Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin’e karşı ‘kucaklaşma’

Yayınlanma

Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Washington ziyareti, ABD Başkanı Biden’ın kucaklaması ile gündem oldu. ABD medyası Modi için, “ABD’nin konuk bir lidere verebileceği en cömert onurun tadını çıkardı” diye yazdı.

Özellikle de iki gücün Çin’le olan çatışmasının, Washington ile Hindistan arasındaki ilişkiyi yönlendirdiğine işaret edildi.

Biden, Hindistan’ı, “Çin’in meydan okuması karşısında Batı liderliğindeki küresel uluslararası düzeni korumaya yardımcı olmak için hayati önemde gördüğünü” açıkça belirtti.

ABD Başkanı, Hintli mevkidaşını karşıladığı törende yaptığı konuşmada, “Bu yüzyılda dünyanın karşı karşıya olduğu zorluklar ve fırsatlar, Hindistan ve ABD’nin birlikte çalışmasını ve liderlik etmesini gerektiriyor” şeklinde konuştu.

Biden, Washington’ın Pekin ile olan bağları ile Hindistan arasındaki bağları karşılaştırdı ve Yeni Delhi ile ilişkilerin ABD-Çin ilişkisinden farkını “ikimiz de demokrasi olduğumuz için birbirimize ezici bir saygı duymamızdır” sözleriyle ortaya koydu.

 70 vekilden protesto

Ancak ABD kamuoyu bu konuda Biden’dan farklı düşünüyor. Biden’ın Modi’yi kucaklaması sonrası, Hindistan’daki “demokratik gerileme” vurgusuyla, “insan haklarının ve basın özgürlüğünün korunmasına yönelik Washington’ın kendi çağrılarını ayaklar altına aldığı” eleştirilerini beraberinde getirdi.

70 Demokrat milletvekilinden oluşan bir grup, Modi’nin ziyaretiyle ilgili, “Bu değerleri dünya sahnesinde güvenilirlikle ilerletmek için, aynı ilkeleri burada Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulamaya çalıştığımız gibi, onları hem dosta hem de düşmana eşit şekilde uygulamalıyız” açıklamasını yaptı.

Belirsizlik giderilmedi

Bu arada Modi, ABD-Hindistan ilişkilerini her zamankinden daha önemli olarak nitelendirerek, tam da Biden’ın duymak istediği gibi, birlikte “tüm dünyanın güçlerini artırmada başarılı” olabileceklerini söyledi.

Ancak, Modi hükümetinin Washington ile ısınan bağlara rağmen, kendisini bu konumda görüp görmediği soru işareti. ABD’li uzmanlar, ABD-Çin çatışmalarından herhangi birinin tam ölçekli bir askeri veya diplomatik ayrışmaya dönüşmesi durumunda Hindistan’ın tüm ağırlığını Biden’a verip vermeyeceğinin belirsizliğini koruduğu yorumunu yapıyor. 

Savunma ve teknolojide işbirliği

Modi’nin ABD ziyareti kapsamında, iki ülke arasında teknoloji, uzay, savunma ve enerji alanlarında geliştirilen işbirlikleri de duyuruldu. Joe Biden ile Modi’nin, iki ülkenin dünyada en yakın ortaklar arasında olduğu vizyonunu teyit ettiği belirtildi.

Ortak açıklamada, yarı iletkenlere yönelik bir mutabakat zaptı imzalandığına değinilerek, Biden ve Modi’nin telekomünikasyon alanında da dayanıklı tedarik zincirleri oluşturma ve küresel dijital katılımı sağlama konusunda ortak vizyonu paylaştığı belirtildi.

Liderlerin, savunma sanayi işbirliğini hızlandırma arzusunu dile getirdiği ifade edilen açıklamada, iki ülkenin savunma bakanlıklarının tedarik güvenliği anlaşması imzalamak için müzakereleri başlatma kararı aldığı aktarıldı.

Her şey Çin’le ilgili…

Modi, ABD-Çin rekabetinin en yüksek olduğu ve Blinken’ın ziyaretinin bile ilişkileri yumuşatmaya yetmediği bir zamanda Washington’ı ziyaret etti. CNN, “ABD’li yetkililer bu hafta Modi ziyaretinin Çin’le ilgili olmadığı konusunda ısrar ettiler. Ama bir bakıma Washington’da bu günlerde her şey Çin ile ilgili” yorumunu yaptı.

Cumhuriyetçi Florida Senatörü ve Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Marco Rubio, Modi’nin ziyaretinin anlamını şöyle özetledi.

“Uluslarımızın ekonomik ve güvenlik çıkarları, özellikle Çin Komünist Partisi’nin Himalayalar ve Hint Okyanusu’nda büyüyen düşmanlığı başta olmak üzere en acil sorunların birçoğunda örtüşüyor.”

Japonya ve Avustralya ile savunma ittifaklarını güçlendiren ve Filipinler başta olmak üzere bölgede daha fazla ABD askeri konuşlandıran Biden yönetimi, Çin’i çevreleme çabasında Hindistan’ı da “umut verici bir ortak” olarak görüyor. Hindistan ayrıca Avustralya, Japonya ve ABD liderlerini de içeren ve yakın zamanda Japonya’da bir araya gelen Quad güvenlik ittifakının katılımcı bir üyesi oldu.

Hindistan ekonomisi Batılı hükümetlerin kendilerini Çin tedarik zincirlerinden kurtarma arzusuna da hizmet ediyor.

Perşembe günkü ortak bir Kongre oturumunda yaptığı konuşmada Modi, ABD’nin tutumunu destekleyerek, Pekin’in bölgedeki “uluslararası hukuk tarafından tanınmayan geniş kapsamlı egemenlik iddialarına” açıkça atıfta bulundu. Hindistan’ın, uluslararası hukuk tarafından tanımlanan seyrüsefer özgürlüğü ile işaretlenmiş “özgür, açık ve kapsayıcı bir Hint-Pasifik” ABD vizyonunu paylaştığını ve herhangi bir ulusun egemenliğine karşı olduğunu söyledi.

Bu yorumlar, “ABD’nin pozisyonuna önemli bir destek ve Çin’e bir mesaj” olarak değerlendirildi.

General Electric, Hindistan’da savaş uçağı motorları üretecek

Biden-Modi zirvesinin en önemli çıktılarından biri de, ABD menşeli enerji şirketi General Electric’in savaş uçağı motorları üretmek için Hintli bir şirketle ortak olmasını sağlayacak anlaşma olarak görülüyor.

Hindistan basınına göre, GE ve Hindistan’ın “Hindustan Aeronautics Ltd (HAL)” şirketi, Hindistan Hava Kuvvetleri Avcı Savaş Uçağı “Tejas Mk2” için ortaklaşa savaş uçağı motorları üretmek amacıyla mutabakat anlaşması imzaladı.

Anlaşmanın, Amerika’nın birincil hasımları olan Pekin’e ve Moskova’ya bir mesaj gönderdiği düşünülüyor.

Yeni Delhi, Pekin’le çatışmaya dahil olmayacaktır

Buna rağmen, Washington, Hindistan’ın resmi bir ABD müttefiki olmayacağının farkında. İttifaklara dahil olmaktan kaçınan Yeni Delhi, şimdi kendisini gelişen dünyanın liderlerinden biri olarak görüyor. ABD’ninkilerle çelişen politikaları da mevcut. Örneğin, Moskova’nın Ukrayna müdahalesine yönelik Batı yaptırımlarına katılmadı ve Rusya’nın yaptırımları aşmasına yardımcı oldu. Ayrıca, Hindistan’ın Tayvan veya Güney Çin Denizi’nde Çin ile olası bir askeri çatışmada ABD’nin yanında yer alması beklenmiyor.

Foreign Affairs konuyla ilgili, “Hindistan’ın Çin’e kıyasla önemli zayıflıkları ve ona kaçınılmaz yakınlığı, Yeni Delhi’nin ABD’nin Pekin’le kendi güvenliğini doğrudan tehdit etmeyen herhangi bir çatışmasına asla dahil olmayacağını garanti ediyor” diye yazdı.

Analizde, “Hindistan, sağladığı somut faydalar nedeniyle Washington ile işbirliğine değer veriyor, ancak karşılığında herhangi bir krizde – Çin gibi ortak bir tehdidi içeren bir krizde bile – ABD’yi maddi olarak desteklemesi gerektiğine inanmıyor” yorumu yapıldı.

Yine de Çin’le en zorlu günlerini yaşarken, bu ziyaretten elde edilecek kazanımların ABD’nin yararına olabileceği düşünülüyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English