Asya
Çin, 2 vatandaşının öldürülmesinin ardından Pakistan’a saldırganları ‘ağır şekilde cezalandırma’ çağrısı yaptı

Pakistan’daki Çin Büyükelçiliği, pazar gecesi güneydeki Karaçi kentinde bulunan Jinnah Uluslararası Havaalanı yakınlarında Çin vatandaşlarına yönelik gerçekleştirilen ölümcül saldırının sorumlularının cezalandırılması için İslamabad’a çağrıda bulundu.
Çin Büyükelçiliği pazartesi sabahı yaptığı açıklamada en az iki Çinlinin öldüğünü, bir Çinli ve birkaç Pakistanlının da yaralandığını belirtti.
Büyükelçilik, pazar günü saat 11 sularında Çin tarafından finanse edilen bir elektrik enerjisi şirketinin araçlarına terör saldırısı düzenlendiğini söyledi.
Büyükelçilik, İslamabad’dan “saldırıyla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütmesini ve failleri ağır bir şekilde cezalandırmasını” talep ederek, “Pakistan’daki Çin vatandaşlarının, kurumlarının ve projelerinin güvenliğini sağlamak için pratik ve etkili önlemler alınması” gerektiğini vurguladı.
“Çin’in Pakistan’daki büyükelçiliği ve başkonsoloslukları bu terör eylemini şiddetle kınamakta, her iki ülkeden kurbanlar için derin taziyelerini ifade etmekte ve yaralılar ile ailelerine içten başsağlığı dileklerini iletmektedir” denilen açıklamada, Çin tarafının saldırı sonrasında Pakistanlı yetkililerle birlikte çalıştığı belirtildi.
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif pazartesi günü X’te yaptığı bir paylaşımda “dün geceki trajik olay karşısında derin bir şok ve üzüntü duyduğunu” ve “bu iğrenç eylemi şiddetle [kınadığını]” söyledi.
“Bu alçakça olayın failleri Pakistanlı olamaz, ancak Pakistan’ın yeminli düşmanlarıdır” diyen Şerif, ‘kimliklerinin tespit edilmesi ve adalete teslim edilmeleri’ için bir soruşturma yürütüldüğünü de sözlerine ekledi.
Ayrılıkçı militan grup Belucistan Kurtuluş Ordusu (BLA) basına e-posta yoluyla gönderdiği açıklamada saldırıyı “Çinli mühendis ve yatırımcılardan oluşan üst düzey bir konvoyu” hedef alan araç üstü el yapımı bir patlayıcı kullanarak gerçekleştirdiğini belirtti.
Güney Sindh eyaletinin bölgesel hükümeti X’te yaptığı açıklamada bir tankerin havaalanı otoyolunda patladığını söyledi. Pakistanlı yayın kuruluşu Geo News patlamada en az 10 kişinin yaralandığını söyledi.
Saldırıya uğrayan işçileri istihdam eden şirket, Karaçi’nin yaklaşık 37 km (20 mil) güneydoğusundaki Pakistan Port Qasim Enerji Projesi’nde yer alıyor.
Proje, Pekin’in milyarlarca dolarlık Kuşak ve Yol Girişimi’nin amiral gemisi olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun (CPEC) bir parçası. CPEC’in diğer bölümleri de bu yıl Çin vatandaşlarını ve Güney Asya ülkesindeki Çin bağlantılı projeleri hedef alan saldırılara maruz kaldı.
Mart ayında bir intihar bombacısı Pakistan’ın kuzeybatısındaki Khyber Pakhtunkhwa eyaletinde bir barajda çalışan Çinli mühendislerin konvoyuna bir araçla çarparak beş Çinlinin ölümüne neden oldu. Pakistan ordusu saldırının komşu Afganistan’da planlandığını iddia etti.
Bundan önce de Çin’in altyapı projelerine milyarlarca dolar yatırım yaptığı güneybatıdaki Belucistan eyaletinde bir donanma hava üssü ve stratejik bir liman saldırıya uğramıştı.
BLA, Afganistan ve İran sınırındaki Belucistan eyaleti için bağımsızlık istiyor. Ağustos ayında burada koordineli terör saldırıları düzenleyerek 70’ten fazla kişinin ölümüne yol açtı.
Örgüt özellikle Çin’in Umman Denizi’ndeki stratejik Gwadar limanındaki çıkarlarını hedef alıyor. Örgüt daha önce de bölgede çalışan Çin vatandaşlarını öldürmüş ve Pekin’in Karaçi’deki konsolosluğuna saldırmıştı.
Fudan Üniversitesi Güney Asya Araştırmaları Merkezi müdür yardımcısı Lin Minwang’a göre, Çin’in katı bir müdahale etmeme politikasını sürdürmesi halinde Çin’in çıkarlarına yönelik şiddetin çözülmesi mümkün değil çünkü Pakistan terörist grupları ortadan kaldırma kapasitesine sahip değil.
Nikkei Asia’ya konuşan Lin, “Çin, İslamabad ile ayrılıkçı militanlar arasındaki çatışmanın ortasında kaldı ve Çin çıkarlarını hedef almak BLA için kullanışlı bir araç haline geldi” dedi ve Pekin’in bu konuda aktif önlem almaması durumunda, saldırıların süreceği yorumunu taptı.
Asya
Güney Kore Devlet Başkanı Lee’den Çin lideri Xi’ye davet

Salı günü yapılan telefon görüşmesinde, yeni Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung, Çinli mevkidaşı Xi Jinping’i bu yılın sonlarında düzenlenecek önemli bir çok taraflı zirveye davet etti. İki taraf, Kore Yarımadası’nda barış ve istikrar gibi ortak zorlukların üstesinden gelmek için işbirliği yapma konusunda anlaştı.
Resmi X hesabında yaptığı bir paylaşımda, Lee Jae-myung, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşmeler hakkında, “Çin, ekonomi ve güvenlik dahil her alanda bizim için önemli bir ortaktır” diye yazdı.
Lee’nin sözcüsü Kang Yu-jung, televizyonda yayınlanan brifingde görüşmenin yaklaşık 30 dakika sürdüğünü söyledi. Kang, Lee’nin Çin’den yarımadada nükleer silahsızlanma, barış ve güvenlik çabalarında “yapıcı bir rol” oynamasını istediğini belirtti. Kang’a göre, Çin tarafı da barış ve güvenlik için çalışacağına söz verdi.
Lee, görevinin başlarında, Güney Kore’nin rakip süper güçler Çin ve ABD ile verimli ticaret ve güvenlik ilişkilerini sürdürebilmesini sağlayacak bir dış politika yaklaşımı belirleme zorluğuyla karşı karşıya. Lee, göreve başlama konuşmasında, önceki yönetimin aksine Washington’a sadakat sözü vermeden, ülkesinin ulusal çıkarlarını göz önünde bulunduran “pragmatik” bir dış politika yaklaşımı izleme niyetini ortaya koydu.
Analistler, Güney Kore’nin Washington’ın taraf seçme baskısıyla karşılaşabileceği konusunda uyarıyor.
Lee, Xi’nin 3 Haziran’da Güney Kore’de yapılan erken başkanlık seçimlerinde kazandığı zaferin ardından kendisine gönderdiği tebrik mesajında, ikili ilişkilerin daha da gelişmesi umudunu dile getirdiğini hatırlattı. Lee, salı günkü görüşmenin Xi’nin mesajında ifade ettiği duygular üzerine inşa edildiğini söyledi.
Sözcü Kang, Lee’nin Xi’yi 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde Güney Kore’nin Gyeongju kentinde düzenlenecek Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu (APEC) zirvesine davet ettiğini de sözlerine ekledi.
Bu telefon görüşmesi, Lee’nin geçen çarşamba göreve gelmesinden bu yana dünya liderleriyle yaptığı üçüncü resmi görüşme oldu. Lee, cuma günü ABD Başkanı Donald Trump ve pazartesi günü Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile de görüştü.
Lee’nin ofisi, Lee’nin bu hafta sonu Kanada’da başlayacak G7 Zirvesi’ne katılmayı planladığını ve burada Trump ve Ishiba ile ilk kez yüz yüze görüşebileceğini duyurdu. Güney Kore, G7 üyesi değil, ancak son yıllarda ev sahibi ülkelerin daveti üzerine zirvelere katılıyor.
Çin ve Güney Kore arasındaki diyalog genellikle Kuzey Kore’nin nükleer ve diğer yüksek güçlü silahların geliştirilmesine nasıl yaklaşılacağı konusunda odaklanıyor.
Lee’nin seçilmesinden bu yana, Kuzey Kore devlet medyası Güney’deki yeni hükümet hakkında çoğunlukla sessiz kaldı. Lee, muhafazakarların aksine Kuzey’e karşı uzlaşmacı bir yaklaşımı tercih ediyor ve geçmişte yardım ve ekonomik işbirliği gibi önlemleri savunmuştu.
Asya
Güney Kore’nin yeni başkanı Lee, ekonomik krize karşı işe koyuldu

Güney Kore’nin yeni başkanı Lee Jae-myung, perşembe günü ilk kabine toplantısını, durgun ekonomik büyümeyi ele almak ve hane halklarına yardım etmek için acil bir paket hazırlamaya odaklanarak gerçekleştirdi ve seçim kampanyasının en önemli vaatlerinden birini yerine getirmek için hızlı adımlar attı.
Devlet Başkanı Lee, Yoon Suk Yeol’un anayasaya aykırı olarak kısa süreli sıkıyönetim ilan etmesinin ardından görevden azledilmesi sonucu erken seçimlerden zaferle çıkarak çarşamba günü göreve başladı. Askeri yönetim girişimi, Yoon’un görevden alınmasına yol açtı ve Asya’nın dördüncü büyük ekonomisinde şok dalgaları yarattı.
Basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada Lee, aralık ayında Yoon’un görevden alınmasının ardından göreve gelen geçici hükümetin bıraktığı kabineye, halkın zor günler geçirdiği için işe koyulmak için kaybedecek zaman olmadığını söyledi.
Lee, yönetimde sürekliliği sağlamak için kabineyi ve ofis kadrosunu oluşturmak üzere acele ediyor.
Yeni lider, çarşamba günü cumhurbaşkanlığı ofisine girdikten sonra, bilgisayarların, yazıcıların ve hatta kalemlerin bile kaldırıldığını ve oranın “mezarlık” gibi sessiz olduğunu, oraya atanan hükümet yetkililerinin görev yerlerine geri gönderildiğini söyleyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Lee, ekonomik toparlanmayı en önemli önceliklerinden biri haline getirdi ve büyümeyi desteklemek için en az 30 trilyon won (22 milyar dolar) tutarında mali harcamayı derhal başlatacağını taahhüt etti. Merkez bankası, mayıs ayında büyüme tahminini şubat ayındaki %1,5’ten bu yılın %0,8’ine düşürmüştü.
‘1997 Asya finansal krizinden daha zorlu bir dönem’
Lee, şu ana kadar sadece siyasi bir müttefiki ve deneyimli bir milletvekilini başbakan adayı olarak gösterdi. Başbakan olarak atanması parlamentonun onayını gerektiren Kim Min-seok çarşamba günü yaptığı açıklamada, ülkenin 1997 Asya finansal krizinden daha da zorlu bir ekonomik çalkantı ile karşı karşıya olduğunu ve bunun olumsuz dış faktörlerle daha da karmaşık hale geldiğini söyledi.
Kim, gazetecilere verdiği demeçte, “Bugün ekonomi düşüşe geçiyor ve durgunluk yaşıyor, bu yüzden durumun çok daha zor olduğunu düşünüyorum” dedi.
Önceki hükümet, otomobil, elektronik ve çelik gibi ülkenin ihracata bağımlı bazı önemli sektörlerini vuracak olan ABD’nin ağır gümrük vergilerini hafifletme konusunda çok az ilerleme kaydetmişti.
Analistler, Lee’nin, sıkıyönetim girişiminin ülkede bıraktığı derin izleri sarmaktan ABD’nin öngörülemeyen korumacı adımlarına karşı koymaya kadar, Güney Kore liderlerinin son on yılların en zorlu görevlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Lee, çarşamba günü ilk resmi etkinliği olarak ülkenin en üst düzey askeri yetkilisiyle görüştü.
Asya
Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları, Japonya’da Suzuki Swift üretimini durdurdu

Nikkei‘nin perşembe günü edindiği bilgiye göre, Japon Suzuki Motor, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle parça sıkıntısı yaşandığı için Japonya’da kompakt Swift modelinin üretimini durdurdu.
Bu, Çin’in ihracat kontrollerinin bir Japon otomobil üreticisinin faaliyetlerini doğrudan etkilediği ilk vaka. Etkisi, Pekin’in vereceği tepkiye bağlı olarak diğer şirketlere de yayılabilir.
Elektrikli ve hibrit araçların motorları için hayati önem taşıyan nadir toprak metalleri, büyük ölçüde dünya üretiminin %70’ini karşılayan Çin’de üretiliyor.
Nisan ayında Çin hükümeti, ABD’nin Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerine misilleme olarak yedi tür nadir toprak metaline ihracat kısıtlamaları getirdi.
Suzuki, spor modeli hariç Swift modellerinin üretimini 26 Mayıs’tan 6 Haziran’a kadar askıya aldı. Şirket bunun nedenini açıklamadı. Çin’in ihracat lisanslarını geç vermesi nedeniyle parça tedariki gecikti.
Bazı Swift modellerinde yakıt tüketimini sınırlamak için basitleştirilmiş hibrit sistemler bulunuyor. Suzuki sadece hibrit sistemli modellerin üretimini durdurursa, üretim hattının verimliliği düşer. Bu nedenle şirket diğer modellerin üretimini de durdurmuş görünüyor.
Etkileri ABD ve Avrupa’da şimdiden hissedilmeye başladı. Mayıs sonunda, ABD’li otomobil üreticisi Ford Chicago’daki fabrikasında Explorer spor araçlarının üretimini geçici olarak durdurdu. Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA) de bazı otomotiv parça üreticilerinin fabrikalarını kapatmak zorunda kaldığını açıkladı.
Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor