Bizi Takip Edin

AVRUPA

Avro bölgesinde satın alma yöneticileri endeksi son 10 ayın en düşük seviyesinde

Yayınlanma

Avro bölgesinde ticari faaliyetler kasım ayında keskin bir düşüş göstererek Avrupa Merkez Bankasının (AMB) önümüzdeki ay yarım puanlık bir faiz indirimine gitme ihtimalini arttırdı.

Hamburg Ticaret Bankasının cuma günü yayınladığı tahmine göre, Avro bölgesi bileşik satın alma yöneticileri endeksi (PMI) beklenmedik bir şekilde son 10 ayın en düşük seviyesi olan 48,1 puana gerileyerek büyümeyi daralmadan ayıran 50 puanlık sınırın altına indi. Analistler geçen ayki 50 değerinden bir değişiklik beklemiyordu.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre ABN AMRO Investment Solutions’ın baş yatırım yetkilisi Christophe Boucher, müşterilere gönderdiği bir notta, “Orta vadede, özellikle [ABD başkanı seçilen Donald] Trump’ın gümrük vergisi politikasının Avrupa büyümesi üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle görünüm kasvetli,” dedi.

Faiz indirimi şimdiden fiyatlanmaya başladı

Yatırımcılar, AMB’nin 12 Aralık’taki toplantısında daha büyük bir faiz indirimi olasılığını fiyatlayarak tepki verdi ve swap piyasalarında ima edilen seviyelere göre yarım puanlık bir indirim olasılığı neredeyse iki katına çıkarak yüzde 55’e ulaştı.

Beklenenden daha zayıf gelen ticari faaliyet verileri avronun yüzde 1’den fazla düşerek 1.033 dolara gerilemesine neden oldu ve bu seviye Avrupa’nın 2022 sonundaki enerji arzı krizinden bu yana dolar karşısında gördüğü en zayıf seviye oldu.

Avro bölgesi imalat sektöründeki düşüş kasım ayında biraz hızlanırken, daha büyük olan hizmet sektörü de negatif bölgeye düştü ve sektördeki faaliyet son 10 ayın en düşük seviyesine geriledi.

S&P Global ile birlikte endeksi yayınlayan HCOB’nin baş ekonomisti Cyrus de la Rubia, “Avro bölgesinin imalat sektörü resesyonun derinliklerine batıyor ve şimdi de hizmet sektörü iki aylık marjinal büyümenin ardından zorlanmaya başlıyor,” dedi.

Durgunluk 2025’in ilk çeyreğinde de hissedilecek

Avro bölgesi için iktisadi faaliyetin en güvenilir erken göstergelerinden biri olarak görülen PMI anketi, para politikası yapıcıları tarafından yakından izleniyor. Son aylarda AMB, ılımlı büyüme ve enflasyonda beklenenden daha hızlı düşüşler konusunda giderek daha fazla endişe duymaya başladı.

Avro bölgesi ekonomisi üçüncü çeyrekte bir önceki üç aylık döneme göre sadece yüzde 0,4 oranında genişledi. Ekim ayında AMB borçlanma maliyetlerini üst üste ikinci ay çeyrek puan düşürerek faiz oranlarını yüzde 3.25’e çekmişti.

Şimdiye kadar piyasadaki görüş birliği, politika yapıcıların önümüzdeki en az dört toplantıda faiz oranlarını çeyrek puan düşürmeye devam edeceği yönündeydi.

Commerzbank ekonomisti Ralph Solveen müşterilerine gönderdiği bir notta, kasım ayı verilerinin kötü gelmesinin Avro bölgesi ekonomisinin yakın zamanda toparlanacağına dair umutlar için “hissedilir bir gerileme” anlamına geldiğini belirterek, bu yılın son çeyreği ve 2025’in ilk çeyreği için durgunluğun olası bir senaryo olduğunu ifade etti.

Almanya’da ihracat tepetaklak gitmeye devam ediyor

Almanya’nın üçüncü çeyrekteki iktisadi performansı, ülkenin istatistik ofisi Destatis’in geçen ay tahmin ettiğinden bile daha kötüydü. Cuma günü, ikinci çeyrekteki yüzde 0,3’lük düşüşün ardından reel GSYİH büyüme tahminini yarı yarıya düşürerek yüzde 0,1’e indirdi.

Dış ticaret, ihracatın bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,9 düşerken ithalatın yüzde 0,2 artmasıyla üretim üzerinde büyük bir baskı oluşturdu.

Destatis tarafından yapılan farklı bir açıklamada, AB dışı ülkelere yapılan ihracatın yüzde 6,9 düşmesiyle ihracattaki düşüşün ekim ayında da devam ettiği belirtildi.

Frankfurt merkezli Deka Bank’ın ekonomistlerinden Andreas Scheuerle, “Almanya dolambaçlı bir şekilde uzun süren bir durgunluk evresine girmiş durumda,” dedi ve konjonktürel ve yapısal sorunların AB’nin en büyük ekonomisini “zehirli bir şekilde” vurduğunu sözlerine ekledi.

AVRUPA

Önde gelen Avrupa ülkeleri savunma sanayii için ‘deregülasyon’ istedi

Yayınlanma

Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Polonya silah üreticilerinin üretimlerini artırmalarına yardımcı olmak için üzerlerindeki düzenlemeleri azaltmak istiyor.

Fransa Savunma Bakanı Sébastien Lecornu çarşamba günü Paris’te E5 formatı olarak adlandırılan savunma bakanlarıyla yaptığı toplantının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “Savunma sanayinin artık sadece başka bir sanayi olarak görülmemesi çağrısında bulunuyoruz,” dedi.

Toplantıda hazır bulunan Avrupa Komisyonu Savunma Komiseri Andrius Kubilius’a hitaben de, Avrupa Komisyonu’nun burada oynayacağı bir rol olduğunu söyledi.

E5, ABD Başkanı Donald Trump’ın kasım ayında yeniden seçilmesinin ardından oluşturulan formattan bu yana üçüncü kez bir araya geliyor.

Bakanların Ukrayna’nın yanı sıra Avrupa savunmasını da ele aldıkları çarşamba günkü toplantı, salı günü AB, NATO ve ötesinden (ABD hariç) 37 genelkurmay başkanının Ukrayna için güvenlik garantilerini görüşmek üzere bir araya gelmelerinin hemen ardından gerçekleşti.

Toplantı aynı zamanda Kiev tarafından kabul edilen ve Rusya’nın kabul etmesi halinde savaştan zarar gören ülkede 30 günlük bir ateşkes öngören Amerikan teklifini de takip ediyor.

Toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamada beş bakan, silah üretimi ve tedarikini “engelleyebilecek ya da yavaşlatabilecek” AB düzenlemeleri ve ulusal yasaların değerlendirilmesi çağrısında bulundu.

İtalya’dan Guido Crosetto gazetecilere yaptığı açıklamada, “Avrupa savunması için pratik ilerlemeler sağlamak üzere AB içindeki bürokrasiyi azaltmamız gerekiyor,” dedi.

Almanya’dan Boris Pistorius da aynı görüşte ve “Avrupa düzeyinde olduğu kadar ulus devletlerimizde de düzenlemeleri kaldırmak istiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Salı günkü askeri şefler toplantısı Amerikalılar olmadan yeni bir güvenlik mimarisi inşa etme çabası gibi görünürken, çarşamba günü İtalya, Britanya ve Polonya’dan savunma bakanları transatlantik bağın önemini vurgulamaktan geri durmadılar.

Crosetto, ülkesinin Amerikan yapımı F-35 savaş uçağına olan bağımlılığı sorulduğunda, “ABD ile ticari ilişkimizi durdurmak istemiyoruz, Avrupa’da hiç kimse ABD ile düşman olmak istemiyor. Endüstriyel özerklik uğruna Batı ittifakını bozamayız,” dedi.

Polonyalı bakan Władysław Kosiniak-Kamysz de “transatlantik ilişkiyi güçlendirmek” istediğini söyleyerek ve şimdilik Avrupa’nın silah endüstrisinin ABD ile aynı üretim kapasitesine sahip olmadığını ekleyerek bu görüşe katıldı.

Almanya ise ABD’nin daha az müdahil olduğu bir geleceği düşünmeye başlamaya daha hazır görünüyordu.

Pistorius geçen ay ABD’li mevkidaşı Pete Hegseth’ten ABD’nin bazı güçlerini Hint-Pasifik bölgesine kaydırması durumunda “kabiliyetlerde boşlukları önlemek için bir yol haritası geliştirmesini, yük paylaşımını aşamalı olarak düzenlemesini, kimin ne yaptığını bilmesini” istediğini açıkladı.

ABD ile ittifaktan bağımsız olarak tüm ülkeler, mühimmat, hava savunma ve erken uyarı sistemleri gibi alanlarda Avrupa sanayi işbirliğini derinleştirme sözü verdi.

Öte yandan tüm savunma bakanları Ukrayna savaşı söz konusu olduğunda topun Rusya’nın sahasında olduğunu ve masadaki ateşkesi kabul etmesi gerektiğini vurguladı.

Bu arada 15 ülkeden oluşan bir ‘istekliler koalisyonunun’ farklı senaryolar için hazırlıklara başlayacağı belirtiliyor.

Lecornu’ya göre 15 ülke Fransa ve İngiltere’nin öncülüğünde önümüzdeki hafta planlamaya başlayacak fakat Lecornu güvenlik garantileri konusunda ayrıntılı bilgi ya da 15 ülkenin listesini vermedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Macron hükümete Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koyma konusunu inceleme talimatı verdi

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hükümete Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koyma konusunu derinlemesine inceleme talimatı verdi. Hükümet sözcüsü, bu kararın ekonomik sonuçlarından endişe duyulduğunu ve uluslararası hukuka aykırı olabileceğini belirtti. Fransa Ulusal Meclisi, Ukrayna’ya yardımı artırma tasarısını görüşmeye hazırlanırken, bu tasarı Rus varlıklarına el konulmasını da içeriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hükümete Rusya’nın dondurulan varlıklarına el konulması konusunu inceleme talimatı verdi.

Sud Radio yayınında konuşan hükümet sözcüsü Sofi Prima, Macron’un Maliye Bakanlığı’ndan bu konunun olası sonuçlarını titizlikle araştırmasını istediğini belirtti.

Prima, “Şu anda hükümetin pozisyonu, varlıklara el koyma konusunun gündemde olmadığı yönünde. Ancak Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Maliye Bakanı Erik Lombard’a bu kararın sonuçlarını daha derinlemesine inceleme talimatı verdi. Açıkçası bu, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için epey cazip. Burada 230 milyar avro söz konusu,” dedi.

Prima’ya göre Paris, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde farklı devletlere ait varlıklar bulunduğundan, ekonomi için “sistemsel etkiler”den endişe ediyor.

Hükümet sözcüsü, “Eğer uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Rus varlıklarına el koyarsak, bu ülkeler ne düşünebilir?” sorusunu yöneltti.

Fransa Ulusal Meclisi (parlamentonun alt kanadı), Ukrayna’ya yardımı artırmayı öngören ve Rusya’nın dondurulan varlıklarına el konulmasını da içeren bir karar tasarısını görüşecek.

Fakat Macron daha önce, bunun uluslararası hukuka aykırı olması nedeniyle Batı’da mümkün olmadığını belirtmişti.

Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda Avrupa’dan sorumlu Bakan Benjamin Haddad, daha önce “Rusya’nın varlıklarına el koymak, AB’nin Moskova üzerindeki baskı araçlarından biri” açıklamasında bulunmuştu.

Fransız Avrupa Parlamentosu üyesi Rafael Glüksman ise AB’yi “Ukrayna’ya yardım için 209 milyar avro değerindeki Rus varlığına el koymaya” çağırmıştı.

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı askeri müdahalenin ardından ABD ve diğer G7 ülkeleri ile AB, Rusya Merkez Bankası’nın yaklaşık 300 milyar avro değerindeki döviz rezervlerini dondurmuştu.

Bu miktarın yaklaşık 200 milyar avrosu AB’de bulunuyor ve çoğunlukla dünyanın en büyük takas ve mutabakat sistemlerinden biri olan Belçika merkezli Euroclear’ın hesaplarında yer alıyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu eylemleri defalarca hırsızlık olarak nitelendirerek, sadece özel şahısların değil, devlet varlıklarının da bu durumdan etkilendiğini vurgulamıştı.

Geçtiğimiz aralık ayında Maliye Bakanı Anton Siluanov, Moskova’nın, hasım ülkelerin benzer eylemlerine karşılık olarak yabancıların dondurulan varlıklarını kullanmaya başladığını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç ABD’den bağımsız olarak silah ve uzay kapasitesini artıracak

Yayınlanma

İsveç Savunma Bakanı, Avrupa ülkelerinin ABD olmadan NATO’daki savunma bağlarını güçlendirmeleri ve uzay ve uydular gibi alanlarda kendi askeri yeteneklerine daha fazla yatırım yapmaları gerektiğini söyledi.

Financial Times’a konuşan Pål Jonson, Avrupa’da kıtanın askeri çözümler için Ukrayna’dan aniden desteğini çeken bir müttefike fazla bağımlı olup olmadığı konusunda yoğun tartışmaların yaşandığı bir dönemde İsveç’in ABD ile güçlü bir savunma sanayi işbirliğine sahip olduğunu söyledi.

İsveç’in kuzeyindeki Kiruna roket üssünden ve ağustos ayında ülkenin ilk askeri uydusunun fırlatılmasından bahsederek “Geliştirdiğimiz bazı otonom yetenekler var. Bu da yardımcı olan bir şey” dedi.

İsveç, yakın zamana kadar tarafsız bir ülke statüsünde olduğunu iddia etmesine rağmen NATO’ya üye oldu ve askeri harcamalarını artırarak 2024 yılında GSYİH’nin yüzde 2.2’sine ulaşarak ittifakın yüzde 2’lik hedefinin üzerine çıktı. Nüfusuna oranla en büyük savunma sanayilerinden birine sahip.

Jonson, “Ukrayna’daki bu savaştan çıkarılan derslerden biri de güçlü bir savunma sanayi tabanına sahip olmanın inandırıcı caydırıcılığın bir parçası olduğudur” dedi.

Wallenberg sanayici ailesi tarafından kontrol edilen ana savunma şirketi Saab, Avrupa’daki en büyük sekizinci grup olsa da savaş uçakları, denizaltılar ve diğer silahları üretmesi bakımından sıra dışı bir şirket. İsveç’in Gripen savaş uçağı, GlobalEye gözetleme uçağı ve Blekinge denizaltıları Saab’dan geliyor.

Jonson, Ukrayna’ya teslim edilen İsveç platformlarının birçoğunun, kullanımı kolay, askerler tarafından kullanılmaya uygun ve Rus silahlarına karşı koymak üzere tasarlandıkları için Ukrayna’ya çok uygun olduğunu da sözlerine ekledi.

“Gönderdiğimiz platformlar için onları daha da çevik hale getirecek pek çok istihbarat aldık. Güçlü bir savunma sanayi tabanına sahip olmak İsveç’in temel ilgi alanlarından biridir” dedi.

İsveç, ülkenin kuzeyinde bir uzay endüstrisi kurmak için komşusu Norveç ile rekabet halinde ve madencilik şehri Kiruna’da bir üs kurmuş durumda. İlk askeri uydusu geçen yıl Kaliforniya’daki bir uzay limanından fırlatıldı.

Jonson, ABD ile savunma işbirliğini “iki yönlü bir yol” olarak nitelendirdi ve İsveç’in Amerika ile işbirliğini sürdürmek istediğini söyledi.

Ancak NATO içinde sözde bir Avrupa ayağı geliştirme çağrılarını da destekledi.

“Eğer bir irade varsa, NATO içinde daha güçlü bir Avrupa ayağı oluşturmanın bir yolu vardır, ancak bu aynı zamanda zorlu öncelikler gerektirecektir” diyen İsveçli Bakan, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını GSYH’nin yüzde 2’sinin önemli ölçüde üzerine çıkarmaları gerektiğini de sözlerine ekledi. Trump ittifakın GSYH’nin yüzde 5’ine ulaşması gerektiğini söylemişti.

Jonson, İskandinav ülkesinin 2023 yılında Amerika ile ikili bir savunma anlaşması imzalaması ve NATO’ya katılmasının ardından İsveç ‘in güvenliği için ABD’ye fazla bağımlı olduğu yönündeki eleştirileri reddetti.

“İsveç şu anda ittifaka katıldığımız bir yıl öncesine göre daha güvende çünkü artık 5. madde [NATO’nun kolektif savunma taahhüdü] kapsamındayız ve NATO’nun savunma planlamasına da entegre olmuş durumdayız” dedi.

Ancak sözlerine şunları da ekledi: “ABD’nin Avrupa’daki varlığının gözden geçirilmesinin ABD’nin ayak izinin azalmasına yol açması çok olası. Ancak biz bunun [başkanlık] seçimlerinden önce bile böyle olabileceğini varsayıyorduk çünkü Hint-Pasifik bölgesinde ve özellikle de Çin’e yönelik bir tehditle karşı karşıyalar.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English