Bizi Takip Edin

Avrupa

Avrupalı aydınlardan barış çağrısı: ‘Büyük Avrupa savaşına engel olun’

Yayınlanma

Avrupa, Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşın yarattığı derin bir krizin eşiğinde. Savaşın üzerinden geçen 1000 günü aşkın sürede Ukrayna’da binlerce insan hayatını kaybetti, şehirler yerle bir oldu ve milyonlarca insan evsiz kaldı.

Fakat bu çatışma artık yalnızca iki ülke arasındaki bir sorun olmaktan çıkmış durumda. Uzmanlara göre, artan silah yardımları ve politik hamleler Avrupa genelinde daha büyük bir savaşa yol açabilir.

ABD’nin Ukrayna’ya Rusya’yı vurabilecek uzun menzilli füzeler sağlaması ve ardından İngiltere ile Fransa’nın benzer adımlar atması, gerilimi daha da tırmandırdı. Almanya’nın ise Ukrayna’ya Taurus füzeleri göndermeyi planladığı belirtiliyor.

Ancak bu hamlelerin, özellikle Almanya’nın doğrudan savaşa taraf haline gelme riskini artırabileceği konusunda ciddi uyarılar yapılıyor. Uzmanlar, bu durumun Rusya’dan misilleme geleceği anlamına gelebileceğini vurguluyor.

Barış için mücadele eden 38 isimden oluşan bir grup, geçtiğimiz günlerde “Bir Dakika Kala – Büyük Avrupa Savaşını Önleyin” başlıklı bir çağrı metni yayımladı.

İmzacılar arasında tarihçiler, siyaset bilimciler, sanatçılar, hukukçular ve eski bakanlar yer alıyor. Grup, Almanya ve Avrupa ülkelerindeki siyasi aktörlere açık bir çağrı yaparak, nükleer bir savaş riskinin önüne geçilmesi için barış müzakerelerinin başlatılmasını talep ediyor.

Açıklamada şu ifadeler dikkat çekiyor: “Bu savaştan hiçbir taraf galip çıkamaz. Eğer silahlar susmazsa, hepimiz kaybedeceğiz.”

Açıklamada, silah yardımının savaşı yalnızca daha da uzattığı, buna karşın derhal bir ateşkes ilan edilip müzakerelere başlanması gerektiği vurgulanıyor.

Barış grubu, Brezilya ve Çin gibi ülkelerin desteklediği barış planlarının örnek alınabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Almanya’nın savaş politikalarına dair daha dikkatli adımlar atması gerektiği ifade ediliyor.

Metnin imzacıları arasında şu isimler yer alıyor:

  • Prof Dr Peter Brandt, tarihçi ve yayıncı

  • Reiner Braun, barış hareketi

  • Andrea Breth, tiyatro yönetmeni

  • Prof Dr Christoph Butterwegge, siyaset bilimci

  • Prof Dr Wolfgang Däubler, hukukçu

  • Daniela Dahn, yazar

  • Dr Petra Erler, reklamcı

  • Dr. Svenja Flaßpöhler, filozof

  • Dr. Hajo Funke, siyaset bilimci

  • Dr. Peter Gauweiler, avukat ve eski Bavyera eyalet hükümeti bakanı (CSU)

  • Wolfgang Grupp, iş insnaı

  • Dr. Michael Hartmann, sosyolog

  • Henry Hübchen, aktör

  • Dr. Elisa Hoven, ceza avukatı

  • Dr. Hans Joas, SPD’nin Temel Değerler Komisyonu üyesi

  • Reinhard Klimmt, eski bakan (SPD)

  • Uwe Kockisch, aktör

  • Prof Dr Gabriele Krone-Schmalz, yayıncı

  • Oskar Lafontaine, eski Başbakan

  • Detlef Malchow, girişimci

  • Prof Dr Reinhard Merkel, hukuk felsefecisi

  • Dr. Hans Misselwitz, SPD’nin Temel Değerler Komisyonu üyesi

  • Albrecht Müller, Yayıncı/NachDenkSeiten (SPD)

  • Michael Müller, Almanya Doğa Dostları

  • Willy van Ooyen, Barış Hareketi

  • Dr. Frauke Rostalski, hukuk filozofu

  • Oliver Ruhnert, uzun süredir futbol menajerliği yapıyor (BSW)

  • Dr. Otto Schily, eski Federal İçişleri Bakanı

  • Michael von der Schulenburg, Avrupa Parlamentosu Üyesi (BSW) ve eski BM Genel Sekreter Yardımcısı

  • Alice Schwarzer, EMMA dergisi yazarı ve yayın yönetmeni

  • Prof Dr Wolfgang Streeck, sosyolog

  • Günter Verheugen, Avrupa Komisyonu eski başkan yardımcısı

  • Dr. Sahra Wagenknecht, BSW Genel Başkanı

  • Dr. Nathalie Weidenfeld, kültür bilimci

  • Hans-Eckardt Wenzel, şarkıcı-söz yazarı

  • Katarina Witt, sporcu

  • Natascha Wodin, yazar

  • Dr. Juli Zeh, yazar

Avrupa

Almanya Savunma Bakanı: Ukrayna’nın geleceği NATO’da

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın geleceğinin kesin olarak NATO’da olduğunu ve bu yöndeki kararların geçerliliğini koruduğunu belirtti. Pistorius ayrıca, Almanya’nın 2025’te Ukrayna’ya 1,9 milyar avroluk ek destek sağlamayı planladığını açıkladı.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Kiev’de düzenlediği ortak basın toplantısında, Ukrayna’nın geleceğinin kesin olarak NATO’da olduğunu açıkladı.

Pistorius, daha önceki NATO zirvelerinde alınan ve Ukrayna’nın ittifaka katılımına yönelik geri dönülemez hareketini teyit eden kararların geçerliliğini koruduğunu vurguladı.

UNIAN haber ajansının aktardığına göre Pistorius, “Ukrayna’nın geleceğinin NATO’da olduğunu Washington ve Brüksel’deki zirvelerde zaten tartıştık. Bu konuda devam eden başka bir süreç olduğunu düşünmüyorum,” ifadelerini kullandı.

Alman bakan, 24-25 Haziran’da Lahey’de düzenlenecek olan NATO zirvesinin sonuç bildirisinde Ukrayna ile ilgili hangi ifadelerin yer alacağını ise şimdilik yorumlayamayacağını ekledi.

1,9 milyar avroluk ek destek yolda

Pistorius, Almanya’nın 2025 yılında Ukrayna’yı desteklemek için ek olarak 1,9 milyar avro ayırmayı planladığını da duyurdu.

Bu fonların özellikle Ukrayna’nın uzun menzilli silah üretiminin geliştirilmesi için kullanılacağını belirten Pistorius, nihai kararın henüz alınmamış olmasına rağmen, bu desteğin onaylanacağından emin olduğunu dile getirdi.

Bununla birlikte Pistorius, Şansölye Friedrich Merz liderliğindeki yeni Alman hükümetinin, Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus seyir füzeleri tedarik etme olasılığını değerlendirmediğini de sözlerine ekledi.

Üç yıllık hava savunma planı

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise aynı basın toplantısında, Almanya’nın Ukrayna’ya IRIS-T hava savunma sistemleri tedariki için üç yıllık bir plan geliştirdiğini bildirdi.

Zelenskiy, “Bu, savaşın bu kadar yıl süreceği anlamına gelmiyor, ancak yine de Ukrayna’yı, topraklarımızı ve halkımızın huzurunu kaliteli hava savunma sistemleriyle korumak gerekiyor. Önümüzdeki üç yıl için bu projenin hayata geçirilmesi konusunda bir anlayışa sahip olduğumuz için minnettarım,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Pistorius, silah yardımını görüşmek için Kiev’de

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e siyasi ve askeri görüşmeler yapmak için gitti.

SPD’li siyasetçi, Ukrayna’daki durum hakkında bilgi almak ve ülkeye verilecek askeri yardımın devamı hakkında hükümet temsilcileriyle görüşmek istiyor.

Seyahati öncesinde yaptığı açıklamada Alman bakan, “Ukrayna’nın kendini savunabilmesi ve Rusya’nın ciddi müzakerelere hazır hale gelmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz,” dedi.

SPD’li siyasetçi, “çok sayıda seyir füzesi ve insansız hava aracı saldırısıyla son derece şiddetli ve tehditkar” olan Rusya’nın ülkeye yönelik hava saldırılarının yoğunlaşmasını kınadı.

Pistorius, Kiev tren istasyonunda yaptığı açıklamada, “Bu, Moskova’dan açık bir mesajdır: Şu anda barışçıl bir çözüme ilgi yoktur, aksine Ukrayna’da sivil bölgelere yönelik saldırılar azalmadan ve özellikle de giderek artan bir şiddetle devam etmektedir,” dedi.

Pistorius, gezisinin yeni Alman hükümetinin de Ukrayna’nın yanında olduğunu gösterdiğini belirtti. Pistorius, “Elbette, Almanya’nın ve diğer Avrupalıların gelecekte nasıl bir destek sağlayacağı önemli olacak. Örneğin sanayi işbirliği alanında, ama aynı zamanda diğer alanlarda da ne yapabileceğimiz önemli olacak,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Polonya’da Tusk, hükümetini şimdilik kurtardı

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayının yenilgisinin ardından desteğini pekiştirmek için çağrıda bulunduğu güven oylamasından kurtuldu.

Çarşamba günü Tusk hükümeti, iktidar koalisyonundaki 242 milletvekilinin tamamı ve bir bağımsız milletvekilinin desteğini alırken, 210 milletvekili karşı oy kullandı.

Başbakan, muhalefeti hızla bastırmak ve parlamentoda hâlâ çoğunluğa sahip olduğunu göstermek için oylamaya gitmişti. Oylamanın ardından Tusk, sonucun “bu hükümetin devam edip etmeyeceği” konusundaki önceki spekülasyonları yalanladığını söyledi.

Oylamadan önce parlamentoda yaptığı konuşmada Tusk, iktidar koalisyonuna 2027’deki parlamento seçimlerini kazanmak için saflarını sıklaştırma ve “harekete geçme” çağrısında bulundu.

Tusk, “Bu odadaki her birimiz zaferin tadını ve yenilginin acısını biliriz, ama ben teslim olmak kelimesini bilmiyorum,” dedi.

Tusk, sağcı muhalefet adayı Karol Nawrocki’nin 1 Haziran’da cumhurbaşkanı seçilip iktidar koalisyonunun önde gelen adayı ve Varşova Belediye Başkanı Rafał Trzaskowski’yi yenince güven oylaması çağrısında bulundu.

Çarşamba günü, muhalefetteki Hukuk ve Adalet (PiS) milletvekilleri, Tusk’un konuşmasını es geçerek, parti kurucusu ve Tusk’un uzun süredir düşmanı olan Jarosław Kaczyński’nin parlamento binası önünde düzenlediği basın toplantısına katıldı.

Kaczyński, güven oylamasını “önemli ama önceden belirlenmiş” olarak nitelendirdi.

Polonya’nın “bir kez daha bağımsızlığını kaybetmesini” engellemek için Tusk’a karşı mücadelesini sürdüreceğini vaat eden Kaczyński, başbakanın yabancı güçlerin kuklası olduğu yönündeki eski iddialarını yineledi.

Kaczyński, “Bu siyasi gündemin tamamına katılmıyoruz ve onu iyi, Polonya’ya yakışan bir siyasetle değiştirmek için elimizden geleni yapacağız,” dedi.

İktidar koalisyonu, Polonya’nın 460 sandalyeli alt meclisi Sejm’de 242 sandalyeye sahip ve bir sonraki parlamento seçimleri 2027’de yapılacak. Erken seçimler ancak 307 milletvekilinin çoğunluğunun parlamentoyu feshetmeye karar vermesi halinde yapılabilir.

Başbakan, koalisyon milletvekillerine “takım oyununun ne anlama geldiğini anlamaları” çağrısında bulunurken, gelecek ay kabine değişikliği yapma sözü verdi.

Kaczyński ise, “Daha iyiye gitmeyecek koşullar altında 2,5 yıl çok zorlu bir dönem bizi bekliyor,” diye karşı çıktı.

Cumhurbaşkanı seçimlerinde yenilginin ardından, çiftçi yanlısı Polonya Halk Partisi’nin (PSL) üst düzey milletvekili Marek Sawicki, Tusk’a istifa çağrısında bulunmuştu.

Tusk’un bir diğer ortağı merkezci Polonya 2050’nin lideri Szymon Hołownia, koalisyon anlaşmasının yeniden müzakere edilmesini isterken, partisinin çarşamba günü başbakanı destekleyeceğini açıkladı.

Nawrocki’nin zaferi, Tusk’un cumhurbaşkanlığı sarayındaki müttefiki ile reform gündemini sıfırlama planını suya düşürdü. Polonya’da cumhurbaşkanları yasa tasarılarını veto edebilir. Bu yetki, Nawrocki’den daha ılımlı olarak görülen ama Tusk’un yargı reformlarını engelleyen PiS adayı Andrzej Duda tarafından da kullanılmıştı.

Bu reformların vaadi, Avrupa Komisyonu’nun, önceki PiS liderliğindeki hükümetle hukukun üstünlüğü konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle dondurulan milyarlarca avroluk AB fonunu serbest bırakma kararının da temelini oluşturmuştu.

Tusk çarşamba günü, Nawrocki’nin yasama gündemine muhalefet edeceğini, ama cumhurbaşkanıyla işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Tusk, “Ne pahasına olursa olsun çatışma aramayacağım. Hukuki kaosu sona erdirmek için kimse benim kadar istekli değil,” dedi.

Tusk, müttefiklerini kontrol altında tutmak için “siyasi hayatta kalma stratejisine” de güveniyor. Polonya seçim yasasına göre, partiler parlamentoya girebilmek için oyların en az yüzde 5’ini almak zorunda. Son anketler, bazı koalisyon üyelerinin bu eşiği aşmakta zorlanabileceğini gösteriyor.

Örneğin Hołownia cumhurbaşkanlığına aday oldu, fakat ilk turda yüzde 5’in biraz altında oy aldı. 

Son anketler, PiS’in aşırı sağcı Konfederasyon’un desteğiyle erken seçimlerde iktidara dönebileceğini gösteriyor. Bu da Tusk’un ortaklarının onu terk etmemesi için bir başka motivasyon faktörü.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English