Avrupa Solu Partisi Başkanı Walter Baier, Euractiv’e verdiği bir mülakatta bir yandan çeşitli ülkelerde ulusal sol partiler arasında artan parçalanma ve iç çatışmaları sert bir dille eleştirirken diğer yandan da Yeşiller’in ‘yeşil dönüşüm’e yönelik ‘elitist’ yaklaşımının işçi sınıfını bırakmakla suçladı.
‘Aşırı sağın yükselişini yaşarken’ sol içi tartışmalara ve mücadelelere bu kadar çok enerji harcanmasından hiç memnun olmadığını savunan Baier, “Parçalanma ve bölünme her zaman bir yenilgidir,” dedi.
Baier, başkanlığını yaptığı Avrupa Solu’nu, parti içindeki ve dışındaki ulusal güçlerin Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesinde geniş bir cephe oluşturmak amacıyla diyalog ve işbirliği yapabilecekleri ‘güvenli bir alan’ haline getirmek istiyor.
Baier, “Farklı parti türlerini entegre etmenin esnek bir yolunu bulmamız gerekecek […] bunun [işbirliğinin] gerçekleşebileceği alanlar yaratmaya çalışıyoruz,” diyerek ulusal bölünmüşlüğün henüz AB düzeyine nüfuz etmediğini söyledi ve İspanya, Almanya ve Yunanistan’daki yeni sol partilerin Avrupa Solu’na katılmasını memnuniyetle karşıladı.
Bölünmüşlüğe rağmen, Baier iyimser bir şekilde sol partilerin ‘sol kendisini ayakları yere basan politikacılarla birleşik bir güç olarak sunduğunda’ iyi bir performans gösterebileceğinin altını çizerek Sinn Féin’in %28,6 ile birinci güç olduğu İrlanda’ya işaret etti.
Bunun da ötesinde, Euractiv’in son tahminlerine göre Avrupa Parlamentosu’ndaki Sol grubun bir sandalye kazanarak 37’den 38’e çıkması bekleniyor.
Yeşillere ‘yeşil dönüşüm’ eleştirisi
‘Ekolojik dönüşüm’, AP seçimleri için Avrupa Solu kampanyasının kilit konularından biri olacak.
Baier’e göre “Ekoloji aydınlanmış orta sınıf insanların meselesi olmamalı; çalışan sınıfların meselesi haline gelmeli.”
Yeşiller’in temel politik gündemi ‘yeşil dönüşüm’ hakkında bir rekabet içinde olmadıklarını savunan Baier onların ‘elitist’ bakış açısını eleştiriyor.
Baier, “Yeşillerin çalışan sınıfların çıkarlarını çıkış noktası olarak alan bir ekolojik proje sunduğunu görmüyorum […] Elbette ekolojik dönüşümü toplumda bir şekilde daha iyi durumda olan katmanların bakış açısından tasarlayabilirsiniz, ancak bu, sosyal gerçekliklerinden endişe duyan, kiralarını ödemekte zorlanan, çocuklarına bakmakta zorlanan nüfus kesimlerini otomatik olarak yabancılaştırmak anlamına gelir,” dedi.
Baier, ekolojik söylemin ‘çok elitist, çok bilimsel olduğunu’ düşündüğünü ve bunu ‘popüler hale getirmelerinin gerektiğini’ savundu.
Uzun yıllar Avusturya Komünist Partisi’nin (KPÖ) genel sekreteri olan Walter Baier, 2004 yılında bazı solcu grupların kontrolündeki ‘işgal evi’ Ernst Kirchweger’i neo-Nazi olduğundan şüphelenilen kişilere satmasının ardından yoğun eleştirilere maruz kalmış ve partiden birçok kişi istifa etmişti.
Baier, 27 Şubat 2006 tarihinde parti başkanlığı görevinden istifa ettiğini açıklamış fakat KPÖ’nün federal yönetim kurulunda kalmaya devam etmişti.