Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Irak’ta güvenlik zirvesi

Yayınlanma

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son dönemde yürüttüğü yoğun diplomasi faaliyetlerini yansıtan ziyaretlerle ilgili önemli noktaları değerlendirdi.

Sözcü Keçeli, Hakan Fidan’ın 16-18 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen Münih Güvenlik Konferansı, Venezuela ve Meksika ziyaretleri ile 29 Şubat-3 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu ve müteakiben ABD ziyareti ile toplam 70’ten fazla ikili görüşme gerçekleştirdiğini ve böylelikle son bir ayda Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin üçte biriyle görüşmüş olduğunu açıkladı.

Buna göre, Türkiye’nin son dönemde yürüttüğü diplomasi faaliyetlerinden öne çıkan başlıklar şöyle:

ABD ile terör başlığı konuşuldu

Amerika Birleşik Devletleri’ne PKK/YPG ve FETÖ’yle net mesajlar verildi. Müttefik bir ülkenin ülkemizin güvenliğini hedef alan terör örgütleriyle iş birliği yapmasının asla kabul edilemez olduğu belirtildi. Ve Türkiye-ABD stratejik ilişkilerinin daha fazla derinleşmesinin önündeki en büyük engelin ABD’nin YPG’ye vermekte olduğu destek olduğu aktarıldı. ABD ile görüşmelerde IŞİD’le mücadele konusu da ele alındı ve terörle mücadele konusunda teknik düzeyde düzenli istişareler yapılması hususunda mutabık kalındı.

Ukrayna-Rusya savaşı için barış müzakeresi çağrısı yapıldı

ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile yapılan görüşmede Ukrayna-Rusya savaşı da ele alındı. Türkiye, her iki taraf için de uygun koşullar oluştuğunda barış müzakerelerine dönülmesi gerektiğini savunuyor, bu konu Washington’da tekrarlandı. Bu başlık altında Karadeniz’deki seyrüsefer güvenliğinin sağlanması konusu da ele alındı.

Gazze’ye insani yardım formülleri

Gazze’ye deniz yoluyla yardım ulaştırılması, hava yoluyla yardım ulaştırılması seçenekleri sürekli konuşuluyor; ancak Dışişleri Sözcüsü Keçeli, “kara yoluyla ulaştırılacak bir yardımın ne nitelik ne nicelik olarak alternatifi değil. Bu bizim öznel bir değerlendirmemiz değil esasen. Birleşmiş Milletler ve bu konuda uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşları da aynı gözlemde bulunuyorlar.” dedi. Fidan, Washington’da Amerikalılara bu yönde mesaj vererek bir an önce ateşkesin sağlanması ve bu esnada da insani yardımların en etkin, en hızlı, en sürdürülebilir bir şekilde Gazze’ye girmesi için ABD’nin İsrail üzerindeki bütün etkisini kullanmasını istedi.

Irak’ta Güvenlik Zirvesi

Aralık ayında Ankara’da Irak’la gerçekleştirilen Güvenlik Zirvesi’nin ikincisi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Iraklı mevkîdaşlarının katılımıyla 14 Mart Perşembe günü (bugün) Bağdat’ta yapılacak. Görüşmelerde güvenlik ve askerî iş birliği konuları öncelikli gündem maddesi olacak. Terörle mücadelede ortak bir anlayış geliştirilmesi ve bu doğrultuda atılabilecek somut adımlar masada olacak. Önceki güvenlik zirvesinde yayınlanan ortak açıklamada taraflar, PKK’nın her iki ülke için de ortak tehdit olduğunu vurgulamıştı. Keçeli, “PKK’nın Irak makamları tarafından bir ortak güvenlik tehdidi olarak tanımlanmasını, Irak tarafında PKK’yla mücadele azminin gelişmeye başladığının bir işareti olarak gördüklerini” belirtti.

Petrol boru hattı konusu gündemde

Irak’taki doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesi ve bunların uluslararası pazarlara sevk edilmesi konusunda görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca Irak’taki yenilenebilir enerji alanında nasıl ortak projeler geliştirebileceği konuşulacak. Irak-Türkiye petrol boru hattı bir süredir kapalı. Türkiye, bu boru hattından sevkiyata başlanabileceğini, Türkiye açısından bir sorun olmadığını ekim ayında belirtmişti. Ancak Irak tarafının henüz sevkiyata başlanması konusunda hazır olmadığı değerlendiriliyor. Zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde Irak’a yapacağı ziyaretin de detayları ele alınacak.

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya, Ukrayna konusunda Trump ile ortak zemin arıyor

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto perşembe günü yaptığı açıklamada, Başbakan Giorgia Meloni’nin partisinin Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Çarşamba günü Ukrayna ile ilgili olarak aldığı kararı desteklemediğini belirterek “Amerikalılara karşı olan bir şeye oy vermeyeceklerini” söyledi.

AP’deki Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubunda bulunan Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI)) ilk kez Ukrayna’ya “tereddütsüz ve koşulsuz” desteği teyiteden bir karar tasarısını desteklemekten kaçındı.

ECR Eş Başkanı Nicola Procaccini, kararın olası bir ateşkes görüşmeleri de dahil olmak üzere son dönemdeki diplomatik değişimleri yansıtmadığını gerekçe göstererek oylamayı ertelemeye çalışmıştı.

Nihayetinde FdI, modası geçmiş bir kararı desteklemenin “Ukrayna’ya yardım etmek yerine ABD’ye karşı nefreti körükleyeceğini” savunarak çekimser kaldı.

Bu hamle Meloni’nin bir yandan Ukrayna’yı desteklerken diğer yandan ABD ile bağlarını korumak gibi hassas bir dengeyi gözettiğinin altını çiziyor.

Meloni, cumartesi günü Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer tarafından düzenlenecek zirveye katılıp katılmayacağına henüz karar vermedi.

Partisi içindeki kaynaklar, zirvenin Kiev’deki savunma operasyonları için Ukrayna’ya “gönüllü” ordular gönderilmesine odaklanması halinde İtalya’nın katılmayacağını, zira ülkenin yalnızca BM barış gücü yetkisi altındaki operasyonları destekleyeceğini öne sürüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English