Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Birleşik Krallık’tan Hürmüz Boğazı için kritik parazit uyarısı

Yayınlanma

Birleşik Krallık Deniz Ticaret Operasyonları (UKMTO), İran ve İsrail arasında yükselen tansiyonla bağlantılı olarak Körfez ve Hürmüz Boğazı sularında elektronik parazit vakalarında artış olduğunu bildirdi. Kurum, bu durumun gemilerin konum bildiren otomatik sistemlerini (AIS) önemli ölçüde etkilediği konusunda uyarıda bulundu.

Birleşik Krallık Deniz Ticaret Operasyonları (UKMTO), İran ve İsrail arasında artan gerilime paralel olarak Körfez ve Hürmüz Boğazı sularında elektronik parazit olaylarında bir artış yaşandığını duyurdu.

Kurum tarafından yapılan son uyarıda, bu durumun bölgedeki gemilerin konum bildirme sistemlerini ciddi şekilde etkilediği belirtildi.

UKMTO, geçtiğimiz hafta İsrail’in İran’a yönelik saldırılarından önce de bölgeden geçen gemilere dikkatli olmaları yönünde bir tavsiye yayımlamıştı.

Konum bildirme sistemleri etkileniyor

Kurumun son danışma notunda, elektronik parazit seviyesinin bölge genelinde yükselmeye devam ettiği vurgulandı.

Açıklamada, “Bölge genelinde elektronik parazit seviyesi yükselmeye devam ederken, Körfez içindeki seviyeler ve yoğunluk, gemilerin otomatik sistemler (AIS) aracılığıyla konum bildirmeleri üzerinde önemli bir etkiye sahip,” ifadeleri kullanıldı. Bu durumun, gemilerin seyrüsefer güvenliği açısından riskler oluşturduğu belirtiliyor.

Küresel enerji akışı için kritik nokta

Hürmüz Boğazı, dünya deniz ticaretinin en kritik geçiş noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Enerji Bilgi İdaresi’ne (EIA) göre, küresel petrol ticaretinin yaklaşık beşte biri bu sular üzerinden gerçekleştiriliyor.

Boğazda güvenli seyrüseferin kesintiye uğraması, küresel enerji akışları ve denizcilik güvenliği için önemli riskler teşkil etme potansiyeli taşıyor.

UKMTO, yaptığı açıklamada, “Gemilere dikkatli bir şekilde seyretmeleri ve elektronik parazit olaylarını UKMTO’ya bildirmeye devam etmeleri tavsiye edilmektedir,” diyerek bölgedeki gemileri uyardı.

İran’dan NPT hamlesi

Ortadoğu

Dürzi lider ‘direniş’ dedi: Süveyda’da çatışmalar sürüyor

Yayınlanma

Suriye’de Dürzi lider Hikmet el-Hicri, HTŞ yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin Süveyda’ya girişine verdiği desteği geri çektiğini açıkladı.

El Ahbar’da yer alan habere göre Dürzilerin dini lideri Hikmet el-Hicri, yayımladığı videolu açıklamada, daha önce Şam yönetimiyle yapılan çok sayıda müzakereden sonuç alınamadığını ve “şehrin kan dökülmeden korunması” gerekçesiyle yayınlanan önceki bildirinin kendilerine Şam’dan ve “dış baskılarla” dayatıldığını söyledi.

El-Hicri, “Hükümet, verdiği sözleri ve taahhütleri yerine getirmedi. Sivilleri, savunmasız halkı bombalamaya devam etti. Bizler aşağılayıcı bu bildiriyi kabul etmemize rağmen saldırılar sürdü” dedi.

Açıklamasında, bugünün Suriye halkı için bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan el-Hicri, “Bugün ya aşağılanmayı reddedeceğiz ya da yıllar sürecek bir zillete razı geleceğiz” ifadelerini kullandı. El-Hicri, “Bizler topyekûn bir soykırım savaşına maruz kalıyoruz. ‘Din adına öfkeliyiz’ diyen herkesin onurlu bir duruş sergileme zamanı gelmiştir. Bu an tarihe geçecektir” diye konuştu.

Şeyh el-Hicri, Süveyda halkını, verilen sözlere sadık kalmayan ve anlaşmaya rağmen sivil yerleşimleri bombalamaya devam eden silahlı gruplara karşı durmaya çağırdı.

Ateşkes ilan edildi ama çatışmalar sürüyor

Dürzi lider El-Hicri’nin açıklamasından kısa süre sonra, Suriye Savunma Bakanı Merhef Ebu Kasra, şehirdeki ileri gelenlerle yapılan anlaşma sonucunda Süveyda’da tam ateşkes ilan edildiğini duyurdu.

Bakan Ebu Kasra, X’te yaptığı paylaşımda, “Süveyda kentinde görev yapan tüm birliklere sesleniyoruz: Şehirdeki ileri gelenlerle sağlanan anlaşma gereği tam ateşkes ilan edilmiştir. Ancak şehir içinde açılan ateşlere karşılık verilecektir” ifadelerine yer verdi.

Suriye’de Dürzilerin ruhani makamı, daha önce, İçişleri ve Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerin Süveyda’ya girişini memnuniyetle karşıladığını duyurmuştu. Yapılan açıklamada, bu adımın kan dökülmesini önlemek ve şehirde güvenliği sağlamak amacıyla devlet kurumlarının kontrolü ele almasının gerekliliğine inanıldığı belirtilmişti.

Aynı açıklamada, Süveyda’daki tüm silahlı gruplara İçişleri Bakanlığı güçleriyle işbirliği yapmaları, direniş göstermemeleri ve silahlarını yetkili makamlara teslim etmeleri çağrısında bulunulmuştu.

Bu çağrıların ardından, Suriye Savunma Bakanlığı, ordu birliklerinin Süveyda’ya giriş yaptığını duyurmuştu. Ancak bu süreçte şehirdeki sivil mahallelerin bombalanması sürmüş ve ateşkes fiilen sağlanamamıştı.

Öte yandan İsrail Hava Kuvvetlerinin, Süveyda bölgesine yönelik yeni hava saldırıları düzenlediği bildirildi. Suriye medyasında yer alan haberlere göre, saldırılar hükümet güçlerinin kente giriş yaptığı sırada gerçekleşti.

Ayrıca İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Israel Katz ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir arasında bu sabahtan beri acil görüşmeler yapıldığı belirtiliyor. İsrail basınına göre İsrail yönetimi “Dürzilerin gerçek bir tehlike altında olduğunu” değerlendiriyor.

Süveyda’da ne oldu?

Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde olaylar birkaç gün önce, Şam-Süveyda otoyolunda yaşanan bir gasp olayıyla başladı. Bu olayın ardından, vilayet çevresinde yaşayan Bedevî aşiretler ile Dürzi silahlı gruplar arasında çatışmalar yaşandı.

Şiddetli çatışmalar, son günlerde Süveyda kentinin girişlerine kadar ulaştı. Aynı zamanda bazı kontrolsüz silahlı grupların Bedevî aşiretlerine destek için bölgeye giriş yaptığı bildirildi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, son saatlerde hükümet güçlerinin Süveyda’ya ilerlemeye başladığını ve şehir girişlerinde çatışmaların yaşandığını açıkladı. Açıklamaya göre, pazartesi gece yarısından itibaren şehirdeki sivil mahalleler yoğun topçu ve füze atışlarıyla hedef alındı.

Gözlemevi, ordu birliklerinin girişinin havan topu ve roket saldırıları eşliğinde gerçekleştiğini, bu saldırıların hedefinin doğrudan sivil yerleşimler olduğunu aktardı.

Ölü sayısı artıyor

Pazar sabahından bu yana devam eden silahlı çatışmalar ve karşılıklı bombardımanlar nedeniyle Süveyda’da ölenlerin sayısı 102’ye yükseldi.

El Ahbar’a göre Ölenlerden 61’i Süveyda sakini (aralarında 2 çocuk ve 2 kadın var), 18’i Süveyda Bedevîlerinden, 16’sı HTŞ’ye bağlı Savunma Bakanlığı personeli ve 7’si kimliği belirlenemeyen, askeri üniforma giymiş kişiler. Ayrıca aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi ağır yaralı olarak hastanelere kaldırıldı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Birleşik Tevrat Yahudiliği Netanyahu’nun koalisyonundan çekildi

Yayınlanma

Tartışmalı askerlik muafiyeti yasa tasarısı nedeniyle Birleşik Tevrat Yahudiliği ittifakını oluşturan iki parti peş peşe Netanyahu’nun koalisyonundan çekildi.

İsrail’de Degel HaTorah Partisinin ardından Agudat Israel Partisi üyeleri de Ultra Ortodoks Yahudileri (Haredi) askerlikten muaf tutacak yasa tasarısının meclis gündemine getirilmemesi nedeniyle hükümetten istifasını açıkladı.

Agudat Israel Partisinden “Kudüs İşleri ve Yahudi Mirası Bakanı” Meir Porush, yaptığı açıklamada, Degel HaTorah Partisinin ardından Birleşik Tevrat Yahudiliği ittifakını oluşturan Agudat Israel Partisi üyelerinin de koalisyondan istifa edeceğini duyurdu.

Porush, İsrail Meclisi Dışişleri ve Savunma Komitesi Başkanı Yuli Edelstein’in hazırladığı yeni taslağın da Haredi hahamlarının taleplerini karşılamadığını belirterek, hahamlarının Agudat Israel üyelerine istifa emri verdiğini aktardı.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, sunulan istifaların 48 saat içinde yürürlüğe gireceği ve Edelstein ile görüşmelerin buna paralel olarak devam edeceği kaydedildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun koalisyonu kurtarmak için görüşmeler yaptığı bildirildi.

İstifaların yürürlüğe girmesinin ardından Neyanyahu’nun koalisyonunda Haredilerden sadece Şas Partisi’nin kalacağı, onların da gelecek hafta istifa edebileceği belirtildi.

Agudat Israel ile birlikte Birleşik Tevrat Yahudiliği ittifakını oluşturan Degel HaTorah Partisi üyeleri de istifalarını açıklamıştı.

Birleşik Tevrat Yahudiliği üyelerinin tamamının istifasının yürürlüğe girmesi durumunda Netanyahu hükümetinin 68 olan milletvekili sayısı 61’e düşecek.

Toplam 120 sandalyeli İsrail Meclisi’nde, 11 üyeli Şas Partisi’nin de istifası durumunda hükümet sınır olan 61 sandalyenin altına düşerek salt çoğunluğunu kaybedecek.

Şas Parti, pazar günü benzer bir ültimatom vermesine rağmen kamuoyuna herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Haredilerin askere alınması tartışması

İsrail yasalarına göre 18 yaşını geçen herkesin zorunlu askerlik hizmetini yapması gerekirken Haredilerin askerlikten muaf tutulması yıllardır ülkede tartışılıyordu.

İsrail’in başta Gazze Şeridi olmak üzere 7 Ekim 2023’ten itibaren bölgede yükselen saldırganlığı nedeniyle asker ihtiyacının artmaya başlamasıyla Haredilerin askere alınması konusu gündeme gelmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi, 25 Haziran 2024’te Haredi erkeklerin zorunlu askerlikten muaf tutulmasının yasal dayanağının bulunmadığına ve askerliğe uygun olanların göreve alınması gerektiğine karar vermişti.

Hükümetin askere alınmaya uygun yaklaşık 80 bin Haredi erkekten yaklaşık 24 binine askerlik celbi gönderdiği, temmuz itibarıyla 2025-2026 askerlik yılı için “havuz” olarak tanımlanan grubun geri kalanına emir göndereceği kaydedilmişti.

Ultra Ortodoksların askerlikten muaf tutulmasını sağlayacak bir yasanın çıkarılmaması nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Haredi koalisyon ortakları meclisi boykot etmeye başlamış ve meclisin fesih oylamasına kadar varan bir siyasi krize neden olmuştu.

Sorunun çözülememiş olmasına rağmen fesih oylamasında yeterli çoğunluk sağlanamamıştı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İran: Müzakerelerin etkili olacağından emin olmadan masaya oturmayız

Yayınlanma

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, ‘tetik mekanizması’ olarak bilinen uygulamaya Tahran’ın uygun bir karşılık vereceğini belirtti. Washington ile müzakerelerin yeniden başlaması için yeni bir tarih ve yer belirlenmediğini ifade eden Bekai, İran’ın nükleer tesisleri hedef alınırken Almanya’nın ‘çifte standart’ uyguladığını söyledi.

Tahran, Washington ile nükleer müzakerelerin yeniden başlaması için yeni bir tarih ve yer belirlenmediğini doğrularken, “snapback” olarak da bilinen “tetik mekanizması”nın devreye sokulması hâlinde buna uygun bir karşılık verileceğini açıkladı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, düzenlediği basın toplantısında, Tahran’ın çıkarlarını temin edeceğinden emin olmadan müzakerelere başlamayacağını vurguladı.

‘Tetik mekanizmasının hukuki temeli yok’

Sözcü Bekai, “Snapback ya da tetik mekanizması olarak bilinen uygulamanın hiçbir hukuki veya siyasi temeli yoktur. Bu sadece siyasi bir adımdır ve Tahran’ın uygun bir karşılığıyla karşılaşacaktır,” diye konuştu.

İran’ın hâlâ kendisini nükleer anlaşmanın bir tarafı olarak gördüğünü belirten Bekai, “Ancak Amerika’nın çekilmesi ve diğer tarafların anlaşma maddelerini ihlal etmesinin ardından taahhütlerimizi azalttık,” ifadelerini kullandı.

Bekai, diplomasinin milli çıkarları gerçekleştirmek için bir fırsat olduğunu belirterek, “Müzakere veya müzakere etmeme ikilemi, diplomasiye karşı bir lekeye dönüşmemelidir,” dedi ve müzakerelerin altıncı turu öncesinde İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığını hatırlattı.

Pezeşkiyan: İsrail bana suikast girişiminde bulundu

Rusya’dan henüz net bir teklif gelmedi

İran’ın nükleer dosyasında Rusya’nın rolüne de değinen Bekai, “İki ülke, nükleer dosyaya yardımcı olmak için her zaman hazır olduklarını açıkladı ancak bugüne kadar somut bir teklif sunulmadı,” dedi.

Bekai ayrıca, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin istişareleri sürdürmek amacıyla Çin’i ziyaret ettiğini bildirdi.

Sözcü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İran’ın yüzde sıfır uranyum zenginleştirmesine onay verdiği yönündeki iddiaları bir kez daha yalanlayarak, “Ruslar, İran’ın nükleer dosyayla ilgili kararlarının bağımsız bir şekilde alındığını biliyor,” şeklinde konuştu.

Bekai, Fordo nükleer tesisindeki hasar tespit çalışmalarının ise sürdüğünü kaydetti.

‘Almanya çifte standart uyguluyor’

Bekai, Almanya’da Amerika’ya ait çok sayıda nükleer silahın depolandığını öne sürerek, “Bu durum tek başına, Almanya’nın anlaşmayı ihlal ettiğini kanıtlamaya yeterlidir,” diye konuştu.

İran’ın barışçıl nükleer tesisleri hedef alınırken Almanya’nın taraflı bir tutum sergilediğini söyleyen Bekai, “Almanya, uluslararası hukukun bariz ihlallerini desteklediği için sorumluluk taşımaktadır. Burada bir çifte standart söz konusudur,” değerlendirmesinde bulundu.

İran, İsrail ve Amerika Üçgenindeki Nükleer Oyun ve Çıkmaz

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English