Bizi Takip Edin

ASYA

Çin yabancı yatırım için ofis ekipmanlarının üretimi kurallarını esnetebilir

Yayınlanma

Çin, ofis ekipmanlarının ülke içinde üretimi ile ilgili bazı kuralları hafifletmeyi değerlendiriyor.

Nikkei Asia’nın haberine göre, Çin hükümeti, ülkede faaliyet gösteren yabancı ofis ekipmanı üreticilerinin temel ürün teknolojisini Çin’e devretmesini gerektiren önerilen kuralları gevşetmeyi düşünüyor.

Başta Japon, ABD’li şirketler olmak üzere Çin’deki ofis ekipmanı pazarının çoğunluğuna hakim olan yabancı şirketler bu kurallara şiddetle karşı çıkarak ülkeden tamamen çekilme tehdidinde bulunmuştu.

Durgun ekonomiyi canlandırma çabasıyla yabancı yatırımların önemini vurgulayan Çin’in, yabancı ofis ekipmanı üreticilerine bazı tavizler verilebileceğini ima ettiği kaydedildi.

Temel bileşenlerin Çin’de tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesi…

Biden yönetiminin ülkede yerli yarı iletken üretiminin artırılması ve Çin’e kayan çip üretiminin tekrar ABD’ye dönmesi için devreye sokmaya başladığı yasa ve kısıtlamalar sonrası Nisan 2022’de Çinli yetkililer, ürün teknolojisini ve her sektör için bileşen tedarik kurallarını tanımlayan ulusal standartlarını yenileme olasılığını incelemeye başladı. Standartların erken bir taslağı, yarı iletkenler ve lazerle ilgili öğeler gibi temel bileşenlerin Çin’de tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesi için yeni bir gereklilik içeriyordu.

Çin’in çok işlevli yazıcı pazarının yılda 700.000 birim olduğu tahmin ediliyor ve bu, Japon pazarından kabaca %40 daha büyük. Yabancı üreticiler, makinelere giren gelişmiş optik teknoloji nedeniyle Çin pazarının çoğunu kontrol ediyor. Konica Minolta, Toshiba ve ABD merkezli HP gibi Japon şirketleri Çin’de en çok satanlar.

Yabancı sermayeli şirketler, Çin’in talebini karşılamak ve maliyetlerini düşürmek için genellikle ürünlerini yerel olarak monte ediyor. Bununla birlikte, kendi hükümetlerinin ‘teknoloji çıkışı korkusu’ gerekçeli baskısı nedeniyle, çekirdek bileşenlerin geliştirilmesi ve tasarımı Çin dışında, örneğin Japonya gibi yerlerde gerçekleştiriliyor.

Sektördeki Japon ve ABD’li şirketler, Çin’in üreticilerin ürünlerine rekabet avantajı sağlayan kilit teknolojileri aktarmaları için baskı yapacağı gerekçesiyle önerilen kurallara şiddetle karşı çıktılar. Yanıt olarak, bir dizi şirket Çin’deki operasyonlarını yeniden düşünmeye başladı.

Ancak COVID-19 sonrası hızlı bir toparlanmaya girişen Çin ekonomisi, emlak sektöründeki büyük düşüşün ve küresel sıkışıklığın ortasında son çeyrekte beklentinin altında kalınca, yabancı yatırımlara duyulan ihtiyaç arttı. Bazı gözlemciler bunun Çin tarafını önerilen kurallardan ödün vermeye sevk ettiğini düşünüyor.

Çin’in sunduğu teklif taslağının halen, tüketilebilir mallarla ilgili teknoloji transferine yol açabilecek bazı içerikler barındırdığı ifade ediliyor.

Çin yakında kamuoyu görüşü için bir taslak yayınlayacak ve öneriyi gelecek yılın ilk yarısında yürürlüğe koyması bekleniyor.

Nikkei’ye konuşan yabancı bir şirket yetkilisi, “Bu noktada en çok endişe duyduğumuz maddeler elendi” dedi ve ekledi: “Son taslağa dahil edilmediklerinden emin olmak için yine de yakından izleyeceğiz.”

Çin, ABD yaptırımlarından etkilenmeyecek şekilde kendi tedarik zincirini oluşturmayı hedefliyor 

Çin’in duruşu bir uzlaşma işareti olarak görülebilse de, ülkenin yabancı şirketlerden yerel ofis ekipmanı alımını kesmek için baskı yapmaya devam etmesi bekleniyor. Bu noktada, tedarikin Çinli firmalarla sınırlandırılmasına yardımcı olmak için tavsiye edilen şirketler ve ürünlerin bir listesinin oluşturulduğu söyleniyor.

Devlet ve devlete ait işletmeler Çin’deki çok işlevli yazıcı alımlarının yaklaşık %30’unu oluşturuyor. Japon ve ABD’li firmaların ise Çin’de satış yapması giderek daha zor hale geliyor. Eskiden Fuji Xerox olarak bilinen Japon Fujifilm Business Innovation, 2022’de Şangay fabrikasını kapatmaya karar verdi.

2015 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping liderliğindeki hükümet, yüksek teknoloji endüstrilerini geliştirmeyi amaçlayan “Made in China 2025” endüstriyel modernizasyon girişimini duyurmuştu. 2018’de ülke, teknolojik standartlar için uzun vadeli bir strateji olan “Çin Standartları 2035″i de formüle etmeye başladı.

Washington’ın Çin’e getirdiği teknoloji kısıtlamalarına ve Çin’i tedarik zincirinden dışlamaya dönük çabalarına yanıt olarak ise Pekin, ABD ve diğer yabancı ülkeler tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlardan etkilenmeyecek kendi tedarik zincirini kurmayı hedefliyor.

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English