Bizi Takip Edin

Avrupa

Euro Bölgesi’nde daralma devam ediyor

Yayınlanma

Ekonomik daralmaya işaret eden ve yakından takip edilen bir ankete göre, Euro bölgesindeki işletmelerin çoğunluğu bu ay faaliyetlerinde ve yeni siparişlerinde düşüşün devam ettiğini bildirdi.

Euro Bölgesi satın alma yöneticileri endeksinin manşet değeri 47,1 ile ağustos ayındaki 46,7 seviyesinden biraz daha iyi olsa da 50 seviyesinin çok altında kaldı.

Financial Times’a göre, yirmi ülkeden oluşan Euro Bölgesi’ndeki şirketlerin faaliyetlerinin önemli bir ölçütü olan HCOB flaş bileşik PMI, yeni siparişlerde “Kasım 2020’den bu yana en belirgin” olduğunu söylediği dördüncü aylık düşüşü de bildirdi.

Anketi derleyen S&P Global, imalat talebinin düşmeye devam ettiğini ancak pandemiden bu yana yeni işlerde en keskin düşüşü yaşayan hizmet sektöründe de siparişlerin azaldığını söyledi.

Genel PMI değeri, Reuters anketinde 46,5 olarak tahmin edilen hafif düşüşün üzerinde gerçekleşti. Ancak ekonomistler, Euro bölgesi üretiminin son dokuz ayda neredeyse hiç artmamasının ardından anketin hala faaliyetlerin zayıfladığını gösterdiğini söyledi.

50’nin üzerindeki okumalar şirketlerin bir önceki aya kıyasla faaliyetlerinde artış olduğunu gösterirken, 50’nin altındaki rakamlar daralmaya işaret ediyor.

FT’ye konuşan Alman kredi kuruluşu Commerzbank’ta ekonomist Christoph Weil, “Euro bölgesinde bir durgunluk giderek belirginleşiyor” dedi ve ekledi: “Kilit faiz oranının daha da artırılması giderek daha az olası hale geliyor.”

Euro son altı ayın en düşük seviyesinde

Yatırımcılar ayrıca, kötü ekonomik görünümün Avrupa Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptığı çeyrek puanlık faiz artışının son faiz artışı olma ihtimalini artırdığına da bahse girdiler. Euro, öncü PMI verisinin ardından ABD doları karşısında yüzde 0,2 değer kaybederek son altı ayın en düşük seviyesi olan 1,064 dolara geriledi.

PMI verilerinin açıklanmasından kısa bir süre önce New York’ta bir konuşma yapan ECB baş ekonomisti Philip Lane, ekonomik büyümeye yönelik risklerin “aşağı yönlü” olduğunu, imalat faaliyetlerinin “zayıf kalmaya devam edeceğini” ve hizmetlerde “yavaşlamaya dair açık işaretler” olduğunu söyledi.

AMB faiz oranlarının zirve yaptığına dair bugüne kadarki en güçlü sinyalini veren Lane, bankanın modellerinin, mevduat faizinin mevcut seviyesi olan yüzde 4’te “yeterince uzun bir süre” tutulduğu sürece enflasyonun yüzde 2 hedefine ulaşma yolunda olduğunu gösterdiğini söyledi.

S&P Global/Cips satın alma yöneticileri endeksine göre İngiltere’de iş faaliyetlerinde daha da keskin bir düşüş yaşandı ve ağustos ayındaki 48.6 seviyesinden eylül ayında 46.8’e gerileyerek 32 ayın en düşük seviyesine indi.

Hamburg Commercial Bank’ın baş ekonomisti Cyrus de la Rubia, hizmet şirketlerinin işe alımlarının eylül ayında hafif bir artış gösterdiğini belirterek, “Euro Bölgesi’ndeki PMI hizmet rakamları karamsar bir tablo çiziyor, ancak durum o kadar da kötü değil” dedi ve ekledi: “Bununla birlikte, Euro bölgesinin üçüncü çeyrekte daralmaya girmesini bekliyoruz.”

Şirketler, eylül ayında maliyetlerinin daha hızlı arttığını, bunun başlıca nedeninin de hizmet sektöründeki ücret artışları ve yüksek yakıt maliyetleri olduğunu söyledi.

İmalat aktiviteleri düşmeye devam ediyor

S&P Global, “İmalat çıktı fiyatları belirgin ve hızlanan bir şekilde düşerken, hizmet ücretleri enflasyonu 25 ayın en düşük seviyesine geriledi” dedi.

Fransa’da ticari faaliyetler, PMI skorunun 43,5 ile neredeyse son üç yılın en düşük seviyesine gerilemesiyle beklenenden daha fazla zayıflarken, Almanya’daki faaliyetlerdeki düşüş PMI skorunun 46,2’ye yükselmesiyle bir miktar hafifledi.

Lane, yüksek kar marjlarının enflasyona katkısının bu yılın ilk yarısında “ılımlı” olduğunu ve bunun “artan ücret baskılarının firmalar tarafından absorbe edilmeye başlandığına işaret ettiğini” söyledi.

Araştırma grubu Pantheon Macroeconomics’te ekonomist olan Melanie Debono şunları kaydetti: “Hizmet enflasyonunun önümüzdeki aylarda ECB’yi [faiz oranlarını] daha fazla artırmamaya ikna edecek kadar düşmesini beklemeye devam ediyoruz.”

Euro bölgesi şirketlerinde işe alım faaliyetleri bu ay biraz toparlandı, ancak yine de son 32 ayın en düşük ikinci oranı oldu. S&P, “yedek kapasite ve görünüme olan güvenin azalması, şirketlerin işe alım yaklaşımlarında yine temkinli oldukları anlamına geldiği için” istihdam yaratmanın yavaşladığını söyledi.

Avrupa

Almanya’nın nadir toprak ve mıknatıs ithalatçıları Çin’in kısıtlamaları gevşetmesini bekliyor

Yayınlanma

Almanya’nın nadir toprak mineralleri ve mıknatıs ithalatçıları, Pekin’in geçen hafta Avrupa şirketlerine yönelik ihracat onaylarını hızlandıracağını açıklamasının ardından ayrıntıları merakla bekliyor.

İki önemli ithalatçı Nikkei Asia‘ya, Washington’un geniş kapsamlı ticaret tarifelerine misilleme olarak 4 Nisan’da uygulamaya konulan yedi nadir toprak elementi üzerindeki Çin’in ihracat kontrollerinin, yaklaşık iki ay boyunca Almanya’ya neredeyse tüm tedariki kesintiye uğrattığını söyledi. Çin’in bu emtialar üzerinde neredeyse tekel konumunda olması nedeniyle bazı şirketler stoklarını tüketti.

ABD salı günü gazetecilere, Londra’da iki gün süren görüşmelerin ardından, Çin’in nadir toprak ihracat kısıtlamalarıyla ilgili bir anlaşmazlığın her iki tarafça çözüldüğünü söyledi, ancak ayrıntılara girmedi.

Nadir topraklar, elektrikli koltuklar, direksiyon simitleri, frenler, silecekler ve hatta ses sistemlerinde kullanılan elektronik üreticileri ve otomobil üreticileri için çok önemli. Yüksek sıcaklıklara dayanıklılıkları nedeniyle silah yapımında da kullanılıyorlar.

Pekin’in 4 Nisan’daki açıklamasından bu yana, Çinli yetkililer Alman Sanayi Federasyonu’nun şeffaf ve net olmadığını belirttiği süreçler içinde nadiren ihracat izni verdi. Çin, Avrupa’nın özellikle Hollanda’nın ASML şirketi tarafından üretilen yarı iletken üretim ekipmanlarına yönelik teknoloji ihracat kısıtlamalarını gevşetmesini istiyor.

Şu ana kadar Alman otomobil üreticileri, elektronik üreticileri gibi daha küçük üreticiler kadar kötü etkilenmedi. Volkswagen ve Mercedes-Benz gibi şirketler Çin’de büyük üretim tesislerine sahip ve nadir toprak elementlerini genellikle doğrudan tedarik ediyor. Bu kargaşanın ortasında Volkswagen, sınırlı sayıda ithalat izni aldığını doğruladığını açıkladı.

Berlin merkezli fiziksel hammadde ithalatçısı ve tüccarı Noble Elements için süreç çok daha zorlu geçti.

Genel Müdür Andreas Kroll, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “Dysprosium sipariş ettik, ancak limandan hiç çıkmadı, bu yüzden için ödediğimiz 100.000 doları orada bloke etmek istemediğimiz için siparişi hafif nadir toprak elementleri, neodim ve praseodim olarak değiştirdik” dedi.

Çin’in neredeyse tamamen kontrolü altında olan disprosiyum, Pekin’in ihracat kontrollerine tabi olan ağır nadir toprak elementlerinden biridir. Elektrikli araç motorlarında ve rüzgar türbin jeneratörlerinde kullanılan kalıcı mıknatıslar için talep görmektedir. Noble Elements’ın verilerine göre, 4 Haziran’a kadar geçen iki ayda toptan satış fiyatı %50’nin üzerinde artışla kilogram başına 550 avroya (808 dolar) yükseldi.

Kalıcı mıknatıslar için de hayati öneme sahip neodim ve praseodim fiyatları da, Çinli üreticilerin satış kayıplarını telafi etmek için bu daha hafif nadir toprak elementlerinin fiyatlarını artırmasının ardından şu anda yükseliyor.

Kroll, Çinli yetkililerin askeri teçhizat üretimini önlemek için amaçlanan işleme yöntemlerinin ve nihai kullanım amacının resimli bir şekilde gösterilmesini talep ettiğini söyledi.

Kroll, “[Çin’in son güvenceleri göz önüne alındığında] lisanslama sürecinin artık daha hızlı hale gelmesi bekleniyor, ancak asıl sorun, testlerin ne kadar kapsamlı yapılacağına bağlı olacak olan sivil kullanım kanıtıdır” dedi ve Pekin’in çip teknolojisi ihracatı konusunda Avrupa’nın tutumunu göz önünde bulunduracağını da sözlerine ekledi.

Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman Sosyal Demokrat Partisinden Rusya ile müzakere çağrısı

Yayınlanma

Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin (SDP) önde gelen bazı üyeleri, ülkenin dış ve güvenlik politikasının acilen gözden geçirilmesini talep etti. Stern dergisinin haberine göre, Rusya ile müzakere çağrısı yapan siyasetçiler, savunma harcamalarının artırılmasına ve Almanya’ya yeni Amerikan füzeleri konuşlandırılmasına karşı çıktı.

Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin (SDP) bazı temsilcileri, ülkenin dış ve güvenlik politikasının acilen gözden geçirilmesini talep etti.

Stern dergisinin, onlarca önde gelen sosyal demokrat tarafından imzalanan bir manifestoya dayandırdığı haberine göre grup, Alman ordusunun (Bundeswehr) yeniden silahlandırılmasına alternatif olarak Rusya ile müzakere yapılması çağrısında bulundu ve yeni Amerikan orta menzilli füzelerinin Alman topraklarına konuşlandırılmasına karşı çıktı.

Savunma harcamalarındaki artışa karşı çıktılar

Manifestoda, “Askeri alarm söylemi ve büyük ölçekli yeniden silahlanma programları artık Almanya ve Avrupa için güvenlik yaratmıyor, aksine istikrarsızlığa ve NATO ile Rusya arasında karşılıklı tehdit algısının artmasına yol açıyor” ifadelerine yer verildi.

SDP üyeleri, Rusya ile yakınlaşma çağrısında bulunurken, manifestoda bunun “tüm Avrupa devletlerinin diplomatik çabalarını yoğunlaştırmasını” gerektirdiği belirtildi.

Belgede, “Ukrayna’nın uluslararası hukuk kapsamındaki taleplerine verilen destek, Avrupa’daki herkesin meşru güvenlik ve istikrar çıkarlarıyla ilişkilendirilmelidir” denildi.

Bu bağlamda, ateşkesin ardından Rusya ile diyaloğu yeniden başlatmak için “son derece zor bir girişimde” bulunulması gerektiği vurgulandı.

Manifestonun yazarları ayrıca, savunma harcamalarının planlanan şekilde artırılmasına da karşı çıkarak, güvenlik politikası açısından savunma bütçesinin yıllara yayılan bir şekilde GSYİH’nin yüzde 3,5 veya yüzde 5’ine çıkarılması için hiçbir neden olmadığını savundu.

Manifestonun zamanlaması dikkat çekti

Stern dergisi, SDP’nin seçim yenilgisinin ardından yeni bir programı tartışmak üzere haziran sonunda bir federal parti toplantısı düzenlemeyi planladığına dikkat çekti.

Neredeyse aynı zamanda gerçekleşecek olan NATO zirvesinde ise Almanya’nın savunma harcamalarını önemli ölçüde artırma taahhüdünde bulunması bekleniyor.

Almanya’nın eski şansölyesi Olaf Scholz, 23 Şubat’ta SDP’nin Bundestag (parlamento) seçimlerindeki yenilgisini kabul etmişti.

Erken seçimler, Bundestag’ın 16 Aralık 2024’te Scholz’a güvensizlik oyu vermesinin ardından kararlaştırılmıştı.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Blackstone, Avrupa’ya 500 milyar dolarlık yatırım yapacak

Yayınlanma

Amerikalı yatırım şirketi Blackstone Inc., önümüzdeki on yıl içinde Avrupa’ya 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planladığını duyurdu. Bloomberg’e konuşan CEO Stephen Schwarzman, jeopolitik değişimler döneminde bölgenin artan çekiciliğine ve daha yüksek büyüme potansiyeline dikkat çekti.

Yatırım şirketi Blackstone Inc., önümüzdeki on yıl içinde Avrupa’ya 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyor.

Bloomberg‘e konuşan şirketin CEO’su Stephen Schwarzman’ın açıkladığı bu planlar, jeopolitik değişimler döneminde bölgenin yatırımcılar için artan çekiciliğine işaret ediyor.

CEO Schwarzman, “Bunda büyük bir fırsat görüyoruz. Avrupa ülkeleri yaklaşımlarını değiştirmeye başlıyor ve bunun daha yüksek büyüme oranlarına yol açacağına inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Diğer yatırımcılar da Avrupa’yı hedefliyor

Blackstone, Avrupa’yı yatırım için cazip bir bölge olarak gören tek şirket değil.

Geçen hafta Berlin’de düzenlenen bir sektör konferansında BC Partners, Permira ve Brookfield Asset Management temsilcileri de benzer planlarını dile getirmişti.

Bir trilyon dolarlık dev

1985 yılında kurulan Blackstone, 1991’de gayrimenkul yatırım piyasasına girdi. Şirket, şu anda 1 trilyon doları aşan yönetim altındaki varlıklarıyla dünyanın en büyük alternatif yatırım yönetimi firması konumunda bulunuyor.

Merkezi New York’ta olan şirketin ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde 27 ofisi bulunuyor.

Şirketin mali sonuçlarına göre, Blackstone’un 2025’in ilk çeyreğindeki net kârı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27,1 azalarak 614,9 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Şirketin geliri ise yüzde 11 düşüşle 3,29 milyar dolara geriledi.

Birleşik Krallık ve Orta Doğu ilgisi

CEO Schwarzman, Blackstone’un Londra ofisinde 650 kişinin çalıştığını belirtti. Firmanın Birleşik Krallık’a yaklaşık 100 milyar dolar yatırım yaparak ülkedeki en büyük yabancı yatırımcılardan biri haline geldiğini de sözlerine ekledi.

Schwarzman ayrıca, Riyad ve Dubai gibi şehirlerin hızlı büyümesinin “cazip fırsatlar yarattığını” söyleyerek şirketin Orta Doğu ile de ilgilendiğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English