Bizi Takip Edin

ASYA

Ishiba parlamentoda Japonya’nın yeni başbakanı olarak seçilirken protestolarla karşılandı

Yayınlanma

Japonya’da iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) yeni lideri Shigeru Ishiba, salı günü muhalefet partilerinin protestolarının damgasını vurduğu kısa bir parlamento oturumunun ilk gününde yapılan alt ve üst meclis oylamalarında ülkenin 102. başbakanı seçildi.

Ishiba’nın muhalefet partilerinin adayları karşısındaki zaferi, LDP ve koalisyon ortağı Komeito’nun Diet’in her iki kanadında da yeterli oy sayısına sahip olmasıyla sağlandı. Kabine Baş Sekreteri Yoshimasa Hayashi daha sonra Katsunobu Kato’nun maliye bakanı, Takeshi Iwaya’nın dışişleri bakanı ve Gen Nakatani’nin savunma bakanı olduğu yeni bakanlar kurulunu açıkladı. Hayashi, Ishiba’nın selefi Fumio Kishida’nın kabinesinden kalan bir isim.

Japonya’nın yeni lideri, azalan nüfus ve on yıllardır süren deflasyonla mücadeleden hala etkilenen kırılgan bir ekonomi gibi zorlu sorunlarla karşı karşıya. Ulusal güvenlik alanında ise Tokyo; Çin, Kuzey Kore ve Rusya’ya karşı ABD ittifakına dahil. Öte yandan ABD de yeni başkanını seçmeye çalışırken, Japonya Washington ile ‘yakın’ ilişkilerin ayn şekilde devam edip etmeyeceği konusunda endişeli.

Yeni savunma şefi Nakatani gazetecilere verdiği demeçte Çin ve Kuzey Kore’ye atıfta bulunarak “Şu anda uluslararası alanda artan gerilim ve tehlikeler var ve Japonya’nın güvenliği ve savunması da büyük endişe kaynağı” dedi. “Teyakkuz ve gözetlemeyi sürdürmek ve Öz Savunma Kuvvetlerinin Japonya’yı iyi bir şekilde savunabileceği bir sistem kurmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Daha geniş yetki arayışı ve muhalefetin protestoları

Ishiba ğazartesi günü yaptığı açıklamada alt meclisi feshetmeyi ve 27 Ekim için erken seçim çağrısında bulunmayı planladığını söyledi ki bu daha geniş bir yetki arayışı olarak görülüyor. Cuma günü yapılan ikinci tur oylamada muhafazakar milletvekili Sanae Takaichi’ye karşı üstünlük sağlayarak LDP başkanı seçildi. LDP’nin ilk kadın başkanı olmaya çalışan Takaichi ilk turda öndeydi. Aralarında Hayashi ve Kato’nun da bulunduğu dokuz aday bu göreve talip olmuştu.

Dokuz gün sürecek olağanüstü yasama oturumu, ana muhalefetteki Anayasal Demokratik Parti’nin Ishiba’yı başbakan seçilmeden önce alt meclis seçim tarihini açıkladığı için eleştiren protestosuyla açıldı. CDP milletvekili Junya Ogawa yaptığı kısa konuşmada, “Bu, Diyet’e karşı en büyük saygısızlığı gösteriyor” dedi.

Ishiba alt mecliste toplam 291 oy alırken, CDP’nin lideri olan eski başbakan Yoshihiko Noda 100 oyla ikinci sırada yer aldı. Daha küçük partilerin liderleri de oy aldı. Üst mecliste ise Noda’nın 45 oyuna karşılık Ishiba 143 milletvekili tarafından seçildi. Ishiba’nın LDP’li rakibi Takaichi ve parti başkanlığı için yarışan Toshimitsu Motegi birer oy aldı.

Ishiba’nın seçmenleri ikna çabaları

Yaklaşan alt meclis seçimleri için kampanya yürüten Ishiba ve LDP, seçmenleri halkın güvenini yeniden tesis edecek planları olduğuna ikna etmek zorunda. Pek çok Japon, geçen yılın sonunda ortaya çıkan siyasi fon skandalı nedeniyle öfkeli. Çok sayıda LDP vekilinin siyasi harcamalarını düzgün bir şekilde rapor etmediği skandal, partinin destek oranlarının düşmesine neden oldu.

Ağustos ayında Kishida sorumluluğu üstlenerek LDP başkanlığına yeniden aday olmayacağını açıkladı ve daha önce dört kez başarısız bir şekilde bu göreve aday olan Ishiba’nın yeniden aday olmasının önünü açtı.

Ishiba, parti yarışında geriden gelerek kazandığı zaferin ardından düzenlediği basın toplantısında, ulusal güvenliğin nasıl korunacağı ve ekonomiye dinamizmin nasıl geri kazandırılacağı gibi yeni liderlerin ele alması gereken tipik konulara vurgu yaptı. Ancak Japonya’nın nasıl bir ülke olmasını istediğine dair bir vizyon da çizdi.

“Kadınların ve gençlerin umutla yaşayabileceği bir toplum, çok çalışanların ödüllendirildiği bir toplum ve engelliler ve çeşitli zorluklarla karşılaşanlar da dahil olmak üzere herkesin aktif bir rol oynayabileceği bir toplum yaratacağız” dedi. Partinin “herkesin huzur ve güven içinde yaşayabileceği ve her yüzün yeniden gülümseyeceği yeni bir Japonya yaratmak için” çalışacağını da sözlerine ekledi.

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English