Avrupa’nın ve dünyanın etkili düşünce kuruluşlarından Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP), Federal Meclis’in silahlanma için borçlanmaya getirilen kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına ilişkin bugün alacağı karar öncesinde, Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) silahlandırılması için özel öneriler sunuyor.
Bu önemli makalenin yazarları isimler: DGAP Başkanı ve eski Airbus CEO’su Thomas Enders, Airbus CEO’su René Obermann (eski Deutsche Telekom CEO’su), Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) Başkanı Moritz Schularick ve yatırımcı Jeannette zu Fürstenberg.
Makalede, NATO’nun doğu kanadında büyük ölçekli bir “insansız hava aracı duvarı” inşa etmek için Avrupa’da on binlerce araç tedarik edileceği vurgulanıyor.
Buna ek olarak, Starlink benzeri ve Avrupa’ya ait bir uydu takımyıldızının ve özellikle Baltık Denizi’nde büyük ölçekli sualtı gözetiminin geliştirilmesinin gerekli olduğunu savunan yazar, ayrıca “otonom sistemler ve robotik” ile “uygulamalı yapay zeka ”nın geliştirilmesine de büyük önem atfediyor.
Enders bunu yaparken, örneğin F-35 savaş uçakları ile ortaya çıkan ABD’ye olan mevcut bağımlılıktan kurtulmak için “egemen Avrupa-içi tedariki” konusunda ısrar etmenin önemli olduğuna işaret ediyor.
DGAP makalesi ayrıca nükleer silahlar konusunda Washington’dan bağımsızlığı ve buna bağlı olarak Avrupa potansiyelinin geliştirilmesini hedefliyor ve bu potansiyelin ABD’nin potansiyeline benzer olması gerektiğini savunuyor.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
Veri ve dijital entegrasyon
DGAP’nin “Bağımlılık ya da Kendini Kabul Ettirme” başlığı altında yayınlanan makalesi, ilk olarak Alman hükümetinin Ukrayna’daki savaşın başlamasından hemen sonra verdiği 100 milyar avroluk özel borcun (“özel fonlar”) kullanımını eleştiriyor.
Makaleye göre bu fonlar “zaman baskısı altında” en mantıklı şekilde harcanmadı; çoğunlukla “2000’li ve 2010’lu yılların teknolojilerine” ve ayrıca “büyük ölçüde … Avrupa dışı sistemlere” harcandı ki burada kastedilen ABD savunma sanayi ürünleri.
Modern savaş alanında hayati önem taşıyan şeyin salt tank ve uçak sayısı değil, insansız hava araçları (İHA) gibi diğer yeni silahlar ve her şeyden önce “veri akış hızı, hassasiyet ve dijital entegrasyon” olduğunu savunan yazar, bu nedenle Federal Almanya’nın “teknoloji odaklı bir savunma stratejisi” izlemesi gerektiğini salık veriyor.
Gelecekte askeri yatırımların sadece stratejik yeteneklere, yani derin vuruş ve hava savunmasına değil, aynı zamanda ve özellikle “ağa bağlı ve otonom sistemler” ve uzay gibi “modern teknoloji alanlarına” yönelik olması gerektiği de makalede yer verilen görüşler arasında.
Silah teknolojisinde ‘Avrupalı al’ stratejisi
Yazarlar, SPARTA (Stratejik Koruma ve Gelişmiş Dayanıklılık Teknolojisi İttifakı) adlı bir proje çağrısında bulunuyor ve Almanya’nın Avrupa düzeyinde bir “başlatıcı” olarak hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Genel olarak amaç, büyük silahlanma programlarının gecikmeksizin oluşturulması; “yeni teknolojilere odaklanılması ve ABD’ye bağımlılıktan kaçınmak için “egemen Avrupa-içi tedarikinin” yapılması.
ABD’nin F-35 savaş uçağı olumsuz bir örnek olarak gösteriliyor, zira “son derece şifreli ve kapalı bir yazılım mimarisine” sahip olduğu ve bunun da “Avrupa sistemlerine doğrudan entegrasyonu” zorlaştırdığı vurgulanıyor.
Yazarlara göre bu durum, ABD tarafından kontrol edilen düzenli yazılım güncellemeleri ve bakım gerektiriyor ki bu da sürekli bağımlılığa yol açıyor. DGAP Başkanı Enders kısa süre önce verdiği bir röportajda bazı uyarılarda bulunmuştu. faz’a konuşan Enders, “Amerikalıların isterlerse bu şeyi kapatabileceklerini biliyoruz,” demişti.
DGAP raporunun yazarları “hızın” önemini vurguluyor; acil (altı ila 12 ay), kısa vadeli (bir ila üç yıl) ve en iyi ihtimalle orta vadeli (üç ila beş yıl) projeler öneriyorlar.
Amaç, sadece modası geçmiş “eski platformları” yakalamak yerine “önemli teknolojik üstünlük” elde etmek.
Pentagon ve güç ideolojisi: Batı medeniyetini kurtarmak
On binlerce drondan oluşan bir Doğu Avrupa duvarı
Yazarlar spesifik olarak, örneğin NATO’nun doğu kanadı üzerinde uzun menzilli bir insansız hava aracı duvarı kurulmasını öneriyorlar; bunun için on binlerce İHA’nın gerekeceğini de kabul ediyorlar.
Yazarlar, mevcut silah sistemlerinin mümkün olduğunca modernize edilmesini ve böylece Ukrayna’daki savaş alanlarında görüldüğü gibi modern dron savaşında ayakta kalabilmelerinin sağlanmasını talep ediyorlar.
Buna ek olarak, NATO’nun doğu kanadının izlenmesi de dahil olmak üzere “askeri uygulamalar için gerçek zamanlı değerlendirme” de dahil olmak üzere hızla Starlink benzeri “egemen bir uydu takımyıldızının geliştirilmesi” de beklentiler arasında.
Baltık ülkeleriyle birlikte büyük ölçekli bir sualtı gözetleme sisteminin geliştirilmesinin de ele alınmasını isteyen DGAP yazarları, “Savaş alanında merkezi olmayan, ağ bağlantılı veri kullanımı için bir Avrupa çok alanlı savaş bulutunun hızla hayata geçirilmesinin” de Kıta’nın kendi komuta ve kontrolünü ve nihayetinde etkinliğini hızlandırmak için vazgeçilmez olduğunu düşünüyorlar.
Son olarak, DGAP belgesinin yazarları, ‘niteliksel ve niceliksel hava üstünlüğü’ elde etmeyi mümkün kılacak ‘insansız, bağımsız olarak kontrol edilebilen savaş uçağı sistemlerine giriş’ çağrısında da bulunuyorlar.
Almanya, nükleer istiyor
DGAP belgesinin yazarlarına göre SPARTA programının Alman ve Avrupalı silah şirketlerini yönlendireceği beş merkezi teknoloji alanı arasında otonom sistemler ve robotik, uygulamalı yapay zeka, uzay teknolojileri ve hipersonik silah sistemleri yer alırken, belgede açıkça nükleer teknolojiden bahsediliyorve nükleer silah stoklarının “genişletilmesi ve modernizasyonuna” atıfta bulunuluyor.
Almanya’nın bugüne kadar NATO’nun nükleer programına katılımının devam etmesini isteyen yazarlar, aynı zamanda Avrupa’nın da ABD’ninkine benzer yeteneklerle donatılması gerektiği belirtiyorlar.
İki nükleer güç olan Fransa ve Birleşik Krallık ile Almanya’nın yakın işbirliği, kabiliyetleri genişletmek ve bunları kendi özel koruyucu şemsiyelerine entegre etmek için en iyi seçenek olarak görünüyor.
Diğer Avrupa ülkelerinin de buna katılması gerektiğine işaret eden DGAP belgesi, arzu edilen nükleer silah anlaşmasını bir ‘özgürlük savunucuları koalisyonu’ olarak tanımlıyor.
Rakip olarak ABD
DGAP Başkanı Enders faz’a verdiği aynı röportajda daha da ileri giderek, Amerikan sistemlerinden “mümkün olduğunca çok ve hızlı bir şekilde bağımsız olmanın” zorunlu olduğunu savunmuştu.
Örneğin Enders, Fransız-İtalyan SAMP/T hava savunma sisteminin ABD’nin Patriot füzelerine eşit bir alternatif sunduğunu ileri sürüyor.
Alman hükümetinin Avrupa hava savunma girişimi ESSI (Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi) için SAMP/T sistemi yerine Patriot’u tercih etme kararı, Fransa ve İtalya’nın 2022 yılına kadar ESSI’ye katılmamasına neden olmuştu.
Enders, “Bu Amerikan yönetiminin artık bir muarız haline geldiği gerçeğini görmezden gelemeyiz,” dedi.