Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Hindistan, dört Avrupa ülkesiyle serbest ticaret anlaşması imzaladı

Yayınlanma

Hindistan, dört Avrupa ülkesiyle, Yeni Delhi’nin ‘bağlayıcı’ olarak nitelendirdiği, ortak ülkelerin 15 yıl içinde 100 milyar dolar yatırım yapma ve 1 milyon istihdam yaratma taahhüdünü içeren bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladığını duyurdu.

Anlaşma, Yeni Delhi için büyük ticaret ortakları olmayan İsviçre, İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn’ın üye olduğu Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ile 15 yıldan fazla süren müzakerelerin ardından imzalandı.

Duyuru, Başbakan Narendra Modi’nin ulusal seçim tarihlerini açıklamasından günler önce geldi.

Modi hükümeti 2014 yılında iktidara geldiğinden bu yana aktif bir şekilde ticaret anlaşmaları peşinde koşarak Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya ve Mauritius ile anlaşmalar imzaladı. Fakat Yeni Delhi’nin çok daha büyük Avrupalı ticaret ortakları olan AB ve Birleşik Krallık ile imzalanması düşünülen ticaret anlaşmaları henüz hayata geçmedi.

EFTA sözcüsü Asdis Olafsdottir, birlik ülkelerinin Hindistan’a yönelik doğrudan yabancı yatırımları anlaşmanın ilk on yılında 50 milyar dolar, sonraki beş yılda ise 50 milyar dolar daha artırmayı hedefleyeceklerini ve bu yatırımların 1,4 milyar nüfuslu ülkede 1 milyon kişiye istihdam yaratmasını umduklarını söyledi.

Financial Times’a konuşan Olafsdottir, “Hindistan’ın gümrük indirimleri, EFTA’nın anlaşma kapsamında Hindistan’da yapacağı yatırımlara bağlı değil. Ortak hedeflere ulaşılamaması halinde Hindistan, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 20 yıl sonra imtiyazları askıya alma imkânına sahip,” dedi.

Anlaşmanın Avrupa şirketlerinin Hindistan’ın işlenmiş gıda ve içecekler, elektrikli makineler ve İsviçre saatleri gibi lüks ürünler gibi alanlardaki geniş pazarına erişimini kolaylaştırması bekleniyor.

Hindistan hükümeti anlaşmanın, EFTA ihracatının yüzde 95’inden fazlasını oluşturan ve her biri ayrı bir ürünü temsil eden kendi tarife kolonlarının yüzde 82’sinden fazlasını kapsadığını söyledi.

Bununla birlikte süt ürünleri, soya, kömür ve ‘hassas tarım ürünleri’ gibi sektörler kapsam dışında tutulacak. EFTA’nın Hindistan’a açık ara en büyük ihracatı altın ve Yeni Delhi bu ürün üzerindeki efektif vergiye dokunulmayacağını söyledi.

Hindistan, anlaşmanın bilgi teknolojisi, ticari hizmetler ve eğitim gibi alanlarda hizmet ihracatını artıracağını ve Modi’nin ülkenin düşük performans gösteren imalat sektöründe yatırım ve istihdam yaratmayı artırmaya yönelik ‘Make in India’ girişimine ivme kazandıracağını söyledi.

Yeni Delhi, anlaşmanın EFTA’nın bloğa yaptığı ihracatın neredeyse tamamını kapsayan tarife kolonlarından yüzde 92’sinden fazlasına erişimini iyileştireceğini söyledi.

Hindistan Ticaret Bakanı Piyush Goyal yaptığı açıklamada, “Hindistan ilk kez Avrupa’da önemli bir ekonomik blok olan dört gelişmiş ülke ile STA imzalıyor. STA’lar tarihinde ilk kez, önümüzdeki 15 yıl içinde 100 milyar dolarlık yatırım ve 1 milyon doğrudan istihdam taahhüdü verildi,” dedi.

Hindistan Dışişleri Bakanlığına göre Norveç’in bu yüzyılın ilk yirmi yılında Hindistan’a yaptığı DYY sadece 280 milyon dolarken, İsviçre hükümetine göre İsviçre’nin 2000-2022 yılları arasında Hindistan’a yaptığı DYY 10,5 milyar dolardı.

İsviçreli bir yetkili, iki tarafın dünyanın en kalabalık ülkesi ile dört zengin ama küçük ülke arasında ‘dengeli’ bir anlaşma sağlama ilkesine göre hareket ettiğini söyledi.

İsviçre’nin ekonomik işlerden sorumlu devlet sekreteri Helene Budliger Artieda gazetecilere verdiği demeçte, “Farklı pazar büyüklüklerine bakarsanız, Hindistan 1,4 milyar nüfus sunuyor, ayrıca küresel dünyaya açılan bir kapı ve biz birlikte 15 milyonuz. Bu yabancı yatırımı taahhüt etmek bunu dengeli bir anlaşma haline getiriyor,” dedi.

Duyuru, müzakerecilerin Hindistan’ın sosyal güvenliği, Hintli işçiler için vize ve diğer konularda anlaşmazlığa düştüğü Hindistan’ın Birleşik Krallık ile çok daha büyük bir potansiyel serbest ticaret anlaşması müzakerelerinde devam eden gecikmelerin ortasında geldi. Bu anlaşmaya ilişkin görüşmelerin son turu geçen hafta sona erdi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English