha az seçenek ve daha pahalı fiyatlar var. Kasım ayı enflasyon verileri, alıcıların yeni araçlara, 2019’daki seviyeden yüzde 20 daha fazla ödediğini gösteriyor.

‘Güçlü büyüme’ mi?

Atlanta Fed’in tahminlerine göre ABD ekonomisi 2022’nin son çeyreğinde yüzde 3,8 büyüyecek. Biden da Amerikan ekonomisindeki büyümenin ‘sağlam’ olduğunu öne sürüyor.

2023 yılında muhtemel bir ‘dezenflasyon’a en büyük katkıyı yavaşlayan imalat sektörünün vermesi muhtemel.

ISM imalat endeksi, Aralık ayı itibariyle 48.4’e düştü. Bir önceki ay 49 olan endeks, Mayıs 2020’den bu yana en düşük seviyesinde.

Bu endeksin 50’nin altında olması, genellikle daralan veya daralmaya yüz tutan bir ekonomiye işaret ediyor. İmalat sektörü, Mayıs 2020’den bu yana ilk kez geçen Kasım ayında küçülmüştü.

Endeksin en büyük unsurları, Aralık ayında yeni siparişlerin, üretimin ve istihdamın başına gelenler: bu üç kalemin hepsinde daralma gözleniyor.

Sektördeki şirketlerin hammadde ve diğer malzemelere ödediği fiyatlar da düşüyor.

İmalat sanayisindeki on beş sektörden on üçünde küçülme yaşanırken yalnızca iki sektörde büyüme görüldü.

Küçülmenin ve fiyatlardaki düşüşün tüketiciye yansıyacağı muhakkak. ABD’de hızı kesilen enflasyonun kaynağında imalat sektöründeki yavaşlamanın da olduğu görülüyor.

ABD ekonomisinin 2023’teki tahmini büyümesinin ise yüzde 0,5 civarında olması bekleniyor. ABD ‘teknik’ resesyondan kaçabilecek olsa da en iyimser tahminler bile çok da güçlü bir büyümeye işaret etmiyor.

Resesyon beklentisi artıyor

Bankrate tarafından 2022’nin dördüncü çeyreği için yapılan anket, iktisatçılarda resesyon beklentisinin yükseldiğini gösteriyor.

Anket yapılan iktisatçılar, Amerikan ekonomisinin 2023 yılında yüzde 64 ihtimalle resesyona gireceğini öngördü.

Yalnızca iki iktisatçı ABD’nin resesyondan kaçınabileceğini savundu.

Fed’in açıkladığı Aralık ayı toplantı tutanakları da, bankanın faiz artırımına devam edeceğini açık bir dille belirtiyor. 

Amazon, Tesla ve Facebook gibi şirketler de ekonominin daralacağından neredeyse emin. Facebook’un (Meta) kurucusu Mark Zuckerberg, “Önümüzdeki birkaç yılda operasyonel odağımız verimlilik, disiplin ve titizlik olacak ve daha sıkı bir atmosferde iş göreceğiz,” dedi.

İşsizlik ve istihdam

Joe Biden, Amerikan ekonomisinin avantajlarından birinin de hâlâ dirençli görünen işgücü piyasası olduğunu söyledi.

ABD Çalışma Bakanlığının yayınladığı verilere göre, 31 Aralık haftasındaki işsizlik başvuruları ‘yalnızca’ 204 bin. 

Bu, Eylülden bu yana görülen en düşük sayı olarak kayıtlara geçti. Süregiden işsizlik beyanlarında 24 bin kişilik bir düşüş yaşandı.

Bu pembe tabloya rağmen, dün Amazon 18 bin işçiyi daha işten çıkaracağını duyurdu. Teknoloji şirketi Salesforce da işgücünü yüzde 10 oranında azaltacağını açıkladı.

Özellikle teknoloji ve medya sektörlerinde işten çıkarmalar hayli yaygınlaştı. Fakat Wall Street Journal’a göre, işten çıkarılan teknoloji sektörü çalışanları kolayca yeni iş bulabiliyor.

Bunun işaret ettiği bir başka ihtimal daha var: İşten çıkarılan dolgun maaşlı ve tazminat sahibi üst düzey teknoloji çalışanları, resmi kurumlara işsizlik başvurusu yapma ihtiyacı duymuyor.

Büyük şirketler işçi çıkarıyor, KOBİ’ler işçi alıyor

Ücretler ve istihdam konusunda araştırmalar yapan ADP şirketinin verilerine göre, Aralık ayında büyük teknoloji şirketleri net olarak 151 bin kişiyi işten çıkardı. Bununla birlikte küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde işe alımlar güçlendiği için özel sektörün Aralık ayındaki net istihdam artışı 235 bin olarak kayıtlara geçti.

ADP’nin baş ekonomistine göre işgücü piyasası güçlü olsa da bölünmüş durumda ve bu ‘güçlülük’ sektörden sektöre değişiyor.

Yarın açıklanacak istihdam verilerinde, Aralık ayında 200 binlik bir istihdam artışı olması bekleniyor. Ama bu rakam, istihdamdaki artışın azalmaya başladığını gösteriyor çünkü işsizlik oranının da yüzde 3,7’de kalacağı düşünülüyor.

Yeni iş düzenlemeleri

Öte yandan Biden, işçilerin daha iyi ücretli işlere geçmesini engelleyen rekabet sınırlayıcı anlaşmalara yönelik de düzenlemeler yapmayı planlıyor.

Bunun için Federal Ticaret Komisyonu, işçilere imzalatılan rekabet sınırlayıcı anlaşmalara ve bazı örneklerde ‘eğitim payının geri ödenmesi’ gibi uygulamalara karşı talimat yayınladı.

Kongre Demokratlarının lideri Chuck Schumer de Biden ile Komisyon’un adımını alkışlayarak, eski uygulamanın işçilerin ücretlerini düşürmek için tasarlanmış bir sistem olduğunu savundu.

Komisyon, yeni uygulama ile birlikte Amerikan işçilerinin ücretlerinin toplamda yıllık 300 milyon dolar artacağını hesaplıyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English