Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Beyaz Saray, yapay zeka güvenliği konusunda ABD-Çin işbirliğinin sinyalini verdi

Yayınlanma

Beyaz Saray’ın en üst düzey bilim danışmanı, ABD’nin önümüzdeki aylarda yapay zeka (AI) sistemlerinin güvenliği konusunda Çin ile birlikte çalışacağını söyleyerek iki güç arasında nadir görülen bir işbirliğinin sinyalini verdi.

Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi Direktörü Arati Prabhakar, Financial Times’a verdiği demeçte, Çin ile ABD arasında yapay zekâ konusunda yaşanan ticari gerilime rağmen, iki ülkenin yapay zekânın risklerini azaltmak ve yeteneklerini değerlendirmek için birlikte çalışacağını söyledi.

Prabhakar, yapay zeka konusunda Çin ile gelecekteki işbirliği hakkında “Bu sürece dahil olmak için adımlar atıldı” dedi ve ekledi: “[Pekin ile] çalışmayı denemek zorundayız.”

Prabhakar’ın yorumları, iki ülke arasındaki ticari gerilimlerin arttığı bir dönemde bile, iki gücün hızla gelişen teknolojiyi korumak için işbirliği yapmayı planladığının açık bir işareti olarak yorumlandı.

Kasım ayında Çin, İngiltere’nin Bletchley Park’ında teknolojinin standartlarına ilişkin anlaşmayı imzalarken, ABD Başkanı Joe Biden ve Çinli mevkidaşı Xi Jinping aynı ay Kaliforniya’da düzenlenen bir zirvede yapay zeka konusunda birlikte çalışmayı ele aldılar.

“Herkesin yapay zekanın en güçlü teknoloji olduğunu anladığı bir dönemdeyiz. Her ülke kendi değerlerini yansıtan bir gelecek inşa etmek için bu teknolojiyi kullanmaya hazırlanıyor” diyen Prabhakar, Biden’a AI düzenlemesi de dahil olmak üzere konularda danışmanlık yapıyor.

“Ancak bence hepimizin hemfikir olabileceği tek nokta, güvenli ve etkili bir teknoloji tabanına sahip olmak istediğimizdir. Bu yüzden bunun işbirliği için iyi bir nokta olduğunu düşünüyorum” diye ekledi Prabhakar.

ABD – Çin rekabeti

Bu ayın başlarında Financial Times, OpenAI dahil önde gelen ABD yapay zeka şirketlerinin, teknolojiyle ilgili ortaya çıkan riskleri tartışmak üzere Çinli uzmanlarla gizli toplantılar yaptığını bildirmişti.

Bu alandaki hızlı ilerlemeler, siber saldırılara karşı kırılganlıkları artıracağı ve yanlış bilgi yayacağı konusunda küresel endişelere yol açtı.

Yorumlar, ABD’nin Çin’in yapay zeka gibi ileri teknolojileri geliştirme kabiliyetini engellemek için çip ve ekipmanlara ihracat kontrolleri uyguladığı bir dönemde geldi.

Önde gelen ABD’li ve Çinli teknoloji şirketleri, saniyeler içinde insan benzeri metin ve materyaller üretebilen modeller olan jeneratif yapay zeka ile güçlendirilmiş ürünler oluşturmak için yarışıyor.

Ülkeler yerel yapay zeka gruplarını farklı şekillerde düzenlemeyi seçtiler. Örneğin Çin, yapay zekanın geliştirilmesi konusunda ayrıntılı bir rehberlik sunarak içeriğin kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.

Buna karşılık, geçen yıl ekim ayında Biden, ulusal güvenlik ve tüketici gizliliğine odaklanan tehditlerle mücadele etmek için yapay zeka konusunda kapsamlı bir idari emir yayınladı.

Prabhakar, Çin ve ABD’nin belirli değerler ve düzenleme yaklaşımları konusunda anlaşmazlığa düşebileceğini, ancak yapay zeka yazılımı için küresel teknik ve güvenlik standartları da dahil olmak üzere “anlaşabileceğimiz yerler de olacağını” söyledi.

ABD’nin yapay zeka gelişimini yavaşlatmak niyetinde olmadığını, ancak teknolojinin gözetimini sürdürmek istediğini söyledi. Ancak Beyaz Saray, yapay zekayı düzenlemek için çok hızlı hareket ederek ABD’nin alandaki rekabet avantajını tehlikeye attığı yönünde eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

Prabhakar, “Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünyadaki Amerikan liderliğinin yapay zekadaki Amerikan liderliğine bağlı olduğu bir anda olduğumuzun farkındayız” dedi.

Brookings Enstitüsü Çin Merkezi Başkanı Ryan Hass, yapay zeka konusundaki işbirliğinin “iyi niyet ya da hayırseverlik değil; sıkı bir hesaplama” olduğunu söyledi.

Hass sözlerine şöyle devam etti: “Teknolojinin ne kadar hızlı geliştiği göz önüne alındığında, şimdi bir şeyler yapmaya çalışmak için bir itici güç var. Diyaloğun sonuç üretebileceğini göstermek her iki taraf için de önemli olacaktır.”

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English