Bizi Takip Edin

ASYA

Çin’in ekonomik yavaşlaması ‘Japonlaşma’ korkularını artırıyor

Yayınlanma

Uzmanlara göre, Çin ekonomisi, nüfus düşüşü başlarken iş dünyasının ve tüketicinin harcama iştahını azaltan belirsizlikle birlikte Japonya’ya benzer bir durgunluğa girme işaretleri gösteriyor.

Çin hükümeti sıfır COVID politikası sonrası ekonomiyi yoluna sokmak için uğraşırken, Nikkei’ye konuşan Pekin’deki bir restoran sahibi, “Müşteriler, mayıs ayındaki İşçi Bayramı tatilinin sona ermesinden bu yana cüzdan iplerini sıkılaştırdı” dedi ve ekledi:

Müşteri başına harcamanın ilkbahardaki yaklaşık 400 yuan’dan 300 yuan’ın altına veya yaklaşık 56 $’dan 42 $’ın altına indiği kaydedildi.

Uzmanlara göre, Çin’deki kansız enflasyona yol açan zayıf talep modeli, Japonya’nın 1990’dan bu yana onlarca yıllık durgunluğuyla benzerlikler taşıyor.

Devlete bağlı bir düşünce kuruluşu olan Ulusal Finans ve Kalkınma Kurumu’nun genel müdür yardımcısı Yin Jianfeng, “Çin, ‘Japon hastalığı’nın kanıtlarını gösteriyor” dedi.

Çin’in gıda ve enerjiyi hariç tutan çekirdek tüketici fiyat endeksi enflasyonundaki büyümenin, Haziran ayında yıllık bazda %0,4’e yavaşladığı kaydedilirken, son birkaç yıldaki enflasyon eğilimlerinin, 1990’lardaki Japonya’nınkine çok benzediği belirtildi.

Çinli yetkililer deflasyon riskini reddediyor. Devlete bağlı bir düşünce kuruluşu olan Ulusal Finans ve Kalkınma Kurumu’nun genel müdür yardımcısı Yin Jianfeng ise, “Çin, ‘Japon hastalığı’nın kanıtlarını gösteriyor” dedi.

Yin, TÜFE’nin gerçek enflasyondan daha yüksek okuma eğilimine bağlı olarak Çin’in şu anda deflasyonist bir durumda olduğunu söyledi.

Tüketicilerin, ev ve dayanıklı tüketim malları gibi büyük satın alımlar yapmak konusunda isteksiz olduğu, genç işsizliğin %20’yi aşmasıyla gençlerin kemerlerini daha da sıktığı belirtildi:

“Para, balon sonrası Japonya’da olduğu gibi bankalarda boşta duruyor. Çin’deki mevduatlar, haziran ayı sonunda kredileri 48 trilyon yuan (6,7 trilyon $) geride bırakarak, yalnızca geçtiğimiz Mart ayının ardından kaydedilen en yüksek ikinci açık oldu. Japonya’da, harcamaya karşı güçlü bir tasarruf tercihi, para politikasının ekonomiyi canlandırmada daha az etkili olmasına neden olan bir likidite tuzağı yarattı.”

Uzmanlara göre, Çin’in doğum oranlarındaki hızlı düşüşü de “Japonlaşmaya” benziyor. Bazı tahminler, bu yıl 8 milyondan az doğum öngörüyor, bu beş yıl önceki toplamın yarısı. Kontrolsüz bir düşüşün, nihayetinde ciddi bir işgücü sıkıntısına ve küçülen bir tüketici pazarına yol açacağı kaydediliyor.

Nüfus artarken, ülke sermaye oluşumunu – gayrimenkul ve demiryolları gibi varlıklar inşa ederek – ekonomik bir motor olarak kullanabildi. Ancak altyapının, özellikle şehirlerde belirli bir gelişme düzeyine ulaşmasıyla, büyümeyi artırmadaki etkinliğinin azaldığı ifade ediliyor.

Yin’in araştırma ekibi, Çin’in 2010’daki yatırım verimliliğinin Japonya’nın iki katı ve ABD’den %20 daha yüksek olduğunu, ancak 2019’da Japonya’nın altına düştüğünü saptadı.

Hükümetin büyük harcama politikalarının bazı getirileri olsa bile, Pekin’in istediği yatırım odaklı bir ekonomiden tüketim odaklı bir ekonomiye geçişin yavaş ilerlediği ifade ediliyor.

Uluslararası Para Fonu, Çin’in büyümesinin gelecek yıl %4,5 ve 2026’da %3 aralığında olacağını tahmin ediyor.

Mizuho Securities baş piyasa ekonomisti Yasunari Ueno, Çinli politika yapıcıların, ‘balon ekonomi’ sonrası Japonya’yı yoğun bir şekilde incelediklerini söyledi ve “Aşırı balon patlamasından kaçınmaya ve ekonomik ve finansal istikrarı korumaya odaklandılar” dedi ve ekledi: “Ancak nüfus konusunda Japonya’dan ders almamanın maliyeti önemli.”

ASYA

Hindistan’daki dini etkinlikte yaşanan izdihamda en az 87 kişinin öldüğünden endişe ediliyor

Yayınlanma

NDTV’nin haberine göre salı günü Hindistan’ın kuzeyindeki Uttar Pradesh eyaletinde düzenlenen Hindu dini toplantısında çıkan izdihamda en az 87 kişinin öldüğünden endişe ediliyor.

İzdiham, ulusal başkent Yeni Delhi’nin yaklaşık 200 kilometre (125 mil) güneydoğusundaki Hathras bölgesindeki bir köyde meydana geldi ve yetkililer, yerel bir dini liderin çağrısına yanıt olarak büyük bir kalabalığın açık bir alanda toplandığını söyledi.

Bölge polis sözcüsü Manish Chikara ölü sayısını yaklaşık 60 kişi olarak açıkladı, ancak bu rakamın artabileceğini söyledi.

Sosyal medyada yer alan videolarda yerel bir hastanenin dışında yere yığılmış cesetler görülüyor. Reuters görüntüleri hemen doğrulayamadı.

Hathras bölge yöneticisi Ashish Kumar gazetecilere verdiği demeçte, “Olay, insanların alanı terk etmeye çalıştığı sırada aşırı kalabalık nedeniyle meydana geldi” dedi.

Kimliği açıklanmayan bir tanık, yayıncı India Today’e mekanda dar bir çıkış olduğunu söyledi: “Bir tarlaya doğru çıkmaya çalışırken aniden bir kargaşa başladı ve ne yapacağımızı bilemedik.”

Uttar Pradesh 200 milyondan fazla nüfusuyla Hindistan’ın en kalabalık eyaleti. Eyalet Başbakanı Yogi Adityanath bir soruşturma başlatılmasını emretti.

“İlgili yetkililere savaş koşullarında yardım ve kurtarma operasyonları yürütmeleri ve yaralılara uygun tedavi sağlamaları için talimatlar verildi” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Kazakistanlı muhalif gazeteci Sadıkov Kiev’de suikast sonucu öldü

Yayınlanma

Kazakistanlı muhalif gazeteci ve blog yazarı Aydos Sadıkov, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 18 Haziran’da vuruldu ve dün hastanede hayatını kaybetti.

Eşi Natalya, Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, suikastın sorumluluğunu Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev’e yükledi.

Natalya, “Aydos Kazakistan için canını verdi, katillerin elinde şehit olmayı kabul etti. 13 gün boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi, ancak mucize gerçekleşmedi. Onun ölümü Tokayev’in vicdanını sızlatacaktır,” ifadelerini kullandı.

18 Haziran’da Kiev’de kimliği belirsiz bir şahıs, eşi Natalya ile birlikte arabadayken Sadıkov’a birkaç el ateş etti.

Strana gazetesi, katilin susturucu kullandığını yazdı. Sadıkov’un eşi olaydan yara almadan kurtuldu.

Soruşturma kapsamında iki Kazak vatandaşı Meyram Karatayev ve Altay Cakanbayev suikast girişimine karıştıklarından şüpheleniliyor.

Kazakistan Başsavcılığı, 21 Haziran’da Karatayev ve Cakanbayev’in gözaltına alındığını duyurdu. Sadıkov’un eşi Karatayev’in Kazak polisi olduğunu iddia etti.

Olayı yorumlayan Tokayev, Astana’nın Interpol aracılığıyla da dahil olmak üzere Kiev ile iş birliğine hazır olduğunu duyurdu.

Strana‘ya göre Kiev, soruşturma bulgularının Kazakistan’a gönderilmesine karşı çıkıyor ve Cakanbayev ile Karatayev’in Ukrayna’ya iadesini talep etmeyi planlıyor.

Sadıkov, yaklaşık 59 bin aboneli Telegram kanalı Base’in sahibiydi.

Tokayev ve hükümetini ‘Rusya’nın etkisi altındaki bir kukla’ olarak nitelendiren Sadıkov, Kazak yetkilileri hedef alan yayınlarıyla tanınıyor.

Aydos Sadıkov, 2014 yılında Ukrayna’ya gitti ve yaşamına Kiev’de devam etti. Ocak 2022’de Kazakistan’daki protestoları aktif olarak destekledi.

Geçen yıl Astana makamları, Sadıkov’u arananlar listesine aldı.

Alman düşünce kuruluşu SWP: Batı için Kazakistan’ın görevi Rusya ve Çin’i çevrelemek

Okumaya Devam Et

ASYA

Avustralya, Batılı ülkelerin Çin’den üretimi koparma çabalarının kaynak ihracatı için risk oluşturduğunu söyledi

Yayınlanma

Hükümet, Avustralya’nın kaynak ve enerji ihracatının geçen mali yılda değer bazında %10 gerilediğini ve Batılı ülkelerin Çin’den daha fazla üretim koparma çabalarının bu ihracatı daha da tehdit edebileceği uyarısında bulundu.

Avustralya Sanayi, Bilim ve Kaynaklar Bakanlığı bu hafta, tahminlere göre Haziran 2024’e kadar olan yılda 417 milyar Avustralya doları (277 milyar $) üreten ülkenin kaynak ve enerji ihracatına ilişkin üç aylık görünümünü yayınladı.

Bu rakam bir önceki 12 ay için 466 milyar Avustralya dolarından daha düşüktü ve daha da düşmesi bekleniyor. Söz konusu ihracat rakamının önümüzdeki haziran ayına kadar olan yılda 380 milyar Avustralya Doları, bir sonraki yılda ise 356 milyar Avustralya Doları olması öngörülüyor.

Kaynaklar Bakanı Madeleine King pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu eğilimin Rusya’nın Ukrayna müdahalesinin ardından yükselen emtia fiyatlarının normalleşmesini yansıttığını söyledi.

Avustralya’nın en önemli emtia ihracatı olan demir cevheri fiyatları bu yılın başlarında %30 düştükten sonra istikrar kazandı. Fiyatların önümüzdeki yıllarda da zayıf kalacağı ve 2025 mali yılına kadar bir trilyon tonun üzerine çıkması beklenen yıllık üretime rağmen çelik bileşeninden elde edilen geliri vuracağı tahmin ediliyor.

Çelik üretiminde yakıt olarak kullanılan metalürjik kömürden elde edilen kazancın, yine zayıflayan fiyatlar nedeniyle bu mali yılda reel olarak %15 düşeceği tahmin ediliyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz kazançlarının düşmesi ve bazı gaz rezervlerinin tükenmesi nedeniyle hacmin azalması bekleniyor.

Rapor, görünümü destekleyen faktörler olarak talepteki nispeten zayıf büyümeye ve artan arza işaret ediyor ancak bu yıl dünya genelinde iyileşen ekonomik faaliyetlerin – Çin’in sanayi sektöründeki güçlü büyüme de dahil olmak üzere – mart raporuna kıyasla tahminlerin yukarı yönlü revize edilmesine yol açtığını ekliyor.

Raporda ayrıca, özellikle Avustralya’nın gelirinin %35’ini Çin’den yapılan kaynak ve enerji ihracatından elde etmesi nedeniyle jeopolitik risklere de dikkat çekiliyor.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin artan ihracatı ABD ve Avrupa ile gerilimi tırmandırdı. Washington mayıs ayında Çin’den gelen elektrikli araçlar, yarı iletkenler ve çelik de dahil olmak üzere bir dizi ürüne gümrük vergisi getirdi. Brüksel de geçtiğimiz ay Çin’den gelen elektrikli araçlara gümrük vergisi getirdiğini açıkladı.

Yazarlar, “Çin’in iç talebi Avustralya kaynakları için birincil talep olmaya devam edecek olsa da, yaygın ticaret önlemleri Çinli üreticilerin rekabet gücünün Avustralya’nın tedarik ettiği Japonya ve Güney Kore gibi diğer Asya ticaret ülkelerine göre kötüleştiğini görebilir” diye yazdı.

“Ancak, Çin’in üretim üssünün bir kısmının Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’ya kayması halinde Avustralya’nın ihracatı zarar görebilir zira yüksek nakliye maliyetleri bazı üreticilerimizin bu pazarlara erişimini engelleyebilir” denildi.

Avrupa ve ABD, Çin’e olan bağımlılıklarını azaltmak için stratejiler izliyor. Lityum ve nikel gibi batarya mineralleri, arzdaki artış ve elektrikli araçlara olan talepteki düşüşün ardından geçtiğimiz yıl büyük fiyat düşüşleri yaşadı.

Avustralya’nın lityumdan elde ettiği kazancın, üç yıl önceki 20 milyar dolardan Haziran 2026’ya kadar olan mali yıl için 9 milyar dolara düşeceği tahmin ediliyor, çünkü çevrimiçi hale gelen ek kaynaklar kalıcı arz fazlasını daha olası hale getiriyor.

Rapora göre Avustralya dünyanın en büyük lityum ihracatçısı ve lityum içeren cevher olan spodümen maden üretiminin görünüm dönemi boyunca yılda yaklaşık %10 artacağı tahmin ediliyor.

Nikel konusunda, küresel arzın %55’inden fazlasından sorumlu olan Endonezya ve Çin’in üretimindeki artış Avustralya’daki sektörü etkilemeye devam ediyor.

Yazarlar, “Madencilik ve rafine edilmiş arzdaki güçlü büyümenin görünüm dönemi boyunca devam edeceği öngörüldüğünde, ortaya çıkan arz fazlasının nikel fiyatlarını 2026 yılına kadar sınırlaması muhtemeldir” diye yazdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English