Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

İran, Suriye diplomasisine dahil oluyor

Yayınlanma

ibrahim reisi

Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme sürecinin Rusya’nın arabuluculuğunda ivmelenmesi ve yakında gerçekleşmesi beklenen dışişleri bakanları toplantısına Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de dahil olma olasılığı üzerine Astana’nın üçüncü ortağı İran’dan “üst düzey” atak geldi. İran Dışişleri Bakanlığı, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yakın zamanda Türkiye ve Suriye’yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Moskova’da 28 Aralık’ta gerçekleşen Türkiye, Rusya ve Suriye Savunma Bakanları toplantısı Ankara-Şam normalleşme sürecini ivmelendirdi. ABD’nin doğrudan karşı olduğunu açıkladığı ve Batı’nın mesafeli durduğu süreç, bölge ülkelerinde hareketlilik yarattı. BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 2021 yılının Kasım ayındaki ziyaretinden sonra Şam’ı, geçen çarşamba ikinci kez ziyaret etti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşen BAE’li bakan ülkesinin Suriye’nin istikrarını ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini desteklediğini vurguladı. Bakan ayrıca BAE’nin Suriye krizine ülkenin güvenliğini, istikrarını ve birliğini yeniden tesis eden siyasi bir çözüm bulma çabalarını desteklemedeki kararlılığına da atıf yaptı.

‘İran’dan gizli değil’

Suriye’deki soruna çözüm için yürütülen Astana sürecinin üçüncü ortağı İran’ın Moskova’daki toplantıda yer almaması bazı basın organları ve yorumcular tarafından “Tahran’ın süreçten dışlandığı” şeklinde yorumlanmıştı. Konu Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na da sorulmuş Çavuşoğlu, “Bu, Rusya’nın girişimiyle gerçekleştirilen bir toplantı. Soçi’de Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile (Rusya Devlet Başkanı) Putin’in mutabık kaldığı yol haritasının bir parçası. Burada İran yok ama İran’dan da gizli saklı bir şey yok. İran’ın da rejimle istihbarat düzeyinde görüşmeler konusunda girişimleri olmuştu. Sonuçta burada İran’a doğrudan bilgilendirmede bulunmadık” demişti.

İran’ın Moskova’daki üçlü toplantıya neden katılmadığıyla ilgili bir soru da geçen haftalarda İran Dışişleri Sözcüsü Nasser Kanaani’ye yöneltildi. Kanaani, şu yanıtı verdi. “Tahran, Suriye’deki gelişmeler konusunda askeri çözüm yerine siyasi çözüm konusunda her zaman ısrarcı olmuştur ve bu duruşunda ısrar etmektedir. Suriye, Rusya ve Türkiye, İran’ın Suriye’deki terörle mücadelede, Suriye hükümetini ve ulusunu, ülkenin toprak bütünlüğünü ve krizi çözme sürecini desteklemedeki belirleyici rolünü kabul ediyor.”

Tahran: Süreci destekliyoruz

İran’ın Ankara-Şam normalleşmesine karşı olduğu yorumlarına rağmen Tahran resmi olarak süreci desteklediğini daha Ağustos ayında duyurmuştu. İran Dışişleri Sözcüsü Kanaani, Ankara-Şam hattında ilişkilerin düzelmesinin tüm bölgenin çıkarına olacağını söylemiş ve “Türk yetkililerden gelen açıklamalar umut verici. Türkiye ve Suriye’nin ilişkileri yeniden inşa ettiğini görmek istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Konuyla ilgili son açıklama yine İran Dışişleri Sözücüsü Nasser Kanaani’den geldi. İran basınının aktardığına göre Kanaani, “İran Cumhurbaşkanı Türkiye ve Suriye’yi ziyaret edecek” dedi. Ancak sözcü ziyaretin tarihi ve içerdiği hakkında ayrıntı vermedi, programın ziyaret planlarının tamamlanmasından sonra açıklanacağını duyurdu. Reisi’nin 2022’nin sonunda Türkiye’ye gelmesi bekleniyordu ancak bu ziyaret, Moskova’daki görüşmeden sonra İran tarafından ileri bir tarihe ertelenmişti.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English