Fransa’nın eski başbakanı François Fillon, Salı günü Ulusal Meclis’in dış müdahalelere ilişkin araştırma komisyonuna ifade verdi.
Fillon, Rusya ve Çin’e yönelik farklı yaklaşımlardaki ‘ikiyüzlülüğü’ kınadı ve Çin’in daha büyük bir tehdit olduğunu söyledi.
Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde (2007-2012) başbakanlık yapan Fillon, Rassemblement National (RN) grubunun girişimiyle kurulan ve başkanlığını RN milletvekili Jean-Philippe Tanguy’un yaptığı Ulusal Meclis’in dış müdahaleleri araştırma komisyonu tarafından sorgulandı.
Eski başbakana, özellikle Rusya’nın Fransız siyasi ve ekonomik hayatına müdahaleleri konusunda sorular soruldu.
Fillon, Fransız hükümetinin başında bulunduğu dönemden ve 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki Les Républicains adına adaylığından sonra, Rusya’da şirket kurmak isteyen şirketler için danışmanlık yapmıştı.
Ayrıca Haziran 2021’den itibaren Rus devletine ait petrol şirketi Zarubezhneft’in ve Aralık 2021’den itibaren Rus petrokimya devi Sibur’un yönetim kurullarında yer alan Fillon, Ukrayna savaşının başlamasından kısa bir süre sonra bu görevlerinden istifa etmişti.
Fillon, Rusya’nın da diğer ülkeler gibi yabancı ülkelere müdahale etmeye çalıştığını söyledi fakat dış müdahalelerin ‘çoğu zaman dost ve müttefik bir ülke olan ABD’den geldiğini’ vurguladı.
Eski başbakan, dönemin bumhurbaşkanı Sarkozy ile birlikte beş yıl boyunca NSA [ABD Ulusal Güvenlik Ajansı] tarafından dinlendiğini de sözlerine ekledi.
Fillon ayrıca ‘Çin casusluğunun’ ve ‘Fransa’daki seçimlerde dini liderler aracılığıyla doğrudan oy kullanma talimatı veren Türkiye, Fas ve Cezayir’in’ müdahalesinin olduğunu da ileri sürdü.
Avrupa ve Avrupa medyasının, Rusya ve Çin’e karşı eşit derecede duyarlı davranmayarak bir ‘muhakeme hatası’ yaptığını savunan Fillon, “Çin rejimi Rus rejiminden daha sert bir rejimdir,” iddiasında bulundu.
Fransız hükümetinin eski başkanı, “Çin, küresel ekonomimiz ve dünyadaki nüfuzumuz için Rusya tehdidinden çok daha büyük bir tehdittir,” dedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.
İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.
Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.
Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.
Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.
Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.
Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.
Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.
Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.
Avrupa Komisyonu, üye ülkelerden savaş ihtimali dahil çeşitli kriz senaryolarına karşı halkı hazırlamalarını tavsiye etti. Vatandaşlara en az 72 saat yetecek su, gıda, ilaç ve temel malzemeleri içeren acil durum kiti oluşturmaları önerildi. Preparedness Union Strategy adlı belge, AB genelinde kriz yönetimi kabiliyetlerini artırmayı ve tehditlere karşı dayanıklılığı güçlendirmeyi hedeflediğini öne sürüyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere, halklarını savaş ihtimali de dahil olmak üzere çeşitli kriz senaryolarına karşı hazırlamalarını tavsiye etti.
Preparedness Union Strategy (Hazırlık Birliği Stratejisi) başlıklı belgeye göre, vatandaşların su, ilaç, kibrit, el feneri, pil, sıcak tutacak giysiler ve dayanıklı gıda maddelerini içeren asgari bir acil durum stoku oluşturmasına özel önem verilmesi gerekiyor.
Bu kitte ayrıca önemli belgelerin kopyaları ve kişinin acil bir durumda en az 72 saat dışarıdan yardım almadan idare edebilmesi için gerekli her şeyin bulunması gerektiği belirtildi.
Strateji, toplamda hem vatandaşları hem de devletleri acil durumlara hazırlamayı amaçlayan 30 somut eylem içeriyor.
17 sayfalık taslak metne göre, tüm talimatların yerine getirilmesi, “tehditleri ‘kaynağı veya doğası ne olursa olsun’ yönetme kabiliyetine sahip, güvenli ve dayanıklı bir AB oluşturulmasını” sağlayacak.
Komisyon, Avrupa’nın Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından sürekli bir hazırlık durumunda olduğunu, ayrıca doğal afet ve finansal şok risklerinin de sürdüğünü hatırlattı.
Belgede, “Son yıllardaki büyük krizlerin hiçbiri tek başına veya kısa ömürlü olmadı,” denilerek Avrupa’nın sadece zorluklara yanıt vermekle yetinemeyeceği, aynı zamanda bunları öngörmesi gerektiği kaydedildi.
Öte yandan İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Komisyon Üyesi Hadja Lahbib, “tehditlerin çoğaldığına ve daha büyük ölçekli hale geldiğine” dikkat çekerek, bu noktada AB içinde koordinasyon ve dayanışmanın gerekli olduğunu belirtti.
Strateji ayrıca, hastanelerin, okulların, ulaşım ağlarının ve telekomünikasyon sistemlerinin olağanüstü koşullarda işlevlerini sürdürebilmeleri için asgari hazırlık standartları getirilmesini öngörüyor.
Diğer bir madde ise, ülkeler arasındaki etkileşimi geliştirerek acil durum yönetiminde AB’nin “beyni” işlevi görecek bir kriz koordinasyon merkezi kurulmasını içeriyor.
Birlik ayrıca ilaçlar, ham maddeler ve enerji ekipmanları gibi kritik öneme sahip kaynakların stoklarını artırmayı hedefliyor.
Temel amaç, hazırlık düzeylerinin büyük farklılıklar gösterdiği 27 AB ülkesindeki yaklaşımları standart hale getirmek.
Örneğin, 2024 yılındaki sel felaketlerinin ardından İspanya’nın doğal afetlere karşı koruma önlemlerini zaten güçlendirdiği, Baltık ülkelerinin ise siber tehditlere karşı bir kalkan oluşturmak için aktif olarak çalıştığı belirtiliyor.
Strateji, tüm Avrupa Birliği’nin erişebileceği ortak standartlar ve rezervler oluşturarak çeşitli “kör noktaları” gidermeyi hedefliyor.
Belge yeni savunma girişimleri içermese de, Kuzey Avrupa ülkelerinin deneyimlerinden esinlenen ve vatandaşlardan iş dünyasına, ordudan hükümetlere kadar toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir kriz yönetimi modeli sunuyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi iki yetkilinin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre, polis yetkilileri Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu (AP) siyasi asistanlarına ait iki ofiste arama yaptı.
Polis daha önce ofisleri 13 Mart’ta mühürlemişti, aynı gün yetkililer Huawei’ye fayda sağladığı iddia edilen AP’deki yolsuzlukla ilgili bir soruşturmanın parçası olarak Belçika ve Portekiz’de 20’den fazla adrese baskın düzenledi. Yetkililer Perşembe günü bu ofislerde arama yapıldığını doğruladı.
Yetkililerden biri Strasbourg’daki aramanın Huawei’nin lobicilik faaliyetlerine yönelik soruşturmanın bir parçası olduğunu doğruladı.
Parlamento üyeleri ve yardımcılarının, kurumun düzenli parlamento faaliyetlerinin gerçekleştirildiği Brüksel’deki binasında ve genel kurul oturumlarının yapıldığı Fransa’nın Strasbourg kentindeki resmi merkezinde ofisleri bulunuyor.
Brüksel’deki iki ofis bu ayın başlarında mühürlenip aranmış ve kiracılarına geri verilmişti.
POLITICO tarafından görülen adli belgelere göre Belçikalı savcılar, Huawei’nin sekiz Avrupalı parlamenter tarafından imzalanan ve Çinli teknoloji devinin çıkarlarını savunan bir açık mektup yazdırmak için yasadışı ödemeler yapıp yapmadığını araştırıyor.
Belçika savcılığı dört kişinin yolsuzluk ve suç örgütü kurmakla, bir kişinin de kara para aklamakla suçlandığını açıkladı.
İtalyan merkez sağ milletvekili Fulvio Martusciello’nun bir parlamento asistanı 20 Mart’ta İtalya’da tutuklandı. Kurumun basın servislerine göre söz konusu asistan Parlamento tarafından görevinden uzaklaştırıldı. Martusciello’nun 2021’deki ofisinin, soruşturma altındaki mektubu tanıtma çabasına öncülük ettiği ileri sürülüyor.
Huawei sözcüsü daha önce yaptığı bir açıklamada, şirketin “yolsuzluk veya diğer yanlış davranışlara karşı sıfır tolerans politikasına sahip olduğunu ve yürürlükteki tüm yasa ve yönetmeliklere her zaman uymaya kararlı olduklarını” söylemişti.