Bizi Takip Edin

AMERİKA

Google ile Meta’dan gizli Instagram anlaşması

Yayınlanma

Google ve Meta, Instagram reklamlarını YouTube’daki gençlere ulaştırmak için gizli bir anlaşma yaparak arama şirketinin reşit olmayanlara çevrimiçi ortamda nasıl davranılması gerektiğine dair kendi kurallarını çiğnedi.

Financial Times (FT) tarafından görülen belgelere ve konu hakkında bilgi sahibi kişilere göre Google, Meta için 13 ila 17 yaşındaki YouTube kullanıcılarını, rakibinin fotoğraf ve video uygulamasını tanıtan reklamlarla hedeflemek üzere tasarlanmış bir pazarlama projesi üzerinde çalıştı.

Kaynaklar, Instagram kampanyasının reklam sisteminde “bilinmeyen” olarak etiketlenen bir grup kullanıcıyı kasıtlı olarak hedeflediğini ve Google’ın 18 yaşından küçüklere yöneldiğini bildiğini söyledi.

FT tarafından görülen belgeler, kampanyanın gerçek amacının gizlenmesini sağlamak için adımlar atıldığını gösteriyor.

Proje, Google’ın 18 yaşından küçüklere yönelik reklamları kişiselleştirmeyi ve hedeflemeyi yasaklayan ve demografik özelliklere dayalı reklamlar sunmayı da içeren kurallarını ihlal ediyor.

Google’ın ayrıca kendi kurallarının çiğnenmesine ya da “proxy hedefleme”ye karşı politikaları da bulunuyor.

Proxy targeting ya da vekil hedefleme/pazarlama, belirli bir pazarda bir şirketi veya markayı temsil etmesi için üçüncü bir tarafın kullanılmasını içeren bir pazarlama stratejisi türü.

Meta’nın genç kullanıcıları Instagram’a çekmeye yönelik YouTube kampanyası, Mark Zuckerberg Facebook ve diğer platformlarında cinsel sömürü ve istismar mağduru olan çocukların ailelerinden özür dilediğinde halihazırda geliştirme aşamasındaymış.

Önce Kanada’da, sonra ABD’de denendi

Normalde dünyanın en büyük iki çevrimiçi reklam platformu olarak birbirlerine rakip olan Silikon Vadisi merkezli ikili, Google’ın reklam gelirlerini artırmaya çalıştığı ve Meta’nın TikTok gibi hızla büyüyen rakipleri karşısında genç kullanıcıların ilgisini korumak için çabaladığı geçen yılın sonlarında bu çabaya girişti.

Geçen hafta Zuckerberg yatırımcılara 18-29 yaş arası gençlerin ilgisini çekmeye yönelik çabalarının meyvelerini vermeye başladığını söylemişti.

FT’nin görüştüğü kişi ve elde ettiği belgelere göre, şirketler bu yıl şubat ve nisan ayları arasında Kanada’da pilot pazarlama programını başlatmak için Fransız reklam devi Publicis’in ABD’deki bir yan kuruluşu olan Spark Foundry ile birlikte çalıştı. Başarılı olduğu düşünülen program daha sonra mayıs ayında ABD’de de denendi. 

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, şirketlerin bu programı daha da genişletmeyi, uluslararası pazarlara yaymayı ve Facebook gibi diğer Meta uygulamalarını tanıtmayı planladıklarını söyledi.

Pilot programlar küçük olsa da, Google bunları Meta ile YouTube ve diğer platformlarında daha gösterişli ve pahalı marka reklamlarını içeren daha kazançlı bir “full-funnel” ilişkisine dönüşmek için bir fırsat olarak gördü.

“Full-funnel” pazarlama stratejisi, müşterilerin markayla tanıştığı noktadan, ürün veya hizmeti satın aldığı noktaya kadar olan süreci temsil ediyor.

Google, projenin iptal edildiğini söyledi

FT tarafından temasa geçildiğinde Google iddialarla ilgili bir soruşturma başlattı. Kararı bilen bir kişi projenin iptal edildiğini söyledi. Google yaptığı açıklamada, “18 yaşından küçüklere yönelik reklamların kişiselleştirilmesini yasaklıyoruz, nokta. Bu politikalar gerekli olanın çok ötesine geçiyor ve teknik önlemlerle destekleniyor. Bu önlemlerin burada düzgün bir şekilde işlediğini teyit ettik çünkü 18 yaşından küçük olduğu bilinen hiçbir kayıtlı YouTube kullanıcısı şirket tarafından doğrudan hedeflenmedi,” iddiasında bulundu.

Bununla birlikte, Google “bilinmeyen” boşluğu kullandığını inkar etmedi ve “Ayrıca, satış temsilcilerine, reklamverenlerin veya ajansların politikalarımızın etrafından dolaşmaya çalışan kampanyalar yürütmelerine yardımcı olmamaları gerektiğini pekiştirmek için ek önlemler alacağız,” diye ekledi.

Meta ise “bilinmeyen” kitlenin seçilmesinin kişiselleştirme veya herhangi bir kuralın atlatılması anlamına geldiğini kabul etmediğini belirterek, hizmetlerinin reklamını yaparken kendi politikalarının yanı sıra benzerlerinin politikalarına da bağlı kaldığını söyledi.

Şirket, personelin “bilinmeyen” grubun daha genç kullanıcılardan oluştuğunun farkında olup olmadığına ilişkin sorulara yanıt vermedi. Meta, “Uygulamalarımızı gençlere arkadaşlarıyla bağlantı kurabilecekleri, topluluk bulabilecekleri ve ilgi alanlarını keşfedebilecekleri bir yer olarak pazarlama konusunda açık olduk,” dedi.

İki tekelin işbirliği nasıl başladı?

Belgelere ve konuya aşina birkaç kişiye göre, Meta-Google projesi 2023 yılının başlarında, Instagram’ın ana şirketi adına hareket eden Spark Foundry’nin bir dizi ortaktan “Meta IG Connects” reklam kampanyası için teklif vermelerini istemesiyle ortaya çıktı.

Spark, Meta pazarlama veri bilimi ekibi adına çalışıyordu ve iç belgelere göre, başta TikTok olmak üzere rakip uygulamalara kullanıcı kaybetmekte olan Instagram’ı daha fazla “Z Kuşağı” müşterisinin indirmesini sağlamakla görevlendirilmişti.

Instagram yıllardır “gençlere yönelik dayanak noktasını” kaybetmekten endişe ediyordu. New York Times’ın 2021 tarihli bir haberine göre, daha önce tüm pazarlama bütçesini gençleri, özellikle de 13 ila 15 yaşındaki “erken lise” segmentini hedeflemeye ayırmıştı.

FT tarafından görülen bir e-postada, Spark’taki bir reklam yöneticisi Google’dan kampanya için sunum yapmasını istiyor, özellikle hedeflenecek birincil demografinin 13 ila 17 yaş arası olduğunu belirtiyor ve bunun doğrudan izleyicilerden toplanan verilerle ölçülmesini talep ediyor. İkincil hedef ise 18 ila 24 yaş grubu.

2021’de Google, sitelerindeki gençler için daha sert korumalar getirdiğini söylemiş ve “18 yaşın altındaki kişilerin yaşına, cinsiyetine veya ilgi alanlarına göre reklam hedeflemesini engelleyeceğiz,” demişti.

Google’ın gençler için reklam sunma korumaları politikası, “Tüm reklamverenlerimizin ürünlerimizi kullanırken yerel yasal gerekliliklerin yanı sıra tüm Google Ads politikalarına da uymalarını bekliyoruz,” diyor.

Google, kendi kurallarını çiğnemenin yolunu buldu

Fakat konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, Google personelinin bu politikayı aşmak için bir çözüm önerdiğini söyledi: “bilinmeyen” adlı bir grup. 

Google, web sitesinde “bilinmeyen” grubun yaşını, cinsiyetini, ebeveyn durumunu veya hane gelirini tespit edemediği kişileri ifade ettiğini söylüyor.

Fakat internet grubunda çalışan personel, kullanıcıların baz istasyonları aracılığıyla konumlarından uygulama indirmelerine ve çevrimiçi etkinliklerine kadar her konuda binlerce veri noktasına sahipti.

Bu sayede, “bilinmeyen” grupta yer alanların, özellikle 18 yaşından küçükler olmak üzere çok sayıda genç kullanıcıdan oluştuğunu yüksek bir güvenle tespit edebildiler.

Demografik verilere sahip oldukları diğer yaş gruplarının kapatılmasıyla geriye sadece reşit olmayanların ve çocukların yüksek oranda yer aldığı bilinmeyen grup kalıyordu. Bu durum, sistemlerindeki izleyici koruma önlemlerini “hacklemenin” bir yolu olarak tanımlanıyordu.

Google, kendi kurallarını atlatmak için bu taktiğin kullanılmasıyla ilgili sorulara verdiği yanıtta, “‘Bilinmeyen’ kategorisini hedeflemek, reklam kişiselleştirmesini kapatmış olanlar da dahil olmak üzere çeşitli ve geniş bir kitleye ulaşır,” dedi.

Meta ise Google’ın ‘bilinmeyen’ hedefleme seçeneğinin sadece Meta tarafından değil, tüm reklamverenler tarafından kullanılabileceğini savunarak, uygulamalarını diğer platformlardaki gençlere nasıl pazarladığı konusunda bağlı olduğu “net ilkeler” bulunduğunu ileri sürdü.

Sunumlarda üstü kapalı kelimeler kullandılar

Teklif verme süreci sırasında, Spark’tan 2023’ün sonlarında gelen bir başka e-postada Google’dan Meta’ya “platforma özel veriler ve gençlerin davranışlarına ilişkin içgörüler” sağlaması istendi. Bu sayede “medya taktiklerimizi, mesajlarımızı ve yaratıcı uygulamalarımızı uyarlayıp geliştirebileceğimiz” belirtiliyordu.

Belgeler, Google’ın sunumunun bir parçası olarak, TikTok ve Instagram’daki günlük etkileşimi kolayca geride bırakan 13 ila 17 yaş arasındaki “gerçekten etkileyici” kullanımıyla da övündüğünü gösteriyor.

Bu kişilerden biri, Google’ın Spark’tan yetkiyi aldığını ve her iki taraftaki ekiplerin de önlemler aldığını, yazılı olarak yaş aralığına doğrudan atıfta bulunulmasını yasakladığını söyledi.

FT tarafından incelenen belgelere göre, personel sunumlarda sadece “bilinmeyeni kucaklayın” kelimelerinin yer aldığı slaytlar gibi üstü kapalı ifadeler kullandı.

AMERİKA

ABD, US Steel’in 15 milyar dolara satılmasına ilişkin kararı erteledi

Yayınlanma

ABD hükümeti, Başkan Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in karşı çıktığı, çelik devi Nippon Steel’in US Steel’i 15 milyar dolara satın alma teklifine ilişkin ulusal güvenlik incelemesini sürpriz bir kararla uzattı.

Financial Times’ın (FT) konuyla ilgili bilgi sahibi iki kişiden aktardığına göre, ABD’ye yapılan yatırımları güvenlik riskleri açısından inceleyen hükümet paneli olan ABD’deki Yabancı Yatırım Komitesi (Cfius), Japon gruba 90 günlük bir uzatma verdi.

Karar, anlaşmanın kaderinin 5 Kasım’daki ABD seçimlerinin sonrasına kadar neredeyse kesin olarak belirlenmeyeceği anlamına geliyor. 

Biden, Birleşik Çelik İşçileri Sendikası’nın (USW) da karşı çıktığı bu anlaşmayı engelleyeceğinin sinyallerini vermişti. Hazine tarafından yönetilen kurum içi bir panel olan Cfius, bir incelemeyi tamamlamış ve anlaşmanın “hafifletilemeyecek güvenlik riskleri” oluşturduğu sonucuna varmıştı. Panel tavsiyesini Biden’a resmi olarak iletmemişti. 

Karar, Biden’ın hafta sonu Delaware’de ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan Quad grubu liderlerini ağırlayacağı sırada Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile görüşmesinden günler önce geldi.

FT geçen hafta Nippon Steel’in başkan yardımcısı ve işlemin baş müzakerecisi Takahiro Mori’nin anlaşmayı kurtarmak için son bir girişimde bulunmak üzere Washington’a uçtuğunu bildirmişti.

Bir Beyaz Saray sözcüsü Biden ve Harris’in “US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir Amerikan çelik şirketi olarak kalması” yönündeki görüşlerini koruduklarını söyledi.

“Başkan çelik işçilerimize arkalarında olduğunu söyledi ve bunda ciddi,” diyen sözcü, Biden’ın Cfius tavsiyesi almadığını da sözlerine ekledi.

USW Başkanı David McCall ise, “Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı Harris, US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir şirket olarak kalması gerektiğine inandıklarını ve USW üyelerine ve onların işlerine yönelik güçlü desteklerini sürdürdüklerini açıkça ifade ettiler. Sonuç olarak, Nippon’un satın almasının ulusal güvenlik açısından yaratacağı riskler ya da halihazırda tespit edilmiş olan kritik tedarik zinciri endişeleri konusunda hiçbir şey değişmemiştir,” dedi.

Uzatma kararı hakkında bilgi sahibi olan kişilerden biri, Cfius’un ciddi ulusal güvenlik endişelerini ortaya koyduğunu ve şirketlerin bu sorunları ele almak için daha fazla zaman talep ettiğini söyledi.

Söz konusu kişi, şirketlerin karmaşık durumlarda onay için yeniden dilekçe vermelerinin alışılmadık bir durum olmadığını belirterek, Cfius’un incelemeyi tamamlamasının muhtemelen 90 güne yakın bir süre alacağını sözlerine ekledi.

Konu hakkında bilgi sahibi olan ikinci kişi ise güvenlik incelemesinin uzatılması kararının, ABD’deki sistemi “bunaltan” çok fazla şeyin aynı anda devam etmesi nedeniyle alındığını söyledi.

Bu kişi, ABD’nin Çin’in çip endüstrisini kontrol altına almak amacıyla ihracat kontrolleri oluşturmak için Japonya ile görüştüğünü söyledi.

Cfius’un halihazırda bir kez tamamlanmış olan incelemeyi 90 gün uzatma kararı, satın almaya ilişkin nihai kararın bir sonraki başkana ait olacağı anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

BlackRock ve Microsoft’tan 30 milyar dolarlık yapay zeka hamlesi

Yayınlanma

BlackRock ve Microsoft yapay zekadaki patlamanın ardındaki veri depoları ve enerji altyapısının inşasını finanse etmek için bugüne kadarki en büyük çabalardan birinde bir araya geliyor.

Şirketler salı günü yaptıkları açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri’nin MGX yatırım şirketi ile birlikte, strateji için zaman içinde 30 milyar dolarlık özel sermaye arayacaklarını ve daha sonra bu parayı potansiyel yatırımlarda 100 milyar dolara kadar kaldıraç olarak kullanacaklarını duyurdu.

BlackRock İcra Kurulu Başkanı Larry Fink verdiği bir röportajda, “Küresel olarak veri merkezleri inşa etme ihtiyacı trilyonlarca dolarlık bir finansman gerektiriyor,” dedi ve Küresel Yapay Zeka Altyapı Yatırım Ortaklığı’nın aylardır hazırlandığını sözlerine ekledi.

Fink, “Bu, sermaye piyasalarının altyapıyı inşa etmesinin, fırsatları ve yeni teknolojileri geliştirmesinin harika bir örneği,” ifadelerini kullandı.

BlackRock CEO’su Fink: Para toplamakta zorlanmayacağız

Şirketlerden yapılan açıklamada, enerji projeleri de dahil olmak üzere altyapı yatırımlarının çoğunlukla ABD’de yapılacağı ve fonların bir kısmının ABD’nin ortak ülkelerinde kullanılacağı belirtildi.

Fink, planın ek yatırımcılar getirmeyi içerdiğini ve emeklilik ve sigorta şirketlerinin bu tür uzun vadeli altyapı yatırımları için istekli olduklarını söyledi.

Fink, para toplama konusunda ise, “bunun zor bir görev olacağına inanmadıklarını” vurguladı.

Grupta, BlackRock’ın yaklaşık 12,5 milyar dolara satın aldığı para yöneticisi Bayo Ogunlesi’nin Global Infrastructure Partners’ı, bu yıl özellikle yapay zekaya yatırım yapmak için kurulan Abu Dabi’nin MGX’i ve koalisyonu yapay zeka veri merkezleri ve fabrikalarındaki uzmanlığıyla destekleyecek olan çip üreticisi Nvidia yer alıyor.

Microsoft: YZ, ekonomide büyümeyi tetikleyecek genel amaçlı teknoloji

Nvidia, eksiksiz YZ sistemlerini hızlı bir şekilde bir araya getirmek için gerekli olduğunu söylediği yazılım, ağ ve diğer teknoloji parçalarını oluşturmak için para harcıyor.

Microsoft’un başkan yardımcısı ve başkanı Brad Smith röportajda, “Yatırım fırsatı gerçek ve yatırım ihtiyacı daha da büyük. YZ, hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de yurtdışında ekonominin her sektöründe büyümeyi tetikleyecek bir sonraki genel amaçlı teknolojidir,” iddiasında bulundu.

Smith, firmaların planlarını ABD’li kanun yapıcılar ve düzenleyicilerle görüştüklerini söyledi.

Microsoft, yapay zeka araştırma laboratuvarı OpenAI’a 13 milyar dolar yatırım yaptı ve tüm ürün yelpazesini yapay zeka özellikleri etrafında elden geçiriyor. Yazılım şirketi, bu hizmetleri sunmak için veri merkezleri ve bilgi işlem altyapısına yaptığı harcamaları önemli ölçüde artırıyor ve YZ müşterilerine hizmet verme kabiliyetinin yeterli çip ve veri merkezi kapasitesine sahip olmadığı için kısıtlandığını söyledi.

Elektrik tüketimi en büyük sorun

Bloomberg Intelligence’a göre, ABD’deki enerji üreticileri, 2030 yılına kadar mevcut seviyelerin 10 katına çıkmaya hazırlanan tesislerin elektrik kullanımıyla, güce aç yapay zeka veri merkezlerinden gelen talep artışını karşılamak için yarışıyor.

Enerji şirketleri bu talebi karşılamak için kömür ve gaz santrallerinin emekliye ayrılmasını geciktiriyor, yeni gaz santrallerinin inşasını planlıyor ve güneş ve rüzgar çiftlikleri gibi temiz enerji santralleri kuruyor.

Elektrik için yaşanan rekabet, yeni veri merkezlerinin elektrik şebekesine bağlanma süresinin artmasına bile yol açtı; Virginia’daki Veri Merkezi Sokağı’nda bu süre yedi yıla kadar uzuyor.

Ogunlesi röportajda, “Bugün elektriğin mevcudiyetinin sadece veri merkezlerinin değil genel olarak elektrifikasyonun inşası önündeki kısıtlardan biri olduğu açık. ABD’de elektrik üretimi önemli ölçüde artmıyor, bu nedenle yeni yenilenebilir enerji santralleri geliştirme hızımızı önemli ölçüde artırmamız gerekecek,” dedi.

Microsoft ayrıca OpenAI kurucu ortağı ve CEO’su Sam Altman ile de görüşüyor. Altman, yatırımcı grupları ve teknoloji şirketlerinin yapay zeka ürünleri için bilgi işlem altyapısını önemli ölçüde genişletmenin yolları üzerinde işbirliği yapmaları için kendi planlarını geliştiriyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Lübnan’daki çağrı cihazı saldırısının ardından hatırlatma: Amerikan istihbaratı kargolara nasıl müdahale ediyor?

Yayınlanma

Dün Lübnan’ın birçok kentinde, başta Hizbullah olmak üzere birçok Lübnanlı tarafından kullanılan kablosuz çağrı cihazları patlatıldı ve onlarca kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Olağan şüpheli İsrail’in, birkaç ay önce Lübnan’a teslim edilen bu cihazların içine, üretimin ve sevkiyatın bir noktasında müdahale ettiği ve küçük miktarlarda patlayıcılar yerleştirdiği, dün ise bir tür sinyal ile birlikte bataryalara müdahale yoluyla bu patlayıcıları etkinleştirdiği düşünülüyor.

“Sevkiyata müdahale” ile düzenlenen istihbarat operasyonu, akla Amerikan istihbaratının kargolara nasıl sızdığını getiriyor.

Ağ donanımı, yazılımı, telekomünikasyon ekipmanı ve diğer yüksek teknoloji hizmetleri ve ürünleri geliştiren Cisco, 2014 yılında ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) tepki gösteriyor ve ABD hükümetinin şirket tarafından müşterilere teslim edilen donanıma müdahale etmesini kınıyordu.

NSA’in “engelleme” [interdiction] adını verdiği, donanım içeren paketleri müşterilere teslim edilirken ele geçirme uygulaması ilk kez Aralık 2013’te Der Spiegel ve gazeteci Jacob Appelbaum tarafından yayınlanan gizli belgelerde yer almıştı.

Beyrut’un güneyinde tuhaf olay: Çağrı cihazları patladı, yüzlerde Hizbullah üyesi yaralandı

NSA, kutuları açıp izleme cihazı yerleştiriyordu

Cisco ise açıklamasını, federal ajanların şirketin yönlendiricilerinden birine bir izleme cihazı yerleştirdiğini gösteren bir fotoğrafın ortaya çıkması üzerine yapmıştı.

The Intercept’ten gazeteci Glenn Greenwald’un yayınladığı fotoğraflar, NSA’in gözetleme ve sabotaj amacıyla paketleri ele geçirip açtığı, donanımları söktüğü ve izleme böcekleri ve işaretçileri yerleştirdiği gizli operasyonunun ilk görsel kanıtlarını sunmuştu.

Bir fotoğrafta dört ajan, bilgisayar donanımı içeren Cisco markalı bir kutudan ambalaj bandını dikkatlice çıkarırken görülüyordu. Fotoğrafta daha büyük bir deponun parçası gibi görünen bir odaya istiflenmiş Cisco markalı başka kutular olduğu da anlaşılıyordu.

Ajanlar, NSA’in “hack kolu” olarak adlandırılan “Özel Erişim Operasyonları” (TAO) birimine mensup olarak tanımlanıyordu. Ajanlar, NSA’in gözetlemeye değer bulduğu hedeflerden “elde edilemez olanı elde etmekle” görevlendiriliyor.

Yayınlanan bir başka fotoğraf TAO ajanlarının bu tür malzemeleri nasıl elde ettiklerini gösteriyor. Fotoğrafta, muhtemelen aynı depoda bulunan ve ajanların ele geçirilen donanıma, yeniden paketlenip hedeflenen tüketiciye gönderilmeden önce işaretçiler ve diğer casus teçhizatı yerleştirdiği bir “yükleme istasyonu” görülüyor.

Hizbullah’ın üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Teknoloji şirketlerinin suç ortaklığı

Greenwald tarafından yayınlanan belgelere göre, NSA bu tür bir dinlemenin “İstihbarat Topluluğu ortaklarının desteği” sayesinde mümkün olduğunu söylüyor. Bu durumda, Cisco da bu operasyonun içerisinde yer alıyor olabilirdi.

Nitekim fotoğrafların yayınlanmasından kısa bir süre sonra Cisco yöneticisi Mark Chandler, şirketin belirli ülkelere donanım ihracatıyla ilgili “ABD düzenlemelerine uyduğunu” yazmış, fakat hükümetin “müşterilere giden BT ürünlerini tehlikeye atacak adımlar attığı” iddiasını kınamıştı.

Chandler, “Ürünlerimizin, onları ürettiğimiz biçimde yasal olarak teslim edilmesine müdahale etmemesi konusunda hükümete güvenebilmeliyiz. Aksini yapmak ve dünyanın dört bir yanındaki bireylerin ve kurumların meşru gizlilik haklarını ihlal etmek, sektörümüze olan güveni sarsar,” diye yazmıştı.

Fakat Chandler, Cisco’nun NSA’in paketlerine müdahalesi konusunda “tamamen karanlıkta bırakıldığını” söylemekten kaçınmış ve Cisco’nun hükümetin yasal olduğunu söylediği gizli programlar kapsamında belirli müşterilerin paketlerine müdahalede suç ortağı olup olmadığını söylememişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English