Bizi Takip Edin

ASYA

Güney Kore ve Japonya’nın Orta Asya’da enerji diplomasisi arayışları

Yayınlanma

Hazar Denizi’ne kıyısı olan 5 milyonluk nüfusu ile Orta Asya’nın en büyük doğal gaz deposu olan Türkmenistan, küresel enerji pazarında üretim devlerinin odak noktası olma yolunda.  Rusya, Çin ve Avrupa’dan büyük şirketler Türkmenistan’ın enerji konusunda uzun süredir yakın ortağı olmaya çalışıyor. Yabancı şirketler, ülkenin bol doğal gazını mümkün olduğunca güvence altına alarak stratejik bir konumlandırma yapmak istiyor.

Son yıllarda Asya-Pasifik’te Çin’den kaydırılmak istenen küresel üretim ve tedarik zincirinde liderlik isteğinde bulunan Güney Kore ve Japonya, Türkmenistan enerji pazarında yer kazanmak isteyen ülkeler arasında.

Güney Kore’nin bu konu ile alakalı ilk Türkmenistan angajmanı 2014 Haziran ayında Güney Kore eski Devlet Başkanı Park Geun-hye’nin Orta Asya gezisinde Türkmenistan’ı ziyaret etmesiyle başladı. Türkmen lider Gurbanguly Berdimuhammedov ile bir zirve toplantısı gerçekleştiren Park, Türkmenistan’ı ziyaret eden ilk Güney Koreli lider olarak kayıtlara geçmişti. Park, uçağında çok sayıda Güney Koreli alt yapı ve enerji şirketinin CEO’su ve önemli isimler ile ziyaretini gerçekleştirmişti. Peki bu ziyaretin mahiyeti ne olacaktı?

Güney Kore Ticaret Sanayi ve Enerji Bakanlığı, Türkmenistan Petrol, Gaz ve Madenler Bakanlığı ile 4. Kore-Türkmenistan Ekonomik İş birliği Ortak Komitesini düzenlemiş ve ayrıntılı iş birliği planlarını görüşmüştü.

Türkmenistan’da birçok büyük ölçekli projeyi kazanma tecrübesine sahip olan Güney Koreli alt yapı ve inşaat firmaları, son olarak 2 milyar dolarlık Sady polietilen tesisi ve 3 milyar dolar değerinde GTL (Gaz Sıvılaştırma Tesisi) inşaat projesi almıştı. Öte yandan o dönem hali hazırda 750 milyon dolarlık Galkinish kükürt tesisi aktif olarak süren projeydi.

Dönemin Güney Kore Ticaret Sanayi ve Enerji Bakanı Yoon Sang-jik, dünyanın en büyük dördüncü doğal gaz deposu olan ve son dönemde sağlam bir büyüme trendi sürdüren Türkmenistan ile iş birliği potansiyelini teyit ederek, ticaretin genişletilmesi gereğine vurgu yapmıştı.

Mart 2017’de Park Geun-hye’nin hakkında acılan yolsuzluk davaları ile azledilmesi Türkmenistan’da projelerin aksaklığa uğrayacağı endişelerini doğursa da, Moon Jae-in projelerin sürdürülmesi için çaba göstererek mevcut Türkmenistan enerji politikalarının bir hükümet politikası değil devlet politikası haline geldiğini kanıtlamıştı.

2019’da Türkmenistan’a resmi bir ziyarette bulunan Başkan Moon Jae-in, “İki ülke Avrasya’da barış ve refah vizyonunu paylaşıyor. Biz üzerinde çalışıyoruz. Bugün Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov Yeni Kuzey Politikası’nı memnuniyetle karşıladı ve Türkmenistan’ın Orta Asya’da istikrar ve kalkınmaya yol açacak bölgesel bir ulaşım merkezi olma stratejisini çok beğendim. KOICA Gaz Mesleki Eğitim Merkezi kapasite geliştirme projesi ve tesis uzmanı eğitim projesi aracılığıyla, iki ülke yüksek kaliteli mühendisler yetiştirecek ve endüstriyel rekabet gücünü artırmak için bilgi alışverişinde bulunacak. Her iki halkın da hissedebileceği karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini daha da genişletmeye karar verdik” diyerek enerji iş birliğinin siyasal anlamda geliştirileceğinin sinyallerini vermişti.

2019 yılında Kore Enerji Ajansı ve Kore Vakfı (KF) Seul’deki KF Global Center’da Güney Kore ve Orta Asya arasındaki iş birliği projeleri için bir enerji alanında bir mutabakat zaptı imzaladı.

Bu mutabakat zaptı ile Güney Koreli şirketlerin enerji alanında denizaşırı genişlemesi teşvik ediliyor. Kore Vakfı, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında bakanlar düzeyinde çok taraflı bir danışma organı olan Kore-Orta Asya İş Birliği Forumu’na adanmış kalıcı bir organizasyon olarak biliniyor.

Kore Enerji Ajansı Başkanı Kim Chang-seop, “Hükümetin Yeni Güney Politikasına ACE (ASEAN Enerji Merkezi) ve ASEAN+3 (Bakanlar/Üst Düzey Toplantılar) aracılığıyla hükümetin Yeni Kuzey Politikası’na da yanıt vererek Orta Asya ülkeleri ile Güney Kore şirketlerinin enerji sektöründeki ihtiyaçlarını birbirine bağlayan G2G iş birliğini gelecekte daha da genişleteceğiz” açıklamasında bulundu.

Bu bağlamda Güney Kore’deki enerji kuruluşları hükümet desteği ile Orta Asya’daki enerji pazarına resmi olarak katılımlarını ilan etmiştir.

Kısa süre önce Güney Koreli Daewoo E&C Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Jeong Won-joo Türkmenistan’ı ziyaret ederek altyapı gelişimine katkıda bulunma niyetlerini ilettiklerini duyurdu.

Güney Koreli Daewoo E&C, Türkmenistan’dan başlayarak Orta Asya inşaat pazarına girişini hızlandırmayı planlıyor.

Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhammedov’u ve ardından Devlet Yüksek Lideri ve Halk Kongresi Başkanı Gurvanguly Berdimuhammedov’u ziyaret eden Chung, Türkmenistan’da yüksek bir protokol ile karşılandı. Ziyarette, 5 milyar dolar değerinde Türkmenistan’ın teşvik ettiği 10.02 milyon metrekarelik bir alanda 64.000 kişiyi barındıracak Arkadak New Town projesi akıllı şehir projesine Güney Koreli şirketin katkıları masaya yatırıldı.

Daewoo’nun yatırımı üstlenme hevesini gören Türkmenistan tarafı, Daewoo E&C’nin gübre tesisi projesinin uygulanmasına yönelik teklifini aktif olarak gözden geçireceğini söyledi. Daewoo E&C’nin otoyol, su arıtma, tuzdan arındırma ve gaz projelerine katılması için kolaylık sağlanacağı yönünde ibarelere yer verildi.

Türkmenistan, 2021’de 79,3 milyar metreküp gaz üretirken, bu gazın 36,7 milyar metreküpünü kendi kullandı. Ülke, Çin’e 31,5 milyar metreküp, Rusya’ya ise 10,5 milyar metreküp gaz ihracat etti. Ülke ayrıca İran’a da gaz ihraç ediyor.

Güney Kore artan enerji ihtiyacını “İkinci Ortadoğu” olarak adlandırdığı Türkmenistan ve Hazar enerji havzasından yürütme ihtiyacını ilerletiyor. Türkmenistan’ın bu konuda dışa açık bir politika izleyip enerji ticaretini geliştirmek istemesi Güney Kore ile olan bağları derinleştiriyor. Avrupalı yatırımcıyı henüz çekemeyen Türkmenistan potansiyeli Güney Kore ve Japonya üzerinden sağlamak isteyebilir.  Almanya Dışişleri Bakanlığı web sitesinde yer alan bilgilere göre, Türkmenistan’ın ‘istikrarsız yasal çerçeve koşulları, izole bir zihniyet, bölgeler arasında iş birliği ilişkileri yok, verimsiz ve esnek değil, devlet politikası uygulaması net değil, sorumlu kadrolar sık ​​sık değişiyor, yolsuzluk, kur ve makroekonomik sorunlar mevcut” diyerek, “yabancı yatırımcıların yatırım yapması için zor bir ortam” olduğuna dikkat çekiyor.

Güney Koreli şirketler uzun süren alt yapı ve inşaat iş birliği ve ülkedeki bürokratik kaynaklarına duyduğu güven ile iş birliği projelerini enerji alanında geliştirmek için etkin politikalar üretmeye devam edeceğini göstermiştir.

Shinzo Abe ile ekilen tohumlar Orta Asya enerji pazarında yeşilleniyor

Japonya bu konuda son zamanlarda ortak politikalarda buluştuğu Güney Kore gibi Türkmenistan ile enerji alanında iş birliğini ilerletmek isteyen ülkeler arasında.

2015 yılında Başbakan Shinzo Abe beş Orta Asya ülkesini ziyaret edeceğini duyurdu. Abe’nin gezisi, enerji zengini bölgeyle ekonomik bağları güçlendirmeyi amaçlıyordu. Bu duyuru, Japonya’nın Orta Asya’ya daha fazla ilgi gösterdiği yönündeki bir trendin son adımı olarak değerlendirildi. Japonya ile Orta Asya arasındaki derinleşen bağların göstergeleri, Özbekistan ile ekonomik iş birliğine duyulan ihtiyacın açıklanmasından, Türkmenistan’ın doğal gaz endüstrisine ve Hazar Denizi liman inşaat projesine yapılan yatırımın artmasına kadar uzanıyor.

Japonya’nın bölgedeki enerji diplomasisinden çıkarları Çin’e karşı bir denge aracı olarak görülebilirler. Alternatif olarak Japonya, ABD’nin baskın Rusya-Çin rekabeti ile nüfuz için rekabet ettiği Orta Asya’da biraz daha fazla çıkar çeşitliliği görmeyi tercih etmekten geri durmak istemeyecektir.

Japonya’nın Orta Asya ile güçlendirilmiş iş birliğinin kökenleri, 28 Ağustos 2004’te Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan dışişleri bakanlarının dönemin Japon dışişleri bakanı ile çok taraflı bir zirve yaptıkları zamana kadar izlenebilir. 2004 Astana zirvesinin “Orta Asya artı Japonya çerçevesi”, terörle mücadele, ekonomik kalkınma ve insani güvenlik konularında Japonya ve Orta Asya ülkeleri arasında daha derin iş birliği sağladı. İzolasyonu ve kalıcı tarafsızlık politikasıyla uluslararası üne sahip Türkmenistan bile bu çerçevede gözlemci olarak yer aldı. Orta Asya artı Japonya çerçevesi ile, Japonların Avrasya’daki enerji çıkarları, Putin’in sert Batı karşıtı dış politika eğilimi ve Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifinin öncesine denk düşmektedir.

2011 Fukuşima nükleer felaketinin ardından Japonya’nın nükleer santrallerinin askıya alınması, Japonların Avrasya’ya yönelik diplomatik tekliflerinin ciddiyetini artırdı. 12 Eylül 2013’te Abe ve Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimukhamedow, Ortaklık Bildirisi imzaladı. Bu deklarasyon, Türkmen inşaat ve gaz endüstrileri ile yapılan Japon kurumsal sözleşmelerindeki 10 milyar dolardan oluşuyordu. Japonya ayrıca münzevi Türkmen rejimi ile yumuşak güç inşası girişimlerini sürdürdü. Berdimuhamedov’un ideolojik risalelerinin Japoncaya çevrilmesi bu çabaların en çarpıcı sonucudur.

Enerjinin, Japonya ile Avrasya arasındaki iş birliği alanlarından yalnızca biri olduğunu vurgulamak önemlidir. Japonya, bölgedeki daha geniş amaçlarına ulaşmak için demokratik değerleri ile Orta Asya’nın otoriter yönetim modeli arasındaki büyük normatif farklılığı aşmayı başaran ve Avrupa’nın başaramadığı iş birliğini geliştiren bir ülkedir.

Türkmenistan, yüksek bir ekonomik büyüme potansiyeline sahiptir. Türkmenistan’daki altyapı iyileştirmeleri Asya-Pasifik Bölgesi ile ekonomik açıdan kazançlı bir bağ olarak yorumlanıyor.

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English