Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

COP28 başkanı fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması taleplerinin arkasında ‘bilim olmadığını’ savundu

Yayınlanma

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ev sahipliğinde Dubai’de düzenlenen COP28’e başkanlık eden Sultan el-Cabir, fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasına yönelik taleplerin arkasında ‘bilim olmadığını’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İrlanda’nın eski cumhurbaşkanı Mary Robinson ile birlikte katıldığı bir online etkinlikte Cabir’in “petrolden vazgeçmenin dünyayı mağaralara geri götüreceği” yönündeki ifadeleri gündem oldu.

İlk olarak The Guardian tarafından haberleştirilen açıklamalar pazar günü Dubai’deki Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde yankı buldu ve bazı iklim bilimciler ve aktivistler tarafından sert bir şekilde eleştirildi.

Haberlere yanıt veren bir COP28 sözcüsü ise, bunun “başkanlığın gündemini baltalamaya yönelik bir başka girişim” olduğunu savundu.

Sözcü, “COP başkanı, 1.5C’ye ulaşmanın bir dizi alan ve sektörde eylem gerektirdiğini söylerken tereddütsüzdü. COP Başkanı, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması ve terk edilmesinin kaçınılmaz olduğu ve 1.5C’yi ulaşılabilir bir seviyede tutmamız gerektiği konusunda nettir” ifadelerini kullandı.

COP28 Dubai’de başlıyor: Hangi tartışmalar gündemde?

Fosil yakıtlar tartışması

COP28’deki en tartışmalı gündemlerden biri fosil yakıtların gelecekteki rolü ve ülkelerin CO2 yayan kömür, petrol ve gaz kullanımını aşamalı olarak durdurmaya başlamaları gerekip gerekmediği üzerine.

Ülkeler COP26’da kömür kullanımını aşamalı olarak azaltma konusunda anlaştılar, ancak gezegeni ısıtan emisyonların ana kaynağı olan tüm fosil yakıtları bırakma konusunda hiçbir zaman anlaşamadılar.

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ülkelerin fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmelerini taahhüt eden nihai bir COP28 anlaşmasında ısrar ediyor. Ancak G20 grubu temmuz ayındaki zirvede bu konuda anlaşmaya varamadı. Bazı gelişmekte olan ekonomiler ise fosil yakıtların tamamen kullanımdan kaldırılmasına karşı çıkacaklarını açıkladılar.

BAE ve ekonomileri fosil yakıtlara bağımlı olan diğer ülkeler, COP28’in CO2 emisyonlarını yakalamak ve yeraltında depolamak için tasarlanan yeni teknolojilere odaklanmasını istiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı bu emisyon azaltma teknolojilerinin küresel iklim hedeflerine ulaşılması için çok önemli olduğunu söylese de bu teknolojiler aynı zamanda pahalı ve şu anda büyük ölçekte kullanılmıyor.

Öte yandan BM’nin iklim değişikliği tehdidine karşı küresel müdahaleyi desteklemekle görevli birimi olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından pazar günü yayınlanan bir rapor fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını “müzakere edilemez” olarak nitelendirdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres zirvenin ikinci gününde bir açıklama yaptı ve şu ifadeleri kullandı: “Bilim net: 1.5C sınırı ancak tüm fosil yakıtları yakmayı nihai olarak durdurursak mümkün. Azaltmak değil, hafifletmek değil. Net bir zaman çerçevesi ile aşamalı olarak sonlandırmak”

AB komisyon üyesi Ursula von der Leyen de delegelere yaptığı açıklamada, “Fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmeliyiz. Ve metan emisyonlarını azaltmalıyız” dedi.

Öte yandan zirvede her iki seçeneğin yanı sıra sadece kömürü hedef alan ya da fosil yakıtları tamamen dışlayan öneriler de masada duruyor.

DİPLOMASİ

Biden’dan Netanyahu’ya ağır hakaretler iddiası

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail’in Gazze işgalinin başlamasından bu yana geçen bir yıl içinde, İsrail lideri Binyamin Netanyahu ile sık sık özel diyaloglarda karşı karşıya geldiği iddia ediliyordu.

Biden’ın “yaşadığı hayal kırıklığının derinliği”, ünlü ABD’li gazeteci Bob Woodward’ın yakında çıkacak olan ve Biden’ın yabancı liderlerle ilişkilerine odaklanan Savaş [War] adlı kitabından alıntılarla gözler önüne seriliyor.

CNN’e göre Biden bu bahar özel olarak, “O o***pu çocuğu Bibi Netanyahu kötü bir adam. O lanet olası kötü bir adam,” demişti.

Haaretz’in aktardığına göre kitabın yayınlanmasından bir hafta önce yapılan alıntılar, Biden ve Netanyahu’nun, İsrail’in ilkbaharda Refah’ı işgali konusundaki anlaşmazlıklarının yanı sıra Hizbullah’tan Fuad Şükr gibi üst düzey yetkililerini hedef almasını da detaylandırıyor.

Kitapta aktarılan bir diyaloğa göre, Biden nisan ayındaki bir telefon görüşmesinde Netanyahu’ya, “Stratejin nedir dostum?” sordu. Netanyahu’nun yanıtı ise, “Refah’a girmek zorundayız,” oldu.

“Bibi, hiçbir stratejin yok,“ diyen Biden, daha sonra danışmanlarına, “Bir şeyler yapacağını biliyorum ama bunu sınırlandırmanın yolu ona ‘hiçbir şey yapmamasını’ söylemek,” dedi.

Woodward, İsrail Refah’a girdikten sonra Biden’ın Netanyahu için özel bir konuşmasında, “O kahrolası bir yalancı,” dediğini yazıyor.

Bununla birlikte Haaretz’e göre ABD, İsrail’in Refah operasyonunda Washington’un tavsiyelerini dikkate aldığını ve “yoğun nüfuslu kente tam ölçekli bir işgali tercih etmediğini” açıkça ve özel olarak ifade etmişti.

İsrail aylar sonra temmuz sonunda Beyrut’ta düzenlediği bir hava saldırısında Şükür’ü öldürdüğünde Biden’ın “Bibi, ne oluyor lan?” diye bağırdığı iddiası da Woodward’ın kitabında dile getiriliyor.

İddiaya göre Biden Netanyahu’ya, “Biliyorsun İsrail’in dünyadaki algısı giderek artan bir şekilde senin haydut bir devlet, haydut bir aktör olduğun yönünde,” dedi.

Netanyahu yanıt olarak hedefin “önde gelen teröristlerden biri” olduğunu söyledi ve “Bir fırsat gördük ve bunu değerlendirdik. Ne kadar sert vurursanız, müzakerede o kadar başarılı olursunuz,” yanıtını verdi.

Washington Post, Biden’ın ayrıca “Netanyahu için çalışan 19 kişiden 18‘inin ‘yalancı’ olduğunu” söylemesi de dahil olmak üzere anlaşmazlık hakkında ek ayrıntılar yayınladı.

Woodward ayrıca diğer üst düzey ABD’li yetkililer ile Netanyahu arasındaki gerilime de dikkat çekerek, İsrail’in Gazze’deki itidal eksikliği konusunda “Blinken’ın hiçbir etkisi olmadığı açıktı,” diye yazdı.

Woodward ayrıca Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Keith Kellogg’un bu yılın başlarında İsrail’e yaptığı bir gezi sırasında Netanyahu ile gizlice görüştüğünü ortaya koyuyor.

Kellogg döndükten sonra 7 Ekim saldırısından Biden’ı sorumlu tutan bir notu kamuoyuyla paylaşmış ve ziyaretin “Biden yönetiminin ABD’nin küresel caydırıcılığını erozyona uğratmasının ve İran’a yönelik başarısız politikalarının Amerika’yı Orta Doğu’da müttefikimiz İsrail için yıkıcı sonuçları olacak bölgesel bir savaşa sürüklediğini pekiştirdiğini” belirtmişti.

Kitapta ayrıca İsrailli yetkililerin, özellikle Demokratların başkan adaylığını üstlenmesinden bu yana Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten giderek artan “bıkkınlığı” da yer alıyor.

Kitapta İsrail’in ABD Büyükelçisi Michael Herzog’un, “Şimdiye kadar Başkan Yardımcısı Harris’in sorunlarımız üzerinde herhangi bir etkisi olduğunu düşünmüyordum. Odadaydı ama hiçbir zaman bir etkisi olmadı,” dediği aktarılıyor.

Netanyahu’nun, Harris’in perde arkasındaki dostane yaklaşımıyla, temmuz ayındaki görüşmenin ardından İsrail’in sivil kayıpları azaltmadaki başarısızlığını kamuoyu önünde eleştirmesi arasındaki tezattan dolayı “çileden çıktığı” bildiriliyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ramstein toplantısı Biden için ertelendi

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın Almanya ziyaretini iptal etmesi üzerine, 12 Ekim’de Almanya’da yapılması planlanan Ukrayna Temas Grubu toplantısı ertelendi.

Pentagon’dan bir yetkilinin Spiegel dergisine verdiği bilgiye göre, Ukrayna Temas Grubu’nun 12 Ekim’de Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde yapılması planlanan toplantısı ertelendi.

Toplantı, ABD Başkanı Joe Biden’ın Almanya ziyaretini iptal etmesi üzerine askıya alındı. Toplantının yeni tarihi ise henüz belirlenmedi.

Bir gün önce, 8 Ekim’de, Biden’ın Florida eyaletine yaklaşan Milton Kasırgası’nı yerinde incelemek üzere Almanya’ya yapacağı uçuşu ertelediği öğrenilmişti.

Florida Valisi Ron DeSantis, eyalette 5,5 milyondan fazla kişinin tahliye edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Meteorologlara göre, kasırga saatte 14,5 km hızla ilerlerken rüzgarların hızı saatte 287 km’ye ulaşıyor.

Washington Post’un haberine göre, Ramstein Üssü’ndeki toplantıda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in bir kez daha “zafer planını” sunmayı planladığı bildirildi.

Gazetenin kaynaklarına göre, NATO ülkeleri bu toplantıda Ukrayna’nın gelecekte ittifaka üye olabilmesi için “daha somut adımlar” önermeyi tartışacak.

Zelenskiy, planını ilk kez Eylül ayında Washington’a yaptığı ziyarette tanıtmış, ancak bu öneri ABD yönetimini etkilemekte başarılı olamamış ve “bir dizi girişim” olarak değerlendirilmişti.

Ramstein temas grubu toplantısında neler konuşulacak?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bloomberg: Zelenskiy, Rusya ile müzakereler konusunda esneklik göstermeye başladı

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in Rusya ile barış müzakerelerine daha açık bir tutum sergilediği bildirilirken, Batılı müttefiklerin Kiev üzerindeki baskısı artıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Rusya ile müzakere koşullarını görüşmeye ve savaşı sona erdirmeye hazır olduğu bildirildi.

Bloomberg‘e konuşan ve Ukrayna Devlet Başkanı ile Batılı liderler arasındaki görüşmelere aşina olan bir dizi yetkiliye göre, Zelenskiy’in öne sürdüğü “zafer planı” Washington’da pek sıcak karşılanmadı.

Amerikalı yetkililer, Kiev’den önümüzdeki yıl için askeri teçhizat, endüstriyel kalkınma yardımı ve mali destek de dahil olmak üzere ihtiyaçlarına dair kapsamlı bir yol haritası hazırlamasını talep etti.

Bu doğrultuda Ukrayna lideri, planın ayrıntıları üzerinde çalışmak üzere yardımcılarını Washington’a gönderdi.

Habere göre, Batılı müttefikler savaşı sonlandıracak somut bir plan için Kiev üzerindeki baskıyı artırdı.

Ajansa bilgi veren üst düzey bir yetkili, Kiev’in henüz planın tüm ayrıntılarını açıklamamış olmasını, Ukraynalı yetkililerin stratejik belirsizlik unsurunu kullanma ve böylece daha geniş bir manevra alanı elde etme çabası olarak yorumladı.

Ukrayna’nın NATO üyeliği müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan başka bir kaynak, ateşkes görüşmeleri sırasında ABD’den alınacak güvenilir ikili güvenlik garantilerinin, aslında Kiev’in ittifaka üyeliği anlamına geleceğini dile getirdi.

Ancak aynı kaynak, Moskova’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğine kesin olarak karşı olduğunu hatırlatarak, hangi formülün tüm tarafları müzakere masasına getirebileceğinin belirsiz olduğunu vurguladı.

Ukrayna, Devlet Başkanı Zelenskiy tarafından önerilen ve 1991 sınırlarına geri dönülmesini, Rusya ordusunun çekilmesini içeren “barış formülünün” uygulanmasında ısrarcı olmaya devam ediyor.

Pentagon, Ukrayna’ya uzun menzilli seyir füzesi göndermeyi önerdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English