Bizi Takip Edin

AMERİKA

Blinken’ın ziyaretini kim patlattı

Yayınlanma

Çin balonu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın pazar günü merakla beklenen Pekin ziyaretini tabiri caizse “patlattı”. Blinken’ın ziyareti süresiz olarak ertelendi.

ABD Dışişleri Bakanı’nın Pekin ziyaretinde, üst düzey yetkililerin yanı sıra Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile de görüşmesi bekleniyordu. Ancak Pentagon’un Perşembe günü, sözde bir Çin gözetleme balonunun, Amerikan nükleer kıtalararası balistik füzelerini barındıran hassas üslerden birinin bulunduğu Montana üzerinde gezindiğini açıklaması bu planı değiştirdi. Dışişleri Bakanlığı, Blinken’ın gezisini en azından şimdilik iptal ederek, balon olayının “gündemi yararsız ve yapıcı olmayacak şekilde daraltacağını” söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price Cuma günü yaptığı açıklamada, Blinken’in “koşullar izin verir vermez” Pekin’i ziyaret etmeye hazır olacağını bildirdi.

Çin ise, balonun rotasından çıkarak tesadüfen ABD hava sahasına girdiğini belirtti, olaydan “üzüntü duyduğunu” ve balonun amacının iklim araştırması olduğunu açıkladı.

Pentagon’un “casus balon” diye nitelendirdiği, Pekin’in ise “meteorolojik amaçlı” dediği balon, ABD kongresindeki Çin karşıtlarına ise hem Pekin’e hem de Biden yönetimine karşı üzerinde tepinecekleri bir koz verdi.

Çin karşıtlarına koz oldu

Biden yönetiminin “yerdeki insanlara yönelik risk oluşturabileceği” ve balonun Çin’e istihbarat sağlamadığı yönündeki değerlendirmesi nedeniyle balonu düşürmemeye karar vermesi büyük tepkilere yol açtı. Beyaz Saray yetkilileri, bu tür balonların Trump yönetimi sırasında da dahil olmak üzere daha önce ABD topraklarında göründüğünü söylese de, bu argüman kamuoyunu sakinleştirmede pek işe yaramadı.

Cumhuriyetçi vekiller sert bit tonla, Demokrat Biden’ın, yetkililerin “ABD egemenliğinin kabul edilemez bir ihlali” olarak adlandırdığı bu olaydan Çin’i sorumlu tutmasını talep ettiler. Hatta Biden’ı balonun ABD üzerinde “günlerce sürüklenmesine izin verdiği” ve Çin’e karşı daha sert önlemler almadığı için eleştirdiler.

Eski ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray’a “balonu düşürmeleri” yönünde çağrı yaparken, yine Trump döneminin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’dan, Temsilciler Meclisi üyeleri Marjorie Taylor Greene ve Michael McCaul’a kadar pek çok isim, balonu düşürmeme kararını Biden’ın zayıflığının bir işareti olarak ilan ettiler.

En nihayetinde baskılara dayanamayan Biden yönetimi balonu düşürme kararı aldı. Çin balonu, Güney Karolina açıklarında Atlantik Okyanusu üzerine düşürüldü. Bu görüntüler ABD kamuoyunun içini rahatlatmak adına canlı yayınlandı.

Bu arada balon krizi duyulur duyulmaz Cumhuriyetçiler vakit kaybetmeden Biden yönetimine ziyareti iptal etmesi konusunda baskı yapmaya başlamıştı bile.

Blinken’ın ziyareti iptali, her hâlükârda ABD kamuoyunda memnuniyetle karşılandı.

Çin düşmanlığıyla öne çıkan, ABD ile Çin Komünist Partisi arasındaki Stratejik Rekabet üzerine Seçilmiş Komite lideri Mike Gallagher, Blinken’ın ziyareti ertelemesi ile ilgili “doğru karar” yorumunu yaptı.

Temsilciler Meclisi üyesi Darin LaHood yaptığı açıklamada, yolculuğun ertelenmesinin “balonun izinsiz girişinin ciddiyetini vurgulamak için uygun bir adım” olduğunu söyledi.

‘ABD’nin elini güçlendiriyor’

Diğer yandan, diplomasiyi savunan ancak ziyaretten beklentisi düşük olan kesimlerden de, Dışişleri Bakanının artık Pekin’e “daha güçlü bir pozisyonda” gideceği yönünde yorumlar geldi.

ABD Başkanının İstihbarat Danışma Kurulu’nda eski kıdemli direktörü Heather McMahon, “Bu olay kesinlikle ABD’nin elini güçlendiriyor” dedi ve şu yorumu ekledi: “Ne zaman bir casusluk operasyonu ortaya çıkarsa, [bu] hedeflenen ulusa avantaj sağlar.”

Amerikan Girişim Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı olan Zack Cooper da, olayın “Çin’in biraz geri adım atmasına neden olduğunu” söyledi.

Politico’ya ve Washington Post’a göre bu olay, Blinken’a, sonunda Çin’e gittiğinde Pekin’den sonuç alma çabalarında daha fazla avantaj sağlayabilir.

İç siyasi çekişmeler baskın geldi

Blinken, ziyareti iptal etme sebebi olarak “ulusal güvenlik çıkarlarını” öne sürse de, iç siyasi çekişmelerin baskın geldiği anlaşılıyor. The New York Times’ın iddiasına göre, askeri yetkililer balonu günlerdir izliyordu, ancak Perşembe gecesi medyanın ilgisi artana kadar, Pekin ziyaretini olumsuz etkileyebileceği endişesiyle bu olayı kamuoyuna duyurmadılar. Bu olay, Blinken’in aslında Çin ziyareti konusunda ABD kamuoyunun aksine istekli olduğunu gösteriyor.

Ancak balon krizi sonrası Biden yönetimi, özellikle 2024 seçimleri öncesindeki hararetli siyasi ortamda, hem kamuoyunu yatıştırırken “Çin karşıtlığı” konusunda yarıştığı Cumhuriyetçilere kendisini ispatlamak zorunda hissetmiş hem de Pekin ile ilk etapta sonuç alma olasılığının düşük olduğu göz önüne alındığında, gezinin potansiyel iç siyasi maliyetlere değmeyeceği yönünde bir karara varmış olabilir.

Nitekim ABD kamuoyu, bu olayla bir kez daha “Çin’in ABD için büyük bir tehdit olduğuna” inandırılmaya çalışılıyor. Balon olayı, Çin düşmanlığı ile beslenen ABD Kongresine ise güçlü bir yakıt oldu.

Pekin’in balonun iklim araştırması yaptığı yönünde açıklamaları ise kimseyi tatmin etmedi. CIA’in Doğu Asya ve Pasifik eski müdür yardımcısı Dennis Wilder, “Üç okul otobüsü büyüklüğünde bir meteoroloji balonu yapan kimseyi tanımıyorum” dedi.

Ancak Pekin’in ABD ile bağları yeniden kurmak istediği bir dönemde neden böyle bir “gaflete düşeceği” yönünde pek az soru soruldu.

Çin neden buna ihtiyaç duysun?

ABD ve Çin’in, 1979’da diplomatik ilişkilerinin kurulmasından bu yana en kötü dönemi yaşadıkları bu süreçte, Pekin her şeye rağmen ilişkileri onarma, düzenli temasın yeniden sağlanması ve ortak çalışma ilkelerinin oluşturulması konusunda istekliydi.

Yeni Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi McCarthy’nin Tayvan ziyareti ısrarı, Çinli teknoloji şirketlerini hedef alan ABD yaptırımları, ABD Savunma Bakanının “Çin tehdidi” söylemi üzerinden bölge ülkelerini konsolide eden ve üst düzey silahlanma ile Çin’i hedef alan Asya-Pasifik ziyareti gündemde sıcaklığını korusa da, Washington ile uzun vadeli bir ekonomik çatışmaya ve ayrışmaya girmek istemeyen Pekin’in üst düzey bu ziyaret öncesinde olası bir “güç gösterisinde” bulunma ihtiyacı mantıklı görünmüyor.

Şangay’daki Fudan Üniversitesi’nde Uluslararası Çalışmalar Bölümü Profesörü Zhao Minghao, bu yılın Çin ekonomisini canlandırmak için çok önemli olduğunun altını çizerek, Çin’in üst düzey liderliğinin, ABD ile gergin olan ilişkileri gevşetme sürecini bozmak istemeyeceğini belirtti. Zhao’ya göre, “Çin’in süreci sabote etmesinin bir anlamı yok.”

Diğer yandan Pekin yönetimi, Beyaz Saray’ın ABD Kongresinin Çin karşıtı eylemlerini resmi kabul etmeyen tutumunu da samimiyetsiz buluyor. Dolayısıyla Çin liderliği, ziyaretin iptalini, Washington’ın bir ortak çalışma ilişkisini yeniden inşa etme konusunda ciddi olmadığı şeklinde okuyabilir.

Nanjing Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu Profesörü Zhu Feng, “Blinken Pekin gezisini balon yüzünden iptal ederse, bunu zaten yapmak istediği şeyi yapmak için – Çin’i ziyaret etmemek için bir bahane olarak kullandığını görürdüm” yorumunu yaptı.

Çin kamuoyunda geniş bir kesim ise ziyaretin iptalini, Washington’ın “Çin karşıtı iç siyaset tarafından tuzağa düşürüldüğünün bir işareti” olarak yorumluyor.

Global Times gazetesinin editörü Hu Xijin, konuyla ilgili sosyal medya paylaşımında ziyaretin iptalini “Blinken ile ABD kamuoyu arasındaki bir oyun” olarak nitelendirdi.

Yine Global Times’ta çıkan analizde, balon olayının ABD’de bazı şahin Çin karşıtı milletvekillerine “Çin casusluğu” ve “Çin tehdidi” aldatmacasıyla Çin’e saldırma şansı verdiği yorumu yapıldı.

ABD araştırmaları uzmanı ve Pekin’deki Renmin Üniversitesi’nde doçent olan Diao Daming, ikili ilişkileri baltalamaya kararlı olanların her türlü bahaneyi bulabileceğini, zeplin olayı değilse de başka meseleler bulacaklarını belirtti.

Diao’ya göre, “sözde casus balonu yaygarası, Soğuk Savaş rekabeti ve ABD hegemonyasına kafayı takmış bazı Çin karşıtı şahinlerin Çin-ABD ilişkilerini sabote etmek için ellerinden geleni yaptığını gösteriyor.”

Yeni bir tarih için takvim sıkıntılı

ABD’nin ziyareti yakın zamanda yeniden müzakere edip etmeyeceği belirsiz. Ancak iki taraf da bu ziyaretin yapılmasından yana olsa bile önlerinde yoğun ve gergin bir takvim var. Mart ayında Çin Ulusal Halk Kongresi toplantıları başlarken, yeni Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy Nisan ayında Tayvan’a bir ziyaret planlıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Xi Jinping’in baharda Moskova’yı ziyaret edeceğini duyurmuştu.

Halihazırda yüksek seviyede olan gerginliğin olası bir Tayvan ziyaretiyle zirveye çıkacağı düşünüldüğünde, Blinken, Pekin gezisi için en uygun tarihi kaçırmış gibi görünüyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu CSIS’te Çin çalışmalarının başında olan Jude Blanchette, balon krizinden önce, Blinken’ın Pekin gezisiyle ilgili olarak Beyaz Saray’ın amacının “temelde bu Soğuk Savaşı yumuşatma aşamasını hızlandırmak ve böylece bir Küba Füze Krizini atlatmak olduğunu” söylemişti.

Ancak balon krizi sonrası Washington’da oluşan hava Soğuk Savaş dönemini aratmıyor. Pentagon’un ve Kongredeki Çin düşmanlarının alevlendirdiği bu ateşi ise seçim telaşında olan Biden’ın dindirilebilmesi için bu güne kadar izlediğinden farklı bir politika izlemesi gerekiyor.

Eski ABD Hazine Bakanı Henry M. Paulson, geçen hafta Foreing Affairs’te, Washington’ın Çin politikasının işe yaramadığını yazmış ve Biden yönetimine bazı önerilerde bulunmuştu. Çin’le toptan bir ayrışmanın en çok Amerikalılara zarar vereceğini vurgulayan Paulson, bunun yerine kendi pazarında Amerikalılara fırsatlar yaratmak için Pekin’le müzakere etmeyi savunmuştu.

Ancak ABD Kongresindeki Çin karşıtı rüzgarın çok kuvvetli olduğunun da farkında olan eski Hazine Bakanı, Biden yönetimine bu konuda “akıllı ve cesur” adımlar atma, Pekin ile iletişim ve koordinasyon içinde olma çağrısı yapmıştı.

Paulson’ın uyarı ve önerileri tam da bu dönemde Biden’ın işine yarayabilir…

AMERİKA

Amazon, Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyar dolar bağış yapacak

Yayınlanma

Büyük teknoloji şirketleri ABD’nin yeni başkanı ile ilişki kurmaya çalışırken, Amazon perşembe günü Donald Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar nakit bağışta bulunacağını doğruladı.

Amazon’un bu hamlesi, Facebook ve Instagram’ın ana şirketi Meta’nın da benzer şekilde fona 1 milyon dolar bağışta bulunmasının ardından geldi. Amazon ayrıca Trump’ın yemin törenini Prime Video hizmetinde yayınlayacak.

Trump uzun zamandır Büyük Teknoloji şirketlerini, muhafazakâr medyaya yönelik sansür de dahil olmak üzere bir dizi suistimalle suçluyor. Kasım ayındaki seçim zaferinin ardından, Büyük Teknoloji yöneticileri onu tebrik etmek için sıraya girmişti.

Amazon’un bağışını ilk haber yapan Wall Street Journal’a göre şirketin icra kurulu başkanı ve kurucusu Jeff Bezos da önümüzdeki hafta Trump’ın Mar-a-Lago tatil köyünü ziyaret etmeyi planlıyor.

Google ve Apple üst düzey yöneticileri Sundar Pichai ve Tim Cook da seçimlerin ardından Trump’ı tebrik etmekte gecikmemişlerdi.

The Information’ın haberine göre Pichai’nin perşembe günü Mar-a-Lago’da Trump’la bir araya gelmesi bekleniyordu ve Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg de seçimi kazanmasının ardından Trump ile birlikte yemek yedi.

Apple’ın, Trump’ın vaat ettiği kapsamlı gümrük vergisi planlarına maruz kalma potansiyeline sahip olduğu ve bunun da kritik Çin tedarik zincirlerini alt üst etme riski taşıdığı belirtiliyor.

Trump’ın ilk döneminde Cook, şirketin ürünleri için muafiyetler sağlamayı başarmıştı.

Yeni başkan ilk döneminde Amazon ile çatışmış, online perakende devini şirketleri iflas ettirmekle suçlamış ve vergi politikasını eleştirmişti. Ayrıca 2018’de ABD Posta Servisinin paket teslimatları için uyguladığı fiyatlandırmanın gözden geçirilmesini emretmiş ve kurumu Amazon’un “kuryesi” gibi davranmakla suçlamıştı.

Biden yönetimi altında Amazon, Lina Khan yönetimindeki ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ve birkaç eyaletin geçen yıl şirkete karşı tekel davası açmasıyla daha fazla baskıyla karşı karşıya kaldı.

FTC ayrıca Amazon da dahil olmak üzere büyük bulut hizmeti sağlayıcılarını, üretken yapay zeka alanındaki ortaklıkları konusunda soruşturuyor.

Yaz aylarında Trump’a yönelik ilk suikast girişiminin ardından Bezos X’te bir mesaj yayınlayarak Trump’ı “gerçek ateş altında gösterdiği muazzam zarafet ve cesaret” dolayısıyla tebrik etmişti.

Washington Post’un da sahibi olan Bezos, ekim ayında gazetenin Trump’ın Demokrat rakibi Kamala Harris’i desteklemesini de engellemişti.

Trump ile Bezos arasında zımni bir anlaşmanın olduğu, bu anlaşmanın da Elon Musk’ın SpaceX’i ile rekabet eden roket şirketi Blue Origin ile ilgili olduğu ileri sürülmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Ukrayna için 117 silah üretim hattına yatırım yapıyor

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’ya verdiği destek kapsamında 117 silah üretim hattına yatırım yaparken Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, 2023’te küresel silah satışları 632 milyar dolara ulaştı; ABD ve NATO şirketleri bu satışların büyük bölümünü oluşturdu.

Bloomberg’in haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yönetim ve Kaynaklardan Sorumlu Müsteşarı Richard Verma, Ukrayna’ya verilen desteğin ABD’ye ekonomik olarak da katkı sağladığını belirtti.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde gerçekleştirdiği mülakatta Verma, “31’den fazla ABD eyaletinde 117’den fazla üretim hattına yatırım yapıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bu yatırımlar arasında obüsler, Bradley piyade savaş araçları, mühimmat ve diğer silahların üretimi yer alıyor.

Rusya’dan tepki: Silah sevkiyatları meşru hedef

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya silah taşıyan herhangi bir sevkiyatın Rusya için meşru bir hedef olduğunu ifade etti.

Lavrov, ABD ve NATO’nun yalnızca silah sağlayarak değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerdeki personeli eğiterek de çatışmaya doğrudan müdahil olduğunu savundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin dondurulmuş Rus varlıklarından elde ettiği gelirle Ukrayna’ya kredi sağlamasını sert bir dille eleştirdi.

Bakanlık, “Bu sıradan bir hırsızlıktır,” diyerek durumu kınadı. Açıklamada, ABD’nin Kiev rejimine 20 milyar dolarlık yeni bir kredi sağlamak üzere harekete geçtiği belirtildi. Bu miktarın, G7 ülkelerinin Rusya’dan aldığı dondurulmuş devlet varlıklarından elde edilen gelir olduğu öne sürüldü.

Silah şirketlerinin gelirleri artıyor

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre, 2023 yılında 41 ABD silah şirketi, başta Ukrayna olmak üzere çatışma bölgelerine yapılan satışlardan 317 milyar dolar gelir elde etti.

Bu şirketler, dünyadaki toplam silah satışlarının yüzde 78’ini gerçekleştirdi.

Raporda, 2023 yılı toplam küresel silah satışlarının 632 milyar dolara ulaştığı, bunun 494 milyar dolarlık kısmının ABD ve NATO şirketlerine ait olduğu belirtildi.

Beyaz Saray’dan Ukrayna’ya ‘askeri yardım yağdırma’ sözü

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk evsizlik için ‘yalan’ ve ‘propaganda’ dedi

Yayınlanma

Dünyanın en zengin insanı Elon Musk Amerikan hükümetinin, evsizliği sona erdirmek için çalışan kuruluşları zenginleştirmek amacıyla daha fazla insanı evsiz bırakmaya yönelik “küresel bir komplonun” arkasında.

Musk, “‘Evsizleri kurtaran’ STK’lara genellikle sokaklarda kaç evsiz olduğuna göre ödeme yapılıyor, bu da evsizlerin sayısını en üst düzeye çıkarmaları ve sorunu asla çözmemeleri için güçlü bir mali teşvik yaratıyor!” diye yazdı.

Musk X’te yaptığı başka bir paylaşımda, “Çoğu durumda, ‘evsiz’ kelimesi bir yalandır. Genellikle ağır akıl hastalığı olan şiddet eğilimli uyuşturucu bağımlıları için kullanılan bir propaganda sözcüğüdür,” dedi.

Musk eylül ayında da, “Ne kadar çok evsiz varsa, bu kuruluşlar o kadar çok para alıyor, bu yüzden teşvikleri evsizliği azaltmak değil, artırmak!” demişti.

Trump da “tedavi, akıl hastanesi veya gözaltı” öneriyor

SpaceX ve Tesla CEO’su ekim ayında ise Tucker Carlson’a verdiği demeçte, “Evsiz kelimesi yanlış bir isimlendirme. Birinin ev kredisini biraz geciktirdiğini ve eğer ona bir iş verirseniz, kendi ayakları üzerinde durabileceğini ima ediyor,” demişti.

Musk’a göre “Aslında sahip olduğunuz şey, sokaklarda ölü gözleri, iğneleri ve insan dışkıları olan şiddet yanlısı, uyuşturucu zombileri.”

Musk, evsizlikle mücadele için ne kadar çok para harcanırsa “durumun o kadar kötüye gittiğini” söylemişti.

Bu arada Trump, evsiz kalan insanların tedaviye ya da akıl hastanelerine zorlanmaları ya da “gözaltına alınmaları” gerektiğini söylüyor.

Kampanyasında “tehlikeli derecede dengesiz” olanların “kâbusuna son verme” sözü veren Trump, “ucuz araziler açmayı, doktorlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve uyuşturucu rehabilitasyon uzmanları getirmeyi ve evsizlerin yerleştirilebileceği ve sorunlarının tespit edilebileceği çadır kentler kurmayı” planladığını söylemişti.

Yeni başkan, “ciddi derecede akıl hastası veya tehlikeli derecede dengesiz” olanları “topluma yeniden kazandırmak” amacıyla barındırmak ve rehabilite etmek için akıl hastanelerini geri getirmek istiyor.

Trump yanlısı zenginler de evsizliği bir “hastalık” olarak göre eğiliminde

Musk ve Trump bu konuda yalnız değil. Ulusal Evsizlik Hukuk Merkezinin kampanya ve iletişim direktörü Jesse Rabinowitz’e göre, etkili milyarderler ve sağcı düşünce kuruluşları Kongrede ve Yüksek Mahkemede evsizliği suç sayan yasaları geçirmek istiyor ve “hepsi de insanları yeterince cezalandırırsak yoksul olmamayı seçecekleri şeklindeki bu geriye dönük, yanlış görüşü paylaşıyor.”

Tam verilerin mevcut olduğu son tarih olan Ocak 2023’te, ABD’de tek bir gecede 650.000’den fazla kişi evsizdi. Bu, 2022’ye göre yüzde 12’lik bir artışa işaret ediyor ve Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıldır kaydedilen en yüksek rakam.

Rapora göre, evsizlik yaşayan her 10 kişiden yaklaşık üçü çocuklu bir ailenin parçası ve tüm evsizlerin yüzde 17’si 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.

New York’ta ekim ayında 45.000’den fazlası çocuk olmak üzere 130.000’den fazla kişi barınaklarda uyuyordu.

Özellikle aileler arasında evsizliğin başlıca nedeni, evlerden tahliye, aşırı kalabalık konutlar, aile içi şiddet ve iş kayıplarının evsiz aileleri barınaklara ve sokaklara göndermesiyle birlikte, uygun fiyatlı istikrarlı konut eksikliği.

ABD’nin hiçbir yerinde asgari ücretli bir işçi iki odalı bir ev kiralayamıyor

İstatistiklere göre asgari ücret alan tam zamanlı bir işçi, ülkenin herhangi bir yerinde piyasa fiyatından iki yatak odalı bir ev kiralayamıyor.

Saatlik ücretle çalışan bir işçinin, ülkenin herhangi bir yerinde adil piyasa kirasıyla ortalama bir yatak odalı bir ev kiralayabilmesi için haftada 104 saat çalışarak saatte en az 15 dolar kazanması gerekiyor.

Musk evsizlik yaşayan insanları “şiddet yanlısı” olarak tanımlasa da, bu kişilerin suç faili olmaktan ziyade suç mağduru olma olasılığı daha yüksek. 

San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Benioff Evsizlik ve Barınma Girişimi, her gece yarım milyondan fazla Amerikalıyı sokaklara iten bir dizi politika başarısızlığından kaynaklanan “gizli bir salgın” olarak adlandırıyor.

Musk ve Ramaswamy, beslenme yardımı programında kesintiye gidecek

Musk ve milyarder girişimci Vivek Ramaswamy, sağlık sigortası ve gıda programlarındaki kesintiler de dahil olmak üzere, trilyonlarca dolarlık federal harcamalarda yapılacak kesintileri belirlemek üzere Kongre ile birlikte çalışmak üzere yeni oluşturulan bir danışma grubunu yönetiyor. 

Ramaswamy, yoksul Amerikalılar ve aileler için en kritik güvenlik ağı programlarından biri olan Ek Beslenme Yardımı Programı ya da gıda pulları için 1 milyar dolarlık kesinti yapılmasını önerdi.

Yardım alanların yaklaşık yüzde 75’i yoksulluk içinde ve yüzde 20’den fazlası bu yardımlar dışında başka bir geliri olmadığını bildirmiş durumda. 

Musk ve Ramaswamy’nin ayrıca düşük gelirli Amerikalılar ve çocuklara yönelik federal sağlık programlarında (evsiz Amerikalıların da hak sahibi olduğu programlarda) kesintiye gitmeyi düşündükleri bildiriliyor.

Trump’ın ilk döneminde evsizlik artmıştı

Trump ilk yönetimi sırasında, evsizliğe yönelik federal müdahaleyi denetleyen kurumun başına, kendini “evsizlik danışmanı” olarak tanımlayan birini atamıştı.

ABD Kurumlar Arası Evsizlik Konseyini 2019-2021 yılları arasında yöneten Robert Marbut, yıllardır krizi ele alma politikalarının arkasındaki itici güç olan ve ülke çapında evsizlik ve barınma kurumları ve hizmetleri tarafından yaygın olarak desteklenen standart “önce barınma” çerçevesini terk etti. 

Fakat Marbut, “dördüncü konut” olarak adlandırdığı ya da insanların destekleyici hizmetlere kaydolmasını sağlamak için konutun bir teşvik olarak kullanılmasını onayladı.

Trump “evsizlik belasını sona erdirme” sözü vermişti. Başkanlığının son yılı olan 2020’de, evsizliği deneyimleyen insanların sayısı üst üste dördüncü yıl artmıştı.

Covid-19 salgınının ilan edilmesinden iki ay önce, Ocak 2020’de tek bir gecede, yaklaşık 580.000 kişi (ya da ülkedeki her 10.000 kişiden yaklaşık 18’i) evsizdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English