Bizi Takip Edin

AVRUPA

Belarus, Rus milyarder Gutseriyev’in varlıklarını millileştirdi

Yayınlanma

Belarus hükümeti, yaptırımların ardından Rus milyarder Mihail Gutseriyev’in Slavkaliy şirketini millileştirdi. Gutseriev’in 500 milyon dolarlık yatırımı dondurulurken, projenin geleceği belirsiz.

Belarus hükümeti, Rus milyarder Mihail Gutseriyev’in 500 milyon dolar değerindeki Slavkaliy şirketini millileştirdi.

Proje kapsamında inşa edilen Nijin Madencilik ve İşleme Tesisi’nin finansmanı durdurulurken, yatırımların akıbeti belirsizliğini koruyor.

Rus milyarder ve Safmar Group’un sahibi Gutseriyev, Belarus’taki Slavkaliy şirketine yaptığı yatırımların ABD’nin yaptırımları nedeniyle tamamen askıya alındığını ifade etti.

Gutseriyev, projeye yaptığı 500 milyon dolarlık yatırımın iade edilmediğini belirterek, “Tüm yatırımlarımız askıya alındı. Şu an bu paranın ne zaman geri döneceği bilinmiyor,” dedi.

Slavkaliy’nin millileştirilmesi sonrası kurulan yeni devlet şirketi Nedra Nijin, proje için gereken finansmanın büyük kısmını kredi yoluyla sağlamayı hedefliyor.

Ancak Belarus hükümeti, Nijin tesisinin tam faaliyete geçebilmesi için daha çok zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Öte yandan Belarus Başbakan Yardımcısı Nikolay Snopkov, tesisin 1 Haziran 2025’te faaliyete geçeceğini açıklamıştı. Mevcut hazırlık seviyesinin yüzde 39 olduğu tahmin ediliyor.

Tesis tamamlandığında, yılda 2 milyon tona kadar potasyum klorür üretme kapasitesine sahip olacaktı.

Projenin askıya alınmasında ABD yaptırımlarının etkili olduğunu vurgulayan Gutseriyev, Çin Devlet Kalkınma Bankası’nın da 1 milyar dolarlık bir yatırım yaptığını, ancak yaptırımlar nedeniyle finansmanın durduğunu söyledi.

Milyarder, proje kapsamında iki maden açıldığını ve inşaatların yüzde 70 oranında tamamlandığını, ancak gelinen noktada bu projeye olan ilgisini yitirdiğini ifade etti: “Artık bunun benim için bir önemi kalmadı. Çalışmaların büyük kısmını tamamladık ama şimdi her şey Belarus devletine gidiyor. Param bir nevi donduruldu.”

Gutseriyev, Belarus’ta 2021’deki protestoların ardından Avrupa Birliği ve İngiltere tarafından yaptırımlara maruz kalmıştı. Brüksel, milyarderi Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun “uzun zamandır dostu” olarak tanımlarken, İngiltere hükümeti onu Belarus’taki başlıca özel yatırımcılardan biri olarak nitelendirdi.

Yaptırımlar sonrasında Gutseriev, İngiliz GCM Global Energy şirketindeki hisselerini kardeşi Sait Salam Gutseriyev’e devretti. Şirketin çoğunluk hissesi ise Temmuz 2022’de Kazakistan vatandaşı Salman Gutseriyev’e geçti.

AVRUPA

Zelenskiy, askeri istihbarat başkanı Budanov’u kovmayı planlıyor

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in, askeri istihbarat başkanı Budanov’u görevden almayı düşündüğü ve yerine daha sadık bir isim olan Aleksandr Poklad’ı getirmeyi planladığı iddia edildi.

Ukrayna güvenlik ve savunma sektöründen bir kaynak, New Voice of Ukraine gazetesine yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü (GUR) Başkanı Kiril Budanov’u görevden almayı düşündüğünü belirtti.

Kaynağa göre Zelenskiy, Budanov’un yerine “daha sadık bir kişiyi” atamayı planlıyor.

Kaynağın iddiasına göre Budanov’un aralık ayında görevden alınması muhtemel.

Bu sürecin en büyük destekçileri arasında, Zelenskiy’in ofisinin başındaki Andrey Yermak ile Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) Başkan Yardımcısı Aleksandr Poklad yer alıyor.

Ayrıca, Budanov’un yerine geçmesi planlanan kişinin de Poklad olduğu belirtiliyor.

Bir başka kaynak ise, SBU başkanının bazı kamuya açık adımlarının ve açıklamalarının Ukrayna’ya zarar verdiğini ifade etti. Özellikle Afrika’daki özel operasyonlar ve diğer ülkelerden savunma tedarikleriyle ilgili meselelerin bu zararların başında geldiği öne sürüldü.

Kaynak, “Ortada nesnel bir gerçeklik ve yanlış kararlar var. Bu kararların sorumluluğu alınmalı mı? Buna Devlet Başkanı karar verecek,” ifadelerini kullandı.

Öte yandan SBU, Poklad’ın GUR başkanlığına atanacağı yönündeki iddiaları yalanladı ve bu tür açıklamaları “Rusya istihbaratının manipülasyonu” olarak nitelendirdi.

Açıklamada, “GUR’un herhangi bir biriminin ya da Savunma Kuvvetlerinin diğer bileşenlerinin engellenmesine ilişkin söylentiler, özellikle devletimizin askeri liderliği içinde yapay gerilim yaratmayı amaçlayan düşman stratejilerinin bir unsurudur,” denildi.

Eylül ayı sonunda, güvenlik kurumlarından bir kaynak NV’ye, Budanov’un görevden alınması ihtimalinin mevcut olduğunu söylemişti.

Kaynağa göre bu karar, Zelenskiy’in ABD ziyareti sırasında alınacaktı. Ayrıca Budanov’un “kompromat” (yıpratıcı bilgi) arayışına konu olduğu ve o dönemde “Poklad’ın adamlarının” ile SBU’ya bağlı özel kuvvetlerin GUR binasına erişimi engellemek üzere hazırlandığı iddia edilmişti. Fakat, Budanov’un görevden alınması kararı henüz alınmadı.

Eski CIA analisti Johnson: Zelenskiy’in orduda çok fazla düşmanı var

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya, AfD’li günlere hazırlanıyor

Yayınlanma

Almanya’nın en önemli ekonomi gazetelerinden Handelsblatt, bazı iş dünyası temsilcilerinden ve okurlarından olası bir AfD-CDU koalisyonu hakkında ne düşündüklerini söylemelerini istedi.

Tartışma, startup girişimcisi Christian Reber’in, CDU’yu “belirli koşullar altında” AfD ile koalisyon kurmayı düşünmeye çağırmasıyla başlamıştı.

Reber iki hafta önce X’te CDU lideri Friedrich Merz’e seslenerek, “Açıkça aşırı sağcı hiçbir parti üyesinin siyasi sorumluluk taşımaması koşuluyla AfD ile bir koalisyona açık olun,” demişti.

Reber, CDU’ya verdiği tavsiyede açıkça, “Alman, vatandaş odaklı ve Avrupalı bir politika için AfD ile birlikte hareket edin,” ifadelerini kullanmıştı.

Reber, online startup’ı Wunderlist’i 2015 yılında Microsoft’a büyük bir paraya satmıştı. 

“Yeni girişimciler”den AfD vakasını tartışma çağrısı

Reber bu konuda konuşan tek kişi değildi. Ünlü Gütersloh çamaşır makinesi ailesinden, kendisi de bir zamanlar startup derneğinin başkanlığını yapmış olan Christian Miele de CDU’nun AfD’ye karşı oluşturduğu “güvenlik duvarına” itiraz ediyor.

Miele Süddeutsche Zeitung’a verdiği demeçte, “AfD benim rakibim, hükümet sorumluluğu almasına izin verilmemeli,” diyerek bu partiye her zaman karşı çıkacağını ve iktidara gelmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Yine de konunun tartışılmasının önemli olduğuna inandığını belirten Miele, “Bana göre, bizi endişelendiren bu olgu hakkında daha yüksek sesle tartışmaya ihtiyacımız var gibi geliyor,” diyor.

Sonuç olarak, “tembel uzlaşmalarla geçecek bir dört yıl daha yaşanması” riskinin olduğunu savunan Miele, sonunda AfD’nin 2029’da yapılacak bir sonraki seçimden birinci parti olarak çıkabileceğini ileri sürdü.

Televizyondaki “Die Höhle der Löwen” [Aslanların Yuvası] adlı startup programı ile tanınan yatırımcı Frank Thelen ise, “Kimse güçlü bir AfD istemiyor ama şu anda seçmenler demokratik seslerini işleyen bir hükümette bir araya getirmek için bize başka bir seçenek sunmayabilir,” demişti.

Handelsblatt, AfD-CDU koalisyonunu okurlarına sordu: Pozitif görüşler ağırlıkta

Bazı Handelsblatt okurları da bu türden bir koalisyona sıcak bakıyor. Bir okuyucu AfD’nin “demokratik olarak seçilmiş bir parti” olduğunu, Alman seçmenlerin yaklaşık yüzde 20’sinin iradesini görmezden gelmenin hiç de demokratik olmadığını yazıyor.

Başka bir okur, “demokrasilerde yurttaşların sesi duyulmalı, demokrasi akımlara dayanabilmeli” derken, bir diğeri de “söylemde çoğunluğu bulabilmeli” diye ekliyor.

Handelsblatt’a göre, “CDU’nun AfD’ye karşı güvenlik duvarı demokrasinin amacını engelliyor,” diyen bir okur, pek çok okurun görüşünü özetliyor.

Yine bir Handelsblatt okuru, “[AfD Eş Başkanı] Bayan Weidel ve arkadaşlarıyla en düşük ortak paydada buluşmayı bile başaramayan bir siyasetçiye bu dünyanın despotlarıyla müzakere etme konusunda nasıl güvenebilirsiniz?”diye soruyor.

Bir okur, Brandenburg’da yapılacak bir AfD-CDU koalisyonunun, AfD’nin koalisyon ortağı olarak nasıl bir performans sergileyeceğini gözlemleme fırsatı yaratabileceğini, “belki de pek çok korkunun gerçekleşeceği ya da asılsız olduğunun ortaya çıkacağını, ama bunun engellenmesiyle şimdi “tencerenin kapağının sıkılaştırıldığını” ve genel seçimleri beklediklerini belirtti.

Bazı okurlarsa ikna olmuş değil. Bir okur, Almanya’nın geçmişine bakarak muhafazakâr güçlerin “bu dünyanın diktatörlüklerine sempati duyan” bir partiyle birlikte çalışmaması gerektiği konusunda uyarıyor.

Bir başka okuyucu da AfD’nin hükümete katılmasını “prensipte” reddediyor. Bu okura göre trafik lambası koalisyonunun neden olduğu büyük belirsizlikten sonra “önemli değişiklikler” gerekli fakat “ne yapacağı belli olmayan bir parti” olarak tanımladığı AfD ile koalisyon kurmak “çok riskli bir denge oyunu” olur.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya kamu binalarını bomba sığınaklarına dönüştürmeyi planlıyor

Yayınlanma

Almanya’da yetkililer Rusya ile artan savaş riskini gerekçe göstererek metro istasyonlarını hava saldırısı sığınağı olarak kullanma planları yapıyor.

Bild gazetesinin haberine göre Federal Sivil Koruma Dairesi sığınaklara dönüştürülebilecek kamu binalarını araştırıyor ve halkın sığınak bulmasına yardımcı olacak bir uygulama geliştirmeyi planlıyor.

Alman halkı ayrıca bodrum katları gibi evlerinde sığınak kurmaya da teşvik edilecek. Almanya, yetkililerin artık gerekli olmadığına karar verdiği 2007 yılından bu yana halka açık sığınak ağını küçültüyordu.

Şu anda 84,4 milyon nüfuslu Almanya’da sadece 579 kamu sığınma evi var ve bunlar sadece yaklaşık yarım milyon kişi için yeterli alana sahip.

Federal Sivil Koruma Dairesi Başkanı Ralph Tiesler, yeni bir sığınak ağı inşa etmenin yıllar alabileceği uyarısında bulunarak daha hızlı çözümlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Yetkililer, acil bir durumda sığınak olarak kullanılabilecek metro istasyonları, ofisler ve kamu binalarının bir listesini oluşturmaya başladı.

Almanya genelinde mevcut en yakın sığınakların canlı bir haritasını sunan bir sivil koruma uygulaması ve vatandaşların kendilerini nasıl koruyabileceklerine dair bir kamu bilgilendirme kampanyası da geliştiriliyor.

Muhalefetteki Hıristiyan Demokratlar (CDU) Almanya’nın Rus hava saldırılarına karşı hazırlıklarını eleştirdi ve yeni sığınakların bir an önce kurulması çağrısında bulundu.

CDU milletvekili Andrea Lindholz, “Böyle bir durumun ortaya çıkmamasını umut etsek de, acil bir durumda halkı korumak için hazırlıklı olmalıyız. Almanya’daki kapasiteyi önemli ölçüde artırmamız gerekiyor,” dedi.

Lindholz, 2026’dan itibaren tüm yeni binaların sığınaklara erişiminin zorunlu olacağı komşu Polonya’yı örnek gösterdi.

Polonya, tüm nüfusu koruyabilecek metro istasyonları ve tüneller gibi “geçici sığınaklar” belirlemiş durumda.

İngiliz araştırma topluluğu Subterranea Britannica da, Birleşik Krallık genelinde nükleer bir saldırı durumunda halkı korumak için tasarlanmış 276 sığınak olduğunu söylüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English