Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Fransa’ya bir darbe de Gabon’dan

Yayınlanma

2020’de Mali, 2022’de Burkna Faso ve bu yıl Nijer’de gerçekleşen darbelerin ardından eski bir Fransız sömürgesinde daha askeri müdahale yoluyla yönetim değişiyor.

Gabon’da cumhurbaşkanı seçim sonuçlarının ilanından sonra ulusal televizyon binasına giren bir grup asker, yönetimi ele geçirdiklerini açıkladı. Böylece Fransa’nın desteğiyle 55 yıldır ülkeyi yöneten Bongo ailesi fiilen tasfiye edildi.

Orta Afrika ülkesi Gabon’daki 800 binden fazla kayıtlı seçmen, hafta sonu yapılan seçimlerde yerel milletvekillerini, ulusal meclis üyelerini ve bir sonraki cumhurbaşkanını belirlemek için oy kullandı. Gabon Cumhurbaşkanı 64 yaşındaki Ali Bongo Ondimba, devleti 41 yıldan fazla yöneten babası Ömer Bongo Ondimba’dan 2009’da görevi devraldı ve hafta sonu yapılan seçimlerle üçüncü kez yeniden seçildi.

Seçimlerin ardından oy sayım işlemi devam ederken internetin kısıtlanması, hükümeti ağır eleştirilerin hedefine koydu. Oy verme işleminin son saatlerinde “şiddet” gerekçesiyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Oyunu kullandıktan sonra basına açıklamalarda bulunan muhalefet lideri Ondo Ossa, Bongo’ya karşı verdiği başkanlık mücadelesinde seçimlere hile karıştırıldığını öne sürdü.

Seçim sonuçlarının duyurulmasından sonra bu sabah ulusal televizyon binasına giren bir grup asker, yönetime koyduklarını ilan etti. Yapılan açıklamada, seçimlerin iptal edildiği ve ülke sınırlarının kapatıldığı bilgisi paylaşıldı. Açıklamada, “Savunma ve güvenlik güçleri olarak Kurumların Geçiş ve Restorasyon Komitesi’nde (CTRI) birleştik. Gabon halkı adına mevcut rejime son vererek barışı savunmaya karar verdik” ifadesi kullanıldı. Daha sonra yapılan başka bir açıklamada, görevden alınan Bongo’nun ev hapsinde tutulduğu, Bongo’nun oğullarından birinin de “vatana ihanet” suçlamasıyla gözaltına alındığı ifade edildi.

Cumhuriyet Muhafızlarını yöneten General Brice Oligui Nguema’nın darbenin liderlerinden olduğu belirtiliyor.

Askerlerin açıklamasından sonra başkent Libervil sokaklarında askeri yönetime destek gösterileri düzenledi.

Darbe, Gabon’un eski sömürgeci gücü Fransa için kaygı verici bir gelişme oldu. Her ne kadar ülke bağımsızlığı 1960’da kazanmış olsa da iktidardan uzaklaştırılan Bongo ailesi, Fransız etkisinin hızla azaldığı Afrika’da on yıllardır Fransa’nın en sadık müttefikleri arasında. 2009’daki ölümüne dek 41 yıl ülkeyi yöneten Ömer Bongo, Fransız hava kuvvetlerinde görev almış eski bir yüzbaşıydı. Fransa’yla yakın ilişkiyi görev süresi boyunca sürdüren Ömer Bongo’nun o öldükten sonra da yerine geçen Ali Bongo da babasının yolundan devam etti.

Öte yandan Gabon, Fransa’nın Afrika ülkeleri üzerindeki ekonomik ve siyasi kontrolünü devam ettirmek için geliştirdiği CFA frangını kullanıyor. Fransa’nın petrol ve uranyum tedarikçisi ülkede Fransız şirketleri petrol endüstrisine de hâkim. Uluslararası basına yansıyan bilgiye göre Gabon’da 8,000 kişiyi istihdam eden Fransız madencilik grubu Eremet, darbeden sonra faaliyetlerini askıya aldığını açıkladı.

Her ne kadar darbenin Fransa’ya karşı yapıldığını iddia etmek için erken olsa da Afrika’daki yükselen Fransız karşıtlığı ve darbe ile yönetime gelenlerin Fransa’nın etkisini sınırlandırma çabası dikkate alındığında Gabon’daki darbenin de benzer bir çizgi izlemesi kuvvetle muhtemel.

Nitekim darbeye ilk tepki de Fransa’dan geldi. Başbakan Elisabeth Borne, Gabon’daki darbeye ilişkin durumu yakından takip ettiğini söyledi, Ukrayna-Rusya Savaşı, Sudan’daki durum, Nijer’deki darbe gibi ciddi krizlere dikkati çekerek “İletişim, uluslararası arenada ciddi bir muharebe haline geldi. Bu muharebeyi yürütmemiz gerek” dedi.

DİPLOMASİ

AB, savunma beyaz kitabında Çin’in askeri eylemlerini “risk” olarak tanımlandı

Yayınlanma

Avrupa Birliği’nin savunma konulu beyaz kitabına göre, Tayvan Boğazı’nda değişen statüko ve Pekin’in artan askeri eylemleri, Avrupa ve Hint-Pasifik ortakları için ekonomik ve stratejik sonuçları olan “büyük bir karmaşa riskini” artırıyor.

Çarşamba günü yayınlanan “Avrupa Savunması için Beyaz Kitap – Hazırlık 2030”da AB, kritik kabiliyet açıklarını kapatmanın ve Ukrayna’daki savaştan ve diğer küresel zorluklardan kaynaklanan tehditlere karşı üye ülkeleri yeniden silahlandırmak için güçlü bir temel oluşturmanın yollarını arıyor.

AB belgesinde, Rusya’nın askeri tehditlerinin yanı sıra Çin’in Hint-Pasifik bölgesinde artan askeri eylemlerinin de “kötüleşen stratejik bağlama” katkıda bulunduğu belirtildi.

Beyaz kitapta, Çin’in yükselişinin güvenlikle ilgili sonuçlarının “benzer şekilde stratejik nitelikte” olduğu ve Pekin’in AB’den tamamen farklı “otoriter ve demokratik olmayan” yönetim sisteminden kaynaklanan zorlukların bulunduğu belirtildi. Raporda Pekin’in ticaret, yatırım ve teknolojiye yaklaşımının “üstünlük elde etme” amacını taşıdığı belirtildi.

Kitapta, “Çin gibi otoriter devletler ekonomimiz ve toplumumuz üzerinde giderek daha fazla otorite ve kontrol sahibi olmaya çalışmaktadır. ABD gibi geleneksel müttefik ve ortaklar da odak noktalarını Avrupa’dan dünyanın diğer bölgelerine doğru değiştirmektedirler…Bu birçok kez uyarıldığımız bir konu ancak şu anda birçok kişinin tahmin ettiğinden daha hızlı gerçekleşiyor” değerlendirmesi yapıldı.

Pekin’in, “Hint-Pasifik’teki stratejik dengeyi önemli ölçüde değiştirdiği” ve “Tayvan’ı zorlamak için siyasi, ekonomik, askeri, siber ve bilişsel önlemlerini yoğunlaştırdığı” ifade edildi.

Yazarlar, “Tayvan’ın statükosunun değişmesi, Avrupa için derin ekonomik ve stratejik sonuçları olacak büyük bir bozulma riskini artırıyor” dedi.

“Buna ek olarak, Çin’in Doğu ve Güney Çin denizlerindeki eylemleri bölgeyi istikrarsızlaştırırken, Güney Pasifik ve Hint Okyanusu’ndaki artan askeri projeksiyonu Avrupalı ortakları arasında endişelere yol açıyor” ifadeleri kullanıldı.

Rusya ve Çin’i “tehdit” olarak değerlendiren AB beyaz kitabı, Avrupa’nın güvenliği için gerekli olduğunu iddia ettiği çabalarla uzun vadede savunmaya yatırım yapmayı, savunma sistemleri tedarik etmeyi ve Avrupa savunma sanayinin hazırlığını artırmayı önerdi. Ayrıca Avrupa’nın “Rusya’nın saldırganlığına karşı kendini savunması için Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceği” vurgulandı.

Beyaz kitapta önerilen eylemler arasında yetenek açıklarını kapatarak Avrupa savunmasını geliştirmek, Avrupa savunma sanayisini desteklemek, askeri teknolojileri benimsemek ve askeri hareketliliği ve operasyonel işbirliğini stoklayarak ve geliştirerek en kötü durum senaryolarına hazırlanmak yer alıyor.

Raporun yayınlanması, AB’nin ReArm Europe Plan/Readiness 2030’un bu hafta açıklanmasıyla aynı zamana denk geldi. Bu plan, AB ülkelerine daha fazla mali esneklik sağlayarak savunma finansmanını artırmak üzere 800 milyar Avro’ya (872 milyar ABD Doları) kadar bir kaynağı harekete geçirmektedir.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, Türkiye’nin Gazprombank yaptırımlarından muafiyetini uzattı

Yayınlanma

ABD, Türkiye’nin Gazprombank’a yönelik yaptırımlardan muafiyetini mayıs ayına kadar uzattı. Bu karar, Türkiye’nin Rus gazı alımına devam etmesini sağlayacak.

ABD, Türkiye’nin Gazprombank’a yönelik yaptırımlardan muafiyetini Mayıs 2025’e kadar uzattı.

Bloomberg’in aktardığına göre, ismi belirtilmeyen bir Türk yetkili, Ankara’nın Gazprombank’a yönelik kısıtlamalardan muaf tutulmasının önceki süresinin 20 Mart’ta (bugün) sona erdiğini anımsattı.

Bu muafiyetin uzatılması, Türkiye’nin mayıs ayına kadar Rus gazı almaya devam etmesine olanak tanıyacak.

Bloomberg’in hesaplamalarına göre, geçen yıl ülkenin doğalgaz ithalatının yüzde 45’inden fazlası Rusya’dan yapıldı.

Ajans, bu sevkiyatların normalden daha soğuk geçen kış aylarında kritik öneme sahip olduğunu ve hidroelektrik üretiminde beklenen düşüş nedeniyle yaz aylarında da önemli bir rol oynamaya devam edeceğini belirtiyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Kasım 2024’te Gazprombank’ı yaptırım listesine almıştı.

Bakanlık, şirkete yönelik yaptırımların, ABD Hazine Bakanlığı’nın Gazprombank A.Ş. ve Sahalin-2 projesiyle ilgili direktifleriyle bağlantılı olduğunu açıklamıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bu kararı yorumlayarak, Avrupa’ya yakıt tedarikini engelleme girişimlerine “karşılık verileceğini” söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, aralık ayında, Rus gazının yabancı alıcılarının, tedarikler için yalnızca Gazprombank üzerinden değil, herhangi bir Rus bankası aracılığıyla ödeme yapmasına olanak tanıyan bir kararname imzalamıştı.

Bu ödeme yöntemine 2025’in ilk çeyreğinin sonuna kadar izin veriliyor.

Aynı ay içinde, Macaristan ve Türkiye, bir dizi görüşmenin ardından Amerikalı yetkililerden Rus gazı için Gazprombank üzerinden ödeme yapma izni almıştı.

Washington yönetimi, Rus bankasıyla sivil nükleer enerjiyle ilgili işlemlere geçici olarak (30 Haziran 2025’e kadar) izin vermişti.

Türk ve ABD hazine bakanları Mehmet Şimşek ve Scott Bessent, geçen günlerde yaptıkları telefon görüşmesinde “yaptırımları ve ayrıca karşılıklı çıkar sağlayan diğer ekonomi ve ulusal güvenlik konularını” ele almıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Polonya ve Birleşik Krallık savunma harcamalarını artırmayı görüşüyor

Yayınlanma

Polonya Maliye Bakanı Andrzej Domański, savunma üretimini artırmak için Birleşik Krallık ve diğer Avrupa ülkeleriyle bir araya gelmenin yollarını tartıştıklarını söyledi.

Domański, Avrupa ülkelerinin “daha fazla ve daha akıllıca” harcama yaparak kendi güvenlikleri için daha fazla sorumluluk almaları gerektiğinin “çok açık” olduğunu söyledi ve çarşamba günü Londra’daki bir toplantıda Britanya Maliye Bakanı Rachel Reeves ile savunma harcamaları için “yeni araçları” görüştüğünü sözlerine ekledi.

AB dönem başkanlığını yürüten Polonya Reeves’i, Norveç Maliye Bakanı ve eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile birlikte önümüzdeki ay Varşova’da yapılacak olan Avrupa Maliye Bakanları toplantısına davet etti.

Domański Financial Times’a (FT) verdiği demeçte “Polonya ve Birleşik Krallık’ın savunma konusundaki düşüncelerinin birbirine çok benzediğini hissediyorum,” dedi ve savunma finansmanının diğer AB maliye bakanları ve İngiliz mevkidaşıyla görüşürken “en önemli önceliği” olduğunu sözlerine ekledi.

GSYİH’ye oranla NATO’nun en fazla savunma harcaması yapan ülkesi olan Polonya, Ukrayna savaşına ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’nın bölgede çok daha büyük askeri taahhütler üstlenmesine yönelik taleplerine yanıt verirken Avrupalı ortaklarını savunmalarını güçlendirmeye zorluyor.

Domański ve Reeves geçen ay Cape Town’da düzenlenen G20 maliye bakanları toplantısı çerçevesinde, savunma yatırımları için finansmanın koordine edilmesinin yollarını incelemek üzere bir tartışma toplantısı düzenledi.

Bugün AB liderleri zirvesi öncesinde Avrupa Komisyonu çarşamba günü 150 milyar avroluk bir fon da dahil olmak üzere yeniden silahlanmaya ilişkin önerilerini yayınladı. AB planı, İngiltere’nin blokla bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalaması halinde İngiliz üretimi silahlara açık olacak. 

Fakat Domański’nin Reeves ile görüşmesi, bazı AB üyesi ülkelerin İngiltere’yi bloğun savunma yapılanmasına dahil etmenin yollarını aradığı bir ortamda gerçekleşti.

“Avrupa kapasitesinin inşasıyla gerçekten ilgilenen bir ülke olarak, AB üyesi olmayan ülkelerle de çalışmak istiyoruz,” diyen Polonyalı maliye bakanı, önerilerde bulunmak için “erken” olduğunu da sözlerine ekledi.

Domański ortak hedefin, vergi mükelleflerinin parasını “daha verimli” harcarken ve Avrupa’nın küçük ve orta ölçekli işletmelerine destek sağlarken savunma için finansman maliyetini düşürmek olduğunu da sözlerine ekledi.

Bakan, AB çapında çözümlerin kritik önem taşıdığını, fakat “AB düzeyinde ulaşılamayacak hedefler varsa, o zaman başka çözümler bulmaya çalışacaklarını” söyledi.

Domański, savunma harcamalarını yerli üretimi teşvik etmek için bir sanayi politikası olarak kullanarak “Avrupalı satın al” yaklaşımını destekledi ve “Güçlü bir Avrupa savunma sanayii oluşturmak bir önceliktir. Polonya malı almak her zaman en iyisidir, eğer bu mümkün değilse o zaman Avrupa malı alınmalıdır,” dedi.

Bakan Britanya’nın rolü konusunda ise, “Maliye Bakanı [Reeves] ile farklı seçenekleri tartışıyorduk ve vergi mükelleflerimizin parasının verimli bir şekilde harcanması gerektiği ve paranın daha akıllıca harcanmasına yönelik yeni araçlar sayesinde bu verimliliğin artırılabileceği görüşünü paylaşıyoruz,” dedi.

Yetkililer, Avrupa hükümetlerinin ekipman alımlarında bir araya gelerek savunma sözleşmelerinde daha iyi değer elde etmelerini umarken, özel sektör finansmanını bir araya getirecek ortak mekanizmaları da inceliyorlar.

Birleşik Krallık hükümet sözcüsü, “AB’nin savunma üretimini artırmaya yönelik çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Avrupalı müttefiklerin her alanda adım atması gerekiyor ve Avrupa’nın çabalarını bir araya getirecek ve daha fazla eylemi harekete geçirecek yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var,” dedi.

Londra’daki tartışma, İngiltere’nin Ukrayna’yı desteklemek üzere “istekliler koalisyonuna” dahil olan yaklaşık 30 ülkeden üst düzey askeri planlamacıları bir araya getirmeye hazırlandığı sırada gerçekleşti.

Perşembe günü yapılacak toplantıda, bir ateşkesin ardından Ukrayna içinde konuşlandırılabilecek Avrupalı personelden oluşan İngiliz-Fransız liderliğindeki “güvence gücü” önerisinin operasyonel unsurları incelenecek. 

Katılımcılar arasında Birleşik Kralık Savunma Bakanı John Healey de yer alacak. Northwood, Hertfordshire’daki İngiliz Silahlı Kuvvetleri karargahındaki toplantı, kısmen müttefikler arasında güven ve net bir vizyon oluşturmaya devam etmek için tasarlandı, ama aynı zamanda koalisyonun potansiyel yeteneklerini daha ayrıntılı olarak inceleyecek.

Gündem hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre, Ukrayna’ya kuvvet göndermeye istekli ülkelerin Avrupa’da NATO’ya zaten bağlı olan birlikleri yeniden konuşlandırıp konuşlandıramayacağının tartışılması bekleniyor.

Koalisyonda yer alan ve Ukrayna’ya asker gönderme konusunda daha az iştahlı olan diğer ülkeler de ittifakın mevcut birliklerinin yerini doldurabilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English