Bizi Takip Edin

Avrupa

Brüksel, Orbán’a yönelik baskıyı artırmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

AB ülkelerinin liderleri, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Ukrayna’ya mali yardımı bloke etmesinin ardından, Budapeşte’ye yönelik baskıyı artırmanın yollarını arıyor.

Perşembe günü Brüksel’de yapılan AB liderleri zirvesinde Orbán, Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından ‘bir kahve içmek için’ odadan çıkmaya ikna edildikten sonra beklenmedik bir şekilde Ukrayna’nın AB’ye katılım müzakereleri konusunda yumuşadı ve haftalardır görüşmelere başlamak için herhangi bir harekete direneceğinin sinyalini verdikten sonra çekimser kaldı.

Fakat birkaç saat sonra 50 milyar avroluk mali yardım paketini veto ederek Brüksel ve Kiev’de şok dalgaları yarattı.

Financial Times’a (FT) konuşan üst düzey bir AB diplomatı, “O bir davranış biçimi benimsiyor ve hepimiz bunu öğreniyoruz. Hepimiz onu tetiklemek için ne gerektiğini görüyoruz ve bu da para,” dedi. Bir başka Avrupalı diplomat ise, “O her zaman alışverişle ilgilidir, asla ideolojik değildir ve ilgi odağı olmayı sevdiğini de hafife almamalıyız,” iddiasında bulundu.

Orbán tüm fonların serbest bırakılmasını istiyor

Orbán, Macaristan’ın zirveden önce serbest bırakılan 10 milyar avrosuna atıfta bulunarak, Brüksel’in bloke ettiği fonların bir kısmını değil, tamamını istediklerini söyledi. Macar lider ayrıca, her aşamada AB üyelerinin oybirliğiyle onayı gerektiğinden, Ukrayna’nın katılım sürecini engellemek için ‘hâlâ 75 fırsatı olduğuna’ dikkat çekti. Macaristan’ın Temmuz ayında bloğun altı aylık dönem başkanlığını üstlenecek olması işleri daha da karmaşık hale getiriyor.

Budapeşte’nin hâlâ bloke edilen 20 milyar avroluk bir alacağı daha var. Üst düzey AB diplomatı, Macar lidere daha fazla taviz verilmesine karşı uyararak, “Bu yönde çok fazla ilerlersek bunun bizi nereye götüreceğinin farkında olmalıyız. Sürecin bütünlüğünü korumalıyız,” dedi.

Yaptırım ihtimalleri araştırılıyor

Bazı yetkililer, oy hakkının askıya alınmasıyla sonuçlanabilecek hukukun üstünlüğü ihlallerine yönelik 7. Madde ceza prosedürünü yeniden devreye sokmayı düşünüyor.

Bu süreç başka bir üye devlet tarafından engellenebilir fakat Polonya’daki hükümet değişikliği, Macaristan’ın artık ‘garantili bir koruyucuya’ sahip olmadığı anlamına geliyor. Yine de birçok ülke AB’nin en büyük silahını bir üye ülkeye karşı kullanma konusunda tereddüt ediyor.

Yetkililer, bunun yerine önceliğin, Orbán’ı, tecritin ‘tam maliyetini’ açıkça ortaya koyarak finansman konusunda geri adım atmaya ikna etmek olduğunu söylüyorlar.

Zirveye katılan üçüncü bir AB üst düzey yetkilisi ise, “Belki Macaristan daha fazla sorun yaratabilir. Belki Macaristan bizi birkaç farklı araç kullanmaya zorlayabilir. Ama sonuçta Macaristan Ukrayna’ya para sağlamamızı engelleyemez. [Orbán] Bazılarının düşündüğü gibi Putin’in kuklası değil ve birçok kişi öyle düşünüyor,” dedi.

Çekya: Orbán Rus çıkarları için truva atı

Öte yandan Çekya, Macaristan liderine karşı söylemini sertleştiriyor.

Orbán’ın Avrupa’nın birliğini bozan ve Rus çıkarlarını koruyan bir ‘truva atı’ olduğunu ileri süren Çek Cumhuriyeti Avrupa İşleri Bakanı Martin Dvořák, CNN tarafından yayınlanan bir tartışma sırasında Orbán’ın ‘Ukrayna’yı göz ardı etmemiz gerektiğini göstermeye çalıştığını’ söyledi.

Çek bakana göre Orbán Avrupa’ya şantaj yapıyor ve veto yetkisini kötüye kullanıyor. Dvořák, Orbán’ın Macar ulusal çıkarlarını değil, Rusya’nın çıkarlarını koruduğunu da öne sürdü.

Avrupa

Almanya’nın nadir toprak ve mıknatıs ithalatçıları Çin’in kısıtlamaları gevşetmesini bekliyor

Yayınlanma

Almanya’nın nadir toprak mineralleri ve mıknatıs ithalatçıları, Pekin’in geçen hafta Avrupa şirketlerine yönelik ihracat onaylarını hızlandıracağını açıklamasının ardından ayrıntıları merakla bekliyor.

İki önemli ithalatçı Nikkei Asia‘ya, Washington’un geniş kapsamlı ticaret tarifelerine misilleme olarak 4 Nisan’da uygulamaya konulan yedi nadir toprak elementi üzerindeki Çin’in ihracat kontrollerinin, yaklaşık iki ay boyunca Almanya’ya neredeyse tüm tedariki kesintiye uğrattığını söyledi. Çin’in bu emtialar üzerinde neredeyse tekel konumunda olması nedeniyle bazı şirketler stoklarını tüketti.

ABD salı günü gazetecilere, Londra’da iki gün süren görüşmelerin ardından, Çin’in nadir toprak ihracat kısıtlamalarıyla ilgili bir anlaşmazlığın her iki tarafça çözüldüğünü söyledi, ancak ayrıntılara girmedi.

Nadir topraklar, elektrikli koltuklar, direksiyon simitleri, frenler, silecekler ve hatta ses sistemlerinde kullanılan elektronik üreticileri ve otomobil üreticileri için çok önemli. Yüksek sıcaklıklara dayanıklılıkları nedeniyle silah yapımında da kullanılıyorlar.

Pekin’in 4 Nisan’daki açıklamasından bu yana, Çinli yetkililer Alman Sanayi Federasyonu’nun şeffaf ve net olmadığını belirttiği süreçler içinde nadiren ihracat izni verdi. Çin, Avrupa’nın özellikle Hollanda’nın ASML şirketi tarafından üretilen yarı iletken üretim ekipmanlarına yönelik teknoloji ihracat kısıtlamalarını gevşetmesini istiyor.

Şu ana kadar Alman otomobil üreticileri, elektronik üreticileri gibi daha küçük üreticiler kadar kötü etkilenmedi. Volkswagen ve Mercedes-Benz gibi şirketler Çin’de büyük üretim tesislerine sahip ve nadir toprak elementlerini genellikle doğrudan tedarik ediyor. Bu kargaşanın ortasında Volkswagen, sınırlı sayıda ithalat izni aldığını doğruladığını açıkladı.

Berlin merkezli fiziksel hammadde ithalatçısı ve tüccarı Noble Elements için süreç çok daha zorlu geçti.

Genel Müdür Andreas Kroll, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “Dysprosium sipariş ettik, ancak limandan hiç çıkmadı, bu yüzden için ödediğimiz 100.000 doları orada bloke etmek istemediğimiz için siparişi hafif nadir toprak elementleri, neodim ve praseodim olarak değiştirdik” dedi.

Çin’in neredeyse tamamen kontrolü altında olan disprosiyum, Pekin’in ihracat kontrollerine tabi olan ağır nadir toprak elementlerinden biridir. Elektrikli araç motorlarında ve rüzgar türbin jeneratörlerinde kullanılan kalıcı mıknatıslar için talep görmektedir. Noble Elements’ın verilerine göre, 4 Haziran’a kadar geçen iki ayda toptan satış fiyatı %50’nin üzerinde artışla kilogram başına 550 avroya (808 dolar) yükseldi.

Kalıcı mıknatıslar için de hayati öneme sahip neodim ve praseodim fiyatları da, Çinli üreticilerin satış kayıplarını telafi etmek için bu daha hafif nadir toprak elementlerinin fiyatlarını artırmasının ardından şu anda yükseliyor.

Kroll, Çinli yetkililerin askeri teçhizat üretimini önlemek için amaçlanan işleme yöntemlerinin ve nihai kullanım amacının resimli bir şekilde gösterilmesini talep ettiğini söyledi.

Kroll, “[Çin’in son güvenceleri göz önüne alındığında] lisanslama sürecinin artık daha hızlı hale gelmesi bekleniyor, ancak asıl sorun, testlerin ne kadar kapsamlı yapılacağına bağlı olacak olan sivil kullanım kanıtıdır” dedi ve Pekin’in çip teknolojisi ihracatı konusunda Avrupa’nın tutumunu göz önünde bulunduracağını da sözlerine ekledi.

Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman Sosyal Demokrat Partisinden Rusya ile müzakere çağrısı

Yayınlanma

Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin (SDP) önde gelen bazı üyeleri, ülkenin dış ve güvenlik politikasının acilen gözden geçirilmesini talep etti. Stern dergisinin haberine göre, Rusya ile müzakere çağrısı yapan siyasetçiler, savunma harcamalarının artırılmasına ve Almanya’ya yeni Amerikan füzeleri konuşlandırılmasına karşı çıktı.

Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin (SDP) bazı temsilcileri, ülkenin dış ve güvenlik politikasının acilen gözden geçirilmesini talep etti.

Stern dergisinin, onlarca önde gelen sosyal demokrat tarafından imzalanan bir manifestoya dayandırdığı haberine göre grup, Alman ordusunun (Bundeswehr) yeniden silahlandırılmasına alternatif olarak Rusya ile müzakere yapılması çağrısında bulundu ve yeni Amerikan orta menzilli füzelerinin Alman topraklarına konuşlandırılmasına karşı çıktı.

Savunma harcamalarındaki artışa karşı çıktılar

Manifestoda, “Askeri alarm söylemi ve büyük ölçekli yeniden silahlanma programları artık Almanya ve Avrupa için güvenlik yaratmıyor, aksine istikrarsızlığa ve NATO ile Rusya arasında karşılıklı tehdit algısının artmasına yol açıyor” ifadelerine yer verildi.

SDP üyeleri, Rusya ile yakınlaşma çağrısında bulunurken, manifestoda bunun “tüm Avrupa devletlerinin diplomatik çabalarını yoğunlaştırmasını” gerektirdiği belirtildi.

Belgede, “Ukrayna’nın uluslararası hukuk kapsamındaki taleplerine verilen destek, Avrupa’daki herkesin meşru güvenlik ve istikrar çıkarlarıyla ilişkilendirilmelidir” denildi.

Bu bağlamda, ateşkesin ardından Rusya ile diyaloğu yeniden başlatmak için “son derece zor bir girişimde” bulunulması gerektiği vurgulandı.

Manifestonun yazarları ayrıca, savunma harcamalarının planlanan şekilde artırılmasına da karşı çıkarak, güvenlik politikası açısından savunma bütçesinin yıllara yayılan bir şekilde GSYİH’nin yüzde 3,5 veya yüzde 5’ine çıkarılması için hiçbir neden olmadığını savundu.

Manifestonun zamanlaması dikkat çekti

Stern dergisi, SDP’nin seçim yenilgisinin ardından yeni bir programı tartışmak üzere haziran sonunda bir federal parti toplantısı düzenlemeyi planladığına dikkat çekti.

Neredeyse aynı zamanda gerçekleşecek olan NATO zirvesinde ise Almanya’nın savunma harcamalarını önemli ölçüde artırma taahhüdünde bulunması bekleniyor.

Almanya’nın eski şansölyesi Olaf Scholz, 23 Şubat’ta SDP’nin Bundestag (parlamento) seçimlerindeki yenilgisini kabul etmişti.

Erken seçimler, Bundestag’ın 16 Aralık 2024’te Scholz’a güvensizlik oyu vermesinin ardından kararlaştırılmıştı.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Blackstone, Avrupa’ya 500 milyar dolarlık yatırım yapacak

Yayınlanma

Amerikalı yatırım şirketi Blackstone Inc., önümüzdeki on yıl içinde Avrupa’ya 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planladığını duyurdu. Bloomberg’e konuşan CEO Stephen Schwarzman, jeopolitik değişimler döneminde bölgenin artan çekiciliğine ve daha yüksek büyüme potansiyeline dikkat çekti.

Yatırım şirketi Blackstone Inc., önümüzdeki on yıl içinde Avrupa’ya 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyor.

Bloomberg‘e konuşan şirketin CEO’su Stephen Schwarzman’ın açıkladığı bu planlar, jeopolitik değişimler döneminde bölgenin yatırımcılar için artan çekiciliğine işaret ediyor.

CEO Schwarzman, “Bunda büyük bir fırsat görüyoruz. Avrupa ülkeleri yaklaşımlarını değiştirmeye başlıyor ve bunun daha yüksek büyüme oranlarına yol açacağına inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Diğer yatırımcılar da Avrupa’yı hedefliyor

Blackstone, Avrupa’yı yatırım için cazip bir bölge olarak gören tek şirket değil.

Geçen hafta Berlin’de düzenlenen bir sektör konferansında BC Partners, Permira ve Brookfield Asset Management temsilcileri de benzer planlarını dile getirmişti.

Bir trilyon dolarlık dev

1985 yılında kurulan Blackstone, 1991’de gayrimenkul yatırım piyasasına girdi. Şirket, şu anda 1 trilyon doları aşan yönetim altındaki varlıklarıyla dünyanın en büyük alternatif yatırım yönetimi firması konumunda bulunuyor.

Merkezi New York’ta olan şirketin ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde 27 ofisi bulunuyor.

Şirketin mali sonuçlarına göre, Blackstone’un 2025’in ilk çeyreğindeki net kârı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27,1 azalarak 614,9 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Şirketin geliri ise yüzde 11 düşüşle 3,29 milyar dolara geriledi.

Birleşik Krallık ve Orta Doğu ilgisi

CEO Schwarzman, Blackstone’un Londra ofisinde 650 kişinin çalıştığını belirtti. Firmanın Birleşik Krallık’a yaklaşık 100 milyar dolar yatırım yaparak ülkedeki en büyük yabancı yatırımcılardan biri haline geldiğini de sözlerine ekledi.

Schwarzman ayrıca, Riyad ve Dubai gibi şehirlerin hızlı büyümesinin “cazip fırsatlar yarattığını” söyleyerek şirketin Orta Doğu ile de ilgilendiğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English