Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Bağdat, Washington ziyareti öncesi Lavrov’u ağırlıyor

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Bağdat’ta üst düzey temaslarda bulunuyor. Irak Dışişleri heyetinin ABD’ye hareketinden iki gün önceye denk gelen ziyarette ana gündem, enerji alanında artan işbirliği. Kasım ayından bu yana dolar kriziyle sarsılan Bağdat, Çarşamba günü Washington’dan, Irak’taki Rus şirketlerini yaptırım kapsamı dışında bırakmasını talep edecek.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Badat ziyareti kapsamında Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’le Bağdat’ta bir araya geldi. TASS’a göre Lavrov, Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve Meclis Başkanı Muhammed el Halbusi ile de görüşecek.

Lavrov’un ziyareti, şiddetlenerek süren dolar krizine Bağdat’ın çare aradığı dönemde gerçekleşti. Krizi, 2022’nin Kasım ayında ABD Merkez Bankası FED’in Irak ticari bankalarının işlemleri üzerinde uygulamaya soktuğu sıkı kontrollerin tetiklediği belirtiliyor. Katı kuralların yürürlüğe girmesinden bu yana günlük dolar transferlerinin yüzde 80’inden fazlasının bloke edilmesi nedeniyle Irak’ta yerel para birimi dinar, dolar karşısında değer kaybediyor. Söz konusu krizin halkın alım gücünü düşürmesi ciddi tepkilere de yol açıyor. Soruna çözüm bulmak için önce Çarşamba günü Irak Dışişleri heyetinin ardından Başbakan Sudani’nin Washington’a gitmesi planlanıyor.

Petrol zengini Irak nasıl dolarsız kaldı?

Irak heyetinin Washington ziyaretinden önce Bağdat’a gelen Lavrov, önce mevkidaşı Fuad Hüseyin’le Bağdat’ta bir araya geldi, ortak basın toplantısı düzenledi. Bağdat ve Moskova arasındaki ikili ilişkileri de masaya yatırdıklarını anlatan Iraklı Bakan Hüseyin, iki ülke arasında tarihi ilişkilerin yanı sıra ekonomik, ticari, güvenlik ve askeri alanda işbirliğinin bulunduğunu kaydetti. Rus şirketlerinin Irak’ta petrol ve doğal gaz alanındaki yatırımından bahseden Irak Dışişleri Bakanı, “Çarşamba günü üst düzey heyetle ABD’yi ziyaret edeceğiz. ABD’de Rusya’ya yaptırım sorununu görüşeceğiz. Bu yaptırımların Irak’a (Ülkedeki Rus şirketlerine) uygulanmaması gerekir. Çünkü Rusya ile işbirliğimiz sürüyor ve Irak sahasında aktif Rus şirketleri bulunuyor” diye konuştu.

Rusya ve Irak arasında 2017’den sonra özellikle enerji alanında imzalanan anlaşmalar ki ülkeyi önemli müttefik haline getirdi. Rus petrol şirketleri Lukoil, Gazprom ve Rosneft Irak’ın hem kuzey hem de güney petrol sahalarındaki faaliyetlerini hızlandırdı. 2020 verilerine göre söz konusu Rus şirketler Irak’a en az 13 milyar dolar yatırım yaptı. Rusya’nın Irak’taki yatırımları enerji sektörüyle sınırlı kalmadı, elektrik, tarım ve ulaşım sektörlerinde de anlaşmalar imzalandı.

Kuzey Irak yatırımlarında Bağday onayı

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da Irak ve Rusya arasındaki ilişkileri ve yatırım fırsatlarını masaya yatırdıklarını ifade etti. İki ülke arasındaki ortak çalışma grubunun yakında Bağdat’ta toplantı düzenleyeceğini aktardı. Rus şirketlerin “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) petrol ve gaz alanında yatırım yapıp yapmayacağıyla ilgili soru üzerine Lavrov, IKBY’deki yatırımlarının Bağdat merkezi yönetiminin onayına bağlı olacağını söyledi.

Ateşkes çağrısı

Öte yandan basın açıklamasında bölgesel konular da gündeme geldi. Ülkesinin savaşlardan çok çektiğini dile getiren Hüseyin, “Rusya ve Ukrayna savaşında ateşkes çağrımızı yineliyoruz ve bu yönde atılan adımları destekliyoruz. Uluslarası bu krizin barışçıl müzakere yollarıyla sonlandırılmasından yanayız” dedi. Lavrov da “Rusya ve Ukrayna arasındaki krize yönelik Irak’ın barış çağrılarını destekliyoruz” dedi. Iraklı mevkidaşıyla Körfez bölgesindeki gelişmeleri de değerlendirdiklerini belirten Lavrov, “Bölgesel gelişmelerle ve Filistin meselesiyle ilgili Irak ile görüşmeleri sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

DİPLOMASİ

BM yetkilisi: ‘Terörist’ etiketi gözden geçirilmeli, HTŞ’yi dışlamak mümkün değil

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi, Suriye’de barışçıl bir geçiş arayışında olan uluslararası güçlerin, HTŞ’ye uygulanan “terörist” tanımlamasını kaldırmayı düşünmeleri gerektiğini söyledi.

BM’nin Suriye özel temsilcisi Geir Pedersen, Financial Times’a verdiği demeçte, Esad hükümetini sona erdiren saldırıya öncülük ettikten sonra Şam’a giren eski El Kaide uzantısı olan Heyet Tahrir el Şam’ı “dışlamanın mümkün olmadığını” söyledi.

Ancak ABD ve AB tarafından uygulanan ve HTŞ’ye yönelik seyahat yasakları ve mal varlıklarının dondurulmasını da içeren “terörist” tanımlamalarının kaldırılmasının, isyancıların sahadaki eylemlerine ve grubun yeni bir hükümette “kapsayıcı” olmaya istekli olup olmadığına bağlı olacağını söyledi.

Pedersen, “Eğer tüm Suriyelileri, tüm Suriyeli toplulukları kapsıyorsa, o zaman bu sorularla uğraşanların buna [tanımlamalara] bakmaya ve bunun gerçekten bir değişim olup olmadığını görmeye istekli olacaklarını düşünüyorum” dedi.

ABD’li yetkililer tüm Suriyeli gruplarla temas halinde olduklarını ve HTŞ liderlerini eylemlerine göre değerlendireceklerini söylediler.

“Onlarla uygun bir şekilde ve ABD’nin çıkarlarını göz önünde bulundurarak ilişki kurmaya niyetliyiz” diyen ABD’li bir yetkili, terörist tanımlamasının ABD’nin ‘ileride bakması gereken’ bir şey olduğunu da sözlerine ekledi.

‘HTŞ’yle muhatap olmayı dışlamamızın imkanı yok’

Pazartesi günü AB, dini azınlıkları koruyan “düzenli, barışçıl ve kapsayıcı bir geçiş” çağrısında bulundu ve Pedersen’in çabalarını desteklediğini ekledi. HTŞ’nin terörist olarak tanımlanmasının kaldırılmasına yönelik bir kararın AB’nin 27 üye ülkesi arasında oybirliğiyle alınması gerekiyor.

Alman Dışişleri Bakanlığı ayrıca Berlin’in HTŞ’ye yönelik tutumunun, grubun azınlıklara davranış biçimine göre belirleneceğini söyledi. Uzun süredir HTŞ’nin kontrolü altında olan İdlib’in “demokratik bir cennet” olmadığı, insanların “muhalif görüş [ve] davranışlar” nedeniyle hapsedildiği kaydedildi.

“Sahada yeni gerçekler var. Tabii işin içinde çok sayıda silahlı grup var ve HTŞ’nin de bunlardan önemli biri olduğu aşikar” diyen Pedersen, “HTŞ’yle muhatap olmayı dışlamamızın imkanı yok” ifadelerini kullandı. “Hiçbir grubu dışlamadığımızdan emin olmamız gerekiyor” diye ekledi.

Colani övgüsü

Suriye’nin İdlib gibi yönetilemeyeceğini belirten Pedersen, “Bence asıl soru, HTŞ’nin Suriye’yi HTŞ olarak yönetemeyeceğini anlayıp anlamadığıdır; bu, Afganistan’da Taliban’la gördüğünüz türden zorluklar yaratacaktır” dedi. Kamuoyunda konuşulanlara bakılırsa örgütün “temelde HTŞ’yi parçalayıp yeni bir oluşum yaratabileceğine” dair işaretler olduğunu da sözlerine ekledi.

Pedersen, “Muhalif gruplar ile Şam’daki mevcut düzen dediğimiz şey arasında bir anlayış olmasını sağlamak için ne yapabilirsek yapalım, [bu] son derece önemli ve biz de bunu yapmaya çalışıyoruz” dedi.

Şu ana kadar HTŞ lideri Colani’nin söylediklerinin “toplumlar için güven verici” olduğunu söyleyen Pedersen, “Ellerini uzatmaya çalıştılar” dedi.

ABD ve Britanya, HTŞ’yi “terör” listesinden çıkarmayı planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Meloni, Élysée Sarayında Trump ve Musk ile bir araya geldi

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni cumartesi günü Paris’te Donald Trump ve Elon Musk ile özel görüşmelerde bulunarak Avrupa ve ABD arasındaki “uçurumun kapatılmasındaki potansiyel rolünün” altını çizdi.

Meloni’nin mesajı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Notre Dame Katedralinin yeniden açılışını kutlamak üzere dünya liderleri için verdiği akşam yemeğinin ardından geldi.

Meloni cumartesi gecesi geç saatlerde X’te yaptığı açıklamada, Élysée’de Trumo ve Musk ile diyalog için “hoş bir fırsat” yakaladığını söyledi.

Meloni’nin Trump ve Musk ile görüşmeleri etkinlik çerçevesinde gerçekleşti ve yeni ABD yönetimiyle güçlü bir ittifak kurma çabalarını yansıtıyor gibi görünüyor.

Partisi içinde ve analistler arasında Meloni, özellikle Fransa ve Almanya’daki gergin siyasi dinamikler göz önüne alındığında, Trump’ın Avrupa Birliği ile ilişki kurması için doğal bir kanal olarak görülüyor.

The Economist, bu hafta yayınladığı bir haberde Meloni’nin, “uzun süredir hayranlık duyduğu” eski başkanla olan yakın ilişkisi sayesinde Trump ile AB arasındaki boşluğu doldurmada kilit bir rol oynayabileceğine işaret etti.

Meloni’nin Musk ile olan ilişkisi de dikkat çekici. Geçen yıl partisi Fratelli d’Italia’nın (İtalya’nın Kardeşleri) konferansına katıldı ve eylül ayında kendisine Atlantik Konseyinin 2024 Küresel Vatandaş Ödülünü takdim etmişti. Musk, başbakan olarak Meloni’nin liderliğini övmüş, rekor iktisadi büyüme ve istihdama atıfta bulunmuştu.

Öte yandan Musk’ın İtalya’daki yakın çalışma arkadaşlarından Andrea Stroppa, ertesi gün X’te yaptığı bir paylaşımla görüşmeye ilişkin basında çıkan söylentiler reddetti.

Stroppa, “Dün Başkan Meloni, Başkan Trump ve Elon Musk ile bir araya geldi. Basında mantıksız teoriler okumayı bekleyin; hiçbir şey bilmiyorlar,” diye yazdı.

Stroppa bu görüşmenin, Prens William ile yapılan görüşmeyle birlikte, Trump’ın ekibi tarafından kamuoyuna açıklanan resmi gündemindeki tek görüşme olduğunu vurguladı.

Stroppa, “İtalya, en büyük ikinci ticaret ortağımız olan ABD ile bağlarını güçlendirmek için eşsiz bir fırsata sahip. İtalya’da bazılarının kendisini boykot etme girişimlerine rağmen Elon ile kurduğumuz karşılıklı saygı ilişkisi ülkemize yeni ufuklar açıyor,” dedi.

Stroppa sözlerini geleceğe yönelik iyimser bir bakış açısıyla tamamlayarak, “Bir İtalyan olarak önümüzdeki aylarda daha da genişleyecek olan bu güçlü ilişkinin kurulmasına katkıda bulunmaktan gurur duyuyorum,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’den Suriye’de ‘siyasi çözüm’ çağrısı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidarının sona erdiği ve yeni bir hükümetin kurulmak üzere olduğu, Çin’in Suriye’deki mevcut durumu nasıl gördüğü ve yeni hükümetle temas kurup kurmayacağı yönündeki bir soruya cevaben, Çin’in Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve ilgili tüm tarafların Suriye halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmesini ve Suriye’de istikrarın bir an önce yeniden sağlanması için hızla siyasi bir çözüm bulmasını umduğunu söyledi.

Çin’in Suriye’nin geleceğini nasıl gördüğüne ilişkin bir soruyu yanıtlayan Mao, Suriye’nin geleceği ve kaderinin Suriye halkının kendisi tarafından belirlenmesi gerektiğini söyledi. Mao, “ilgili tüm tarafların, Suriye halkının uzun vadeli ve temel çıkarlarına yönelik sorumluluk duygusuyla, istikrar ve düzeni yeniden tesis etmek için hızlı bir şekilde siyasi bir çözüm bulabileceğini umuyoruz” dedi.

Çin’den Suriye’de ‘istikrar’ açıklaması

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English