Bizi Takip Edin

AMERİKA

Biden otomotiv grevcilerini ziyaret etti ama ‘orta sınıf’ı övdü

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden Salı günü Michigan’da grevdeki işçileri ziyaret etti. Biden’ın, ‘bir grev alanını ziyaret eden ilk ABD Başkanı’ olduğu belirtiliyor.

Biden Detroit havaalanında Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikası Başkanı Shawn Fain ve aralarında Amerika Demokratik Sosyalist Kongre Üyesi Rashida Tlaib’in de bulunduğu bir grup Demokrat Partili siyasetçi tarafından karşılandı.

Fain daha sonra Biden ile birlikte başkanlık limuziniyle, yüzlerce UAW üyesinin grevde olduğu GM’in Willow Run parça dağıtım merkezine gitti. İkili, UAW yetkililerinden oluşan küçük bir kalabalığa hitap etti.

Burada yaklaşık bir buçuk dakikalık kısa bir konuşma yapan Biden, “Yaptığınıza devam edin. Önemli bir zammı hak ediyorsunuz. Onları [otomobil şirketlerini] biz kurtardık. Artık bizim için adım atmalarının zamanı geldi,” dedi. Biden, UAW’yi 2008 yılında ‘otomotiv sanayisini kurtardığı için’ de övdü.

Obama-Biden yeniden yapılandırması işçileri vurdu

Barack Obama’nın başkan, Joe Biden’ın da başkan yardımcısı olduğu dönemde otomotiv sektöründeki yeniden yapılandırma ve kurtarma paketleri nedeniyle işçilerin reel ücretleri gerilemiş, sosyal hakları budanmış ve çok sayıda işçi işsiz kalmıştı. Şu anda işçilerin grevde olduğu Üç Büyükler’in kârları son on yılda yüzde 90 artarken, işçi ücretleri enflasyona göre ayarlandığında yüzde 30’un üzerinde azaldı.

Financial Times’ın (FT) yaptığı bir araştırmaya göre de hissedarların 2008 krizinden bu yana Detroit Üçlüsü’nden temettü ve hisse geri alımları yoluyla yaklaşık 85 milyar dolar aldığını gösteriyor. FT’ye göre reel olarak, her üç otomobil üreticisinde de ortalama işçi ücretleri 2022’ye kadarki beş yıl içinde yaklaşık yüzde 20 oranında düştü. Bu düşüş büyük ölçüde Ford’daki ücret düşüşünden kaynaklanıyor.

Hisse geri alımlarının toplam ederi ise 32,6 milyar dolar. Bu rakamın büyük bir kısmı GM’nin 2012’den 2017’ye kadar yürüttüğü 26,3 milyar dolarlık hisse geri alım programından kaynaklanıyor.

2021 ve 2022’de Üç Büyükler’in toplam kârı ise 70 milyar doları geçti. Yalnızca Ford, geçen yıl Rivian startup’ı ve otonom sürücü Argo AI programı nedeniyle 2 milyar dolarlık zarar açıkladı.

GM için 2021, 10 milyar dolarlık gelirle 2009’da iflastan çıkmasından bu yana en kârlı yıl oldu. 2019’daki birleşmenin ardından Fransız PSA’yı da bünyesine katan Stellantis, geçen yıl neredeyse tamamı Kuzey Amerika’dan gelen 17,7 milyar dolarlık rekor bir net gelir elde etti. 

Sattıkları otomobil sayısı azalsa da, üç otomobil üreticisinin toplam gelirleri son 10 yılda 4 milyar dolara ulaştı.

Biden işçi grevinde orta sınıfı övdü

UAW lider Fain ise bu konuya değinmedi ve bunun yerine Biden’a övgüler yağdırdı. Fain, “Ülke tarihinde ilk kez, görevdeki bir ABD başkanı ortaya çıktı ve grev hattında durdu. Başkanımız ekonomik ve sosyal adalet için verdiğimiz mücadelede işçilerin yanında yer almayı seçti. Bu tarihi bir an,” dedi.

Fain, ‘işçiler kırıntılar için savaşmak ve maaş çekiyle yaşamak zorunda kalırken tüm kârı alan’ milyarderleri kınadı ve ‘Başkanın işçi sınıfı için doğru olanı yapacağını bildiklerini’ söyledi.

Biden ise buna karşılık olarak, ABD’yi ‘orta sınıfın’ inşa ettiğini, ‘orta sınıfı’ da sendikaları inşa ettiğini savundu.

Başkan Biden grev ziyareti sonrasında, milyarder Wall Street yatırımcısı Mark Heising’in evinde tabak başına 100.000 dolarlık bir bağış toplantısına ev sahipliği yapmak üzere Michigan’dan ayrılarak San Francisco’ya gitti.

Politico’da yayınlanan bir makaleye göre, işçilerin greve gittiği GM’in CEO’su Mary Barra Joe Biden başkan olduğundan bu yana Beyaz Saray’ı sekiz kez ziyaret etti ve “başkan onunla sıkı bir ilişki geliştirmek için yıllarını harcadı.” GM, Biden’ın 2021’deki yemin törenine 500.000 dolar bağışta bulunurken Ford 250.000 dolar bağışta bulundu.

Biden grevi bitirmeye mi gitti?

Biden’ın ziyaretinin ardından Amerikan medyasında ücret pazarlığının anlaşmayla sonuçlanacağına ilişkin haberler artmaya başladı. Bir UAW yetkilisi CNN’e yaptığı açıklamada, sendikanın elektrikli araçlara geçiş yapan otomobil şirketlerine gelecekte verilecek kredilerin, işçilerin UAW’de sendikalaşması şartını içermesini sağlamak için Beyaz Saray ile görüşmeler yaptığını söyledi.

Biden, Fain’in sendikanın grevini 28 eyaletteki 38 noktada bulunan Stellantis ve GM parça dağıtım tesislerini kapsayacak şekilde genişleteceğini açıklamasından saatler sonra Michigan’a gitme kararını açıkladı.

Trump sendikasız işçilerle buluşacak

Öte yandan, eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin en önde gelen başkan adayı Donald Trump’ın da Michigan’a giderek işçilerle bir araya gelmesi bekleniyor. Trump, ilkine katılmadığı Cumhuriyetçi aday münazarasının ikincisine de işçilerle buluşmak için katılmayacak.

Trump bugün Detroit banliyösündeki bir otomobil tedarikçisinde düzenlenecek toplantıda işçilere hitap edecek. Amerikan Emek Federasyonu ve Endüstriyel Örgütler Kongresi (AFL-CIO) sözcüsüne göre tedarikçi Drake Enterprises bünyesinde sendika barındırmayan bir üretici.

Reuters’a konuşan bir kaynak, UAW’nin Trump’ın ziyaretiyle ilgisi olmadığını ve Fain’in de bu etkinliğe katılmayı planlamadığını söyledi.

Salı günü yaptığı açıklamada Trump, Biden’ı otomotiv işçilerini ‘sırtından bıçaklamakla’ suçladı; Biden’ın elektrikli araç zorunluluğunun ABD otomobil endüstrisini yok edeceğini ve binlerce otomobil işçisinin işine mal olacağını söyledi.

Cumhuriyetçiler, Biden’ın elektrikli araç üretimine milyarlarca dolar vergi kesintisi vererek Amerika’nın otomotiv sektörünü elektrikli hale getirme çabasının otomobil işçileri arasında popüler olmadığına inanıyor.

Michigan’da seçim yarışı

Trump 2016’da sendika üyelerinden, Ronald Reagan’dan bu yana hiçbir Cumhuriyetçinin ulaşamadığı düzeyde destek alarak Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin gibi kritik eyaletleri az farkla kazanmıştı.

Biden, 2020’de sendikaların desteğini yeniden kazanarak, şirketlerin daha düşük maliyetli, genellikle sendikasız yerleri benimsemesiyle onlarca yıldır istihdam kaybına uğrayan ve ‘Rust Belt’ olarak adlandırılan bu eyaletleri yaklaşık yüzde 16 puanlık bir farkla geri aldı. Michigan’daki fark 154.000’di.

Trump’ın danışmanı Jason Miller, Michigan’da Trump’ın Biden’ın iktisadi politikalarını ve elektrikli araçları özendiren eden devlet teşviklerini eleştireceğini ve ikinci bir dönem için seçilmesi halinde mavi yakalı ‘işçileri korumak için daha iyi bir iş çıkaracağını’ söyleyeceğini söyledi.

CNBC’de yer alan bir habere göre, 2024 başkan adaylarının her biri, şu anda grevde olan yaklaşık 18.300 otomotiv işçisinden biri olan ve adaylar hakkında ‘kayıtsız’ olduğunu söyleyen Darius Collier gibi mavi yakalı seçmenleri kazanmaya çalışıyor.

Sendikalı işçiler arasında Trump’a destek arttı

UAW, henüz resmi olarak Joe Biden’a desteğini açıklamış değil. CNBC’ye göre ise Trump sendikanın sıradan üyeleri arasında birçok destekçiye sahip.

Örneğin şu anda Mopar fabrikasında grevde olan bir başka otomobil işçisi Niko Shinn, CNBC’ye verdiği demeçte, “Trump’ı seviyorum. İyi bir işadamı ve siyasetten ziyade pazarlık ve benzeri konularda daha bilgili görünüyor,” diyor.

Michigan anket şirketi EPIC-MRA’ya göre son aylarda Trump’ın sendika üyeleri arasındaki desteği artarken Biden’ınki azaldı. EPIC-MRA başkanı Bernie Porn’a göre, Haziran ayında Biden’ın Trump’ı %51’e %42 ile geçmesinin ardından, Ağustos ayında yapılan bir ankette Trump sendika üyeleri arasında Biden’ı %46’ya %43 ile geçti.

Trump’ın mitinginin düzenleneceği Macomb County’de yaşayan Cumhuriyetçi stratejist Jamie Roe, “Başkan Trump’ın duruşundaki retorik, bence, Biden yönetiminin elektrikli araçlara geçişi zorlamasıyla işlerinin ortadan kaldırılmasından endişe duyan UAW tabanının büyük çoğunluğuyla net bir şekilde uyuşuyor,” iddiasında bulunuyor.

AMERİKA

Trump’ın Hazine Bakanlığı için yarış kızışıyor

Yayınlanma

Howard Lutnick ve Scott Bessent, Donald Trump’ın Hazine Bakanı olmak için giderek sertleşen bir mücadelenin merkezinde yer alırken, Financial Times’ın iddiasında göre Wall Street grupları birbirlerinin adayını itibarsızlaştırmak için savaşıyor.

Trump’ın seçim kampanyasına destek veren bazı finansçılar pazartesi günü Lutnick’in şansını ortadan kaldırmak için harekete geçerek, pozisyon için gerekli deneyime sahip olmadığını ve geçiş ekibinin lideri olarak pozisyonunu kötüye kullanarak kendini bu iş için öne çıkardığını söylediler.

Pazartesi gününün ilerleyen saatlerinde Bessent, kurucusu olduğu Key Square Group adlı hedge fonunun düşük getiri sağladığına dair iddiaların Wall Street’teki sohbet gruplarında ve ötesinde dolaşıma girmesiyle sarsıldı.

Trump’ın Hazine Bakanı adayı Bessent: Doları zayıflatmayacağız

Bessent, uzun yıllar Soros için çalışmıştı

Bessent, George Soros için Japon yenine ve İngiliz sterlinine karşı oynadığı bahislerde büyük kazançlar elde etmesiyle tanınıyor.

Derinleşen rekabete aşina olan ve FT’ye konuşan bir kişi, çekişmeyi Lutnick ve Bessent kampları arasında bir “sidik yarışı” olarak tanımladı.

Diğerleri ise bu sürtüşmenin Trump’ın yakın çevresindeki bölünmelerin derinleştiğine işaret edebileceğini söyledi. Anlaşmazlık, Elon Musk’ın Lutnick’in adaylığına destek vermesinden iki gün sonra patlak verdi.

Musk X’te yaptığı bir paylaşımda finansal hizmetler şirketi Cantor Fitzgerald CEO’su Lutnick’in, “her zamanki gibi iş dünyası seçimi” olan Bessent’in aksine “gerçekten değişim yaratacağını” ileri sürdü.

Öte yandan Trump’a yakın bir isim, “Howard’ın [Lutnick] kendi adaylığını diğerlerinin önüne geçirmek için konumunu kötüye kullanması talihsiz bir durum. Başkanın onu seçmesi için zorlanamayacağından eminim; bu büyük bir hata olur,” dedi.

Lutnick’e “kabadayı” suçlaması

Wall Street’teki bir başka Trump destekçisi ise Lutnick’i, Cumhuriyetçi adayın Beyaz Saray yarışında hayati önem taşıyan fakat dünyanın en büyük ekonomisi ve küresel tahvil piyasaları üzerinde büyük etkisi olan bir iş için uygun olmayan bir “kabadayı” olarak tanımladı.

Lutnick’in adaylığına karşı yükselen ve Wall Street’in üst düzey yöneticileriyle yapılan görüşmelerde ortaya çıkan muhalefet, geçtiğimiz hafta içinde önerdiği kabinenin büyük bir kısmını son derece hızlı bir şekilde atayan Trump için Hazine görevi için mücadeleyi şimdiye kadarki en zorlu iş haline getirdi.

Trump’ın bağışçılarından biri, Cantor Fitzgerald’ın patronunun “Başkanı görmezden gelen ve kendisine odaklanan Cheney tarzı bir seçim komitesine” liderlik ettiğini ileri sürdü.

Bessent’i destekleyen en büyük bağışçı ise, “Seçilmiş başkan artık Lutnick oyununu oynamayacak,” dedi.

Yeni ticaret savaşları yolda: Trump, “korumacı” Lighthizer’a teklif götürdü

Lutnick, Trump ile “emir komuta zincirini” anlıyor

FT’ye göre Bessent ve Lutnick arasındaki sert kavga başlangıçta adayların ticaret konusundaki tutumlarına odaklandı ve Trump, ithalat üzerindeki gümrük tarifelerini artırmaya yönelik planına bağlılık istedi.

Lutnick yanlısı bir Trump bağışçısı, kendi adayı ile seçilmiş başkanın gümrük tarifeleri ve ekonomiyi canlandırma ve “enerji hakimiyeti” sağlama yönündeki iktisadi gündem konusunda “tamamen uyumlu” olduklarını savundu.

Bağışçı, “Başkan Trump ve Howard Lutnick bu kritik öneme sahip girişimlerde el ele veriyorlar ve Lutnick emir komuta zincirini anlıyor,” dedi.

Pazartesi günü Bessent’i itibarsızlaştırmak amacıyla, kimliği belirsiz kişiler, yatırımcının hedge fonundan elde edilen düşük getirileri gösterdiğini iddia eden bir hesabı dolaşıma soktu.

Bessent’i destekleyen üst düzey finansçılar, Trump’ın iktisadi gündeminin temel ilkelerini hayata geçirebilecek deneyim ve güvenilirliğe sahip olduğunu savunuyor.

Bessent ayrıca Wall Street’teki bazı eski rakiplerini de kazanmış görünüyor. Üst düzey bir Demokrat Parti bağışçısı, “Trump’tan nefret ediyorum ama ülkemi seviyorum ve başarılı olmamızı istiyorum. Bessent hepimizin birlikte yaşayabileceği bir kişi,” dedi.

Eski Fed Başkanı Warsh’ın da adı geçiyor

Ekonominin zirvesindeki görev için yaşanan çekişme Trump’ı aday arayışını genişletmeye de zorladı.

Artık adaylar arasında eski Merkez Bankası Başkanı Kevin Warsh, Apollo Global Management’tan risk sermayesi patronu Marc Rowan, Tennessee Senatörü Bill Hagerty ve Trump’ın eski ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer’ın da adı geçiyor.

Bazı Wall Street yöneticileri Rowan’ın potansiyel adaylığını memnuniyetle karşıladı, fakat 700 milyar dolarlık varlığa sahip bir firmayı yönetme işinden uzaklaşmasının zor olacağı konusunda uyardılar.

Trump’ın geçiş ekibine ekonomi konusunda danışmanlık yapan Warsh, Fed başkanının görev süresi 2026’da sona erdiğinde Jay Powell’ın yerine geçmeye aday olarak görülüyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, “belgesiz” göçmenlerin toplu sınır dışı edilmesi için orduyu kullanacak

Yayınlanma

ABD’de başkan seçilen Donald Trump pazartesi günü “sınır güvenliği” konusunda “ulusal acil durum” ilan etme niyetini doğruladı ve ABD ordusunu “belgesiz” göçmenlerin geniş çaplı sınır dışı edilmesi için görevlendireceğini söyledi.

Göçmen meselesi, seçim kampanyasının en önemli konularından biriydi ve Trump, Başkan Joe Biden yönetimi sırasında rekor sayıda göçmenin yasadışı yollardan ülkeye girdiğini savunarakn milyonlarca kişiyi sınır dışı etme ve Meksika sınırını “istikrara kavuşturma” sözü vermişti.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da muhafazakâr bir aktivistin geçtiğimiz günlerde yaptığı ve seçilmiş başkanın “ulusal acil durum ilan etmeye hazır olduğunu ve Biden istilasını kitlesel bir sınır dışı etme programı yoluyla tersine çevirmek için askeri varlıkları kullanacağını” söyleyen bir paylaşıma “Doğru!” yorumunu yaptı.

Göçmenlik konusunda sertlik yanlısı kişilerden oluşan bir kabine açıklayan Trump, eski Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza şefi Tom Homan’ı “sınır çarı” olarak atadı.

Homan, temmuz ayında Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyon’a katılarak destekçilerine, “Joe Biden’ın ülkemizde serbest bıraktığı milyonlarca yasadışı göçmene bir mesajım var: Hemen toplanmaya başlasanız iyi edersiniz,” diye seslenmişti.

Trump’ın yeni “sınır çarı” Tom Homan

1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasası: Japonlar savaş sırasında “enterne” edilmişti

Yetkililer yaklaşık 11 milyon kişinin ABD’de yasadışı olarak yaşadığını tahmin ediyor. Trump’ın sınır dışı etme planının yaklaşık 20 milyon aileyi doğrudan etkilemesi bekleniyor.

Trump göçmenlikle mücadele konusunda ayrıntılı bilgi vermedi ancak seçim kampanyası sırasında sınır dışı işlemlerini hızlandırmak için 1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasasına başvuracağına dair defalarca söz verdi.

Tam olarak “Yabancılara Uygulanacak ve İsyana Teşvik Ceza Yasaları” adı verilen ilgili yasa en son İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon kökenli Amerikalıları yasal süreç olmaksızın toplama kamplarında tutmak için kullanılmıştı.

Yabancı Düşmanlar Yasası, Başkanın savaş zamanında ABD’nin düşmanı olarak kabul edilen bir ülkenin vatandaşı olmayan kişileri gözaltına almasına, yerlerini değiştirmesine veya sınır dışı etmesine özellikle izin veriyor.

ABD sınır devriyelerinin Meksika’dan yasadışı yollarla geçen göçmenlerle karşılaşma sayısı, Aralık 2023’te 250.000 ile rekor seviyeye ulaştı.

ABD’de ‘göçmen dostları’ ile ‘göçmen düşmanları’nın ortak sektörü: Özel göçmen hapishaneleri

ABD’de asker zoruyla sınır dışı planı: 1954’teki “Operation Wetback”

ABD’de “belgesiz” veya “yasadışı” olarak nitelendirilen göçmenlere yönelik askeri tedbirler 20. Yüzyılda, hatta İkinci Dünya Savaşından sonra da alınmıştı.

1954 yılında Başkan Dwight D. Eisenhower yönetiminde yüz binlerce Meksikalıyı sınır dışı etmeyi hedefleyen “Operation Wetback” bunun en önemli örneklerinden biri.

Amerikan tarihindeki en büyük kitlesel sınır dışı operasyonu olarak bilinen ve “belgesiz Meksikalıların Amerikan toplumundan kökünü kazımak” için tasarlanan plan kapsamında bazı tahminlere göre 1,3 milyon kadar insan sınır dışı edildi. Daha ılımlı tahminler ise operasyona 300.000 kişinin maruz kaldığını düşünüyor.

Kısa ömürlü operasyonda, bir kısmı Amerikan vatandaşı olan Meksikalı göçmenleri ABD’den çıkarmak için askeri taktikler kullanıldı. Milyonlarca Meksikalı 20. yüzyılın ilk yarısında ortak göçmenlik programları aracılığıyla ülkeye yasal olarak girmiş olsa da, Wetback Operasyonu onları Meksika’ya geri göndermek için tasarlanmıştı.

İşgücü sıkıntısını hafifletmek için Meksika vatandaşlarının geri dönmesini isteyen Meksika hükümetinin yardımıyla, Amerikan Sınır Devriyesi üyeleri ve yerel yetkililer askeri yöntemler kullanarak göçmenleri uzaklaştırmak için koordineli, “taktiksel bir operasyona” giriştiler.

Yol boyunca, göçmenlere karşı bazen acımasızca davranmalarını haklı göstermek için yaygın ırkçı klişeleri kullanıldı. ABD içinde Meksikalı karşıtı duygular yaygındı ve Meksikalı göçmenlerin “kirli, hastalık taşıyan ve sorumsuz” olarak tasviri devlet katında norm haline gelmişti.

Wetback Operasyonu sırasında on binlerce göçmen otobüslere, botlara ve uçaklara doldurulup Meksika’nın çoğu zaman bilmedikleri bölgelerine gönderildi.

Chicago’da haftada üç uçak göçmenlerle doldurulup Meksika’ya uçuruluyordu. Teksas’ta, sınır dışı edilen göçmenlerin yüzde 25’i daha sonra köle gemilerine benzetilen teknelere tıkıştırılırken, diğerleri gözaltındayken güneş çarpması, hastalık ve diğer nedenlerle öldü.

ABD sınır devriyesi göçmenleri ‘açık hava kafesinde’ tutuyor

Trump’ın olası hedefleri: Ukraynalılar, Venezuelalılar, Haitililer

New York Times’a göre yasadışı göç konusundaki sert söylemi ilk kampanyasına kadar uzanırken, seçilmiş başkanın bu seferki hedeflerinden biri, Haiti ve Venezuela gibi “tehlikeli ve derin sorunlu” ülkelerden gelen yaklaşık bir milyon göçmene geçici yasal statü sağlayan onlarca yıllık program.

“Geçici Koruma Statüsü” olarak bilinen program, doğal afet ya da silahlı çatışma nedeniyle ülkelerine güvenli bir şekilde ve derhal dönemeyen ve halihazırda ABD’de bulunan kişilere yardım etmek amacıyla Başkan George H.W. Bush tarafından yasalaştırılmıştı.

Fakat bu geçici koruma statüsünün “geçiciliği” ortadan kalkmış görünüyor. Özellikle Haiti’de devam eden siyasi ve iktisadi kaos, yüz binlerce Haitilinin ABD’ye sığınmasına neden oldu. Trump’ın seçim kampanyası sırasında Haitililerin ABD’lileri “kaçırıp” evcil hayvanları “yediğine” ilişkin iddiaları da bu ülkeden gelenlerin durumunu daha da nazik hale getirdi.

Program kapsamında koruma sağlanan en büyük grup, yaklaşık 350.000 kişi ile Venezuelalılar.

Aralarında El Salvador, Honduras ve Nikaragua’nın da bulunduğu bazı ülkelerden gelen göçmenler yirmi yılı aşkın bir süredir bu korumadan yararlanabiliyor. Aralarında Etiyopya, Lübnan ve Ukrayna’nın da bulunduğu diğer ülkeler ise bu kapsama daha yakın bir zamanda alındı.

Belirli bir ülkedeki koşulların o ülke vatandaşlarına koruma statüsü verilmesini gerektirip gerektirmediğine İç Güvenlik Bakanı karar veriyor. Bu statü bir seferde altı ila 18 ay sürer ve koşullar gerektirdiği sürece süresiz olarak yenilenebilir.

ABD’deki göçmenler, yasal yollardan giriş yapmış olsunlar ya da olmasınlar, bu statüye hak kazanırlar ve bu statü onları daimi yasal ikamet ya da yeşil karta giden bir yola sokmaz.

Biden yönetimi 16 ülke için korumaları yeniledi, tekrar yürürlüğe soktu ya da listeye ekledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

“Trump’ın İsrail yanlısı kabinesi, kendisine oy veren Müslümanları hayal kırıklığına uğrattı”

Yayınlanma

Reuters’a konuşan ABD’li Müslüman liderler, Biden yönetiminin İsrail’in Gazze’deki savaşına ve Lübnan’a yönelik saldırılarına verdiği desteği protesto etmek için seçilmiş başkan Donald Trump’ı destekleyenlerin, Trump’ın kabine seçimlerinden derin bir hayal kırıklığı duyduklarını söylüyorlar.

Pennsylvania’daki “Abandon Harris” (“Harris’i Terk Et”) kampanyasına başkanlık eden ve Trump için Müslümanlar’ın kurucularından olan Philadelphialı yatırımcı Rabiul Chowdhury, “Trump bizim sayemizde kazandı ve Dışişleri Bakanı seçiminden ve diğerlerinden memnun değiliz,” dedi.

Stratejistlere göre Müslümanların Trump’a verdiği destek Michigan’ı kazanmasına yardımcı oldu ve diğer kararsız eyaletlerin kazanılmasında da etkili olmuş olabilir.

Trump, Dışişleri Bakanlığı için İsrail’in sadık bir destekçisi olan Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio’yu seçti.

Rubio bu yılın başlarında Gazze’de ateşkes çağrısı yapmayacağını ve İsrail’in Hamas’ın “her unsurunu” yok etmesi gerektiğine inandığını söylemiş ve “Bu insanlar vahşi hayvanlar,” diye eklemişti.

Trump ayrıca İsrail’in Batı Şeria’daki işgalini destekleyen ve Filistin’de iki devletli bir çözümü “uygulanamaz” olarak nitelendiren eski Arkansas valisi ve İsrail yanlısı muhafazakar Mike Huckabee’yi bir sonraki İsrail büyükelçisi olarak aday gösterdi.

BM’yi “antisemitizmin lağım çukuru” olarak nitelendiren Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik da ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak seçildi.

Amerikalı Müslüman Katılım ve Güçlendirme Ağı (AMEEN) İcra Direktörü Rexhinaldo Nazarko, Müslüman seçmenlerin Trump’ın barış için çalışan kabine yetkilileri seçmesini umduklarını ancak bu yönde bir işaret olmadığını söyledi.

“Hayal kırıklığına uğradık,” diyen Nazarko, yeni yönetimin tamamen yeni muhafazakârlar ve aşırı derecede İsrail yanlısı, savaş yanlısı insanlarla dolu olduğunu söyledi.

Nazarko, topluluğun Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi konusunda seslerini duyurmak için baskı yapmaya devam edeceğini söyledi.

Minnesota Üniversitesinde eski bir profesör olan ve Yeşil Parti adayı Jill Stein’ı destekleyen Abandon Harris kampanyasının kurucularından Hassan Abdel Salam, Trump’ın personel planlarının şaşırtıcı olmadığını, fakat korktuğundan daha da aşırı olduğunu kanıtladığını söyledi.

Salam, “Açıkçası hâlâ yönetimin nereye gideceğini görmek için bekliyoruz, ama toplumumuz oyuna getirilmiş gibi görünüyor,” dedi.

Trump’ın bazı Müslüman ve Arap destekçileri, Trump’ın eski ulusal istihbarat direktör vekili Richard Grenell’in Müslüman ve Arap Amerikan toplumlarına aylarca ulaşmasını sağladıktan sonra kilit bir rol oynayacağını umduklarını söylediler ve hatta etkinliklerde bir sonraki potansiyel Dışişleri Bakanı olarak tanıtıldığını belirttiler.

Trump’ın bir diğer önemli müttefiki, Trump’ın kızı Tiffany’nin Lübnanlı kayınpederi Massad Boulos, Arap Amerikalı ve Müslüman liderlerle defalarca bir araya gelmişti.

Her ikisi de Arap Amerikalı ve Müslüman seçmenlere Trump’ın Orta Doğu ve ötesindeki savaşları sona erdirmek için hızla harekete geçecek bir barış adayı olduğu sözünü vermişti.

Trump, Arap Amerikalıların ve Müslümanların yoğun olarak yaşadığı şehirlere çeşitli ziyaretlerde bulundu; bunların arasında çoğunluğu Arap olan Dearborn’da durup Müslümanları sevdiğini söylediği ve Pittsburgh’da Trump için Müslümanlar’ı “güzel bir hareket” olarak nitelendirdi.

Trump’ı destekleyen komşu Dearborn Heights Belediye Başkanı Bill Bazzi, seçilmiş başkanla üç kez görüştüğünü ve kabine atamalarına rağmen hâlâ savaşı sona erdirmek için çalışacağına inandığını söyledi.

Michigan Cumhuriyetçi Partinin sosyal yardımlardan sorumlu Lübnan asıllı Amerikalı Müslüman başkan yardımcısı Rola Makki de aynı görüşte.

Makki, “Trump’ın yaptığı her atamadan herkesin memnun olacağını sanmıyorum ama önemli olan sonuçtur,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English