Diplomasi
Azerbaycan, uluslararası insani yardım kuruluşlarının temsilciliklerini neden kapatıyor?

Azerbaycan hükümeti, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları da dahil olmak üzere birçok uluslararası insani yardım kuruluşunun Bakü’deki temsilciliklerini kapatma kararı aldı. Bu kararın ardında, Azerbaycan’ın insani krizi aşması ve ülke içindeki faaliyetlerinin önemini yitirmesi gibi nedenler yatıyor. Kararın, eski Dağlık Karabağ liderlerine yönelik devam eden yargı süreciyle de bağlantılı olabileceği belirtiliyor.
Azerbaycan haber ajansı APA‘nın haberine göre, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ofisi ile dört BM kuruluşunun (UNDP, UNFPA, UNHCR ve UNICEF) temsilciliği bir gün içinde faaliyetlerini durdurdu.
Yolsuzlukla mücadele çalışmaları yürüten Şəffaflıq Azərbaycan (Transparency International’ın Azerbaycan şubesi) da kendi kendini feshetme kararı aldı.
Azerbaycan yetkilileri ile ICRC arasındaki gerginlik, örgütün 2020’lerin başında Dağlık Karabağ’ın başkenti Hankendi’de (Stepanakert) Bakü ile koordinasyon sağlamadan ofis açmasıyla başladı.
Ancak asıl anlaşmazlık, ICRC’nin Aralık 2022’den Eylül 2023’e kadar Azerbaycan tarafından abluka altında tutulan Dağlık Karabağ’a yük taşıma girişimi sonrasında, 2023 yazında doruğa ulaştı. Bakü, bu eylemleri kaçakçılık olarak değerlendirdi.
Vedomosti gazetesine konuşan Rus-Azerbaycan Uzman Konseyi üyesi Refik İsmailov’a göre, ICRC’nin Azerbaycan’da diplomatik misyon statüsü bulunuyor. Bu nedenle ülkedeki faaliyetlerinin sona erdirilmesi uzun zaman alacak ve yıl sonuna kadar uzayabilecek.
İsmailov, ofisin kapatılmasının Azerbaycan hapishanelerindeki Ermeni savaş esirlerinin durumunu etkilemeyeceğini ve diğer mahkumlarla aynı şekilde cezalarını çekeceklerini belirtti.
Uzman ayrıca, Bakü’nün BM ile işbirliğine devam edeceğini ve örgütün ülkedeki temsilciliğinin faaliyetlerini sürdüreceğini ifade etti.
APA‘nın aktardığına göre, uluslararası kuruluşların Bakü’deki temsilcilikleri, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından önemini yitirdi.
Azerbaycan’ın 1990’lardaki gibi bir insani kriz yaşamadığı, aksine donör ülke hâline geldiği belirtildi.
APA, hükümetin şu açıklamasını aktardı: “Bu örgütlerin Azerbaycan’da yapacak başka işleri kalmadığı için ofislerini açık tutmanın bir anlamı yok. BM, bu kaynakları kriz bölgelerine ve daha çok ihtiyaç duyan ülkelere yönlendirebilir.”
Azerbaycan hükümeti, BM kuruluşlarının temsilciliklerinin kapatılmasının onlarla işbirliğinin sona erdiği anlamına gelmediğini vurguladı.
Azerbaycan hapishanelerinde, 2020’de Dağlık Karabağ’daki çatışmaların ardından Azerbaycanlılar tarafından yakalanan, bilinmeyen sayıda Ermeni asker tutuluyor.
Ermenistan, Rusya ve bazı Batılı devletler, bu kişilerin koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunuyor. Bakü ise onları savaş esiri olarak görmüyor ve çeşitli suçlarla itham ediyor.
Hükümetin uluslararası kuruluşların ofislerini kapatma kararının, 2023’te feshedilen Karabağ’ın eski liderlerine (bu arada Rus milyarder ve eski Karabağ Başbakanı Ruben Vardanyan’a) yönelik devam eden yargı süreciyle bağlantılı olabileceği aktarılıyor.
Azerbaycan’ın bu kararla, BM ve diğer kuruluşların yetkililerin bu kişilere yönelik eylemlerine yönelik eleştirilerine tepki göstermiş olabileceği belirtiliyor.
Bakü’nün kendisine yönelik suçlamalara ve taleplere tahammül etmediği ve Bakü’nün görüşüne katılmayan dış ortaklarla ilişkileri kesmeye hazır olduğu ifade edildi.
Şu anda Bakü’de, Azerbaycan ordusunun Eylül 2023’te tanınmayan cumhuriyetin geri kalan kısmı üzerinde kontrol sağlamasının ardından tutuklanan eski Karabağ başkanları (Arkadiy Gukasyan, Bako Saakyan ve Arayik Arutyunyan) dahil olmak üzere 16 kişinin yargılanmasına devam ediliyor.
Oxu.az‘ın haberine göre, Avrupa öğrenci ve öğretim üyesi değişim programı Erasmus da Azerbaycan’daki faaliyetlerini fiilen durdurdu.
Bu, Azerbaycan’daki uluslararası ve yabancı temsilciliklerin ilk kapatılışı değil. Şubat ayının başlarında Bakü, Washington’a Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) faaliyetlerini askıya alma bildiriminde bulundu.
Aynı zamanda yetkililer, yasal kaydı olmadığı gerekçesiyle Rossotrudniçestvo temsilciliğini kapattı. Ay sonunda Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ayhan Hacızade, Rossiya Segodnya‘nın ülkedeki temsilciliğinin tasfiye edildiğini duyurdu.
Diplomasi
NATO liderleri %5 savunma harcaması hedefinde anlaştı

32 NATO üyesi, ABD’den gelen savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarma talebini kabul etti ve bu hedefe ulaşmak için “inandırıcı ve kademeli bir yol haritası içeren yıllık planlar” hazırlayacaklarını taahhüt etti.
Lahey’de düzenlenen zirvede bugün (25 Haziran) yayınlanan ortak bildiride müttefikler, “kolektif savunmaya olan sarsılmaz bağlılıklarını yeniden teyit ettiklerini” de belirtti.
Bildiride, harcama hedefinin 2029 yılında gözden geçirileceği belirtildi. Yeni harcama hedefi, temel savunma harcamaları için %3,5 ve altyapı ve siber güvenlik dahil ilgili yatırımlar için %1,5’i içeriyor.
Yetkililer Financial Times’a (FT) yaptıkları açıklamada, liderlerin üzerinde anlaştığı metnin, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Donald Trump’ın “dikkatini kaybetmemek” için toplantıyı “kısa, odaklı ve olabildiğince basit tutma” stratejisi doğrultusunda sadece beş paragraf uzunluğunda tutulduğunu söyledi.
Buna karşılık, Washington ve Vilnius’ta yapılan son iki NATO zirvesinin bildirileri sırasıyla 44 ve 90 paragraf uzunluğundaydı.
Bildiride, “Müttefikler, bireysel ve kolektif yükümlülüklerimizi yerine getirmek için 2035 yılına kadar yıllık GSYİH’nin %5’ini temel savunma ihtiyaçlarına ve savunma ve güvenlikle ilgili harcamalara ayırmayı taahhüt ederler,” denildi.
Metin, Trump’ın Avrupa müttefiklerinin ABD’nin savunma harcamalarına aşırı bağımlı olduğunu söylediği uzun süredir devam eden rahatsızlığına yanıt olarak hazırlanmıştı.
Trump’ın geçen hafta yaptığı, yeni %5’lik savunma harcaması taahhüdünün Washington için geçerli olmayacağı yönündeki açıklamasına yanıt olarak Rutte, ABD’nin zaten “neredeyse bu seviyede” olduğunu söyledi.
Zirve sırasında NATO’nun 5. maddeye ilişkin tutumunu netleştirmesi istenen Trump, “Bu yüzden buradayım,” dedi ve ittifaka destek vermeseydi “burada olmayacağını” söyledi.
Açıklamada Rusya’ya sadece bir kez değinildi ve “Rusya’nın Avrupa-Atlantik güvenliğine oluşturduğu uzun vadeli tehdit”ten bahsedildi. Ayrıca “Ukrayna’ya destek sağlama konusundaki kalıcı egemenlik taahhütleri”ne atıfta bulunan bir cümle yer aldı.
Bildiride, önceki taslaklarda yer alan ve İspanya tarafından veto edilen “biz kabul ediyoruz” ifadesinin yerine, harcama taahhüdüne ilişkin “müttefikler kabul ediyor” ifadesi kullanıldı.
Madrid, NATO’nun talep ettiği %5 harcama oranına itiraz ediyordu.
Diplomasi
Rutte, Trump’ı ‘övdü’: Babacık sert bir dil kullanmak zorunda

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirmesinin ardından, ABD liderine “babacık” diye hitap etti.
Hollanda’da düzenlenen NATO zirvesine gitmeden önce Trump, her iki ülkenin de anlaşmanın şartlarını ihlal ettiğini ve “ne halt ettiklerini bilmediklerini” söylemişti.
Rutte, ABD başkanının küfürlü sözlerini normal karşılarken, “Babacık sert bir dil kullanmak zorunda,” dedi.
NATO liderinin bu sözleri, Trump’ı Tahran yakınlarındaki üç nükleer tesise saldırı izni verdiği ve üye ülkeleri savunma harcamalarına daha fazla yatırım yapmaya zorladığı için övdükten sonra geldi.
Rutte, bu ayın başlarında müttefiklerin başkanın yüzde 5’lik talebini kabul etmenin eşiğinde olduğunu söylemişti.
Rutte salı günü Sky News’e verdiği demeçte, “Düşmanlarımızdan kendimizi korumalıyız, ama aynı zamanda ABD ile eşit olmak adil olduğu için de bunu yapmalıyız,” dedi.
Rutte ayrıca Trump’ı, Ukrayna’nın Rusya ile savaşında ve diğer askeri operasyonlarda desteklediği için övdü.
Öte yandan Politico’nun haberine göre, İspanya savunma harcamaları oranına itiraz etti ve yeni hedeften muaf tutuldu.
Trump NATO zirvesinde gazetecilere verdiği demeçte, “NATO bizimle birlikte çok güçlü olacak. Onların yanındayız,” dedi.
Bu açıklamalar, NATO liderlerinin Trump’ın üye ülkelerle geçmişteki anlaşmazlıklar nedeniyle ABD’yi ittifaktan çekebileceğinden endişe duymasının ardından geldi.
Diplomasi
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb: Batı’nın hakimiyet dönemi sona erdi

Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Batı’nın hakimiyet döneminin sona erdiğini ve dünyanın çok kutuplu yeni bir düzene geçtiğini belirtti. Lahey’deki NATO zirvesine katılan Stubb, ittifakın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararının tarihi olduğunu söyledi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Batı ülkelerinin hakimiyet döneminin sona erdiğini ve dünyanın çok kutuplu yeni bir düzene doğru ilerlediğini açıkladı.
Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen NATO zirvesine katılan Stubb, ittifakın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararının, askeri harcamaları Soğuk Savaş dönemindeki seviyelere yükselteceğini belirtti.
‘Batı hakimiyetinin zamanı geçti’
Zirveye gelişi sırasında konuşan Stubb, “Sanırım dünya düzeninde bir değişiklik gözlemliyoruz. Bu, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndan sonra ve Soğuk Savaş’tan sonra yaşanan anı çok andırıyor,” dedi.
Stubb, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi Batı hakimiyetinin zamanının geçtiğini anlamamız gerekiyor. Daha çok kutuplu, daha düzensiz bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz ve bu, en azından Finlandiya gibi bir devlet için yakın müttefiklere ihtiyacımız olduğu ve savunmamızı ve güvenliğimizi güçlendirmek için çalışmamız gerektiği anlamına geliyor.”
NATO’dan tarihi savunma harcaması kararı
Hollanda’da devam eden ittifak zirvesini “tarihi” olarak nitelendiren Stubb, savunma harcamalarının GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarılmasının önemine dikkat çekti.
Lahey’deki zirvede NATO liderleri, mevcut yüzde 2 olan askeri harcamaların 2035 yılına kadar yüzde 5’e yükseltilmesi yönünde karar alacak.
24 Haziran’da NATO’nun, üye ülkelerin savunma harcamalarını kendi GSYİH’lerinin yüzde 5’ine çıkarması konusunda anlaşmaya vardığı öğrenilmişti.
24-25 Haziran tarihlerinde Lahey’de gerçekleştirilen NATO zirvesinin ana gündem maddelerini caydırıcılık ve savunma konuları oluşturuyor.
Zirvedeki en önemli konulardan biri, üye devletleri toplam bütçe katkılarını GSYİH’nin yüzde 5’ine yükseltmeye teşvik etmek olarak öne çıkıyor.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa1 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını3 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir