Bizi Takip Edin

Rusya

İstanbul’da kurulan müzakere masasından beklentiler

Yayınlanma

Rusya ve Ukrayna heyetleri, Türkiye’nin arabuluculuğunda barış görüşmeleri için İstanbul’da bir araya gelmeye hazırlanırken, Rusya Devlet Başkanı Danışmanı Vladimir Medinskiy, Rus heyetinin 16 Mayıs sabah saat 10.00’dan itibaren Ukrayna tarafını İstanbul’da bekleyeceğini duyurdu.

Medinskiy, Rusya’nın Ukrayna ile ön koşulsuz doğrudan müzakerelere hazır olduğunu vurguladı. Bu gelişme, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Rus heyetiyle Dolmabahçe Sarayı’nda yaptığı görüşmenin ardından geldi.

Anadolu Ajansı‘nın Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, 16 Mayıs’ta Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında üçlü bir toplantı yapılması planlanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Danışmanı Vladimir Medinskiy, dün Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu önünde düzenlediği basın toplantısında, Rus müzakere heyetinin İstanbul’daki görüşmeleri, 2022’de kesintiye uğrayan çözüm sürecinin devamı olarak gördüğünü belirtti.

Medinskiy, “Heyet, çözüm yolları ve ortak noktalar bulmaya odaklanmış durumda. Görev, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırarak uzun vadeli barışın tesis edilmesidir,” dedi.

Medinskiy’e göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 14 Mayıs arifesinde Ukrayna ile yürütülen askeri müdahalenin tüm komutanlarıyla yaptığı toplantının ardından görevleri belirledi ve müzakere pozisyonunu tanımladı.

Rus heyetinin “Ukrayna ile müzakerelerin yeniden başlamasına hazır olduğu ve İstanbul’daki görüşmeler öncesinde çalışma havasını koruduğu” ifade edildi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 15 Mayıs sabahı Ankara’ya geldi. Zelenskiy’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Başkanlığı Sarayı’ndaki görüşmesi, planlanandan biraz geç, Türkiye saatiyle 13.00’te başladı. Zelenskiy, görüşme öncesinde Rusya’nın İstanbul’daki heyetinin yapısını ve seviyesini “göstermelik” olarak nitelendirdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Zelenskiy’i “acınası bir insan” olarak tanımlayarak İstanbul’daki müzakerelerin bir “muamma” olarak kaldığını ve bir şans verilmesi gerektiğini belirtti.

Lavrov, “Hiç kimse her şeyin sorunsuz olacağını garanti etmiyor. Aksine, üç yıl önce İstanbul’da olduğu gibi kesinlikle sorunlar olacaktır,” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna ihtilafına ilişkin temasların “yeni fırsatlar doğurduğunu” söyledi.

Anadolu Ajansı‘nın aktardığına göre Erdoğan, “şansın kaçırılmayacağına” dair güvencesini dile getirdi. Erdoğan’ın Zelenskiy ile görüşmesi yaklaşık üç saat sürdü.

Moskova Devlet Dil Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. İkbal Dürre’ye göre, Türkiye 2022’den bu yana Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk deneyimi biriktirdi.

İstanbul 2025’in, İstanbul 2022’den farkı ne?

‘Erdoğan, Zelenskiy’i ikna etmeye çalıştı’

Vedomosti gazetesine konuşan Dürre, Ankara’nın daha önce tahıl anlaşması ve esir takasında önemli rol oynadığını hatırlatarak, Erdoğan’ın Türkiye içindeki dikkati ekonomik durumdan ve muhalefetle mücadeleden diplomatik zaferlere kaydırmak için dış politikada başarıya ilgi duyduğunu belirtti.

Uzman, çatışmanın sona ermesinin Erdoğan için bir diğer nedeninin de Ukrayna’nın yeniden inşasından Türk şirketlerinin kâr elde etme beklentisi olduğunu ekledi: “Türkiye, AB ve ABD’nin ülke üzerindeki artan baskısı nedeniyle artık Rusya-Ukrayna çatışmasından ekonomik çıkar sağlayamıyor.”

Dürre, Ankara’nın Moskova üzerinde neredeyse hiç baskı aracı bulunmadığını, ancak Kiev üzerinde bulunduğunu kaydederek, “Erdoğan, Ankara’da Zelenskiy’i gerçekten müzakere masasına oturmaya ikna etmeye çalıştı,” dedi.

Zelenskiy, Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından Ukrayna Büyükelçiliği’nde basın toplantısı düzenledi. Burada yaptığı açıklamada, İstanbul’a Savunma Bakanı Rustem Umerov başkanlığında, Rusya’dan gelenlerden daha üst düzey bir heyet göndereceğini belirtti.

Zelenskiy, “Rusya’dan gelenler arasında karar alıcı kimseler görmüyoruz. Buna rağmen, ABD Başkanı Donald Trump’a, Türkiye’ye ve Erdoğan’a saygıdan dolayı, anlaşmayı denemek, gerilimi azaltmaya yönelik ilk adımları atmaya çalışmak istediğim için heyetimizi İstanbul’a göndermeye karar verdim,” ifadelerini kullandı.

Zelenskiy’e göre, Ukrayna heyeti İstanbul’da Amerikalılarla görüşecek ve 16 Mayıs’ta da orada kalacak. Zelenskiy, sözlerinin sonunda ABD’nin Kiev’e Moskova’dan daha fazla baskı yaptığından yakındı.

Haber yayına hazırlandığı sırada Ukrayna tarafının Rusya’dan yetkililerle müzakereleri henüz başlamamıştı. Zelenskiy, görüşmelerin 15 Mayıs akşamı veya 16 Mayıs’ta olabileceğini belirtmişti.

TASS haber ajansı, 15 Mayıs akşamı kendi kaynaklarına dayandırarak, o gün Ukrayna ile “lojistik nedenlerle” görüşme olmayacağını bildirdi.

‘Heyet başkanı olarak Umerov’un atanması Kiev’in çatışmanın bitmesini istemediğini gösteriyor’

Öte yandan Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkeleri Enstitüsü Ukrayna Sektörü Başkanı İvan Skorikov, gazeteye yaptığı açıklamada, Umerov’un heyet başkanı olarak atanması ve müzakerelerin ilan edilen hedefinin 30 günlük ateşkes olmasının, Kiev’in çatışmanın sona ermesiyle ilgilenmediğini, sadece bir mola istediğini gösterdiğini savundu.

Uzman, bunun krizin derin nedenlerini çözmediği için Rusya’nın çıkarlarına uygun olmadığını söyledi.

Türkiye’nin güneyindeki Antalya’da 15 Mayıs’ta NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının gayri resmi zirvesi gerçekleştirildi. Zirve öncesinde Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Sibiga, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi.

Zirve marjında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, çatışmanın çözümü için bir fırsat penceresi açıldığını ve ittifak ülkelerinin sorunun çözümüne yönelik desteği görüşeceğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Rubio ise Antalya’daki zirvede Avrupa’nın Rusya-Ukrayna müzakerelerindeki kritik önemine değindi.

Fidan daha sonra ABD’den gözlemci bir heyetin İstanbul’a gönderileceğini teyit etti. Rubio ile birlikte Trump’ın özel elçisi Steve Witcoff’un da orada olması bekleniyor.

Skorikov’a göre, Zelenskiy İstanbul’daki müzakereleri, Moskova’yı anlaşmaya yanaşmamakla suçlamak ve Trump’ı kendi tarafına çekmeye çalışmak için bir enformasyon kampanyasında kullanmaya çalıştı.

Trump ise Katar’dan BAE’ye giderken yaptığı açıklamada, Putin’in Türkiye’ye gelmemesinden “hayal kırıklığına uğramadığını” söyledi.

Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayınlanan ses kaydına göre Trump, “Neden hayal kırıklığına uğrayayım ki? Bu heyet hakkında hiçbir şey bilmiyorum, kontrol bile etmedim. Dinleyin, ben ve Putin görüşene kadar hiçbir şey yerinden oynamayacak. Belli ki o (Putin) gitmeyecekti. Hazırdı ama benim de gideceğimi düşündü. Bensiz gitmeyecekti,” ifadesini kullandı.

Trump başlangıçta Türkiye’ye gelme olasılığını dile getirmiş, ancak daha sonra Katar ziyareti nedeniyle meşgul olduğunu belirtmiş, ardından Reuters‘ın haberine göre fikrini değiştirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, 15 Mayıs akşamı yaptığı açıklamada, ABD’nin olası bir Putin-Trump görüşmesine ilişkin kararını İstanbul’daki Ukrayna müzakerelerinin sonuçlarına göre vereceğini belirtti.

‘Mesaj basit: Moskova’nın pozisyonu değişmedi, zira kendi anlayışına göre çatışmanın temel nedenleri ortadan kaldırılmadı’

Rusya Bilimler Akademisi ABD ve Kanada Çalışmaları Enstitüsü kıdemli araştırmacısı Pavel Koşkin, Trump’ın uygun, hiçbir bağlayıcılığı olmayan bir pozisyon aldığını ve belki de demagojisinin ve Rusya’nın yanıtının dikkati ve müzakere yanılsamasını sürdürmek için bir test veya blöf olduğunu dile getirdi.

Geriye kalanın, acil canlandırma gerektiren durmuş bir süreç olduğunu kaydeden Koşkin, tarafların başladıkları noktaya geri döndüğünü ve daha önce Zelenskiy ile dayanışma gösteren Trump’ın yeniden söylem değiştirdiğini ifade etti.

Koşkin, “İstanbul formatına dönüş semboliktir ve 2022 başlarına bir gönderme olarak Rusya için daha avantajlıdır. Mesaj basit: Moskova’nın pozisyonu değişmedi, zira kendi anlayışına göre çatışmanın temel nedenleri ortadan kaldırılmadı,” diye konuştu.

Bununla birlikte Skorikov, İstanbul’daki müzakerelerin başarısız olması durumunda bile Beyaz Saray’ın arabuluculuk misyonundan vazgeçmeyeceği ve bazen Moskova’ya, bazen de Kiev’e baskı yapmaya devam edeceği görüşünde.

Putin’in çağrısıyla başlayan İstanbul süreci sarpa sardı: Taraflar ne diyor?

Rusya

Özbekistan, Rusya’yı göçmenlere yönelik kötü muameleyle suçladı

Yayınlanma

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Rusya’daki Özbekistan vatandaşlarının kolluk kuvvetleri tarafından ‘izinsiz’ denetimlere, ‘saygısızlığa ve kaba muameleye’ maruz kaldığını açıkladı. Taşkent’teki Rus diplomatlarla yapılan bir görüşmede konuyu gündeme getiren bakanlık, Moskova’ya resmi bir nota göndererek insan haklarına uyulmasını ve vatandaşlarının onuruna saygı gösterilmesini istedi.

Özbekistan, Rusya’daki vatandaşlarının Rus kolluk kuvvetleri tarafından “izinsiz” denetimlere, “saygısızlığa ve kaba muameleye” maruz kaldığını belirterek Moskova yönetimine sert tepki gösterdi.

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Taşkent’teki Rus diplomatlarla yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirerek bu tür olayların önlenmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

Bakanlık Sözcüsü Ahror Burhanov tarafından yayımlanan açıklamada, “Bu tür vakaların ülkelerimiz arasındaki dostane ilişkilere uymadığına ve bunların önlenmesi için somut tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çektik,” ifadeleri kullanıldı.

Özbekistan tarafı, tüm vatandaşlara yönelik uluslararası hukuka ve insan haklarına uyulması çağrısında bulunarak Rusya Federasyonu’nun ilgili makamlarına, “Özbekistan vatandaşlarına saygıyla davranmaları, onurlarını ve haysiyetlerini aşağılamamaları” yönünde bir talep iletti.

Bakanlık, Özbekistan Büyükelçiliği’nin de Moskova’daki durumla ilgili Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bir nota gönderdiğini ve “güç kullanan yetkililerin eylemlerine yasal bir değerlendirme yapılmasını” istediğini ekledi.

Rusya göç politikasında yol ayrımında

Moskova’da baskınlar

Bu diplomatik tepkiden önce, Özbekistan Dış Göçmenlik Teşkilatının Rusya temsilciliği, 8 Haziran’da Moskova’nın Sokolniki bölgesinde OMON (özel polis birliği) mensuplarının Özbekistan vatandaşlarına yönelik bir denetim düzenlediğini bildirmişti.

Denetim sırasında yabancılara “fiziksel güç uygulandığı” iddia edildi. Baskın sonucunda, belgelerinde sorun tespit edilen altı kişiye kadar gözaltı işlemi yapıldı.

Baza haber kaynağına göre, 9 Haziran’da ise Strogino’da Bağımsız Devletler Topluluğu vatandaşlarının kaldığı bir yurda yasa dışı göçmenlere yönelik bir baskın daha düzenlendi.

Tepkiler artıyor

Özbekistan makamları, Rusya’daki vatandaşlarının haklarının ihlal edildiğine ilk kez dikkat çekmiyor.

Geçen ay da Rusya’nın Taşkent Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak “işçi göçmenlere yönelik zalimce muamele vakaları” hakkında bilgilendirilmişti.

Nisan ayında ise Moskova’daki Bodrost adlı bir hamama düzenlenen ve Kırgızistan vatandaşlarının gözaltına alındığı göçmen karşıtı bir baskın nedeniyle Rusya’nın Kırgızistan Büyükelçisi’ne nota verilmişti.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, o olayda yaklaşık 60 yabancı polis merkezine götürülmüş ve 25’i hakkında Rusya’ya giriş veya ülkede kalma kurallarını ihlal etmekten işlem yapılmıştı.

Tacikistan Başbakanı Kohir Resulzoda da Tacikistan vatandaşlarının “geniş ve muğlak bir güvenlik sağlama” gerekçesiyle Rusya’ya girişlerinin giderek daha sık yasaklandığını veya ülkeden sınır dışı edildiğini belirtmişti.

Rusya makamları, 22 Mart 2024’te Moskova yakınlarındaki Crocus City Hall konser salonunda yaşanan terör saldırısının ardından göç politikasını önemli ölçüde sertleştirdi.

Yabancı vatandaşlara yönelik özel bir sınır dışı etme rejimi getirilirken, ülkeye girişteki ihlaller ve yasa dışı göçmenlere hizmet sunulması durumlarında para cezaları artırıldı. Ayrıca, “istenmeyen kalış” statüsü uygulamaya konuldu.

Rusya göçmenlere yaklaşımını değiştiriyor

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya ordusundan Donetsk’te stratejik ilerleme

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi. Bakanlık, bu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiğini belirtti. Açıklamada ayrıca, Ukrayna ordusuna yönelik operasyonlar ve hava savunma faaliyetleri hakkında da bilgi verildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) bulunan Petrovskoye ve Alekseyevka yerleşim birimlerinin kontrol altına alındığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, söz konusu yerleşim yerlerinin Merkez askeri grubu birlikleri tarafından ele geçirildiği belirtildi.

Alekseyevka’nın, mayıs ayında Rus askeri güçlerinin kontrolünü sağladığını bildirdiği Velika Novoselka yakınlarındaki Bogatır köyünün kuzeyinde yer aldığı aktarıldı.

TASS‘ın aktardığına göre, 2016 yılında Ukrayna makamları tarafından Orehovo olarak yeniden adlandırılan Petrovskoye köyü ise Pokrovskoye ilçesinde, Dnipropetrovsk oblastındaki Novopavlovka yakınlarında bulunuyor.

Bakanlığın bugünkü raporunda, son 24 saat içinde Ukrayna ordusu tugaylarına Stepanovka, Krasnoarmeysk, Dimitrov, Grodovka, Novonikolayevka, Novopavlovka ve Dnipropetrovsk oblastındaki Novopodgorodnoye yerleşim birimleri bölgelerinde darbe indirildiği ifade edildi.

Ayrıca, bakanlık Sumı oblastındaki Ukrayna ordusu birliklerine yönelik saldırılar düzenlendiğini de bildirdi.

Hava savunma sistemlerinin iki JDAM bombası, bir HIMARS çok namlulu roketatar sistemi mermisi ve 260 Ukrayna insansız hava aracını düşürdüğü, bunlardan 62’sinin askeri operasyon bölgesinin dışında imha edildiği kaydedildi.

Geçen hafta sonunda Rusya Savunma Bakanlığı, Merkez askeri grubuna bağlı 90. Tank Tümeni’nin Dnipropetrovsk oblastında ilerlediğini duyurmuştu.

11 Haziran’da ise 55. Motorize Piyade Tugayı birlikleri ile biraz daha güneyde faaliyet gösteren Doğu askeri grubu birlikleri bu tümenin operasyonlarına katıldı.

Rusya ve Ukrayna, İstanbul anlaşması kapsamında yeni bir esir takası yaptı

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’da yoksul sayısı bir yılda 2,1 milyon kişi azaldı

Yayınlanma

Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat), 2025’in ilk çeyreğinde yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona gerilediğini açıkladı. Uzmanlar, bu düşüşü artan reel gelirler, yükselen asgari ücret ve hedefe yönelik sosyal destek programlarına bağlarken, verilerdeki mevsimsel etkinin altını çiziyor.

Rusya Federal İstatistik Servisi (Rosstat) tarafından açıklanan verilere göre, ülkede yoksulluk sınırı altında gelire sahip olanların sayısı 2025’in ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 2,1 milyon kişi azalarak 11,9 milyona düştü. Bu rakam, toplam nüfusun yüzde 8,1’ine tekabül ediyor.

Ancak gösterge, bir önceki çeyrek olan 2024’ün son çeyreğine göre 4,2 milyon kişilik bir artış gösterdi. Geçen yılın sonunda yoksulluk sınırı altındaki nüfus 7,7 milyon kişi (yüzde 5,3) olarak kaydedilmişti.

Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova, 2024 yılı genelinde yoksulluk oranının yüzde 7,2 ile tarihi bir düşük seviyeye indiğini açıklamıştı.

Yoksulluk sınırı altındaki nüfusun dinamikleri mevsimsel bir karakter taşıyor; yılın ilk yarısında daha yüksek olan gösterge, yıl sonuna doğru azalma eğilimi gösteriyor.

2024’ün ilk çeyreğinde yoksul sayısı 14 milyon iken, ikinci çeyrekte 12,4 milyona, üçüncü çeyrekte 11,8 milyona ve dördüncü çeyrekte 7,7 milyona gerilemişti.

Ocak-Mart 2025 döneminde yoksulluk sınırı 16 bin 621 ruble olarak kabul edilirken, bu rakam bir önceki yılın aynı döneminde 15 bin 96 rubleydi. Böylece yoksulluk sınırı bir yılda yüzde 10 artış gösterdi.

Veriler ne anlama geliyor?

Ekonomi Dönüşüm ve Kalkınma Ajansı ortağı Viktoria Pavlyuşina, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, yoksulluk eşiğinin yükselmesine rağmen yoksul sayısının azalmasının, en az gelirli nüfus arasında gelir dağılımının iyileştiğine işaret ettiğini belirtiyor.

Pavlyuşina’ya göre bu düşüş, nominal ve reel gelirlerdeki artışın yanı sıra hedefe yönelik sosyal yardımların yaygınlaşmasıyla açıklanabilir.

Rosstat’ın son verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde Rusların aylık ortalama nominal maaşları yıllık bazda yüzde 13,8, reel maaşları ise yüzde 3,4 arttı.

Pavlyuşina, Ocak 2025’ten itibaren asgari ücretin artırılmasının en düşük maaşlı çalışanların gelirlerini etkilediğini ve hedefe yönelik sosyal desteklerin genişletilmesinin de yoksulluk seviyesi üzerinde olumlu bir etki yarattığını vurguladı.

Ayrıca, çocuklu ailelere yönelik birleşik yardımın artık proaktif olarak atandığını ve 2025 başında yapılan emekli maaşı ve sosyal yardım endekslemelerinin savunmasız grupların gelirlerini artırdığını ekledi.

Rusya Merkez Bankası, Eylül 2022’den bu yana ilk kez faiz indirimine gitti

Mevsimsellik faktörü öne çıkıyor

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) uzmanı İgor Polyakov, en yüksek yoksul nüfusun her zaman yılın ilk çeyreğinde ve ilk yarısında kaydedildiğini, daha sonra bu sayının düşmeye başladığını ve yıl sonunda ortalama bir değere ulaştığını açıklıyor.

Rusya hükümetine bağlı Finans Üniversitesi’nden Profesör Aleksandr Safonov ise yoksulluk seviyesinin ana faktör olan enflasyona bağlı olduğunu, çünkü enflasyonun emekli maaşları ve ücretlerin endekslenmesini etkilediğini söylüyor.

Safonov’a göre, geçim minimumunun belirlenmesi ile endeksleme arasında bir zaman farkı olduğu için yıl sonuna doğru gelirler yoksulluk sınırının önemli ölçüde üzerine çıkıyor.

Örneğin, geçim minimumu 1 Ocak’ta artırılırken, maaş endekslemeleri daha ileri tarihlerde yapılıyor ve sosyal emekli maaşları genellikle 1 Nisan’dan itibaren endeksleniyor.

Pavlyuşina da 2024’ün dördüncü çeyreğindeki düşük yoksulluk oranının mevsimsel gelirlerden kaynaklandığını doğruluyor.

Aralık ayında 13. maaşların, üç aylık primlerin, yıllık ikramiyelerin ve bazı sosyal yardımların ödenmesinin yıl sonuna doğru yoksulluğu keskin bir şekilde azalttığını belirtiyor.

Hükümetin adımları ve hedefler

Devlet, 1 Şubat’tan itibaren 40’tan fazla sosyal yardım ve ödeneği yüzde 9,5 oranında endeksledi. Ayrıca, 1 Nisan’dan itibaren sosyal emekli maaşları yüzde 14,75 oranında artırıldı ve bu durum engelliler de dahil olmak üzere yaklaşık 4,2 milyon Rus vatandaşını etkiledi.

Başbakan Mihail Mişustin, 2026’dan itibaren Rusya’daki emekli maaşlarının enflasyon ve Sosyal Fon gelirleri dikkate alınarak şubat ve nisan aylarında olmak üzere yılda iki kez endeksleneceğini söylemişti.

Kamu sektöründe çalışan öğretmen, doktor ve sosyal hizmet uzmanı gibi personelin maaşları 1 Ocak 2025’ten itibaren yüzde 13,2 artırıldı.

Hükümet, bu oranı yüzde 16,8’e çıkarmak için yüzde 3,6’lık ek bir endeksleme daha planlıyor.

Maliye Bakanı Anton Siluanov, bu adımın 2024’teki fiili maaş dinamikleri ve cari yıl için öngörülen maaş göstergeleriyle ilgili olduğunu belirtti.

Devlet başkanının mayıs kararnamesine göre, 2030 yılına kadar yoksulluk seviyesinin yüzde 7’nin altına düşürülmesi hedefleniyor.

Polyakov’a göre bu hedefe ulaşmada, özellikle düşük gelirli aileleri destekleyecek olan asgari ücretin hızlandırılmış artışı, enflasyonla mücadele ve çok çocuklu aileler gibi ihtiyaç sahibi kategorilere yönelik bölgesel sosyal programların geliştirilmesi yardımcı olacak.

Safonov ise yoksulluğu azaltmanın temel araçlarının, maaş ve emekli maaşlarının enflasyonun üzerinde artırılması, işsizlik ve enflasyon seviyelerinin düşürülmesi olduğunu düşünüyor.

Rusya’da bankacılık ve likidite riskleri yükselişte: Ekonomik daralma kapıda mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English