Bizi Takip Edin

AMERİKA

FP: Biden, Trump için Çin’le çip mücadelesini kızıştırıyor

Yayınlanma

Biden yönetiminin giderayak Çin’in yarı iletken endüstrisine yönelik getirdiği ihracat kontrollerini ve bunların Trump dönemine yansımasını elen alan Foreign Policy makalesini sizler için çevirdik.

***

Foreing Policy, 5 Aralık 2024

ABD’nin Çin’e yönelik yeni ihracat kontrolleri ve Pekin’in anında karşı önlemleri, yeni yönetimin tonunu belirledi.

ABD Başkanı Joe Biden, bir ayağını Oval Ofis’ten dışarı atarak Çin’in yarı iletken endüstrisine bir veda atışı yaptı; bu da Başkan seçilen Donald Trump’ın yeni yönetimi için güçlü teknolojiler üzerinden yeni ticari gerilimlere zemin hazırladı.

ABD Ticaret Bakanlığı 2 Aralık’ta Çin’i hedef alan ve 24 çeşit yarı iletken üretim ekipmanı, yarı iletken geliştirmeye yönelik üç çeşit yazılım aracı ve yüksek bant genişliğine sahip bellek yongalarına yönelik kontrolleri de içeren yeni ihracat kontrollerini açıkladı. Ayrıca, çoğu Çin’de yerleşik 140 şirket, ABD teknolojisinin satın alınmasına lisans zorunluluğu getiren bir “varlık listesine” eklenecek.

Pekin, ABD’den gelen haberlere birkaç saat içinde yanıt verdi ve galyum, germanyum ve aslında hayati savunma uygulamalarına sahip olan ve görünüşte belirsiz bir metal olan antimon gibi kilit teknoloji malzemelerine yönelik kendi ihracat yasağını duyurarak karşılık verdi. Ayrıca elektrikli araç bataryalarının temelini oluşturan bir hammadde olan grafit ihracatını da sıkılaştırmayı planlıyor.

Bu önlemler, Washington ve Pekin’in ileri teknoloji ve savunma sistemlerinin temel bileşenleri olan güçlü yarı iletken çipler konusunda uzun süredir devam eden ticaret kavgasındaki en son tırmanışı temsil ediyor. Bu, Biden yönetiminin Çin’in yapay zeka ve askeri uygulamalarda kullanılan gelişmiş çipleri üretme kabiliyetini engellemeye yönelik üçüncü çabası; ilk olarak Ekim 2022’de kısıtlamalar getirmiş ve 2023’te bunları genişletmişti.

Ticaret Bakanı Gina Raimondo yeni kısıtlamaları duyurduğu açıklamasında şunları söyledi: “Bu eylem, Biden-Harris yönetiminin müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte, [Çin’in] ulusal güvenliğimiz için risk oluşturan ileri teknolojilerin üretimini yerlileştirme kabiliyetini bozmaya yönelik hedefli yaklaşımının doruk noktasıdır.”

İhracat kontrollerinin son turu aylardır bekleniyordu, ancak dünyadaki gelişmiş çip üretim ekipmanlarının çoğunu üreten Japonya ve Hollanda gibi ABD müttefikleriyle yapılan müzakereler duyuruyu geciktirdi (her iki ülke de kısıtlamalardan muafiyet aldı).

Center for a New American Security’de kıdemli bir araştırmacı olan Geoffrey Gertz, “Bu kontrolleri uzun zamandır bekliyorduk” dedi daha önce tartışılandan biraz daha ılımlı olduğunu söyledi.

Çin’in tepkisi hızlı oldu

Buna karşın Çin’in tepkisi hızlı oldu. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian 3 Aralık’ta düzenlediği basın brifinginde Biden yönetiminin “Çin’in teknolojik ilerlemesini kötü niyetle bastırdığını” ve Pekin’in son önlemlere karşı “ciddi protestolarda bulunduğunu” söyledi. ABD’nin “ihracat kontrollerini kötüye kullandığını” ve Çin’in “güvenlik ve kalkınma çıkarlarımızı sıkı bir şekilde korumak için gerekeni yapacağını” söyledi.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı olan Cullen Hendrix, Pekin’in “modern bir endüstriyel ekonominin temel yapı taşlarının” çoğu üzerindeki pazar hakimiyetine atıfta bulunarak, “Çin etkili bir şekilde iki kişinin bu oyunu oynayabileceğini söylüyor” dedi. Hendrix Çin’in mesajının şu olduğunu da sözlerine ekledi: “Bu oyunu oynayabiliriz ve aslında acıyı daha fazla sektöre yayabiliriz.”

ABD’nin ‘aşil topuğu’

Pekin, temiz enerji teknolojilerinin ve gelişmiş silah sistemlerinin temelini oluşturan malzemeler gibi dünyanın kritik mineral ve metallerinin tedarik zincirlerini büyük ölçüde kontrol ediyor ve bu da onları ABD-Çin ticaret savaşında hayati bir tıkanma noktası haline getiriyor.

Örneğin galyum ve germanyumda Çin, bu metallerin küresel stoklarının sırasıyla yüzde 94 ve 83’ünü ve ABD’nin arzının yaklaşık yarısını oluşturuyor. Antimon konusunda ise Çin, küresel üretimin neredeyse yarısının ve ABD ithalatının yüzde 60’ından fazlasının kaynağı konumunda. Dünyanın en büyük grafit üreticisi olan Pekin, mineralin uluslararası pazarına hakimdir ve küresel olarak yüzde 90’ından fazlasını rafine etmektedir.

Washington için sorun şu ki, bu bağımlılığı ne kadar hızlı azaltmak isterse istesin, yeni tedarik zincirlerini güvence altına almak yıllar alacak ve ABD’yi yakın gelecekte Pekin’in kaprislerine karşı savunmasız bırakacaktır.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde enerji güvenliği uzmanı olan Jane Nakano, “ABD’nin bu mineraller için Çin’e olan bağımlılığı bilinen bir Aşil topuğudur” dedi. “Bu son gelişme, Amerika Birleşik Devletleri olarak bağımlı olmaya devam ettiğimizin çok açık bir hatırlatıcısıdır” diye ekledi.

Pekin bu malzemeleri ilk kez hedef almıyor. Peterson Enstitüsü uzmanı Hendrix’in de yazdığı gibi, veriler Pekin’in germanyum ve grafit üzerindeki kısıtlamalarının ABD’nin Çin’den yaptığı toplam ithalat üzerinde fazla bir etkisi olmadığını gösterse de, bunların hepsi zaten bir tür kısmi ihracat kontrolü altındaydı. Bunun bir istisnası, Washington’un Çin’e daha az bağımlı olduğu bir malzeme olan galyum arsenit gofretlerin ABD’den ithalatının şu anda fiilen sıfıra düşmüş olmasıdır.

Hendrix, Çin’in ihracat kontrollerinin ABD tedarik zincirlerine yönelik topyekûn bir saldırıdan çok, “Çin’in kas gücünün esnetilmesi ve bir bilgi toplama misyonu gibi göründüğünü” yazdı.

Son tırmanış riskleri artırdı. Columbia Üniversitesi’nde kritik mineraller uzmanı olan Tom Moerenhout, Pekin daha önce kaslarını esnetiyorsa, şimdi “bir yumruk attı” dedi. “Tam bir ihracat yasağı da her türlü alarm zilini çaldırmalı, çünkü Pekin şimdi yarı iletkenleri hedefliyorsa, ya sıradaki grafit veya nadir topraklar olursa?” dedi.

Trump dönemine yük

Pekin’den uzaklaşmak için halihazırda önlemlerini artıran Washington için Çin’in son önlemleri devam eden çabayı hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacak. Ancak Pekin’in kısıtlamaları tam bir ihracat yasağına kadar genişletmesi, muhtemelen alternatif kaynaklar için yeni bir mücadeleye yol açacak ve uzun süredir zorlu bir finansal ortamla, uzun izin gecikmeleriyle ve son zamanlarda Başkan seçilen Donald Trump’ın göreve dönmeye hazırlandığı siyasi belirsizlikle boğuşan yerel madencilik endüstrisine daha fazla yük getirecektir.

Hendrix, “Kısa vadede bu bir kargaşa yaratacak çünkü tamamen yerli tedarik zincirleri veya Kuzey Amerika tedarik zincirleri gerçekleşmedi” dedi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, Çin’in net galyum ve germanyum ihracatına tamamen yasak getirmesi halinde, bu hareketin ABD GSYİH’sinde 3,4 milyar dolarlık bir düşüşe yol açabileceğini ve bunun da en çok yarı iletken imalat endüstrisi tarafından hissedilecek ekonomik kayıplar olacağını tahmin ediyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan 3 Aralık’ta Washington’da yaptığı bir konuşmada Çin’in son kısıtlamalarının “ABD’nin ulusal güvenlik uygulamaları olan kritik mineraller için çeşitli ve esnek tedarik zincirlerine sahip olma ve tek bir ülkeye, özellikle de [Çin] gibi bir rakibe bağımlı olmama ihtiyacını sürekli hatırlattığını” söyledi.

Sullivan ileriye dönük olarak, bir sonraki Trump yönetimini ABD’nin kritik mineral tedarik zincirlerini çeşitlendirmek için Kongre ve özel sektörle birlikte çalışmaya devam etmeye çağırdı. “Kendimizi gerçekten rahat bir nefes alabileceğimiz bir konuma getirmek en azından önümüzdeki on yılı alacaktır. Bu oldukça çekişmeli bir alan olacak ve yapılması gereken daha çok iş var” dedi.

“Bu kesinlikle bir tehdit ve bence ABD ve diğer müttefikler bunun bir tehdit olduğunu uzun zamandır kabul ediyor, bu yüzden bu konuda bir şeyler yapmamız gerektiğini biliyoruz” diyen eski bir Trump yönetimi yetkilisi, yönetimin stratejisi hakkında samimi bir şekilde konuşmak için adının açıklanmaması koşuluyla konuştu. “Bu tedarik zincirlerinin kritik bir parçası olan bazı nadir ve hammaddelere kendi erişimimizi açtığımızdan emin olmalıyız” diyen yetkili, Çin’in kritik mineral yasağının ‘sürpriz olmadığını, ancak güvenliğimiz açısından önemsiz olmadığını düşünüyorum’ dedi.

Sertlik Trump döneminde de devam edecek

Çoğu yetkili ve uzman, Trump’ın ikinci döneminde de Çin’e karşı sert davranmaya devam edeceğini nispeten güvenli bir bahis olarak görüyor. Biden yönetiminin politika hedeflerinin çoğunu tanımlayan Çin teknolojisini engelleme dürtüsü, ihracat kontrollerini daha geniş bir ticaret savaşının parçası olarak kullanan ve hatta Huawei ve TikTok gibi belirli Çinli teknoloji devlerini hedef alan ilk Trump yönetimi sırasında başlatıldı.

ABD’nin müttefikleri ve ortakları Trump’ın bazı ticaret önerileri ve Biden’ın çok taraflı yaklaşımına kıyasla dış politikaya daha işlemsel yaklaşımı konusunda endişelerini dile getirseler de Çin, ortak bir zemin bulmanın daha kolay olabileceği bir alan. Eski Trump yetkilisi, Trump yönetiminin Batı telekomünikasyon ağlarını Huawei gibi Çinli satıcılardan arındırmayı amaçlayan ilk Temiz Ağ girişiminin 60’tan fazla ülke tarafından imzalandığını belirtti.

“Bence iki yönetim arasında Çin’e yönelik teknoloji kontrolleri konusunda büyük ölçüde devamlılık olacak, bu nedenle büyük bir kopuş ya da büyük bir rota değişikliği olmayacağını düşünüyorum” diyen Gertz, Hollanda ve Japonya gibi müttefiklerin kendi Çin teknoloji politikalarını Trump’ın son görevde olduğu döneme kıyasla çok daha fazla Washington ile uyumlu hale getirdiklerini ve bunu yapmak için kendi teşviklerine sahip olduklarını da sözlerine ekledi.

“Bununla birlikte, Trump yönetiminin büyük olasılıkla sopalara başvurmaya daha açık olacağını düşünüyorum” diyen Gertz, özellikle ABD teknolojisini kullanan herhangi bir firmaya ülke dışı kontroller uygulayabilen doğrudan yabancı ürün kuralına atıfta bulundu. “[Müttefiklerin] bunu görmezden gelebileceği ya da Trump’a karşı koruyabileceği bir dünya olduğunu sanmıyorum. Müdahale etmek zorundalar” dedi.

AMERİKA

Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz’dan yeni Gazze savaşına yeşil ışık

Yayınlanma

ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı olarak seçtiği Mike Waltz, Trump’ın Gazze’de ateşkes ve rehine serbest bırakma anlaşmasını “yönetimimin tüm dünyada barış arayacağının” bir işareti olarak selamlamasına rağmen, yeni yönetimin İsrail’in Gazze’ye yönelik gelecekteki saldırılarını destekleyeceğini söyledi.

Anlaşmanın açıklanmasının ardından çarşamba günü geç saatlerde Fox News yayınına katılan Mike Waltz, “İsraillilere çok açık bir şekilde ifade ettik ve İsrail halkının beni bu konuda duymasını istiyorum: Eğer [Gazze’ye] geri dönmeleri gerekirse, biz onların yanındayız,” dedi.

Mike Waltz, Hamas askeri bir varlık olarak devam etmeyeceğini ve “kesinlikle Gazze’yi yönetmeyeceğini” de ekledi.

Ulusal güvenlik danışmanı adayı, ateşkes anlaşmasının duyurulmasından önce bir podcast yayınında da benzer bir görüş dile getirdi.

Ateşkes anlaşmasının “savaşın bittiği” anlamına gelip gelmediği sorusuna Waltz, “Hamas buna inanmak istiyor. Fakat Gazze’nin tamamen askerden arındırılması, Hamas’ın yeniden kurulamayacak şekilde yok edilmesi ve İsrail’in kendisini tamamen koruma hakkına sahip olması gerektiği konusunda net olduk. Tüm bu hedefler hâlâ yerli yerinde duruyor,” cevabını verdi.

Waltz rehineleri dışarı çıkardıktan sonra, “savaşta bu hedeflere ulaşmak gerektiğini” de sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz ay Netanyahu, rehineler serbest bırakıldıktan sonra İsrail güçlerinin “savaşa geri döneceğini” söylemişti.

“Başka türlü davranmanın bir anlamı yok,” diyen Netanyahu, savaşın hedeflerini tamamlamak için savaşa geri dönmek gerektiğini söylemişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin yeni Hazine Bakanı Bessent: Dolar küresel rezerv para olarak kalmalı

Yayınlanma

Donald Trump’ın Hazine Bakanı olarak seçtiği Scott Bessent senatörlere verdiği ifadede, yeni başkanın gümrük vergisi tehditlerini savunurken ABD’nin iktisadi gücünü “jeopolitik düşmanlara” karşı kullanacağını söyledi ve yurt içinde vergi indirimleri ve daha gevşek regülasyonlar için bastırdı.

Milyarder hedge fonu patronu Bessent perşembe günü, yeni yönetimin dünyanın en büyük ekonomisini nasıl yeniden şekillendirmeye çalışacağına dair en ayrıntılı planlarını açıkladı.

Bessent üç saat süren hararetli Kongre onay oturumunda, “Stratejik rakiplere karşı savunmasız olan tedarik zincirlerini güvence altına almalı ve ulusal güvenlik gereksinimlerimizi karşılamak için tüm hükümet yaklaşımının bir parçası olarak yaptırımları dikkatli bir şekilde uygulamalıyız,” dedi.

Bessent, kritik bir açıklama olarak, ABD dolarının dünyanın rezerv para birimi olarak kalmasını sağlamak gerektiğini de söyledi.

Yeni bakan, “günün en önemli ekonomik meselesinin” Trump’ın 2017 yılında bireyler ve işletmeler için getirdiği ve bu yıl Kongrede şiddetli bir mücadeleye konu olacak vergi indirimlerinin yenilenmesi olduğunu söyledi.

Bireylere ve işletmelere yönelik kesintilerin uzatılmamasının ABD için “iktisadi bir felaketi” tetikleyeceğini ve “finansal istikrarsızlıkta her zaman olduğu gibi, bu [felaketin] orta ve işçi sınıfı insanlarına düşeceğini” savunan Bessent, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Moskova üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla Rus petrol sektörüne yönelik olası yaptırımları destekleme sözü de dahil olmak üzere uluslararası ekonomi politikasına ilişkin sert yorumlar da yaptı.

Bessent, “Başkan Trump talep ederse ve Ukrayna savaşını sona erdirme stratejisinin bir parçası olarak, özellikle Rus petrol devlerine yönelik yaptırımların Rusya Federasyonu’nu masaya oturtacak seviyelere çıkarılması konusunda yüzde 100 hemfikir olacağım,” dedi.

Bessent’in yorumlarının ardından Brent petrol fiyatı, 1 dolardan fazla artarak varil başına 81 doların üzerine çıktı.

Trump’ın “ABD’nin düşmanları” üzerindeki iktisadi baskıyı artırmaya çalışması nedeniyle yeni yönetimin İran ve Venezuela petrolünü de daha sert yaptırımlarla hedef alması bekleniyor.

Yeni ayrıntılar vermeyen Bessent, Trump’ın gümrük vergilerini haksız ticaret uygulamalarıyla mücadele etmek, ABD hükümetine gelir sağlamak ve diğer ülkelerle anlaşmalar yapmak için kullanacağını söyledi.

Bessent ayrıca, Trump’ın Çin’i mısır ve soya fasulyesi gibi daha fazla ABD tarım ürünü almaya zorlayacağını söyledi.

Bessent, “Yapay zekada, kuantum hesaplamada ve gözetimde, çiplerde kullanılabilecek her şey için çok titiz bir tarama sürecine sahip olmalıyız,” dedi.

İktisadi görünümle ilgili olarak Bessent, enflasyonun Fed’in yüzde 2’lik hedefine yaklaşmaya devam edeceğine inandığını söyledi ve Trump yönetiminin merkez bankasının para politikası konusundaki bağımsızlığına saygı göstereceğinde ısrar etti. 

Fakat Amerika’nın kötüleşen mali pozisyonu nedeniyle ABD Hazinesinin kriz dönemlerinde “borçlanma kapasitesini” kullanmakta zorlanacağı uyarısında bulundu.

Bessent, “Endişeliyim çünkü İç Savaş, Büyük Buhran, İkinci Dünya Savaşı ya da son Covid salgını olsun, birçok kez ABD Hazinesinden ulusu kurtarması istendi,” dedi. 

Yeni bakan, “şu anda sahip oldukları ile aynı şeyi yapmakta zorlanacaklarını” da sözlerine ekledi.

Federal hükümetin önemli bir harcama sorunu olduğunu ve son dört yılda GSYİH’nin ortalama %7’si gibi tarihi bir yüksekliğe ulaşan açıklara neden olduğunu öne süren Bessent, “Mali durumumuzu düzene sokmak için çalışmalı ve son dört yılda şaşırtıcı bir şekilde %40 oranında artan federal iç ihtiyari harcamaları ayarlamalıyız,” ifadelerini kullandı.

Bessent bu kapsamda, “enflasyonu tetikleyen savurgan harcamalar” yerine “ekonomiyi büyüten üretken yatırımlara” öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.

Kongre harekete geçmezse, Amerikalıların tarihteki en büyük vergi artışıyla, 4 trilyonluk ezici bir vergi zammıyla karşı karşıya kalacağını ileri süren Bessent, “2017 vergi indirimleri ve İstihdam Yasasını kalıcı hale getirmeli ve Amerikalı üreticiler, hizmet çalışanları ve yaşlılar üzerindeki vergi yükünü azaltmak için yeni büyüme yanlısı politikalar uygulamalıyız,” dedi.

Bessent, “bu hedeflere birlikte ulaşmak için” en iyi yaklaşımın, büyüme yanlısı düzenleyici politikalar, vergi indirimi ve Amerikan enerji üretimini ve Amerikan ekonomisini serbest bırakmak olduğunu belirtti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’ın İçişleri Bakanı Burgum: Fosil yakıtlar olmadan yapay zeka yarışını kaybederiz

Yayınlanma

Donald Trump’ın içişleri bakanlığı için seçtiği isim, ABD’nin fosil yakıtlardan elektrik üretimini artırmaması ve elektrik şebekesini istikrara kavuşturmaması halinde “yapay zeka silahlanma yarışını” Çin’e kaptıracağı uyarısında bulundu.

Milyarder işadamı ve eski Kuzey Dakota Calisi Doug Burgum, perşembe günü ABD senatörlerine yaptığı açıklamada, şebekedeki zayıflıklar ve şirketlerin 24 saat enerji sağlayabilecek fosil yakıt tesisleri kurmasını engelleyen “barikatlar” nedeniyle ülkenin bir “elektrik krizi” yaşadığını söyledi.

Trump yönetiminin petrol sondajı için daha fazla kamu arazisi tahsis edeceğini ve “kesintili ve güvenilmez enerji” üreten yenilenebilir enerji şirketlerini destekleyen vergi indirimlerini azaltacağını da sözlerine ekledi.

Burgum senatodaki onay oturumunda, “Güneş her zaman parlamıyor ve rüzgar her zaman esmiyor,” dedi ve dengenin “bozuk” olduğunu sözlerine ekledi.

Enerji Bakanlığının önümüzdeki üç yıl içinde üç katına çıkacağını öngördüğü yapay zeka işlemeye yönelik veri merkezlerinin artan talebi nedeniyle ABD’de elektrik talebi görülmemiş oranlarda artıyor.

Burgum’un Ulusal Enerji Konseyine de liderlik etmesi de bekleniyor. Trump’ın “enerji çarı” olarak onaylanırsa, seçilmiş başkanın “sondaj yap, bebeğim, sondaj yap” vizyonunu hayata geçirmek için geniş yetkilere sahip olacak.

Salı günü Başkan Joe Biden, Demokrat liderin emisyonları azaltma ve iklim değişikliğine karşı koyma çabalarının bir parçası olarak, elektriğin temiz elektrik kaynaklarından elde edilmesi şartıyla federal araziyi yapay zeka altyapısı için açmak üzere bir idari emir imzaladı.

Burgum, karbon yakalama ve depolama gibi yeni teknolojilerin fosil yakıtların ürettiği emisyonları ortadan kaldırabileceğini, fakat teknolojinin ticari ve teknik fizibilitesi konusunda soru işaretleri olduğunu söyledi.

Eski vali, ABD’nin fosil yakıt üretimini kısıtlamanın çevresel bir fayda sağlamayacağını, çünkü daha az titiz hükümetlerin arz boşluğunu dolduracağını da sözlerine ekledi.

Burgum, Amerika’nın “dünyanın her yerinden daha temiz, daha akıllı ve daha güvenli enerji ürettiğini” savundu ve “Amerika’da enerji üretimi kısıtlandığında bu talebi azaltmaz, sadece üretimi Rusya, Venezuela ve İran gibi otokrat liderlerin çevreyi umursamadığı ülkelere kaydırır,” dedi.

Enverus’a göre ABD, 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi beklenen 80 kadar tesisle birlikte, temel yük enerjisini artırmak için doğal gaz yakıtlı enerji santrallerinde bir patlama yaşamaya hazırlanıyor.

Biden döneminde çıkan Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA), açık deniz petrol ve doğalgaz kiralama satışlarını yeni açık deniz rüzgar kiralamalarına bağladı.

Burgum, geliştirilmekte olan açık deniz rüzgar projelerini koruyup korumayacağı sorulduğunda yorum yapmayı reddetti. Trump, açık deniz rüzgar projelerini “ilk gün” sona erdirme sözü vermişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English